17 Eylül 2018 Pazartesi

Hepatit B ve C


Hepatit B ve Hepatit C hastalığına karşı çare bulduğunu öne süren Kimya Profesörü İbrahim Saraçoğlu, “Bitkilerdeki Sağlık Mucizesi” adlı kitabında birçok ciddi hastalığın kürlere dayalı olan alternatif tedavi yöntemlerini anlatıyor. Tempo, 20-26 Mayıs 2004 tarihli sayısında bu tedavi yöntemlerinden birisi olan lavanta küründen bahsedelim. Prof. Dr. Saraçoğlu’nun verdiği bilgilere göre belli bir düzen ve şekilde yapılan lavanta kürü, birçok insanın korkulu rüyası olan Hepatit B ve C virüslerine karşı tedavi edici bir özellik taşıyordu. Bilindiği gibi Hepati B ve C yaygın bir bulaşı hastalık ve günümüzde oldukça fazla insanı sıkıntıya sokan bir hastalık. Prof. Saraçoğlu Bu hastalığın tedavisinin gücünü lavantadaki etkin maddelere dayandırıyor. Lavanta Hepatit'i karaciğerden tamamen atamıyor, ancak yılda bir uygulanacak "lavanta kürü" ile hastalığı baskı altında tutabiliyor. Saraçoğlu'nun belirttiğine göre Lavanta kürünü uygulayanların karaciğer ölçümlerinde kısa sürede belirgin bir iyileşme gözleniyor.
Okuyucuların yoğun ilgisi Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu’nun bilimsel çalışmalarının sonuçlarını okuyucularımızla paylaşma konusunda bizleri teşvik etti. Çalışmalarını Antalya’da sürdüren Prof. Dr. Saraçoğlu, kendisiyle yaptığımız görüşmenin hemen başında kendisinin bir tıp doktoru olmadığını, hastaların mutlaka ve mutlaka doktorlarının uyguladığı tedavi yöntemlerine riayet etmeleri gerektiğini söylüyor. Saraçoğlu’na göre kendi önerileri sadece normal tedavilerin yanında zararsızca uygulanabilecek alternatif yöntemler.
LAVANTANIN ÖZELLİKLERİ VE KULLANIMI
Lavantanın özellikleri : Bir metreye kadar yükselebilen, çalı görünümlü, çok yıllık bir bitkidir. İnce uzun yaprakları gümüşi, çiçekleri ise menekşe renklidir. Çiçeklerin ferahlatıcı, hoş bir kokusu vardır. Bol güneşli tepelerde ve sırtlarda yetişir. Akdeniz ülkelerinde süs bitkisi olarak da yetiştirilir.
Bileşim: Cineol, cumarin, linalool içerikli uçucu lavanta yağı, tanen, flavon.
Toplama ve hazırlama: Drog olarak kullanılan çiçekler, temmuz-ağustos aylarında, henüz tomurcuk halinde iken toplanmalıdır. Saplarıyla birlikte toplanan çiçekler, demet halinde bağlanıp, gölge bir yere asılarak kurutulur. İyice kuruduktan sonra, çiçekler saptan ufalanarak ayrılır.
Kullanım alanları ve biçimleri: Küçük keseler içinde aralarına yerleştirildiği çamaşırlara çok hoş, iç açıcı bir koku kazandırır. Uykusuzluk çekenler de, lavanta içerikli yastıklar kullanmayı denemelidirler.
Yatıştırıcı etkinliği onun başlıca özelliğidir. Lavanta çayı, uykusuzluk ve sindirim sorunlarına karşı kullanılabilir. Merkezi sinir sistemini ve üst solunum sinir sistemini olumlu etkiler. İçerdiği tanen maddesinin de yardımıyla, mayalanma belirtileri veren ishallerde başarılıdır. Safrakesesi salgılarının arttırılmasında, az da olsa, olumlu etkisi vardır. Uykuya dalmayı kolaylaştıracak ve yorgun sinir sistemini yatıştıracak bitki çayı karışımlarında genellikle lavanta da kullanılır. Mide ve bağırsak rahatsızlıklarında yatıştırıcıdır. Lavanta çayı, kafaya kan hücumunda, migren ve baş ağrılarında kullanılabilir. Tüm bu rahatsızlıklara karşı, lavanta katkılı banyolar da rahatlık sağlayabilir. Lavanta yağı, iştah açıcı, sindirim sistemini uyarıcı ve yatıştırıcı olarak, biraz ılık suya 5-6 damla veya kesme şekere 3-4 damla damlatılarak kullanılır.
Lavanta çayı: 1-2 çay kaşığı dolusu çiçek, 1 bardak kaynar suyla haşlanır, 8-10 dakika demlendikten sonra süzülür. Soğutmadan, biraz bal ile tatlandırılarak ve yudumlanarak içilir. Mide, bağırsak rahatsızlıklarında ve ishalde tatlandırılmaz. Şeker hastaları kesinlikle tatlandırmaz.
Lavanta banyosu: 60-70 gr lavanta çiçeği, 2-3 litre suya eklenir, kaynama derecesine kadar ısıtılır, 10-15 dakika demlendikten sonra süzülür ve banyo suyuna eklenir. Banyo süresi 15-20 dakikadır. Bu banyolar özellikle, kan basıncı düşük olan kişileri rahatlatır, canlılık kazandırır. Sinirli kişiler, dengeleyici bir rahatlığa kavuşur.
Yan etkiler: Lavanta çiçeğinin bilinen hiçbir yan etkisi yoktur. Ama lavanta yağının içten kullanımında dikkatli olunması gerekir. Fazla miktarda alındığında mide ve bağırsak mukozasını tahriş edebilir.

Hepatit
HEPATİT B NEDİR:
         Hepatit B virüsü karaciğere yerleşerek orada çoğalan ve karaciğer hücrelerini tahrip edip, kanser veya siroza neden olan, genellikle bir enfeksiyon hastalığıdır. Dünyada en çok görülen ve yılda bir milyon kişinin ölümüne neden olan bulaşıcı bir virüs hastalığıdır.
         Hepatit B virüsü karaciğer hücrelerine yerleşerek,kronik enfeksiyonun gelişmesiyle sonuçlanan ve benzersiz bir şekilde çoğalarak büyük miktarda virüs ve virüs proteinlerini kana karıştırır. Hastalığın varlığını gösteren hepatit B yüzey antijeni(*) (HBsAg) olan ve kanda serbesce dolaşan virüs proteinidir. Kan tahilili sonuçu HBsAg'si POZİTİF çıkan kişiler bu virüsle enfekte olmuş demektir.
         Hepatit B virüsü ile karşılaşan  insanlardan bazıları ilk altı ay içersinde bu virüsü yenerek antikor(**) oluştururlar. Buna karşılık bir çok kişi ise bu virüsü yenemezler ve hastalık kronikleşerek, virüs karaciğere iyice yerleşip, çoğalmaya devam eder. Bu kişiler hem çevreye virüs yayarlar hemde kendilerini sağlıklı hissetseler dahi tedavi olmazlarsa karaciğer yetmezliği, siroz ve kansere yakalanarak hayatlarını kaybederler.
(*) ANTİJEN: Vücuda giren ve bağışıklık sisteminin tanımadığı her türlü yabancı maddeye denir.
 (**) ANTİKOR: Bağışıklık sistemince üretilen ve vücuttaki yabancı bir antijeni nötürleyen bir protein kompleksidir.
SARILIK
Sabahları taze sıkılmış salatalık suyu içilir bir bardak. diğer zamanlarda Papatya çayı içilir.
Sarılık için acı kavun suyu da serum fizyoloji ile karıştırılıp yüzde elli oranında burna damlatılır veya içilirse çok iyi sonuçlar verir
Sarılık (İkterus)
Sarılık bir hastalık değil, bir hastalık belirtisidir. Belirttiği hastalık ise, herhangi bir nedenden ötürü karaciğerde biriken safranın kana karışmaya başlamış olmasıdır. Bu oluşumun nedeni, yoğun kimyasal madde alımı, bir enfeksiyon veya organik bir bozukluk olabilir ve uzman doktor bu nedeni teşhis ederek tedaviyi başlatır. Bu rahatsızlığı başlatan neden ne olursa olsun, sarılık sürecinin kısalmasını sağlayabilecek bitki karışımları ile tıbbi tedavi desteklenebilir:
Hindiba 2 ölçü, aynısafa 2 ölçü, rezene 1 ölçü, pelinotu bir ölçü, andızotu kökü 1 ölçü, devedikeni tohumu 1 ölçü.
Bitkiler ve kökler çok ince kıyılır, ölçülür ve iyice karıştırılır. Bir tatlı kaşığı bitki, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır, 10 dakika demlendikten sonra süzülür ve balla tatlandırılır. Şeker hastaları tatlandırmaz. Sarılık devam ettiği sürece, 2 saatte bir yarım bardak içilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder