17 Eylül 2018 Pazartesi

KARANFİL




Değerli okuyucu, karanfil Osmanlı Mutfağının vazgeçilmez bir baharatıdır. Kuvvet macunlarında, aşurede onun kullanımından vazgeçilemez. O, karanfil ağacının tomurcuklu çiçekleridir. Çiçekçilerin satışa sundukları ve halk arasında bilinen karanfil çiçeği ile hiçbir alakası yoktur. Anavatanı, Endenozya ve İspanya olarak bilinir. Hindistan ve Sri Lanka’da bol miktarda yetiştirilir ve mutfaklarının da vazgeçilmez baharatıdır. Avrupalılar, onu turşu ve tatlılarında çeşni vermesi amacı ile kullanırlar.
Karanfil, karanfil ağacının çiçeklerinin tomurcuklarından elde edilir. Ağaçlarının boyları yirmi metreye kadar ulaşabilir ve dört mevsim yeşildir (evergreen). Karanfil ağacının tomurcuklarından elde edilen bu baharat, odunumsu ve koyu kahve-siyah renklidir. Yaklaşık iki-üç santimetre boya eriştiklerinde hasat edilirler. Anadolu’da, eczanelerin olmadığı bölgelerde halen çürük diş ağrılarında ağrı kesici olarak kullanılmaktadır. Çürük dişin oyuğuna, ezilmiş kuru karanfilin bir parçası yerleştirilir veya da yağından bir damla damlatılır. Ağrı kesici gücünü içerdiği gallik asitten alır. Genel bir kural olmasa da içkili lokantalarda hesabı istediğinizde masanıza bir çanakta karanfil sunulur. Ağızdaki içki kokusunu almak içindir.
İshale karşı
Onu ilk araştırmaya başladığım yıllar doksanlı yılların başları idi. Kuru karanfilde beni ilk şaşırtan, içeriğinde alpha-kadinolalpha-kubeben ve maslinik asit etkin maddelerinin aynı anda bulunması idi. Bu üç ana etkin maddeyi başka hiçbir bitkinin çiçeğinde aynı anda bulamazsınız. Bu özellik karanfile özgüdür. Onun bu ayrıcalığı, ishale karşı, bu üçlünün birarada bulunmasında saklıdır. Kuru karanfil, ani gelişen ishale karşı muhteşem bir karşı etki gösterir. Deyim yerinde ise, kuru karanfil ishale karşı muhteşem etkilidir ve bıçak keser gibi ishali keser. Eğer, ishal oldu iseniz, hiç çekinmeden karanfil kürünü birkaç gün uygulayabilirsiniz. İshale bağlı karın sancılarını, bağırsak hareketliliğini kısa zamanda (uyguladıktan birkaç saat sonra) nasıl ortadan kaldırdığını hayretle gözleyebilirsiniz.
İleri yaş grubunda olupta günler süren ishal şikâyetleri sonunda elektrolit dengesi (tuz ve mineral dengesi) ve vücutlarının su dengesi bozulmuş onlarca yaşlı insan tanıdım. Kullandıkları ilaçlar fayda etmemiş. Uyguladıkları sıkı diyete rağmen ishalleri devam eden. Yorgun ve bitkinler. Onlara destekleyici olarak karanfil kürünü önerirdim…Daha ertesi gün arayarak karın ağrılarının, bağırsak hareketlerinin azaldığından ve su gibi olan dışkının şekillenmeye başladığını çok daha seyrek tuvalete çıktıklarını anlatıyorlardı. Yaşlı bir insana yardımcı olabilmenin bana verdiği ayrı bir mutluluk vardır. Değerli okuyucu, ishale karşı yukarıda belirtmiş olduğum üçlü ana etken madde ne kadar fonksiyonel ise, karanfilin içerdiği vanillin, metil-eugenol ve diğer yardımcı fonksiyonel etkin maddeleri de göz ardı etmemek gerekir. Daha doğrusu, yüzlerce farklı etkin madde içeren bir bitkiyi bir bütün olarak düşünmek ve değerlendirmek gerekir.
Zihin ve beden yorgunluğuna karşı
Karanfilin alternatifi yoktur. Onun sahip olduğu bazı özellikleri ve kimyası başka hiçbir bitkiyle veya baharatla mukayese edilemez. Kendinizi yorgun mu hissediyorsunuz? Zihin yorgunluğunuz da mı mevcut? Başınızda veya üzerinizde bir ağırlık mı hissediyorsunuz? Veya gergin misiniz? Bir bardak su kaynatın ve hemen sıcakken üzerine dokuz-on adet karanfil tanelerinden ilave ediniz. Beş-altı dakika bekledikten sonra karanfilleri içerisinden çıkarmadan yudum yudum içiniz. En geç on dakika sonra yorgunluğunuzun gittiğini, vücut direncinizin arttığını gözlemleyebilirsiniz. Çok daha önemlisi, günün yorgunluğuna bağlı zihin yorgunluğunuzun ortadan kalktığını daha dinamik düşünsel güce sahip olduğunuzu hayretle hissedebileceksiniz. Var ise, üzerinizdeki gerginliğin de yavaş yavaş ortadan kalktığını göreceksiniz. Karanfilin bu konudaki etkilerini daha da artırmak istiyorsanız, kendinize bir çay demleyip içerisine 10-12 adet karanfil atınız, birkaç dakika bekledikten sonra çayınızı yudumlayarak keyfini çıkartınız. İçtikten 5-10 dakika sonra zihin yorgunluğunuzun kayıp olduğunu ve zindeleştiğinizi hayretle gözlemleyebilirsiniz. Bu amaçla uygulayacağınız karanfilli çayı haftada 3-4 defadan fazla uygulamayınız ve alışkanlık haline getirmeyiniz.
Kanser hastaları
Kemoterapi veya radyoterapiye bağlı gelişen ishaliniz var ise, birkaç günlük karanfil kürü mükemmel bir yardımcıdır.
Dikkat: Karanfil kürü uygulanırken
İshal şikayetlerinde karanfil, çay olarak içilmemelidir. Birkaç yudum oda sıcaklığındaki su ile alınmalıdır. Trombozit (platelet) düşüklüğü sorunu yaşayan hastaların karanfil kürünü uygulamamaları gerekir. Özellikle bazı ilaçlar, yan tesir olarak trombozit düşüklüğüne neden olabilmektedir. Bu türden ilaçları kullanan hastaların karanfilden uzak durmaları gerekir. Kullanacağınız karanfillerin raf ömrünün bir yıldan daha fazla olmamasına özen gösteriniz. Bir yıldan fazla beklemiş karanfilleri kullanmayınız. Kuru karanfili iki parmağınızın arasında ezmeye çalışınız, eğer kolayca kırılıp ufalanıyor ise, kullanmayınız. Raf ömrünü çoktan doldurmuş demektir.


Değerli okuyucu, toplumda yerleşmiş olan yanlış bilgiyi düzeltmek oldukça zordur. Kime sorsanız, “gözlere hangi sebze iyi gelir” diye, alacağınız cevap, havuçtur. Halbuki, bu yanlıştır. Domatesin gözlerimiz üzerindeki olumlu etkileri havuçtan çok daha güçlüdür. Domates bir yaz sebzesi olup, yaz mevsiminde tüketilmelidir. Genel bir kural olmamakla beraber her sebze ve meyve mevsiminde tüketilmelidir.
İnsan vücudu (metabolizması) mevsimlere bağlı olarak farklı çalışır. Kaldıki, tüm canlıların metabolizmaları gece ve gündüze bağlı olarak dahi farklı çalışır.
Domatesin en güçlü olduğu özellikleri,
  • Antioksidan
  • Kalp büyümesine karşı önleyici
  • Kalbin dıştan yağlanmasına karşı hem koruyucu hem de yok edici
  • Makula dejenerasyonuna karşı önleyici ve koruyucu olması
  • Makula dejenerasyonu başlangıç aşamasında ise, tedavi edici
  • İyi huylu prostat büyümesine bağlı idrar yapma zorluğuna karşı
  • Yüksek göz tansiyonun düşürülmesinde olumlu etkisi vardır
  • Kolestrolün düşürülmesinde ve dengelenmesinde yardımcı
Domatesin bu saydığım özelliklerinden istifade edebilmek için, doğal tohumundan yetiştirilmiş olma şartı vardır. Eğer, satın aldığınız domates ebter (kısır) tohumdan elde edilmiş ise, yukarıda belirtmiş olduğum özelliklerinden istifade edemiyorsunuz demektir. Bazen size sunulan domatesin “arılı domates” olduğunu da söyleyebilirler. Ve hatta organik domates diye de savunabilirler. Adı, ister “arılı” isterse de “organik” olsun; Tohumu ebter (kısır) tohum ise, değişen bir şey olmayacaktır. Yukarıda belirtmiş olduğum özelliklerinden faydalanamıyorsunuz demektir. Hangi sebze veya tahıl olursa olsun, tohumu ebter (kısır) ise, onun hastalıklara karşı önleyici ve koruyucu gücünden yeterli düzeyde istifade edemeyeceksiniz demektir. Tüketeceğiniz sebze ve tahılın veya da bakliyatın ebter tohumlu olmaması gerekir.
Tıpta, henüz kalp büyümesine karşı etkili bir ilaç tedavisi geliştirilememiştir. Özellikle, ağır yük taşıma işinde çalışanların veya ağır spor yapanların (örneğin, halter kaldırma gibi) veya da yüksek tansiyon hastalarının, haftada iki-üç defa, yemeklerden yarım saat önce, bir çay bardağı taze sıkılmış domates suyu içmeleri, onları kalp büyümesine karşı dirençli kılacaktır. Kullanılacak domatesin mutlaka hormonsuz ve doğal tohumdan üretilmiş olması şartı vardır. Antremanlarına başlayacak olan sporcuların, aynı gün sabah kahvaltısında bir bardak domates suyu içmeleri halinde, domatesin kalp büyümesini önleyici ve durdurucu etkisinden mükemmel bir şekilde faydalanabilirler .
Kalp büyümesindeki bir sorun da, büyüme sırasında kalbin kas kütlesinin artmasına karşın, kalbin kendini besleyen damar yapısının aynı kalmasıdır. Böylelikle her bir kas kütlesine düşen damar miktarı göreceli olarak azalmış olacaktır. Bu da kalp kasının beslenmesini bozacak ve yeterli beslenemeyen kalp kası hasara uğrayacaktır. İşte, böyle bir hasara karşı haftada üç-dört kez içilecek bir çay bardağı taze sıkılımış domates suyu mükemmel bir önleyicidir.
Domates veya brokoli kürleri iyi huylu prostat büyümesinin neden olduğu idrar yapma zorluğuna karşı mükemmel birer çözüm getirmektedirler. Domates, bazı insanlar için allerjendir. Eğer, domatese karşı allerjiniz var ise, bu taktirde brokoli kürünü önermekteyim.
Egzama ve Sedef hastaları dikkat!
Egzama şikayeti olanların domates tükemine karşı ölçülü olmalarını öneririm. Özellikle çiğ domates tüketiminde ölçülü olmaları gerekir. Domates, içerdiği bazı etkin maddeler bakımından egzamayı azdıran bir sebzedir.

Kekik üzerine olan araştırmalarım henüz tamamlanmış değildir. Şimdiye kadar almış olduğum sonuçları burada sizinle paylaşmaktayım. Kekik üzerinde henüz kesinleşmemiş araştırma sonuçlarını da tamamladıkça buradan inşaallah sunmaya çalışacağım.
Onu araştırmaya dokuz yıl önce başladım. Kekik, yaklaşık kırk yıldan beri geliştirmiş olduğum sistematiğe ideal bir şekilde uymaktadır. Etkin maddelerinin çok farklı kimyası var. İnsan vücudunda, aynı anda farklı metabolizmaları uyarıyorlar. Bu farklılıklar onun kullanma ve hazırlanma şeklinin pek kolay olmayacağı düşüncesini uyandırmıştı bende. Nitekimde de öyle oldu. Sizin için hazırlama ve kullanma şekli zor değil. Hem de çok kolay. Benim için hazırlama ve kullanma şeklinin nasıl olacağını araştırmak ve tanımlamak zor oldu. Ve bu zorluk halen de devam ediyor. Zorluk, söz konusu bazı hastalıklara karşı onun nasıl kullanılması ve hazırlanması gerektiğini ortaya koymakta yatıyor.
Onu kısık ateşte demlemeye başladığınız anda, çok şey değişiyor. Etkin maddeler hızla suya geçiyor ve farklı bir hastalık için önerilecek demleme sürelerini belirleme imkânı ortadan kalkıyor. Örneğin, kekiğin üç farklı hastalık için etkili olan maddeleri aynı zaman aralığında suya geçiyor. Demleme süresine bağlı değiller. Hepsi aynı anda suya geçiyor ve dolayısıyla da etkisi azalıyor. Mühim olan her etkin maddenin demle sürecinde farklı zamanlarda suya geçme özelliğini kullanarak, ilgili hastalık için kürün demleme süresini belirlemektir. Maalesef, böyle bir imkânı kekik vermemektedir.
Peki, çözüm nedir? Bu işin çözümü kolay olmasına rağmen, hazırlanmasında zorlukla karşılaşılmaktadır. Örneğin, adına A dediğimiz hastalığa karşı gerekli olan etkin maddeler ellibeş derece santigratta suya geçerken, yetmişsekiz derece santigratta, adına B hastalığı dediğimiz hastalığa karşı etkili olan etkin maddeler belirli sürede suya geçmektedir. İşte, zorluk bu noktada başlamaktadır. Örneğin, bir yemek kaşığı kekiği, yetmişsekiz derece santigratta suyun sıcaklığını sabit tutarak altı dakika bekletiniz denildiği takdirde, evinizin mutfağında bu kürü hazırlamak mümkün olmayacaktır. Ancak, kekiğin çok kolay kullanılıp hazırlanabileceği bir özelliğini tanıtmak istiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder