BAZI İKSİRLER GÖKCEK İKSİRİ, İSVEC ŞURULU
HANGİ MİNERAL NE İŞE YARAR?
KLORÜR: Yaşam için küçük miktar klorür zorunludur, sindirim sistemini
değişmeden geçip, idrarın bir kısmı olur Klorür sodyum ile hücresel sıvıda
bulunur ve vücut ağırlığının yaklaşık %0.15'ini oluşturur. Sodyum ve
potasyumla birlikte klorür tüm vücut sıvılarının pH'sının uygun dağılımını
ve sağlıklı . sinir ve kas fonksiyonunu sağlar. Bağımsız olarak,
Klorürsindirim ve atık yok etmeye katkıda bulunur. Klorür besinleri
sindirmede en
önemli sıvılardan olan . hidroklorik asidin ana bileşenidir. Azlığı aşırı
terleme, kusma veya ishalden oluşabilir. Düşük klorür seviyesi vücut
sıvılarının bazikleşmesi, dehidrasyon ve idrarda potasyum azlığına neden
olur.
Kaynaklar: Maden suları ,kereviz, marul, zeytin, çavdar, deniz suyu, deniz
otu ve domates.
SODYUM: Sodyum su dengesi ve etkin mide, sinir ve kas fonksiyonu için kan
pH'sının seviyeleşmesi ve . potasyumun hücre zarlarından dışarı pompalanması
için uygun ortamı sağlamaya yardım eder. Sodyum azlığı mide krampları,
anorexia, karıştırma, dehidrasyon, depresyon, baş dönmesi, yorgunluk, hayal
görme, başarısı, kalp çarpıntısı, tat duyusu bozukluğu, uyuşukluk, düşük kan
basıncı, hafıza bozukluğu, kas zayıflığı, tiksinme, zayıf koordinasyon,
nöbet ve kilo kaybına sebep olur.
Kaynakları: Maden suları,hamsi balığı, peynir, deniz tuzu, kabuklu deniz
hayvanları, kırmızı ve yeşil biber ve deniz sebzeleri.
SÜLFÜR: Sülfür kanı dezenfekte etmekte/temizlemekt e önemlidir ve vücudun
bakterilere direncine yardımcı olur. Mineraller vücudumuzun zehirli
maddelere, radyasyonun ve hava kirliliğinin zararlı etkilerine karşı korur.
Safra salgısını canlandırır ve yaşlanma prosesini yavaşlatır.
Kaynakları: Maden suları, Brüksel lahanası, kuru fasulye, lahana, yumurta,
balık, sarımsak, et, soğan, deniz tuzu, soya fasulyesi, şalgam.
KALSİYUM: Kalsiyum bir çok kişinin bildiği gibi . kemik ve dişlerin yapı,
oluşum ve sürdürülmesinde temel bir gereksinimdir. Kemik erimesini azaltmada
yardımcı olur. Bu temel mineral aynı zamanda. kan basıncı, kan pıhtılaşması,
kas büyümesi, sinir geçirme, kanser önleme, enerji üretme, yağ
parçalamaya yardımcı
olur ve erken kalp hastalıkları riskini azaltığına inanılır.
Kalsiyummagnezyumla birlikte birbirini tamamlayarak mükemmel çalışır.
Örneğin
kalsiyum kasları kasarken/gererken magnezyum gevşetir. Azlığı eklem
ağrıları, tırnak kırılması, depresyon, çarpıntı, hayal görme, yüksek kan
kolestorölü, kalp çarpıntısı, yüksek tansiyon, hiperaktif egzama,
uykusuzluk, kas krampları, sinirlilik, renk solukluğu, romotoit artirit,
raşitizm ve diş çürümesine yol açar.
Kaynakları: Maden suları, Badem, asparagus, brokoli, tereyağı, lahana,
keçiboynuzu, karahindiba çiçeği, yeşil yapraklı sebzeler, keçi sütü, incir,
süt ve süt ürünleri, somon balığı, sardunya balığı, deniz tuzu, deniz
ürünleri, susam tohumları, şalgam yeşilliği, böğürtlen yaprağı, kuşburnu,
nane, yulaf, hardal yeşilliği.
MAGNEZYUM: İnsan vücudunda %0.05 magnezyum bulunur. Buda ortalama bir
insanda 35 gr'a karşılık gelir. Kanın litresinde 1.6-2.1 miliekivalan
magnezyum bulunur. Magnezyum insan vücuduna kalsiyumun kullanımı, kalp
fonksiyonları , kan basıncı, enerji üretimi, dinlenerek uyumaya yardım etmede
gereklidir. Eğer vücutta magnezyum eksikliği varsa, kasları kalsiyum istila
edip kramplara/seğ irmelere neden olabilir. Beslenme düzeninde kalsiyum,
magnezyum, sodyum ya da potasyum eksikliği bacak kramplarına sebep
olabilmektedir. Terlendiğinde vücutta depolanan bu mineral kullanılmaya
başlar. Araştırmacılar kalp krizi kurbanlarının genellikle kanında ve kalp
kaslarında . magnezyum azlığını tespit etmişlerdir. Azlık belirtileri astım,
kalp tutukluluğu, kronik yorgunluk, uykusuzluk, asabiyet, sindirim azlığı,
solunum bozuklukları, hızlı kalp atışları ve kuşatılmadır. . Kalp
krizlerinde hastaya hemen magnezyum verilişi yaşamasını %60 artırdığı
bilinmektedir. Çocuklar ve yaşlılar için özellikle kış aylarında magnezyum
gereklidir. . Migrene karşı özellikle magnezyum mineral takviyesi
yapılmaktadır. Magnezyum beyindeki damarları rahatlatarak kan akışını
iyileştirmektedir.
Kaynakları: Maden suları, elma, kayısı, avokado, muz, pekmez-tahin, bezelye,
esmer pirinç, süt ürünleri, balık, incir, sarımsak, greyfurt, yeşil yapraklı
sebzeler, limon, Lima fasulyesi, et, ceviz, karabiber, maydanoz, şeftali,
nane, somon balığı, deniz tuzu, susam tohumu, soya fasulyesi, tofu, tahıl ve
tahıl taneleri.
POTASYUM: Potasyum vücut sıvılarının dengesinin sürdürülmesi, sinir
sinyallerinin iletimi, insülün serbest bırakması, kas gerilmesine yardımcı
olur. Rafine ürünler kullanıldığı için . potasyum azlığı insanlar için sık
görülür çünkü diüretik alışı ve fazla miktarda su içişi hayati potasyumun
dışarı atılmasına neden olur. Domatesteki potasyum vücudun ihtiyacı olan ama
tansiyonu artıran sodyumun yerine geçer. Potasyum yorgunluk, zayıflık,
ruhsal depresyon, düşük tansiyon, kas yorgunluğu, tuz tutunumu ve normal
dışı kalp atışlarına sebep olur.
Kaynakları: Maden suları, avokado, muz, kırmızı pancar, esmer pirinç, hurma,
meyve kurusu, incir, balık, meyve, sarımsak, pırasa, domates, et, fındık,
portakal, patates, piliç, kuru üzüm, sebzeler, tahıl taneleri.
BOR: Bor sağlıklı kemikler, dişler ve kalsiyum, magnezyum ve fosforun uygun
metabolizması için ihtiyaç duyulan iz mineralidir. Bor . beyin
fonksiyonları nı geliştirir, kemik erimesini azaltır ve kas yapar. Bor azlığı
D vitamini azlığını hızlandırır. D vitaminini böbreklerde en aktif form
haline dönüştürmek için gereklidir. . Östrojen gibi belli hormonların aktive
edilmesi için bor gerekmektedir.
Kaynakları: Maden suları, elma, havuç, tahıl, üzüm, yapraklı sebzeler,
fındık, armut.
DEMİR: Demir bir çok enzim için hayati bir bileşendir. Hastalıklara direnci
azaltır, yorgunluğu azaltır ve . kanın kırmızı hücrelerinin oksijenlenmesini
sağlar. Azlığı anemi, konsantrasyon azlığı, kırılgan saçlar, uyku hali,
kırılgan kemikler, sinirlilik, şişmanlık, azalan fiziksel kapasite ve azalan
bağışıklık fonksiyonları na sebep olur.
Kaynakları: Maden suları, badem, avokado, fasulye, kırmızı pancar, pancar,
mısır gevreği, hurma, yeşil yapraklı sebzeler, ciğer, Lima fasulyesi,
böbrek, et, yumurta, balık, akdarı, fındık, midye, şeftali, armut, piliç,
kabak, kuru üzüm, pirinç, kahve, tahıl, deniz sebzeleri istiridye.
MANGANEZ: Manganez minerali kemik oluşumu ve bakımı, bağ dokuları için çok
gereklidir. . Protein ve genetik malzemelerin sentezine katkıda bulunur ve
besinlerden enerji üretmeye yardımcı olur. Aynı zamanda antioksidan görevi
görür ve normal kan pıhtılaşmasına yardımcı olur. Manganez . glikoz
metabolizması nın anahtar enziminde önemli bir yardımcı faktördür. Azlığı
diyabet ve sık sık pankreas sorunlu . erken doğumlara sebep olabilmektedir.
Diyabetliler normal kişilerin yaklaşık yarısı kadar manganeze sahiptirler.
Kaynakları: Maden suları, avokado, kuru bezelye, yumurta, yeşil yapraklı
sebzeler, fındık, deniz sebzeleri, tahıl taneleri, kara hindiba çiçeği.
FOSFOR: Fosfor hem. kemik hem de diş oluşumu için gereklidir ve hücrelerin
büyümesine yardım eder. Azlığı pek yaygın olmamakla birlikte kötü
absopsiyon, endişe, kuruntu, düzensiz nefes, deri hassaslığı, zayıflık ve
kilo değişimine sebep olur.
Kaynakları: Maden suları, asparagus, mısır, süt ürünleri, yumurta, balık,
meyveler, meyve suyu, pırasa, piliç, et, kepek..
LİTYUM: Lityum beyinin depresyon ve alkol bağımlılığı gibi . ruhsal
bozuklukların sebeplerini azaltma ve önlemeye yardımcı olur. Bu mineral
azlığı pek yaygın değildir.
Kaynakları: Maden suları, inek ciğeri, patlıcan yapraklı sebzeleri pırasa,
patates, tahıllar, deniz ürünleri ve domates..
SELENYUM: Savunma sisteminin güçlendirilmesinde katkıda bulunur. . Kanserden
korumada etkilidir. Serbest radikallerin artığı durumlarda (sigara içilmesi,
hava kirliliği, ultraviole ışınları ve radyasyona maruz kalma) etkilidir.
Kardiyovasküler hastalıklardan korunmaya yardımcı olur. Karaciğer
fonksiyonları nın korunmasına yardımcıdır. Üreme yeteneğinin korunmasını
sağlar .
ÇİNKO: Tüm mineraller vücut için önemli iken, çinko diğerleri içinde en ağır
işçilerden biridir. Çinko sperm üretiminde çok önemlidir. Çinko azlığı . sperm
sayısı azlığı ve testosteron seviyesinin azlığına sebep olmaktadır. Geç
iyileşen kesik ve yaralar bedenin çinkoya ihtiyacını gösterebilir. Bu madde
yaraların iyileşmesini hızlandırmakta önemlidir. . Hücreleri yenilemek ve
yenilerinin oluşmasını sağlamada çinko önemlidir.
Kaynakları: Maden suları, biftek, istiridye, hindi ,tahıl ve baklagiller,
kahvaltı gevrekleri, lifli yiyecekler.
KLORÜR: Yaşam için küçük miktar klorür zorunludur, sindirim sistemini
değişmeden geçip, idrarın bir kısmı olur Klorür sodyum ile hücresel sıvıda
bulunur ve vücut ağırlığının yaklaşık %0.15'ini oluşturur. Sodyum ve
potasyumla birlikte klorür tüm vücut sıvılarının pH'sının uygun dağılımını
ve sağlıklı . sinir ve kas fonksiyonunu sağlar. Bağımsız olarak,
Klorürsindirim ve atık yok etmeye katkıda bulunur. Klorür besinleri
sindirmede en
önemli sıvılardan olan . hidroklorik asidin ana bileşenidir. Azlığı aşırı
terleme, kusma veya ishalden oluşabilir. Düşük klorür seviyesi vücut
sıvılarının bazikleşmesi, dehidrasyon ve idrarda potasyum azlığına neden
olur.
Kaynaklar: Maden suları ,kereviz, marul, zeytin, çavdar, deniz suyu, deniz
otu ve domates.
SODYUM: Sodyum su dengesi ve etkin mide, sinir ve kas fonksiyonu için kan
pH'sının seviyeleşmesi ve . potasyumun hücre zarlarından dışarı pompalanması
için uygun ortamı sağlamaya yardım eder. Sodyum azlığı mide krampları,
anorexia, karıştırma, dehidrasyon, depresyon, baş dönmesi, yorgunluk, hayal
görme, başarısı, kalp çarpıntısı, tat duyusu bozukluğu, uyuşukluk, düşük kan
basıncı, hafıza bozukluğu, kas zayıflığı, tiksinme, zayıf koordinasyon,
nöbet ve kilo kaybına sebep olur.
Kaynakları: Maden suları,hamsi balığı, peynir, deniz tuzu, kabuklu deniz
hayvanları, kırmızı ve yeşil biber ve deniz sebzeleri.
SÜLFÜR: Sülfür kanı dezenfekte etmekte/temizlemekt e önemlidir ve vücudun
bakterilere direncine yardımcı olur. Mineraller vücudumuzun zehirli
maddelere, radyasyonun ve hava kirliliğinin zararlı etkilerine karşı korur.
Safra salgısını canlandırır ve yaşlanma prosesini yavaşlatır.
Kaynakları: Maden suları, Brüksel lahanası, kuru fasulye, lahana, yumurta,
balık, sarımsak, et, soğan, deniz tuzu, soya fasulyesi, şalgam.
KALSİYUM: Kalsiyum bir çok kişinin bildiği gibi . kemik ve dişlerin yapı,
oluşum ve sürdürülmesinde temel bir gereksinimdir. Kemik erimesini azaltmada
yardımcı olur. Bu temel mineral aynı zamanda. kan basıncı, kan pıhtılaşması,
kas büyümesi, sinir geçirme, kanser önleme, enerji üretme, yağ
parçalamaya yardımcı
olur ve erken kalp hastalıkları riskini azaltığına inanılır.
Kalsiyummagnezyumla birlikte birbirini tamamlayarak mükemmel çalışır.
Örneğin
kalsiyum kasları kasarken/gererken magnezyum gevşetir. Azlığı eklem
ağrıları, tırnak kırılması, depresyon, çarpıntı, hayal görme, yüksek kan
kolestorölü, kalp çarpıntısı, yüksek tansiyon, hiperaktif egzama,
uykusuzluk, kas krampları, sinirlilik, renk solukluğu, romotoit artirit,
raşitizm ve diş çürümesine yol açar.
Kaynakları: Maden suları, Badem, asparagus, brokoli, tereyağı, lahana,
keçiboynuzu, karahindiba çiçeği, yeşil yapraklı sebzeler, keçi sütü, incir,
süt ve süt ürünleri, somon balığı, sardunya balığı, deniz tuzu, deniz
ürünleri, susam tohumları, şalgam yeşilliği, böğürtlen yaprağı, kuşburnu,
nane, yulaf, hardal yeşilliği.
MAGNEZYUM: İnsan vücudunda %0.05 magnezyum bulunur. Buda ortalama bir
insanda 35 gr'a karşılık gelir. Kanın litresinde 1.6-2.1 miliekivalan
magnezyum bulunur. Magnezyum insan vücuduna kalsiyumun kullanımı, kalp
fonksiyonları , kan basıncı, enerji üretimi, dinlenerek uyumaya yardım etmede
gereklidir. Eğer vücutta magnezyum eksikliği varsa, kasları kalsiyum istila
edip kramplara/seğ irmelere neden olabilir. Beslenme düzeninde kalsiyum,
magnezyum, sodyum ya da potasyum eksikliği bacak kramplarına sebep
olabilmektedir. Terlendiğinde vücutta depolanan bu mineral kullanılmaya
başlar. Araştırmacılar kalp krizi kurbanlarının genellikle kanında ve kalp
kaslarında . magnezyum azlığını tespit etmişlerdir. Azlık belirtileri astım,
kalp tutukluluğu, kronik yorgunluk, uykusuzluk, asabiyet, sindirim azlığı,
solunum bozuklukları, hızlı kalp atışları ve kuşatılmadır. . Kalp
krizlerinde hastaya hemen magnezyum verilişi yaşamasını %60 artırdığı
bilinmektedir. Çocuklar ve yaşlılar için özellikle kış aylarında magnezyum
gereklidir. . Migrene karşı özellikle magnezyum mineral takviyesi
yapılmaktadır. Magnezyum beyindeki damarları rahatlatarak kan akışını
iyileştirmektedir.
Kaynakları: Maden suları, elma, kayısı, avokado, muz, pekmez-tahin, bezelye,
esmer pirinç, süt ürünleri, balık, incir, sarımsak, greyfurt, yeşil yapraklı
sebzeler, limon, Lima fasulyesi, et, ceviz, karabiber, maydanoz, şeftali,
nane, somon balığı, deniz tuzu, susam tohumu, soya fasulyesi, tofu, tahıl ve
tahıl taneleri.
POTASYUM: Potasyum vücut sıvılarının dengesinin sürdürülmesi, sinir
sinyallerinin iletimi, insülün serbest bırakması, kas gerilmesine yardımcı
olur. Rafine ürünler kullanıldığı için . potasyum azlığı insanlar için sık
görülür çünkü diüretik alışı ve fazla miktarda su içişi hayati potasyumun
dışarı atılmasına neden olur. Domatesteki potasyum vücudun ihtiyacı olan ama
tansiyonu artıran sodyumun yerine geçer. Potasyum yorgunluk, zayıflık,
ruhsal depresyon, düşük tansiyon, kas yorgunluğu, tuz tutunumu ve normal
dışı kalp atışlarına sebep olur.
Kaynakları: Maden suları, avokado, muz, kırmızı pancar, esmer pirinç, hurma,
meyve kurusu, incir, balık, meyve, sarımsak, pırasa, domates, et, fındık,
portakal, patates, piliç, kuru üzüm, sebzeler, tahıl taneleri.
BOR: Bor sağlıklı kemikler, dişler ve kalsiyum, magnezyum ve fosforun uygun
metabolizması için ihtiyaç duyulan iz mineralidir. Bor . beyin
fonksiyonları nı geliştirir, kemik erimesini azaltır ve kas yapar. Bor azlığı
D vitamini azlığını hızlandırır. D vitaminini böbreklerde en aktif form
haline dönüştürmek için gereklidir. . Östrojen gibi belli hormonların aktive
edilmesi için bor gerekmektedir.
Kaynakları: Maden suları, elma, havuç, tahıl, üzüm, yapraklı sebzeler,
fındık, armut.
DEMİR: Demir bir çok enzim için hayati bir bileşendir. Hastalıklara direnci
azaltır, yorgunluğu azaltır ve . kanın kırmızı hücrelerinin oksijenlenmesini
sağlar. Azlığı anemi, konsantrasyon azlığı, kırılgan saçlar, uyku hali,
kırılgan kemikler, sinirlilik, şişmanlık, azalan fiziksel kapasite ve azalan
bağışıklık fonksiyonları na sebep olur.
Kaynakları: Maden suları, badem, avokado, fasulye, kırmızı pancar, pancar,
mısır gevreği, hurma, yeşil yapraklı sebzeler, ciğer, Lima fasulyesi,
böbrek, et, yumurta, balık, akdarı, fındık, midye, şeftali, armut, piliç,
kabak, kuru üzüm, pirinç, kahve, tahıl, deniz sebzeleri istiridye.
MANGANEZ: Manganez minerali kemik oluşumu ve bakımı, bağ dokuları için çok
gereklidir. . Protein ve genetik malzemelerin sentezine katkıda bulunur ve
besinlerden enerji üretmeye yardımcı olur. Aynı zamanda antioksidan görevi
görür ve normal kan pıhtılaşmasına yardımcı olur. Manganez . glikoz
metabolizması nın anahtar enziminde önemli bir yardımcı faktördür. Azlığı
diyabet ve sık sık pankreas sorunlu . erken doğumlara sebep olabilmektedir.
Diyabetliler normal kişilerin yaklaşık yarısı kadar manganeze sahiptirler.
Kaynakları: Maden suları, avokado, kuru bezelye, yumurta, yeşil yapraklı
sebzeler, fındık, deniz sebzeleri, tahıl taneleri, kara hindiba çiçeği.
FOSFOR: Fosfor hem. kemik hem de diş oluşumu için gereklidir ve hücrelerin
büyümesine yardım eder. Azlığı pek yaygın olmamakla birlikte kötü
absopsiyon, endişe, kuruntu, düzensiz nefes, deri hassaslığı, zayıflık ve
kilo değişimine sebep olur.
Kaynakları: Maden suları, asparagus, mısır, süt ürünleri, yumurta, balık,
meyveler, meyve suyu, pırasa, piliç, et, kepek..
LİTYUM: Lityum beyinin depresyon ve alkol bağımlılığı gibi . ruhsal
bozuklukların sebeplerini azaltma ve önlemeye yardımcı olur. Bu mineral
azlığı pek yaygın değildir.
Kaynakları: Maden suları, inek ciğeri, patlıcan yapraklı sebzeleri pırasa,
patates, tahıllar, deniz ürünleri ve domates..
SELENYUM: Savunma sisteminin güçlendirilmesinde katkıda bulunur. . Kanserden
korumada etkilidir. Serbest radikallerin artığı durumlarda (sigara içilmesi,
hava kirliliği, ultraviole ışınları ve radyasyona maruz kalma) etkilidir.
Kardiyovasküler hastalıklardan korunmaya yardımcı olur. Karaciğer
fonksiyonları nın korunmasına yardımcıdır. Üreme yeteneğinin korunmasını
sağlar .
ÇİNKO: Tüm mineraller vücut için önemli iken, çinko diğerleri içinde en ağır
işçilerden biridir. Çinko sperm üretiminde çok önemlidir. Çinko azlığı . sperm
sayısı azlığı ve testosteron seviyesinin azlığına sebep olmaktadır. Geç
iyileşen kesik ve yaralar bedenin çinkoya ihtiyacını gösterebilir. Bu madde
yaraların iyileşmesini hızlandırmakta önemlidir. . Hücreleri yenilemek ve
yenilerinin oluşmasını sağlamada çinko önemlidir.
Kaynakları: Maden suları, biftek, istiridye, hindi ,tahıl ve baklagiller,
kahvaltı gevrekleri, lifli yiyecekler.
EN SAĞLIKLI 60 BESİN MADDESİ
BESİNLER
BESİNLER
NELERİ İÇERİYOR?
NEYE YARIYOR?
NEYE YARIYOR?
ELMA
Pektin, Bioflanovoid, C vitamini
Kolesterol düzeyini düşürüyor, bağışıklık sistemini güçlendiriyor.
ENGİNAR
Cynarin, bol miktarda B ve C vitamini
Kan şekerini düzenliyor. C vitamini kalbi güçlendiriyor.
AVOKADO
Doymamış yağ asidi
Kalp ve kan dolaşımı için birebir. Kansere karşı koruyucu
MUZ Potasyum, B6 vitamini, Serotonin, Magnezyum
Rahatlatıyor ve uyumaya yardımcı oluyor.
FASULYE
Demir, Kalsiyum, B ve C vitamini, Protein
Kan ve hücre yapımına yardımcı oluyor.
BROKOLİ
Magnezyum, A ve C vitamini, Potasyum
Kansere karşı koruyor, kasları güçlendiriyor.
ESMER BUĞDAY
Lysin, Lezithin
Beyni ve sinirleri besliyor, öğrenmeyi güçlendiriyor.
MANTAR
Sodyum, Potasyum, Kalsiyum, Magnezyum
Kasları güçlendiriyor, saç ve tırnakları besliyor.
ACI MARUL
Yaşamsal önem taşıyan maddeler, Eser element, Potasyum, Fosfor
Yağ metabolizmasını düzenliyor, felç riskine karşı koruyor.
BEZELYE
Bitkisel protein, Magnezyum
Kolesterol düzeyini düşürüyor, bğırsak kanser riskni azaltıyor.
ÇİLEK
C vitamini, Kalsiyum, Potasyum
Bağışıklık sistemini güçlendiriyor, metabolizmayı harekete geçiriyor.
REZENE
C vitamini, Uçucu yağlar, Demir, Potasyum, Kalsiyum
Öksürüğü önlüyor, vücuda oksijen alımını artırıyor.
KÜMES HAYVANLARI
Protein, Potasyum, Magnezyum, B vitamini, Çinko
Baş ağrısı sorununa karşı etkili, stresten arındırıyor.
GREYFURT
Folikasit, C vitamini
Kan basıncını azaltır, kan yapımını artırır.
YULAF
Karbonhidrat, Demir, Magnezyum, B vitamini
Enerji sağlıyor, kas kramplarını önlüyor, idrar söktürüyor.
KUŞBURNU
Likopen, C ve E vitamini, Demir
Soğuk algınlığı ve gribe karşı önleyici etkiye sahip.
RİNGA BALIĞI
Omega3 yağ asidi, Sodyum, Potasyum
Damar sertliğini ve yüksek tansiyonu önlüyor.
AHUDUDU
C vitamini, Potasyum, Kalsiyum, Demir, Folikasit
Virüs ve bakterilere karşı koruyor, tümör oluşumuna engel oluyor.
MÜRVER
Potasyum, B1 vitamini, C vitamini
Terleten ve öksürüğü azaltan etkiye sahip. Kabızlığa iyi geliyor.
YOĞURT
Kalsiyum, Riboflavin, B12 vitamini
Bağırsak kanserine karşı bağışıklık sistemini güçlendiriyor.
FRENK ÜZÜMÜ
C vitamini, Niasin, Kalsiyum
Sinir ve bağışıklık sisteminin güçlenmesini sağlıyor.
PEYNİR
Protein, Sodyum, Potasyum, Kalsiyum
Kemikleri güçlendiriyor, sinirleri koruyor.
HAVUÇ
A vitamini, Selenyum
Sperm üretimini sağlıyor, vücudu enfeksiyonlara karşı koruyor.
PATATES
Mieraller, C vitamini, Bitkisel Protein, Potasyum
Kansere karşı koruyucu, vücudu toksinlerden arındırıyor.
KEFİR
Asit laktik, Asit laktik bakterileri
Bağırsak enfeksiyonuna, kabızlığa ve gaza iyi geliyor.
KİVİ C vitamini, Karotionid, Flavonoid
Zayıflatıyor, bağışıklık sistemini güçlendiriyor.
SARIMSAK
Quercetin, Ajoene ve Allisin
Kansere karşı bağışıklık sistemini güçlendiriyor.
SOM BALIĞI
Omega3 yağ asidi ve D vitamini
Kemikleri güçlendiriyor, meme kanseri riskini azaltıyor.
PIRASA
Allisin, Çinko, Manganez, Selenyum
Kan basıncını düşürüyor, kalbi ve damarları güçlendiriyor.
MERCİMEK
Çinko ve Aminoasit
Yorgunluğu gideriyor, strese karşı etkili
MISIR
Çinko, Magnezyum ve B vitamini
Stresle savaşıyor, bağırsak kanserini önlüyor.
USKUMRU
Omega3 yağ asidi, D, B6-B12 vitaminleri ve İyot
Kan basıncını düşürüyor, moral yükselten etkiye sahip
MANGO
A ve B vitamini, Çinko
Cinsel enerjiyi yükseltiyor,orgazm yeteneğini artırıyor.
DENİZ BİTKİLERİ
Omega3 yağ asidi, Pantothenik asit
Kolesterol düzeyini düşürüyor, kalp krizi riskini azaltıyor.
SİYAH TURP
C vitamini, Kalsiyum, Potasyum, Demir
Bağışıklık sistemini ve kan dolaşımını güçlendiriyor.
KAVUN
Mahnezyum, Potasyum ve Kalsiyum
Vücuttaki su düzeyini ayarlıyor, idrar oluşumunu artırıyor.
SÜT Kalsiyum, D, A ve B2 vitaminleri
Kemik oluşumunu teşvik ediyor, bağırsak kanserine karşı koruyor.
PEYNİR SUYU
Sodyum, Potasyum, Kalsiyum, Laktik asit bakterileri
Sindirim sistemi şikayetleri ve mide yanmasına karşı iyi geliyor.
CEVİZ, FISTIK, FINDIK
B ve E vitamini, Çinko, Demir
Sakinleştiriyor, uyumayı sağlıyor, stresi azaltıyor.
ZEYTİNYAĞI
Doymamış yağ asidi, E vitamini
Kötü huylu kolesterol düzeyini düşürüyor, hücreleri koruyor
PORTAKAL
B ve C vitamini, Potasyum, Kalsiyum, Selenyum
Vücuttaki fazla suyun atılmasını sağlıyor.
PAPAYA
Karotinoid, Enzimler, C vitamini
Kalp hastalıklarını önlüyor, stresi azaltıyor
YEŞİL-KIRMIZI BİBER
Capsaicin, A ve C vitamini, Çinko
Baş ağrısı ve migrene karşı koruyucu etkiye sahip
ERİK Potasyum, Demir, B vitamini
Vücuttaki fazla suyun atılmasını sağlıyor, enerji veriyor.
KIRILMAMIŞ PİRİNÇ
Protein, Potasyum, Kalsiyum, Magnezyum
Mide anması ve gaza karşı etkili. Vücuttaki fazla suyu atıyor.
RAVENT
Magnezyum, Manganez, Kalsiyum, B vitamini
Sağlıklı kemiklerin oluşumuna katkıda bulunuyor.
DANA ETİ
Demir, Protein ve Potasyum
Soğuk algınlığı, öksürük ve gribe karşı iyileştirci etkiye sahip.
LAHANA TURŞUSU
Laktik asit bakterileri ve B12 vitamini
Tümör oluşumunu önlüyor.
KEREVİZ
Potasyum, Sodyum, Kalsiyum, Magnezyum
Kabızlık, mide ve bağırsak sorunlarına karşı etkili.
SHIITAKE MANTARI
Lentinan, D vitamini
Bağışıklık sistemini güçlendiriyor, kanser oluşumunu engelliyor. SOYA Yağ, E vitamini ve Protein
E vitamini hücreleri koruyor, kanser riskini azaltıyor.
ISPANAK
A vitamini, Folik asit, Magnezyum, E vitamini, Manganez
Sinirleri güçlendiriyor. Özellikle hamilelikte tavsiye ediliyor.
TOFU Protein, Potasyum, Kalsiyum, Magnezyum
Metabolizmayı uyarıyor. Kemik yoğunluğu için önemli.
DOMATES
Likopen, Folikasit, Tyrosin
Likopen kansere karşı koruyor, folikasit hücre yapımını uyarıyor.
TON BALIĞI
Omega3 yağ asidi, D vitamini, Potasyum, İyot
Kolesterol düzeyini düşürüyor, sinir hücrelerini koruyor.
KABA ÖĞÜTÜLMÜŞ ÇAVDAR
Magnezyum, Karbonhidrat, B vitamini
Enerji sağlıyor, stresi azaltıyor.
KABA ÖĞÜTÜLMÜŞ BUĞDAY
B vitamini, Demir ve Magnezyum
Bacak kaslarındaki krampları yok ediyor. Uyku süresini azaltıyor.
KIRMIZI
ÜZÜM
Phyto-östrojen, Potasyum, Kalsiyum
Gökçek İksiri
Gökçek iksiri: Bu iksir 26 yıllık bir tecrübenin ve arştırmanın ürünüdür ve bildiğiniz bütün eksotik ürünlerden daha etkili vede oldukcada ucuzdur. Sarımsak, limon suyu, BK, GK, MK, ZYE ve kaliteli koyu renkli üzüm sirkesinden oluşan iksir mükemel bir curuf çözücü ve bağışıklı sistemini güçlendiricidir. Bu iki bitki BK, GK, MK ve ZYE antiviral (virüsleri öldürücü, yokedici), antibakteril (bakterileri öldürücü) ve antimikotik (mantarları öldürücü, yokedici) özeliklere sahip bir şifalı bitkilerdir. Bu şifalı bitkiler ile etkisini çok çok artırdım, fakat bu bitkiler hakkında bilgi veremeyiz, çünkü buluşumuzunun temelini bu bitkiler oluşturur.
Bağırsaklar, dişdipleri, dokular ve bağdokusndaki curuflara (Curuf nedir?'e bak) mikroplar yerleşir ve ocak (herd) oluşur. Gökçek İksiri bu crufları eritir ve burada yuvalanmış mikroplar açıkta kalır ve bağışıklık sistemi böylece daha önceden ulaşamadığı mikroplara ulaşır ve yokeder. Gökçek İksiri vücudumuzdaki kolesterol, lipid, ve trigliserid gibi zararlı yağları eritir, yüksek tansiyonu önler ve kandaki şekeri düşürür. Beyin kanaması, kalp krizi, kronar yetersizliği, kistler, lenf bezelerindeki şişme, yağ bezeleri, damar sertliği gibi bir çok rahatsızlığı önler, cinsel güçü artırır ve sindirimi kolaylaştırır. Her türlü iltihaplı hastalıkları iyileştirir.
Gökçek İksiri doğduğunuz günden yaşadığınız ana kadar ki bütün hastalıkları kademeli olarak iyileştirir. Bu nedenle yaşadığınız hastalıklar geçici olarak % 20-30 oranında yeniden tazelenir ve hastalığın ağırlığına göre bu 1-9 hafta sürebilir. Bu immün sisteminin (bağışıklık sistemi) mikroplara karşı hareket halinde olduğunu gösterir ve korkulmaması gerekir. Gökçek İksiri buzdolabında muhafaza deilmeli, kulanmadan önce mutlaka çalkalanmalı, tadını acı bulanlar (yaşılı ve çocuklar) bir bardak su veya portakal suyu ile karıştırarak içebilir. Gökçek İksirinden günde 3-5 defa bir çorba kaşığı 2-8 ay alınabilir. Geniş bilgi için gokcekiksir@hotmail.deGökçek İksiri sadece sarımsak, sirke ve limon'dan oluşsa mideye zarar verir. Bana ait bir buluşla (BK, GK, MK ve ZYE) hem mideye zarar veren bu yantesirini önledim, hemde mideyi koruyucu güçlendirici, gastrit ve hatta ülseri iyilestirici hale getirdim vede sarımsağın kokusunu yokettim.
Gökçek İksiri bağırsak içeriğine etkiederek, burada pH değerlerinin hafif asitli ortama (faz) değismesini sağlar. Böylece bağırsaklarda oksijenli (areob) bölgeler çoğalır. Bağırsaklardaki faydalı bakteriler oksijenli ortamda yaşarken , patojen (hastalık yapıcı ) bakteriler, viruslar, mantarlar ve parazitler daha çok oksijensiz (anareob) ortamda yaşarlar. Sağlıklı bağırsakta faydali bakteriler düşünürsek vede bir nokta kadar bir alanda milyarlarca bakterinin yaşadığına göre, bağırsakların önemi anlaşılır. Sağlıksiz beslenme (aşırı hayvansal besin tüketme), aşırı siyahçay, kahve, alkol, ve sigara içme vede kimyasalilaç kulananlarda bağirsakflorasi bozulur (faydali bakteriler azalır ve mikroplar çoğalır).
Antibiyotik ilaçlarla iltihaplari önlemeye çalışırken, çoğu zaman içimize mini atombombaları atığımızın farkına varmayız. Kimyasal ilaçlar, özeliklede antibiyotikler vücudumuzda, özeliklede bağırsaklarda faydalı, zararlı demeden herşeyi tahrip ederler. Kimyasal ilaçlardan her yıl Almanyada 25 bin kişi ölüyor ve milyonlarcasıda hastalanıyor. Kimyasal ilaçlar ne kadar kısa süreli kulanılırsa zararıda o oranda az ve doğal ilaçlar ne kadar uzun süre kulanılırsa fazdasıda o oranda büyük olur. Özeliklede antibiyotiklerin yaptığı tahribatlar oldukca büyüktür ve adeta herbiri bir mini atombombası gibidir. Herhangi bır ilaçı kulanmadan önce mutlaka yantesirlerin dikkat edilmelidir.
Bağırsaklara yerleşen patojen bakteriler ve mantarlar besin artıklarından zehirli gazlar (metan, etan, propan, butan hexan vb…), zehirli alkoller (metanol, etanol, propanol, butanol, pentanol vb…) ve biyojen aminler (örneğin histamin bu allerjiye sebep olur.) üretir. Bunlara ilavetten bağırsak içeriğinin pH’sı nötürleştiğinden NH4+ (Ammonyum) yerine NH3 (Amoniak) ortaya çıkar, bu ise diğer zehirli maddeler gibi positif veya negatif yüklü olmadığından onlar gibi kolayca kana karışır. Kandaki bu zehirli maddeler asidoza (kanın ve dokuların asitlenmesi) sebep olabilir, bu ise tehlikelidir.
Bu zehirli ve zararlı maddeleri arıtmak için karaciğer çok yoğun çalışmak zorunda kalır. Neticede karaciğer kendi asli görevi olan enzim, hormon ve gallikasit gibi bilinen 400 çeşit maddeyi salğılamakta zorlanır ve salğıladığı maddelerin kalitesi düşer. Buda besinlerin tam olarak sindirilememesi demektir. Bu durum başta sindirim organları: mide, pankreas ve bağırsaklar olmak üzere organları negatif etkiler. Büylece ortaya bir şeytan üçgeni oluşur ve kişi hiç beklemediği organlarında ağrılar ve iltihaplar vede hastalıklar ortaya çıkar.
Bir diğer önemli faktörde bağırsakflorasının bozulması sonucu, faydalı bakterilerin üretiği B12-Vitamini ve besinlerdeki B6 Vitamini ve folikasit oranında düşme olur. Aminosaitlerden methionin hücre yenilenmesi sırasında proteinların ana maddesidir. Methionin proteine dönüşürken artık madde olarak homocystein ortaya çıkar. Homocystını B6 ve B12-Vitamileri ile folikasit zararsız hale getirir. Bu vitaminlerin oranını düşmesi homocystein ornının artması demektir. Homocystein ise kalitesiz kolesterolu (LDL-Kolesterolu) oksitler. Oksitlenen kolesterol savunma sistemi tarafindan tehlikeli madde olarak alğılanır vede özelikle makrofaj tarafından yenir. Sürekli oksitlenmiş kolesterol yiyen makrofaj patlıyarak ölür ve ortaya sümüksü, süngerimsi ve yapışkan bir madde ortaya çıkar.
Uzmanlar buna kolesterol desede bu kolesterol olmayıp plak, cüruf veya artık madde diye anılması gereken bir maddedir. Cüruf (plak) başta damarların iç yüzeyi, bağ dokusu, hücre araları ve mukozaya (sümüksü içderi özeliklede bağırsak mukozası ) yapışır ve bir çok hastalığa sebep olur. Çare gökçek iksiriindir, Gökçek iksiri bağırsak içeriğini hafif asitli ortama çevirerek, buraya yerleşmiş olan mikropları (patojen bakteriler, viruslar, mantarlar ve parazitler) yokeder. Gökçek İksiri plakları eritir ve böylece mikroplar ortaya çıkar. Ortaya çıkan mikropları immün sisteminin savunma güçleri (Makrofaj, B-Hücreleri, T-Hücreleri vb.,) tanır ve onlara karşı bir taarruz (mücadelle) başlatır. Bu mücadele nedeniyle geçmişte yaşadığınız hastalık % 20-40 oranında yeniden ortaya çıkar. Bu korkulmaması gereken geçiçi bir durumdur. Hastalığın bu belirtisine Almanca ''Erste Verschlimmerung'' , yani ilk kötüleşme denir ve immün sisteminin hastalığı yoketmeye başladığına işarettir. Plaklar ve Bağırsaklar aynı bataklığa benzer, burayı kurutup güzel bir çiçek bahçesine çevirirseniz hastalıkların % 99’unu önlemiş olusunuz. Aksi halde hastalıklardan kurtulmanın yolu yoktur. (Nhp 12.03.1722)
Bir diğer önemli faktör ise Mide mukazası aşırı katkı maddesi içeren besinler (konserveler, çikolata, keks vb.), soft içecekler (kola, fanta vb.) alkol, sigara ve kimyasal ilaçlar (asprin, penisilin, kortison, paracetamol vb.) nedeniyle tahrip olur. Böylece zamanla çok kolay gastrit (mide iltihaplanması, mide mukazası iltihaplanması ) oluşur. Bu nedenle Mide yeterince intrinsic fakrorü (sialinasitli glukoprotein) salğılızamaz. Intrinsic faktorü B12-Vitamini, Folikasit, Methionin ve minerallerin bağırsaklar tarafından absorbe (emilme) edilmesini sağlar. Yani nasılki diabet hastaları için insulin nekadar önemli ise besinlerin sindirilmesi içinde İntrinsic faktorüde o kadar önemlidir. İntrinsic faktorünün yetersizliği vitamin ve mineralyetersizliğine sebep olur. Neticede bir çok hastalık ortaya çıkar ve bunlardan bazıları: Allerji, derihastalıkları, sindirim organlarindaki rahatsızlıklar, vb hastalıklar ortaya çıkar.
Gökçek İksiri başta her türlü allejiki bunlarin başında: baharnezlesi (pollinosis), nörodermatoz (herhangi bir besin maddesini yeyince uyuz gibi kaşınma, deride sulu, kabarcıklı, kızarık ve allerjik ekzem), hayvan tüy veya kılına karşı allerji, allerjik astım, gatrit, enterit (incebağırsak iltihaplanmasi), kolonit (kalınbağırsak iltihaplanmasi), artrit, sinuzit, tonsilit, iltihapli hastaliklar, enfesiyonlar, immunzafiyeti ve sindirim organlarindaki zafiyetlere karşı kulanılır. Gökçek İksiri mide ve bağırsak mukozasınındaki (sümüksü içderi) hücreleri yeniler (rejenarasyon). Rejenerasyonu Gökçek İksiri hariç hiçbir ilaç sağlıyamaz. Gökçek İksiri bataklığı kurutacak tek ilaçtır.
Pankreas amilaz, lipaz, tripsin ve chymotripsin gibi anzimler salğılar, amilaz nişastayı dextrin, ve maltoza, lipaz yağları yağasitleri ve gliserol’a tripsin proteini aminoasitlere vede chymotripsin proteinları aminoasitlere parçalıyarak ayırır. Böylece nişasta (polisakkaridler), protein ve yağlar parçalanarak absorbe edilecek halde gelir. Şayet pankreas tahrip olmuş ve yeterince enzim salgılıyamıyorsa incebağırsaklarda parçalanamayan protein ve yağlar kalınbağırsaklardaki bakteriler tarafından parçalanırki, buradaki yanlış parçalanma neticesinde proteinler aminoasitlere değil biojen aminlere (histamin..) ortaya çıkar.
Gökçek İksiri pankreası güçlendirici en ideal ilaçdır. Normal olarak böbreküstü bezeleri yeterince histamin üretir, enzim yetersizliği nedeni ile bağırsaklarda oluşan fazladan histamin ise damarları ve broşları büzer ve besinallerjisi ortaya çıkar. Pankreas ayrıca Na HCO3 (Sodyumhidrogenkarbonat) salğılar ve bu mideasidini hafif asit faza cevirir. Böylece (HCl+NaHCO3>NaCl+CO2+H2O) incebağısaklardaki sindirimi kolaylaşir. Pankreas rahatsızlıklarının belirtileri tıkanma, şişkinlik ve karınağrısı (kolik) gibi rahatsızlıklarla ortaya çıkar ve bu çoğu kez bağırsak rahatsızlığı zannedilerek yanlış anlaşılır. Gökçek iksiri pankreası güçlendirici en ideal ilaçdır.
Şayet hayvansal besin maddeleri yiyince çay, kahve ve alkol içince kişi aşırı duyarlılık gösterip rahatsız oluyorsa, bu pankreas zafiyetine işarettir. Bu durumun devam etmesi bağırsaklarında rahatsızlanmasına sebep olur (Nhp 2.02.160). Pankreas zafiyeti nedeniyle incebağırsakta sindirim anormalikleri olur ve buda bağırsaklarda histamin oluşmasına neden olur ve bu nedenle ortaya çıkan allerjiye karşı antihistaminika yazmak yanlıştır. Gökçek İksiri pankreası güçlendirici en ideal ilaçdır ve Gökçek İksiri ölüm hariç her türlü derde devadır.
Gökçek İksirini oluşturan 4 şifalı bitki ve sirke üzerinde ayrı ayrı bir çok klinik araştırması yapılmış ve etkileri ispatlanmıştır. Bu konuda Limon, Sarımsak ve Sirke üzerine monografi yayınlıyacağım. Sarımsağın kolesterolu önlediği, antibakteriel, antiviral, antimikozit özelikleri bilinemktedir.Yine limon ve sirke üzerinede yapılan arştırmalarda aynı yönde bir çok etkilerinin oluğu tesbit edilmiştir. Fakat sarımsak taze olarak kulanıldığında etkili olduğu taze kulanılıncada koku yapması vede tansiyonu düşürmesi nedeni ile pek terçih edilmemekteidi. Limon çok çok önmeli bir şifa kaynağı olmasına rağmen fazla kulanıldığında mideye sirke gibi zarar verebilmektedir.BK, GK, MK ve ZYE sarımsağın kokusunu yok etmekte mideye dokuma yerine mideye fayda vermekte şişkinlik, tıkanma, hazımsızlık ve yanma gibi rahatsızlıklarıda iyileştirmesi ve bu yedi elementin bir sinerji (görevdeş, birlikte görev yapma) oluşturmaları ile etkileri çok çok yükselmektedir. GK'nın sindirim rahatsızlıkları ve kansere karşı vede bağışıklı sistemini güçlendirmesi ve ZYE'nin antibiyotik (bakterileri öldürücü), antiviral (virüsleri öldürücü) ve antimikozit (mantarları yokedici) vede şeker karşı etkisi ispatlanmıştır.
Nasılki güvenlik güçleri gerektiğinde teröre karşı hava, kara, mit, özel tim ve jandarma gibi kuvvetlerini kulanarak imha ediyorsa. Gökçek İksirinide oluşturan 4 şifalı bitki ve sirkede bir birini desteklemekte ve güçlendirmektedir. Şüphesi olan alsın kulansın, ama almadan önce kan tahlili yaptırsın, eğer etkisi olmadı derse ben ona aldığı ürünün 10 katını öderim. Doğru olmak şartı ile. Bazıları çıkıp buraya yazı yazıyorlar, ya insanları kandırma diye. Ben üç ürünün distribütörlüğünü yapıyorum. Gökçek İksirine ayıracağım zamanın yarısını ayırsam kat ve kat daha fazla para kazanırım ve hamdolsun kazandımda. Ama Gökçek İksiri her türlü eksotik üründen 4-5 kat daha etkili iken ben neden çok çok daha pahalı olan ürünlerin tanıtımını yapayım. İnsanlarımıza yazık değil mi.
Gökçek İksiri daha önce Aloxi olarak sunduğumuz buluşun geliştirilmiş şeklidir
İşte soya mucizesi
Aşırı yağlı besinlerle kolesterol yüklemesi yapan Amerikalılar kurtuluşu soya fasulyesinde arıyor. Bugüne kadar büyük ölçüde hayvan yemi olarak kullanılan ya da sadece vejetaryenlerin yediği soya fasulyesi, doktor tavsiyesi üzerine artık halk arasında da giderek yaygınlaşıyor. Çünkü hem kolesterolü düşük, hem kanseri önlüyor, hem de kemikleri güçlendiriyor.
Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) bu yılın sonlarına doğru soya fasulyesinin bir yararlı yönünü daha ilan etmeye hazırlanıyor. FDA'nin soya fasulyesini de aynı lifli-kepekli yiyecekler ve sebzeler gibi kalp hastalığı riskini azaltan gıdalar listesine dahil etmesi bekleriyor.
Fazla lezzetli olmadığı için sofralardan uzak kalan soya fasulyesini yeni keşfeden Amerikalılar, şimdi bu yararlı gıdaya lezzet katmak için uğraşıyor. Gıda sanayi harıl harıl yeni soya çeşitlemeleri üzerinde çalışıyor. Daha çok Uzakdoğu'ya özgü bir besin olan soya proteininden yüksek kolesterollü gıdaların taklitleri üretiliyor. Gerçeğine pek benzemese de, soyadan domuz pastırması bile üretiliyor. Japonların bol miktarda tükettiği soya eti tofunun yanı sıra sosis ve dondurma da yapılıyor.
TEST EDİLDİ ONAYLANDI
ABD'de son 25 yıl içinde yapılan araştırmalar, soyanın kolesterol düşürücü etkisini kesin biçimde ortaya koyuyor. Bu konuda yapılmış en az 30 araştırma var. Bu araştırmalara göre 47 gramlık soya tüketimi, kolesterolü yüzde 9 oranında düşürüyor. FDA'nın iki hafta önce onayladığı, pahalı ancak kolesterol düşürücü margarin Benecol de kolesterolü aynı miktarda düşürüyor. Ancak araştırmacıları düşündüren bir nokta var: Soyanın kolesterolü neden düşürdüğünü bir türlü çözemiyorlar. Bu nedenle de soyanın sadece kolesterol düzeyi yüksek olanlara mı iyi geldiği tam olarak bilinmiyor.
Soyanın göğüs kanserini önleyici etkisi olduğu da biliniyor. Çünkü Japonya'daki kadınlar arasında ortaya çıkan göğüs kanseri oranı ABD ve diğer sanayi ülkelerine göre çok daha düşük. Ancak Japon kadınlarının soyanın yanı sıra, diğer gelişmiş ülke kadınların a göre daha bol miktarda sebze, meyve ve yeşil çay tükettiğini de unutmamak gerek.
Acı madde içerikli bitkilerin alkol-su karışımında açığa çıkmasıyla elde edilen bu acı şurubun reçetesi, İsveçli Dr. Samst’ın ölümünden sonra, geride bıraktığı notların arasında bulunmuştur. Dr. Samst, 104 yaşında sağlıklı bir kişiyken, attan düşerek ölmüş. Bilindiği kadarı ile Samst ailesinin fertleri, kuşaklar boyunca hep sağlıklı ve uzun ömürlü olmuşlar. Bu sağlık iksirini, Avusturyalı Bayan Mari Treben, Tanrı’nın Eczanesinden Sağlık adlı kitabıyla 1980’li yıllarda topluma tanıtmıştı. Türkçeye çevrilen kitap 1984’te yayımlandıktan kısa bir süre sonra İsveç Şurubu (Schweden Bitter) ülkemizde de tanınmaya başladı. Onun inanılması zor başarılarına sürekli olarak tanık olmuş olan binlerce aile, onsuz bir yaşamı düşünemiyorlar artık. Şimdi belki de, Niyazi Eröztürk amma da atıyor! diye düşünüyor olabilirsiniz, ama varsın olsun. Nasıl olsa, onu günün birinde deneyeceğinizi ve bana hak vereceğinizi çok iyi biliyorum!
Alman Dr.Ecz.Theiss, drog katkılarının bazılarını değiştirip, drog çeşidini de zenginleştirerek, şurubu daha da etkili kılabilmeyi başarmıştır.
Reçetedeki droglar, 2-3 litrelik geniş ağızlı bir şişeye koyulur, üstüne 1,5 litre, 30-40 derecelik kanyak veya votka veya rum veya etil alkol-su karışımı eklenir. Şişe 2 hafta boyunca, günde 2-3 kere çalkalanarak, güneşte veya sıcak bir ortamda ağzı kapalı olarak bekletilir. Süre sonunda, kullanılacak kadarı dört kat tülbentten birkaç kere geçirilerek tortularından iyice arındırılır ve koyu renkli şişelere aktarılır. Büyük şişedeki posalı şurup ise serin ve loş bir ortamda bekletilir. Bekleme süresi arttıkça etkinliği de artar. Böylece, bu eşsiz iksire yıllar boyunca sahip olunabilir. Dikkat edin! Şurup kumaşta leke yapıcıdır!
Reçete
Türkçe
Almanca
Latince
Besbase 1g
Musatblüte
Myrıstıcae arıllus
Cedvar 5,5g
Zitwerwurzel
Curcuma zedoria
Centiyne 3,5g
Enzianwurzel
Gentiana lutea
Domuzdikeni 2g
Eberwurzel
Carlina acaulis
Eğir kökü 9g
Kalmuswurzel
Acorus calamus
Kafur 1g
Campher
Cinnamomum camphera
Kakule 0,5g
Kardamomen
Elettaria cardamomum
Melekotu kökü 6,5g
Angelica archangelica
Mirra 7g
Myrrhe
Commiphore molmol
Ravent kökü 9g
Rhabarberwurzel
Rheum palmatum
Safran 0,1g
Safran
Crocus sativus
Sarısabır 10g
Aloe
Aloe ferox miller
Sinameki 1g
Sennesblaetter
Cassia angustifolia
Tarçın 1g
Zimt
Cinamomum Zeylanicum
Kullanım Alanları ve Biçimleri
*İçten kullanımda, günde 1-4 kere, 1-2 çay kaşığı dolusu, bitki çaylarına veya ılık suya karıştırılarak alınabilir. Çocuklarda dozaj yarıya indirilir. Akut durumlarda, 1-2 yemek kaşığı dolusu şurup, sek olarak veya bir misli suyla inceltilerek bir kerede içilir. Gebelik sürecinde ve 10 yaşın altındaki çocuklarda içten kullanılması doğru olmayabilir, çünkü bu konularda bilimsel araştırma eksikliği söz konusudur. Şurupla birlikte içilen inek sütü nedeniyle bazı duyarlı kişilerde alerjik tepkiler oluşabilir. Şurup kullanımına son verildiğinde ise bu tepkiler sona erer.
*Dıştan kullanımda, hasta veya ağrılı bölgeye sürülür veya kompres yapılır. Şurubun bazı duyarlı derileri tahriş edebileceği veya kurutabileceği göz önüne alınarak, o bölge önceden yağlı bir kremle veya zeytinyağı ile nemlendirilir. Şurupla ıslatıldıktan sonra hafifçe sıkılmış bir pamuk parçası bölgeye uygulanır. Giysilere leke yapmaması ve soğumaması için bir plastik parçasıyla örtülür ve sargı beziyle tespit edilir. Kompresin belirli bir süresi yoktur, kurudukça tazelenebilir. Sürekli uygulanan kompreslerde hep aynı pamuğu kullanmakla, hem kompresin gücü arttırılmış, hem de şurup tüketimi azaltılmış olur.
İçten kullanım
-Mide krampları ve kolit ağrılarında, 1-2 yemek kaşığı dolusu, sek olarak veya aynı miktarda suyla inceltilerek, bir kerede içilir.
-Fazla alkol kullanıp, ağır yemeklerle midenin zorlanmış olduğu bir gecenin sonunda veya sabahında, 1-3 yemek kaşığı şurup, sek olarak veya aynı miktar suyla inceltilerek bir kerede içilir. En geç 1-2 dakika içinde rahatlama başlayacaktır.
-Mide ve bağırsaklarda biriken gazların dışlanmasını sağlar. Papatya, rezene veya nane çaylarına 2-3 tatlı kaşığı eklenerek içilir.
-Safrakesesi ağrılarını dindirir. Safrakesesi bölgesine ayrıca kompres uygulanmalıdır.
-Romatizma ağrılarına karşı, günde 3-4 kere, 1 tatlı kaşığı dolusu şurup, bitki çaylarına eklenerek alınır ve ağrılı bölgelere ayrıca friksiyonlar veya kompresler uygulanır.
-Kan temizliği için, 2-3 haftalık kürler uygulanır. Günde 3-4 kere, yarım veya bir tatlı kaşığı şurup, ısırganotu-civanperçemi eşit karışımının çayına eklenir.
-Uykusuz kişiler, yatmadan yarım saat önce, örneğin mayıs papatyası veya kediotu kökü çayına 1 tatlı kaşığı ekleyerek almalıdırlar. Sinirsel kökenli uykusuzluklarda kalp bölgesine friksiyonlar yapılabilir.
-Sarhoş kişi, 2-3 yemek kaşığı dolusu şurubu sek olarak bir kerede içtikten kısa süre sonra kendine gelebilir.
-Şurubu sabah akşam kullananlar başkaca ilaca gerek duymayabilirler. Çünkü o bedeni güçlendirir. Kısacası, bedeni hastalıklara karşı güçlü kılar(bağışıklık sistemini güçlendirir), yüzü gençleştirir ve güzelleştirir.
-Gırtlak, yutak ve dişeti iltihaplarında, dişeti çekilmesi ve kanamasında, gerçekten de çok başarılıdır. Sek olarak veya aynı miktarda suyla inceltilerek bir yudum alınır ve ağzın içinde elden geldiğince uzun süre dolaştırılır. Sonra üstüne bir yudum su daha alınarak gargaralar yapılır ve yutulur. Bu tedavi, dişetini sağlıklı tutmak için bir önlem olarak, örneğin haftada bir kere uygulanabilir. Dişeti rahatsızlıkları fark edildiğinde, bazen çok geç kalınmış olabiliyor! Şurup dişleri sarartabileceği için, kullanımdan kısa bir süre sonra dişler fırçalanmalıdır.
-Diş ağrılarında da aynı tedavi uygulanır. Ama dişetine şurup kompresi yapılmamalıdır, çünkü uzun süreli bir kompres dişetini tahriş edebilir ve hatta yakabilir! Çalkalamalar yeterlidir.
Dıştan kullanım
-Kulak ağrısı, dışkulak yolunda sivilcelenme veya kabuklanma ve kulak uğultusuna karşı, şurupla nemlendirilmiş küçük bir pamuk parçası kulak yoluna sokulur ve uzunca bir süre(gece boyunca) etkilemeye bırakılır. Ama alkolün kulak yolunu kurutmaması için, önceden, zeytinyağına batırılan küçük parmağı kulak yoluna sokmak doğru olur.
-Burun içindeki kabuklanmalar, şurupla ıslatılan bir pamukla sık sık nemlendirilir. Kabuk kısa sürede düşer ve yara iyileşir.
-Arı, böcek ve sivrisinek ısırıklarına karşı, o bölgeye hemen kompres yapılacak olursa, şişmez, kızarmaz, kaşınma olmaz ve acı hemen diner. Bu tür ısırıklara karşı önlem olarak, ısırılabilecek bölgelere önceden şurup sürülürse, sinekler ve arılar sizi ısırmayacaklardır!
-Kazalar sonunda oluşan kanamalara ilk yardım olarak, hemen bol şuruplu bir kompres yapılacak olursa, hastaneye ulaşana kadar kanama durmuş olabilir.
-Eziklerde, örneğin otomobil kapısına sıkışan parmağa hemen bir kompres yapılacak olursa, ağrı diner, parmak morarmaz, şişmez ve tırnak düşmez.
-El ve ayak bileklerinin burkulmasında veya çarpmalarda oluşan şişlikler, yapılan kompresler sayesinde birkaç saat içinde veya bir gecede iner, ağrılar ise çok kısa sürede diner.
-Basit yanık ve haşlanmalarda veya güneş yanıklarında ilkyardım olarak şurup sürülür veya kompresler yapılırsa, acı diner, deri altında su toplanmaz, yani deri ölmez. Ama bunun için, deri yatışana kadar sık sık şurupla nemlendirilmeli ve ayrıca aynısafa merhemi kullanılmalıdır.
-Dudak uçukları, çatlaklar, iltihaplı sivilceler ve gelişme aşamasındaki çıbanlar sık sık şurupla nemlendirilir veya kompres uygulanırsa, gelişmelerini tamamlayamadan yok olurlar. Ama eğer bir çıban oluşma aşamasını tamamlamışsa, iltihabı dışa akıtmak için, örneğin kara merhemle(ihtiyol merhemi) ve sıcak kompreslerle olgunlaştırılmalıdır. İltihap dışarı aktıktan sonra uygulanan şurupla çıban kısa sürede kuruyacaktır.
-Akıntılı nezlelerde, 1/5 oranında suyla inceltilen şurup buruna iyice çekildiğinde, akıntı hemen durur ve tıkalı burun açılır. Şurubun kokusunun buruna çekilmesi de rahatlatıcıdır.
-Her tür eski ve yeni yara, beyaz şarapla temizlenip, şurupla kompres uygulandığında, iltihaplanma sona erer ve yara kısa sürede kapanır.
-Nasırların üstüne, 3-4 gün boyunca canlı tutulan kompresler uygulanır. Sonunda nasır kendiliğinden düşer veya köküyle birlikte çekip çıkarılabilir.
-Tüm spor sakatlanmalarında, iç kanamayı ve şişmeyi önlemek için, ıslak kompresler biçiminde kullanılmalıdır.
Bu bitkisel iksir için daha pek çok şey yazılabilir. Ama en doğrusu, kişinin onu birebir ilişkiyle tanımasıdır. Her evin ecza dolabında (ve hatta kişilerin el çantasında) bulunması gereken başlıca ve belki de en etkili ilkyardım ilacıdır o!
Tanrı’nın Eczanesinden Sağlık adlı kitabın 1994’te yayımlanmasının ardından geçen zaman içinde, İsveç Şurubunun ünü gitgide artan bir hızla yaygınlaşıyor. Genelde yıllardır bana yöneltilen, İsveç şurubuna nasıl sahip olabilirim? sorusuna olumlu bir yanıt verebilmek için çalışmalar yaptım. Bu çalışmaların bir sonucu olarak, içinde bulunduğumuz 2000 Yılının başından itibaren, İsveç Şurubu Bitki Paketleri, yurt çapında MMM Migros şubelerinde satılmaya başlandı. Artık onu herkes evinde hazırlayabiliyor ve üstün niteliklerinden yararlanabiliyor. Siz de bu mutluluk kervanına katılabilir, kendiniz, aileniz ve yakınlarınız için yararlı olabilmenin sevincini yaşayabilirsiniz.
Bu bölümde, kitapta önerilen bitkiler hakkında bilinmesi gereken ayrıntıları bulabileceksiniz. Gerekli bilgiler aşağıdaki düzene göre verilecektir:
Şifalı bitkinin Türkçe ve Latince adları
- İngilizce, Almanca ve Fransızca adları
-Türkiyedeki yöresel adları
-Bitki yurt dışından temin edilmek istendiğinde kullanılması gereken Latince drog adı.
-Tentür: Bitki tentürlerinin Latince adları ve önerilen inceltiler, örneğin D1 – D6 gibi.
-Eterli yağ: Bitkilerden değişik yöntemlerle elde edilen eterli uçucu yağların Latince adları.
-Toplama ve kurutma: Bitkilerin toplanması ve kurutularak saklanması hakkında kısa açıklamalar.
-Bileşim: Bitkinin içerdiği etken maddelerin tanıtımı.
-Etkileri: Bitkinin tedavi edici özellikleri hakkında ana başlıklar.
-Kullanım alanları: Bitkinin hangi hastalıklara karşı nasıl kullanılabileği hakkında ayrıntılı açıklamalar.
-Kullanım biçimleri: İnfuzyon, kaynar derecede sıcak suyla haşlayarak demleme, dekoksiyon, belirli bir süre kaynatarak demleme, mazerasyon, soğuk suda uzun süre bekleterek demleme biçimleri hakkında açıklamalar.
-Karışımlar: Söz konusu bitkinin hangi hastalıklara karşı hangi bitkilerle karıştırılabileceği hakkında açıklamalar.
-Tentür: Söz konusu bitki tentürünün hangi hastalıklara karşı hangi inceltilerde (örneğin D1 veya D6) ve hangi dozajda kullanılabileceği hakkında açıklamalar.
-Uyarı: Bitkinin olası yan etkileri ve hangi durumlarda kullanılmaması gerektiği hakkında açıklamalar.
Kabızlık: Yarım litre suya iki yemek kaşığı sınameki katılarak demlenir, çok az bir miktarda kaynatılır. Dinlendikten sonra içilir.