17 Eylül 2018 Pazartesi

HASTALIKLAR VE ONLARA İYİ GELME İHTİMALİ OLAN BİTKİLERDEN ÖNERMELER

BAZI RAHATSIZLIKLARA YÖNELİK FARKLI BİTKİSEL ÖNERİLER



  

Dalak hastalıklarına karşı: Pelin, şahtere, sedef çiçeği, oğulotu, andız kökü, acı badem, rezene, kereviz, hindiba, semizotu, söğüt yaprağı.
Kalp hastalıklarına: Oğul otu, biberiye, greyfurt kabuğu karanfil, andız kökü, Erdel kökü, Hindistan cevizi, tarçın, kuzukulağı, sığırdili, sinirli yaprak, misket elması ve limon.
Karaciğer hastalıkları için: Pelinotu, rezene, andız kökü, ayrık otu, kereviz, acı badem, kuru üzüm, hindiba, marul, semiz otu, kadın tuzluğu, ekşi nar, vişne ve sinameki
Mide hastalıklarında: Nane, pelin, biberiye, rezene, defne yaprağı, ardıç tohumu, anason, kimyon mestteki, semizotu ve hindiba.
 Mesane ve böbrek hastalıklarına karşı: Rezene, su teresi, nane, sedef çiçeği, meyan kökü, kereviz, ısırgan otu, kereviz tohumu, nohut, ardıç tohumu, papatya, badem, zerdali, kiraz, ebegümeci, marul, semizotu, hindiba ve arpa.
Dalak hastalıklarına karşı: Pelin, şahtere, sedef çiçeği, oğulotu, andız kökü, acı badem, rezene, kereviz, hindiba, semizotu, söğüt yaprağı.
Ökse otu; Kalbin atışlarını arttırır. Damar kireçlenmelerinde faydalıdır. Sara ve akciğer kanamalarında kullanılır.


  AKCİĞER HASTALIKLARI


Kakao ve harnup
Migren şikâyeti olanlar genelde çikolataya karşı açlık duymaya başladıklarında migren ağrılarının başlama devresine girmişler demektir. Unutmayınız ki, çikolatanın temel maddesi kakaodur. Harnup kakaoya karşı alerjisi olanlara ideal bir alternatif çözüm getirmektedir. Eğer kakaoya karşı alerjiniz varsa, keçiboynuzunu rahatlıkla tercih edebilirsiniz. Unutmayınız ki, kakao vücudumuzda alerjiye neden olan antikor üretimine sebep olmaktadır. Bu nedenle alerjiye yatkınlığı olanların veya alerjik reaksiyonları olanların kakao tüketiminde ölçülü olmalarını tavsiye ederim.
Özellikle okul çağındaki çocukların severek tükettikleri kakaolu süt ve ürünlerinde dikkatli olunuz. Eğer çocuğunuzda alerjik şikâyetler varsa ve alerjiye bağlı diğer rahatsızlıklar söz konusuysa (örneğin astım gibi) kakaolu besinlere karşı ölçülü olmakta büyük faydalar vardır. Kakaoya karşı alerjisi olan (alerji tipi-IgE) çocuklar için keçiboynuzu mükemmel bir alternatiftir. Keçiboynuzunun kakao karşısındaki diğer avantajı da oksalik asit içermemesidir. Çocukların ve yetişkinlerin ishallerinin durdurulmasında keçiboynuzu ideal bir destekleyicidir. Keçiboynuzunun içeriğindeki lignin ve pectin miktarları öylesine ilginç bir dengeyle kuruludur ki, mesleği gereği veya çalışma ortamlarından dolayı ağır-metal ya da radyoaktif madde alımına maruz kalanların veya ağır sanayi bölgesinde yaşayanların keçiboynuzu tüketimine mutlaka önem vermeleri gerekmektedir. Çünkü keçiboynuzu vücuttan ağır-metallerin atılmasında oldukça etkilidir.
Değerli okuyucu, teknolojinin ilerlemesi insana değişik kolaylıklar sağlamaktadır. Çeşitli hazır besinler günlük hayatımızda, iş yerimizde, mutfağımızda, çocuklarımızın okul kantinlerinde, hatta benzin istasyonlarının marketlerinde bile dikkat çekici durumda bize sunulmaktadır. Teknolojinin sunduğu bu tür kolaylıklar, insanın sağlıklı beslenmesine karşı hazırlanmış tuzaklardır.
Örneğin, çoğumuz televizyon karşısında atıştırmak üzere hazırlanmış sağlığımıza zarar veren ürünleri kullanıyoruz. Oysa bunların yerine televizyonun karşısında birkaç tane yavaş yavaş tüketeceğiniz keçiboynuzu hem keyif vericidir hem de sağlıklıdır. Birkaç zaman sonra vücudunuzda bunun olumlu etkilerini hissetmeye başlayabilirsiniz. Eğer, şeker hastasıysanız hiç çekinmeden günde birkaç tane çiğ olarak keçiboynuzu tüketebilirsiniz. Kan şekeriniz yükselmeyecektir. Çiğ olarak tüketilen harnubun, kan şekerini yükseltemeyeceğini bulduğumda hiç şaşırmadım diyebilirim. Çünkü bu özelliğinin içerebileceği bazı etkin maddelerde saklı olduğu şüphesini uzun zamandan beri taşıyordum.
Harnupun sağlıklı ve dengeli beslenmede çok önemli bir yeri vardır. Çok düşük oranda yağ içermektedir. Düşük kalorilidir. Yenildiği zaman insanı uzun zaman tok tutar. İshale karşı mükemmel bir takviyedir. Kabızlık şikâyeti olanların da tüketmesi gereken bir meyvedir. Belirli bir dönem keçiboynuzu tüketenler, sindirim sistemlerinin nasıl harekete geçtiğini ve kabızlık problemlerinin de yavaş yavaş ve düzenli bir şekilde nasıl ortadan kalktığını hayretle görebileceklerdir. Kısaca, hem ishal hem de kabızlık şikâyetlerine karşı kullanılır. Dengeli ve sağlıklı beslenmenin bilincinde olan birçok bilim adamı tanıyorum. Bu kişiler çikolata, kek veya kremalı pasta yerine harnupu tercih etmektedirler.
Nefes darlığı ve astım


Ardıç Kozalağı, Yaprağı ve Çayının Faydaları        

Ardıç Kozalağı ve Ardıç Yaprağı Faydaları, Çayının Yapılışı
Özellikle ardıç kozalağı ile tedavi süreci çok eskilere dayanır. 1844 yılında Berlin’de yapılan yanlış bir deneme neticesi ardıç yağı ve kozalağı ile tedavinin yan etkileri olduğu iddia edilerek ta 1993 yılına kadar bir nevi rafa kaldırılmıştır.
Ancak 1993 yılında Prof Dr Heinz Schilcher, Berthold M. Hell Berlin Üniversitesinde yapmış oldukları deneylerde ardıç yağı ile ardıç kozalağının birçok hastalığın tedavisinde kullanılabileceğini tespit etmişlerdir. Ayrıca bu bilim adamları geriye dönük yaptıkları incelemede ardıç  yağı ve ardıç kozalağı ile tedavinin 1844 yılında ilmi olmayan çalışmalar nedeniyle rafa kaldırıldığını, ardıç kozalağı ve yağı ile yapılan tedavilerin hiçbir yan etkisinin olmadığını bulmuşlardır.
Bu kısa bilginin ardından yağının faydalarını başka bir yazımıza bırakarak isterseniz ardıç yaprağı ve kozalağının hangi hastalıklarda bize şifa dağıttığını görelim.
Ardıç Kozalağı Neye İyi Gelir, Faydaları Nelerdir?
İdrar Yolları Enfeksiyonları ve idrar söktürmede etkilidir. Hastalık sonrası toparlanma süresini kısaltır. İdrar yolları enfeksiyonlarını kurutmada çok tesirlidir. Bu hususta yapacağınız aşağıdaki tarifimiz doğrultusunda ardıç kozalağı çayı hazırlamak.
Yüksek tansiyonu düşürücü etkisi vardır. Tansiyonunuzu ardıç kozalağı çayı ile dengeleyebilirsiniz.Metabolizmayı kuvvetlendirmede, kan şekerini düşürmede çayı oldukça faydalıdır. Sindirim sisteminizin güçlü olmasını ve kan şekerinizin düşmesini sağlayabilirsiniz. Şeker (diyabet) hastaları gönül rahatlığı ile kullanabilirler.
Ardıç kozalağı çayı nasıl hazırlanır?
14, 15 adet ardıç kozalağını içerisinde 400 ml. kaynamış sıcak su bulunan çaydanlığa koyun. Koyduğunuz kozalakları yaklaşık 10 dakika bekletin ve demini almasını bekleyin. Demlendikten sonra süzün ve için.
Ardıç kozalaklarını siz de toplayarak kendi çayınızı yapabilirsiniz. Tek yapmanız gereken eylül ayı ve ekim ayı sonlarına kadar ardıç kozalaklarını toplayıp güzelce kurutmak.

Bildiğiniz gibi aşırı kilolar birçoğumuzun en büyük sorunu. Hem en büyük sorun hem de moral bozucu bir durum. Tabi aşırı kilonun sağlımız için oluşturduğu büyük tehlikeleri ise söylemeye bile gerek yok. Artık tereyağlı kahve ile zayıflamak çok daha kolay.

Keçiboynuzu, Anadolu’da harnup olarak da bilinir. Batı Akdeniz bölgesinde kısaca “boynuz” da denilmektedir. Keçiboynuzunun en büyük özelliği nefes darlığına karşı oldukça etkili olmasıdır. Keçiboynuzunun nefes darlığına karşı etkili olan etkin maddesi hemen hemen başka hiçbir bitkide bulunmamaktadır. Bu etkin madde aynı zamanda bazı alerjik astım rahatsızlıklarında öylesine etkilidir ki, kullanmaya başladıktan hemen sonra sonuç almak mümkün olabilmektedir.
Ayrıca, alerjinin neden olduğu nefes darlığı problemlerinde büyük bir başarıyla uygulanabilir. Alerjik nefes darlığı çeken birçok insan tanıdım. Bu insanlar yılın belli mevsimlerinde kortizon tedavisinden başka çare bulamıyorlar, öksürük krizlerinin nedenli şiddetli olduğunu anlatıyorlardı. Keçiboynuzunu önerdiğim bu insanların çoğu daha hemen ertesi gün rahatlamaya başladıklarını söylediler. Çocuklarda, keçiboynuzu (harnup) kürünü uygularken dikkat edeceğiniz en önemli nokta günde bir defa ve sadece sabah kahvaltısı arasında tüketilmesidir. Öğle veya akşam uygulanmaması gerekir. Guatr rahatsızlığından dolayı nefes darlığı çekenler de bu kürden olumlu sonuçlar aldıklarını belirtmişlerdir.
Tablo: Keçiboynuzunda bulunan bazı etkin maddeler
Alpha-aminopimelic acid
Concanavalin
Beta-D- glucolgallin
Myo-inositol
Beta-D-...galloylglucose
Pentosane
Capronic acid
Primverose
Catechin-tannin
Tanin
Ceratose
Tocopherol
Chiro-inositol
Xylose
Keçiboynuzunun içerdiği gallik asit insan sağlığı üzerinde çok yönlü özellikleri olan bir maddedir. Bu özelliklerinden bazıları aşağıdaki tabloda belirtilmiştir. Bu tablodan da görüldüğü gibi gallik asit çok yönlü bir maddedir. Bu maddenin belirtilen bu özelliklerini artıran ve takviye eden keçiboynuzunda bulunan promotor maddelerdir.
Tablo: Gallik asitin etkin özellikleri
Analgesic
Ağrı kesici
Antiallergenic
Alerjiye karşı
Antiasthmatic
Astıma karşı
Antibacterial
Bakteri yok edici
Antibronchitic
Bronşite karşı
Anticancer
Kansere karşı
Antihepatotoxic
Karaciğeri toksinden arındırıcı
Antioxidant
Serbest radikalleri yok edici
İmmunostimulant
Bağışıklık sistemini stimüle eden
Antiviral
Mikroplara karşı etkili
Antiseptic
Antiseptik
Cancer-preventive
Kansere karşı koruyucu
Antinitrosaminic
Nitrozamin yok edici
Bronchodilator
Bronş genişletici
Antipolio
Çocuk felcine karşı
Akciğer ödemine karşı keçiboynuzunun desteği bulunmaz bir imkândır. Akciğerlerde oluşan ödeme karşı spesifik olarak etkilidir. Balgam söktürücü ve astıma karşı tedavi edici gücü çok fazladır.
Sigara içenler keçiboynuzu kürüne başladıktan bir kaç gün sonra nasıl balgam çıkardıklarını hayretle gözleyebileceklerdir. Keçiboynuzunun, insanlığın korkulu rüyası olan akciğer kanserini önlediğini gördüğüm zaman heyecanımdan günlerce uyku uyumadığımın farkına bile varmamıştım. Keçiboynuzunun bu koruyucu ve önleyici özelliği tabiat ananın insanlara olan bir lütfudur. Ödemli akciğer kanseri hastalarda, ödemin uzaklaştırılmasında keçiboynuzunun olumlu etkisi hiç de yabana atılmayacak kadar önemlidir.
Keçiboynuzu, akciğer kanserini önleyen mükemmel bir meyvedir. Ancak, akciğer kanserine yakalanmış olanlar için tedavi etme gücü çok zayıftır. Burada da belirtmekte tekrar fayda görüyorum. Bir bitkinin hastalığı önleyici özelliğiyle o hastalığı tedavi etme özellikleri birbirlerinden farklı şeylerdir. Keçiboynuzu kürü insan vücudunda bulunan OGG1 (8-OxoGuanine DNA Glycosylase) enzimini aktive etme özelliğine sahiptir. OGG1 enzimi, akciğer kanserinin oluşumunda oldukça etkilidir. Akciğer kanserine yakalanmış hastalarda OGG1 enziminin aktivitesinin düşük olduğu gözlenmiştir.
Yapılan klinik deneyler OGG1 enziminin aktivitesinin düşük olması durumunda, akciğer kanserine yakalanma riskinin on misli artış gösterdiğini ortaya koymuştur. Keçiboynuzu (harnup) kürü OGG1 enziminin aktivitesini yükselterek, bu kanser türüne karşı güçlü bir önleyici özellik göstermektedir. Sigara içenler zaman zaman kürünü uygulamaları halinde keçiboynuzunun akciğer kanserine karşı önleyici gücünden büyük faydalar göreceklerdir.
Keçiboynuzu aynı zamanda hareketli sperm sayısını arttıran özelliğe de sahiptir. Aktif sperm sayısı az olan ve az sperm sayısından dolayı çocuğu olmama riski yüksek baba adaylarının kullanmasında çok büyük fayda vardır. Kısaca, sperm sayısı az olanlar için ideal bir bitkisel çözümdür. Bugüne kadar hareketli (aktif) sperm sayısının azlığından dolayı baba olamayan onlarca insan tanıdım, hemen hemen hepsi de keçiboynuzu kürünü uyguladıktan dört-beş ay sonra baba olacaklarını müjdelemek için beni aramışlardır.
İsviçreli çok yakın bir aile dostum aynı sorunla karşı karşıyaydı. Kendisi uzun yıllar bu konuda çok değişik tedaviler görmüş ve sonuç hep başarısızlıktı. Kendisine keçiboynuzu kürünü önerdiğim zaman bana tereddütle bakarak “Şaka yapıyorsun herhalde” demişti. Ne de olsa 13 yılın verdiği başarısızlık ve ümitsizlik vardı. Ama bu konuda çok ciddi araştırma sonuçlarımın olduğunu söyledim. Bunun üzerine derhal uygulamaya karar verdi. Türkiye’den keçiboynuzu getirttim ve kullanmaya başladı. Kullanmaya başladıktan beş ay sonra baba olabileceğini öğrendiğinde mutluluğunu ilk benimle paylaştı. Bir kaç ay sonra bana keçiboynuzunun içerdiği ilgili etkin maddenin ne olduğunu sordu ve bunu hemen ilaç sanayine kazandırabileceğimi ve ticari olarak da iyi para kazanabileceğimi söyledi. Ben de bitkiler üzerine yaptığım tüm çalışma ve araştırmalarımı insanlığın hizmetine karşılıksız olarak sunduğumu ve herhangi bir beklentimin olmadığını söyledim. Şu anda meslektaşım üç çocuk sahibi olmanın mutluluğunu yaşıyor.
Keçiboynuzu ve sperm hareketliliği
Erkeklerdeki sperm sayısının 40 milyon/ml veya yukarısı normal değerdir. Bu sayı azaldıkça kadının hamile kalabilme olasılığı da azalır. Mühim olan sadece sperm sayısı değildir. Sperm sayısı normal düzeyde (40 milyon/ml ve yukarısı) olsa bile, eğer hareketli sperm sayısı az ise bu takdirde kadının hamile kalma riski de azalır. Spermlerin hareketliliği de önemlidir. Toplam sperm sayısı 7-8 milyon/ml civarında olup da baba olan birçok insan tanıyorum. Bu nasıl oluyor?
Uygulanan keçiboynuzu kürü, düşük seviyede olan 7-8 milyon/ml içerisindeki hem hareketli sperm sayısını yükseltiyor hem de hareketli spermleri daha hareketli duruma getiriyor. Bir taraftan az sayıdaki hareketli sperm sayısını yükseltmekte diğer taraftan da mevcut hareketli spermlere daha fazla hareketlilik kazandırmaktadır. Normal sperm sayısı oldukça düşük olmasına rağmen, spermlerin belli bir yüzdesinin hareket hızı yükseldiğinden yumurtaya ulaşma oranı yükselmektedir. Bu sayede sperm sayısı normal sayının altında olmasına rağmen hamilelik başlayabilmektedir.
Keçiboynuzu ve sperm acrosome aktivitesi
Hamileliğin oluşabilmesi için sperm sayının normal düzeyde olması gerektiğini belirtmiştim. Bazı durumlarda toplam sperm sayısı normal seviyesinde olduğu halde ve hareketli sperm sayısı da normalken hamilelik çok zor gerçekleşebilmektedir. Bunun sebebi nedir? Spermlerin baş kısmında bir kesecik bulunmaktadır. Bu keseciğe acrosome denir. Bu keseciğin içerisinde çok sayıda değişik enzimler bulunmaktadır. Sperm, yumurtaya temas ettiği anda, acrosome içerisindeki enzimler yumurtanın membranını (zarını) parçalarlar (çözerler, eritirler) sperm yumurtanın içerisine girer ve döllenme başlar.
İşte, yumurta zarıyla temas eden sperm-acrosomunun içerdiği enzimler yeterli aktiviteye sahip değillerse, yumurtanın membranını (zarını) parçalayamazlar (eritemezler, çözemezler). Ve yumurtanın döllenmesi mümkün olmaz. Görülüyor ki, hareketli sperm yumurtaya ulaştığı halde döllenme mümkün olmayabilmektedir. İşte, keçiboynuzu kürü hem hareketli sperm sayısını artırmakta, hem hareketli spermleri daha hareketli kılmakta ve hem de spermin baş kısmında bulunan acrosome içeriğindeki enzimlerin aktivitesini yükselterek, yumurta zarının parçalanmasına imkân sağlamaktadır.
İktidarsızlığa karşı adeta mucize çözüm keçiboynuzudur. Keçiboynuzu kürünün etkisini viagrayla mukayese etmek mümkün değildir. Keçiboynuzu kürü, iktidarsızlık için viagranın bir gecelik getirdiği çözüme karşı bir defalık veya bir gecelik çözüm getirmemektedir. Aksine, iktidarsızlığı tedavi ederek uzun bir zaman dilimi içerisinde kalıcı çözüm getirmektedir. Dönem dönem uygulanacak kürle de iktidarsızlığı ortadan kaldırabilmektedir. Bu kür İktidarsızlık çeken erkeklerin hiç çekinmeden kullanabilecekleri bir kürdür. Herhangi bir yan tesiri olmayan bu uygulama, iktidarsızlık şikâyetleri olan erkekler için ideal bir yardımcıdır. Viagranın belirtilen yan tesirlerinin hiçbiri keçiboynuzu küründe yoktur.
Keçiboynuzu kürü uygulanırken, iktidarsızlığa karşı etken olan etkin maddelerinin önce vücutta depolanmaları gerekir. Bu etkin maddeler vücutta ancak belirli bir seviyeye ulaştıktan sonra hücre içindeki transformasyon mekanizmasını harekete geçirerek (uyararak) etkilerini göstermeye başlarlar. Hücre içinde etkinliğini (aktifliğini) kaybetmiş olan bazı enzimleri aktive ederek şikâyetlerin ortadan kalkmasına neden olurlar. Etkin maddelerin, vücudumuzda depolandıktan sonra etkilerini göstermeye başlamaları hemen hemen bütün bitkisel kürler için geçerlidir. Kürün uygulanması esnasında etkin maddelerin önce vücudumuzda depolanması gerektiğinden genel olarak tüm bitkisel kürlerin sonuca ulaşması (etki edebilmesi) zaman almaktadır. Bu nedenle bitkisel kürleri uygularken sabırlı olmak gerekir.
Bu kürü uygulamak isteyen şeker hastalarının önce hekimlerine danışmaları gerekir. Çünkü keçiboynuzu fazla miktarda şeker içermektedir. Yaklaşık 85.000 ppm fruktoz, 95.000 ppm glikoz 215.000 ppm sakaroz içerir. Diğer bir ifadeyle eğer 100 gram keçiboynuzu tüketilirse yaklaşık 8,5 g fruktoz, 9,5 g glikoz ve 21,5 g sakarozu vücudumuza almış oluruz. Bu kürü uzun müddet uygulayanların göz ardı etmemeleri gereken bir nokta da, bir miktar kilo aldırmasıdır. Değerli okuyucu, aşağıdaki uygulama şekillerinden herhangi birine göre keçiboynuzu kürünü uygulamaya karar verirseniz ya da keçiboynuzunu çiğneyerek tüketirseniz kan şekerinizin yükselmeyeceğini biliniz.
Şeker hastalarının birçoğu keçiboynuzunun kan şekerlerini yükselteceğini düşünürler, halbuki bu yanlış bir düşüncedir. Kan şekerini yükselten keçiboynuzunun pekmezidir. Bu nedenle şeker hastalarının keçiboynuzu pekmezini tüketirken dikkatli olmaları ve hekimlerine danışmaları gerekir. Tekrar belirtmekte fayda görüyorum, aşağıda belirtmiş olduğum uygulama şekillerine göre, haşlanmış keçiboynuzu suyu şeker hastalarının kan şekerini yükseltmemektedir.
Çok sık karşılaştığım bir soru da şudur: “Keçiboynuzu fruktoz, glikoz ve sakaroz gibi şeker çeşitlerini bol miktarda içerdiği halde, çiğ olarak tüketildiğinde veya haşlama suyu içildiğinde nasıl oluyor da kan şekerini yükseltmiyor? ” Bu sorunun cevabı, keçiboynuzunun aynı zamanda şeker dengeleyici etkin maddelere sahip olmasında yatmaktadır. Keçiboynuzu pekmezi hazırlanırken şeker dengeleyici etkin maddeler büyük bir oranda yok olduğundan pekmez kan şekerini yükseltmektedir. Birçok kimse, pekmezinde de aynı şifa gücü vardır diyerek keçiboynuzu kürlerini pekmeziyle yapmaktadırlar. Bu düşünce doğru değildir. Keçiboynuzu pekmezi belirtmiş olduğum rahatsızlıklara karşı en fazla %20 oranında etkilidir.
Yeri gelmişken önemli bir noktayı açıklamakta fayda görüyorum. Keçiboynuzunu kesinlikle on dakikadan fazla haşlamayınız. On dakikanın üzerindeki haşlama süresinde kan şekerini yükseltme riski başlamaktadır. Aşağıda vermiş olduğum uygulama şekillerinde haşlama süreleri, uygulanacak olan küre göre üç ile sekiz dakika arasında değişmektedir. Dikkat edilecek olursa, keçiboynuzuyla ilgili olarak belirtmiş olduğum hiçbir kürde sekiz dakikanın üzerinde haşlama süresi yoktur.
İyi huylu prostat büyümesi (benigne prostate hyperplazy) şikâyeti olanların zaman zaman keçiboynuzunu çiğ olarak tüketmeleri çok faydalıdır. Çünkü keçiboynuzu, iyi huylu prostat büyümesine neden olduğu bilinen 5-alpha-reductase enziminin aktivitesini düşüren (inhibe eden) beş tane etkin maddeye sahiptir. Bu etkin maddelerden en önemli iki tanesi palmitic acid ve stearic aciddir. 5-alpha-reductase enziminin aktivitesi ne kadar yüksekse iyi huylu prostat büyümesi (benigne prostate hyperplazy) o kadar hızlı gelişir. Prostatın büyümesi bir takım şikâyetleri de beraberinde getirmektedir. İyi huylu prostat büyümesinin neden olduğu şikâyetlerin başında idrar yapma zorluğu, idrar kesesini tam boşaltamama, sık sık idrara çıkma isteği, geceleri birden fazla idrara kalkma ve idrar yaparken çatallanma veya fıskiye şeklinde gelir.
Değerli okuyucu, kitapta belirtilen tüm uygulamaları size önerildiği şekilde hazırlayınız ve uygulayınız. Uygulama sürelerine ve miktarlarına uyunuz. Tabiat ana bir denge, nizam ve kural üzerine kuruludur ve belirli kurallara göre çalışmaktadır. İnsan da tabiat ananın bir parçası olduğuna göre insan vücudu da aynı şekilde belirli dengeler çerçevesinde çalışmaktadır. Örneğin, demir. Demir, insan vücudu için hayati önem taşıyan bir maddedir. Demirin eksikliği de, fazlalığı da insan vücudu için zararlıdır.
Bazı insanlar vitaminlerin çok faydalı olduklarına inandıklarından vitamin haplarını fazla fazla kullanırlar. Çünkü fazlasının insan vücuduna zarar vermediğini zannederler. Unutmayınız ki, vitaminlerin eksikliği sağlığımız açısından hayati önem taşırken, fazlası da vücudumuza zarar verir. Aynı şekilde size önerilen bitkileri de belirtildikleri şekilde kullanmak gerekir. Daha çabuk sağlığıma kavuşurum düşüncesiyle fazla kullanmak yanlıştır. Doğru olan, hastalığın ve şikâyetlerin durumuna göre önerilen kürü dönem dönem tekrar etmektir
Değerli okuyucu, keçiboynuzunun değirmende öğütülerek un haline getirilmiş ve hazır paketlenmiş şeklini bulmak mümkündür. Keçiboynuzunun pekmezi de satılmaktadır. Her ikisi de kitabımda bahsettiğim kürler için uygun değildir. Çünkü öğütülme (un haline getirme) esnasında havayla temas eden bir ok etkin madde oksitlenerek veya havanın oksijeniyle reaksiyona girerek tedavi edici özelliğini kaybetmektedir. Keçiboynuzu pekmezinin de aynı derecede etkili olabilmesi için üretimi esnasında uygulanması gerekli bazı kurallar vardır. Bu kurallar yerine getirildiği ve önlemler alındığı takdirde keçiboynuzu pekmezi de aynı amaçla kullanılabilir hale getirilebilir. Ancak, piyasada mevcut hiçbir marka henüz amaca uygun üretim yapamamaktadır.
Keçiboynuzu pekmezi yapılırken uzun müddet kaynatıldığı için, içerdiği birçok etkin madde özelliğini kaybetmekte veya şifa veren gücü önemli ölçüde zayıflamaktadır. Bu nedenle, kitabımda bahsettiğim keçiboynuzu kürlerinden başarılı sonuç alabilmek için onun tabii halini kullanmak gerekir. Aktarlarda bu amaçla tabii haldeki keçiboynuzunu bulmak mümkündür. Hem daha ucuz hem de çok daha etkilidir. Aktarlardan keçiboynuzunu alırken dikkat etmeniz gereken nokta kırılmamış, ezilmemiş ve parçalanmamış olmalarıdır. Kısaca, satın alacağınız keçiboynuzlarının bütün halinde olmasına özen gösteriniz.
Kür amaçlı kullanılacak keçiboynuzunun pekmezi veya çiğ olarak tüketilmesi uygun değildir. Ancak, şikâyetiniz kabızlık veya ishalse bu durumda çiğ olarak tüketilmesi gerekir. Söz kabızlıktan açılmışken, ayva çiğ olarak tüketildiği takdirde kabızlığı tetikleyen bir meyvedir. Eğer, pazardan aldığınız ayva çok sertse, onu kabızlığa karşı kullanabilirsiniz.
Yarım litre kaynamakta olan suyun içerisine orta büyüklükteki ayvayı kabuklarını soymadan ortadan en az dörde bölerek atınız. Kaynayan suyun içerisine atmadan çekirdeklerini mutlaka çıkartınız ve hafif ateşte sadece dört dakika haşlayınız. Ilımaya bırakınız. Ilık olarak suyunu içiniz. Arzu edilirse pişmiş ayva parçalarını da tüketebilirsiniz. Hem çiğnemesi kolaydır, hem bağırsak florasını düzenleyicidir, hem de sindirime yardımcıdır. Bu amaçla halk arasında “ekmek ayvası” olarak bilinen cinsini kullanmayınız. Bu özellik sert ayvada vardır.
Akciğer kanseri ve keçiboynuzu
Değerli okuyucu, akciğer kanseri hastalarında radyoterapiye bağlı fibroz doku oluşabilmektedir. Fibrotik dokunun oluşması neticesinde ödem oluşabilmekte ve bu durum hastanın yaşam kalitesini oldukça zorlaştırmaktadır. Fibroz doku oluşumu aynı zamanda öksürüğü de tetikleyerek hastanın şiddetli öksürük krizleri yaşamasına neden olabilmektedir. Ayrıca, fibroz dokunun oluştuğu bölgede sekresyon (vücut sıvısının salgılanması) artışı olduğundan öksürükle beraber sarı renkli sekret sıvı da dışarı atılmaktadır.
Genel olarak, akciğerde oluşan ödemi uzaklaştırmada keçiboynuzu kürü mükemmel bir yardımcıdır.Kür 1: Genel nefes darlığı, alerjik nefes darlığı ve soğuk alerjisi durumunda
Orta büyüklükteki keçiboynuzundan 6-7 tanesini önce soğuk su altında yıkayınız. Daha sonra bunları küçük küçük (3-4 cm uzunluğunda) kırarak, kaynamakta olan yarım litreye yakın suyun içine atınız. Hafif ateşte 7-8 dakika kaynatınız. Soğuduktan sonra süzerek suyunu cam şişeye doldurunuz. Buzdolabında en fazla üç gün beklete- bilirsiniz.

Hergün sabah kahvaltısı arasında ve akşam yemeğinden önce bir çay bardağı içilir. Yaklaşık yarım litre olarak hazırladığınız keçiboynuzu suyu üç gün buzdolabında bozulmadan korunabilir. Her üç günde bir, taze olarak hazırlamanız gerekecektir. Hiç ara vermeden 20 gün uygulayınız. Yirmi gün tamamlandıktan sonra aynı şekilde hiç ara vermeden 15 gün devam ediniz. Onbeş günlük kürü uygularken bir çay bardağı içerisine bir küçük çay kaşığı bal ilave edip karıştırınız, sabah kahvaltınız arasında ve akşam yemeğinden önce birer çay bardağı içiniz. Keçiboynuzu kürünü uygularken sabah kahvaltınızda ayrıca bal tüketmeyiniz.
Dikkat: 5 ile 12 yaş arasındaki çocuklarda nefes darlığı veya alerjiye bağlı nefes darlığı söz konusu ise, bu taktirde uygulama 1’ e göre sadece bir çay bardağı sabah kahvaltısı arasında içilecektir. Akşam yemeklerinde içilmeyecektir Dikkat: Bu kürü uygularken kahvaltıda ayrıca bal tüketmeyiniz. Daha güçlü olur diye bir çay kaşığından daha fazla bal ilave etmeyiniz.Kür 2: Akciğer kanserini önleyici olarak
Kür 1 den en önemli farkı ve dikkat edilmesi gereken nokta kaynama süresidir. Soğuk su altında 6-7 adet keçiboynuzunu yıkadıktan sonra 600-650 ml (yarım litreden biraz fazla) kaynamakta olan suyun içine kırarak atınız. 3-4 dakika hafif ateşte ağzı kapalı olarak kaynadıktan sonra 20 dakika soğumaya bırakınız. Yirmi dakika sonra harnup parçalarını temiz bir kaşık ile kabın içerisinden çıkartınız. Soğuduktan sonra temiz bir kaba suyunu alınız. Her ay 4 gün, sabah ve akşam birer çay bardağı içilir.
Kür 3: Hareketli sperm sayısını ve kalitesini artırıcı ve de erkeklerdeki iktidarsızlığa karşı
Kaynamakta olan yaklaşık yarım litre suya 6–7 adet keçiboynuzunu küçük küçük kırarak atınız. Ağzı kapalı olarak hafif ateşte 3 dakika kaynatınız. Kaynama süresi tamamlandıktan sonra ocağın altını kapatınız ve 20 dakika dinlendiriniz. Dinlenme süresi tamamlandıktan sonra kaşıkla keçiboynuzu parçalarını çıkartınız. Soğuduktan sonra yarısını sabah aç karna, diğer yarısınıda akşam yatağa giderken içiniz. Bu uygulamaya bir hafta boyunca hergün devam ediniz. Birinci haftadan sonra 3 ay boyunca hergün akşam yatağa giderken bir su bardağı içiniz. Daha sonraki aylarda zaman zaman uygulayınız.
Kür 4: Akciğer ödemine karşı
Kaynamakta olan yaklaşık yarım litre suya 6–7 adet keçiboynuzunu küçük küçük kırarak atınız. Ağzı kapalı olarak hafif ateşte 6 dakika kaynatınız. Kaynama süresi tamamlandıktan sonra ocağın altını kapatınız ve 15 dakika dinlendiriniz. Dinlenme süresi tamamlandıktan sonra kaşıkla keçiboynuzu parçalarını çıkartınız. Soğuduktan sonra üçte birini sabah aç karna, üçte birini öğlen aç karına, son kalan üçte birini de akşam yatağa giderken içiniz. Bu uygulamaya bir hafta boyunca hergün devam ediniz. İkinci haftadan itibaren haftada dört gün ödem tamamen bitene kadar kür uygulamaya devam edilir.

Kedi otu
Valeriana Officinalis
Amerika ve Avrupada birçok araştırma merkezi son 7 – 8 yıldır kediotunun etkin maddeleri üzerine yoğun bir şekilde araştırma yapmaktadır. Halâ daha tanımlanmamış, belirlenememiş yüzün üzerinde etkin maddesi var. Kediotu iyi test edilmiş mükemmel bir uyku ilacıdır. Herhangi bir yan tesiri olmayan bir bitki. Uyku ilacı kullananlar ertesi gün kalktıklarında sersemlik ve halsizlik hissederler. Ertesi sabah kalktığınızda uyku haplarının verdiği sersemliği ve yorgunluğu yaşamadan huzurlu ve rahat bir uyku çekmek ister miydiniz? İşte bu noktada yardımcınız, doğal olarak hafif bir bitkisel yatıştırıcı olan kediotudur. Tüm bunların dışında, iç sıkıntısı, endişe, korku yada kuruntunun yarattığı psişik gerilim içeren huzursuzluk hallerinde kediotu adeta mucizevi etkiye sahiptir. Milyonlarca insan zaman zaman uykusuzluk çekmekte, uykuyu alamama şikâyetleri yaşamakta veya uykuya dalmakta zorlanmaktadırlar. Bu tür şikâyetlere karşı kullanılan ilaçların alışkanlık yaptığı, ilacı bırakamama gibi korkutucu yan etkileri vardır. Kediotu’nun alışkanlık yapma gibi bir özelliği bulunmamaktadır. Kediotu bitkisi, bağımlılık yapmadan, kişiyi güvenli bir şekilde sakinleştiriyor. Kediotunun belirttiğim tüm bu özellikleri enaz ikibin yıldan beri bilinmektedir.
Yukarıda belirtilen özellikler için bu bitkinin kökleri kullanılmaktadır. Hemen hemen tüm Avrupa ülkelerinde uyku getiren ve angsiyeteyi ortadan kaldıran, haif bir uyutucu olarak onaylanmıştır ve yaygın olarak kullanılmaktadır. İsviçre, İtalya, İngiltere ve Belçikada uykusuzluğa karşı reçetesiz bir ilaç olarak satılmaktadır. Sadece Fransada bir yılda on milyon kediotu ekstresi satılmaktadır.
Üzerinde bu kadar çok araştırma halen devam etmesine ve de yüzlerce bilimsel makale yayınlanmasına rağmen, kediotunun hangi etkin kimyasal maddelerinin, merkezi sinir sistemini yatıştırdığı halâ daha bir tartışma konusudur. Bugün için kediotunda 150 nin üzerinde bilinen etkin madde vardır. Bunların ancak, birkaç tanesi hakkında bilimsel veriler bulunmaktadır.
Kedi otunu ne zaman kullanabilirsiniz: Uçağa binme korkunuz var ise, binmeden önce. Stres anlarında sakinleşmek için, kaslarınızın gevşemesi için, daha iyi uyumanız veya uykudan dinlenerek kalkabilmek için. Toplum önünde konuşurken heyecanlanıyor iseniz, bu taktirdede kediotunu kullanabilirsiniz. Sakinleştirici ilaçları bırakırken, yaşanan sıkıntıları oldukça iyi bir şekilde hafifletebilmektedir.
Hafif angsiyete veya uyku sorunlarınız olduğunda kendi başınıza kediotu köklerinin ekstresini almanızda bir sakınca yoktur. Eğeri ciddi boyutlarda angsiyete veya uykusuzluk sorunlarınız var ise ya da psikiyatrik sorunlarınız olduğu yönde bir tanı konulmuş ise kediotu ile kendi kendinizi tedavi etmeden önce doktorunuza danışınız.
Not: Buradaki bilgilerin herhangi rahatsızlığı teşhis amacı yoktur. Eğer bir rahatsızlığınız var ise bir hekime danışınız


Alerjik mevsimler ve Hepatit hastaları



Bahar mevsiminde çiçek tozları (polen) bir çok insanda alerjiye neden olmaktadır. Hatta, yaz mevsimine girerken halk arasında saman nezlesi (alerjik rinit) olarak bilinen alerjik reaksiyonlar ortaya çıkmaktadır. Bu dönemlerde karaciğer metabolizması da olumsuz etkilenmektedir. Hepatit-C veya hepatit-B virüsü taşıyanların karaciğer değerlerinde (ALT ve/veya AST, ALP, GGT) fluktasyonlar (iniş-çıkış) gözlenebilmektedir. Bunun sebebinin özellikle alerjik  kaynaklandığı belirtilmektedir. Çünkü, alerjik mevsim denilen bahar başlangıcı ve yaz mevsimine geçişlerde soluduğumuz havada bulunan polenler veya mevsim gereği tozlar, insan vücudunda alerjik reaksiyonlara neden olmaktadır. Unutmayınızki, alerjik reaksiyonlar bir şekilde karaciğeri zorlamakta ve çalışmasını olumsuz etkileyebilmektedir. Sonuçta, Hepatit-B veya C taşıyıcılarında ALT ve/veya AST,ALP, GGT değerleri iniş-çıkış (fluktasyon) gösterebilmektedir. Bu konuda hekiminize danışınız.


Andız otu kökü ezilip balla karıştırılarak yenirse akciğer kanamasına çok iyi gelir. Üzüm şırasının içinde bir ay bekletilen andız otu akciğer rahatsızlıkları ve vereme iyi gelir.
Hıyar suyu akciğer rahatsızlıklarına iyi gelir.
Melek otu akciğeri kuvvetlendirir.
Şalgam akciğer bronşların temizlenmesine yardımcı olur.
Tarçın ağacı akciğerleri kuvvetlendirir.

ASTIM

Andız otu kökü ezilip balla karıştırılarak yenirse astıma çok iyi gelir.
Çam filizi (75 gram) akşamdan bir litre su içine bırakılıp sabahleyin kaynatılarak on dakika dinlendirildikten sonra balla karıştırılarak günde iki kahve fincanı içilirse, astıma çok iyi gelir. Sıcak içilmelidir.
Deve tabanının suda kaynatılıp, buharının solunması astıma ve her türlü nefes darlığına iyi gelir.
Maydanoz tohumlarının ve yapraklarının kaynatılması ile elde edilen saf maydanoz suyu astıma iyi gelir.
Nar, havuç ve soğan astıma iyi gelir.

BAĞIRSAK ENFEKSİYONLARI

Anason çayı hazmı kolaylaştırır ve bağırsak gazlarını yok eder.
Ardıç meyveleri bağırsak gazlarını önler.
Armut, bağırsakları yumuşatır.
Asma çubuklarından çıkan sıvı bağırsak kanamalarına karşı kullanılır. Bazı yerlerde bu sıvı göz damlası olarak da kullanılır.
Ayva bağırsağı kuvvetlendirir.
Bamya sindirim sistemini düzenler, bağırsakları yumuşatarak kabızlığı önler.
Biberiye çayı, mide ve bağırsak rahatsızlıklarına iyi gelir. Safra kesesi salgısını çoğaltır.
Bira mayası hazımsızlık ve bağırsak zorluklarına karşı etkilidir. Ayrıca bağırsaklarda çürüyen besinlerin oluşturduğu zehirli maddeleri zararsız hale getirir. Bağırsak iltihabına, iyi gelir. İki üç kahve kaşığı bira mayası bir bardak suya karıştırılarak günlük olarak tüketilebilir.
Fasulye' nin bağırsak temizleyici niteliği bulunur.
Havuç tohumlarından yapılan şurup, mide ve bağırsak gazlarını, kanamalarını ve iltihaplarını önler.
Isırgan otu özü metabolizma rahatsızlıklarının yanı sıra bağırsak, mesane, böbrek, dalak hastalıklarına iyi gelir.
Kabak çekirdeği bağırsak kurtlarını düşürücü, zehirli olmayan önemli bir tedavi maddesidir. Büyüklerin 700 gram, küçüklerin ise 400 gram kabak çekirdeğini aç karnına yemeleri gerekmektedir. Ayrıca; çekirdekleri yedikten 2-3 saat sonra bir çay bardağı hint yağı içmek istenen sonuç açısından etkilidir.
Kavun bağırsakları yumuşatır.
Kekik bağırsak parazitlerine iyi gelir.
Kimyon, karın ağrısına, mide ve bağırsak rahatsızlıklarına iyi gelir.
Lahana çiğ olarak yenildiğinde sindirim sistemi rahatsızlıklarına, bağırsak tıkanıklığına, bağırsak tembelliğine, bağırsak kurtlarına iyi gelir.
Lavanta çiçeği çayı bağırsak gazlarını yok eder.
Melisa bağırsak ağrılarına çok iyi gelir.
Nar kabuğu bağırsak kurtları ve solucanları düşürücü etki yapar.
Nohut bağırsakları yumuşatır.
Salep bağırsak tembelliğine iyi gelir.
Semizotu bağırsakları yumuşatır.
Tarçın ağacı yapraklarından ve kabuklarından elde edilen tarçın yağı bağırsakları düzenler. Hazmı kolaylaştırır, ağrıları dindirir, mide kramplarını giderir.
Tarhun otu, limon, elma, incir domates Bağırsak enfeksiyonlarına iyi gelir.

BASUR

Acı marul yapraklarından ve kökünden yapılan çay, basurdan şikayeti olanlara fayda sağlar.
Andız otu basur tedavisinde etkilidir.
Kabak'ın basura olumlu etkileri vardır. Karpuz ve üzüm basura iyi gelir.
At kestanesi (bir kilo) küçük parçalara doğranarak pişirilir ve suyu ile temizlenilirse basuru önler.
Ebegümeci yapraklarından basur için merhem yapılır.
Meşe kabuğu tozu basur tedavisinde etkilidir.

BAŞ AĞRILARI

Anason tohumları yakılarak dumanı solunursa baş ağrısını giderir.
Ardıç'ın rendelenmiş meyveleri sirke içine koyup bekletildikten sonra bir bezle alınıp üzerine sarılırsa baş ağrılarını giderir.
Ayçiçek yağı içilmez ama gargara olarak kullanıldığında uykusuzluk, kronik baş ağrısı ve asabiyete iyi gelir.
Ihlamur çayı çiçeklerinden elde edilen ıhlamur ruhu baş ağrısını keser.
Karabiber tarçınla karıştırılarak kullanılırsa baş ağrısını giderici etki yapar. Ihlamurla kaynatılınca da sancı kesici etkisi vardır.
Limon suyu bir su bardağı kahve içine sıkılıp içilirse baş ağrısına etkili olur.
Muzun içindeki magnezyum baş ağrısı ve kramplara karşı etkili olur.
Nane çayı ve üzerlik otu baş ağrılarına iyi gelir.

BOĞAZ RAHATSIZLIKLARI

Adaçayı iyi bir baharat ve antibiyotiktir. Bal ve sirke ilave edilerek içilirse, boğaz ağrılarına karşı etkili olur.
Ahududu çiçeğini kaynatarak yapılan ılık su banyosu, bademcik iltihaplarına iyi gelir.
Ayva'nın suda bekletilmesi ile elde edilen şurupla gargara yapılırsa boğaz iltihaplarına iyi gelir.
Kara duttan yapılan şurup ağız ve boğaz iltihaplarını geçirir.
Gül yaprakları ile yapılan çayla gargara yapmak boğaz iltihaplarında çok etkili olur.
Hintyağı boğaz ağrısı hallerinde 20 gram içilip bir gün de oruç tutulursa şikayet konusu olan durumlar geçer.
Ihlamur, sarımsak, frenk üzümü, dut boğaz ağrılarına iyi gelir.
İncir sütle birlikte pişirilerek yenilirse nezleyi ve boğaz ağrılarını giderir. Göğsü yumuşatır.
Kara kafes gargara yapıldığında, boğaz iltihabı ve anjine etkili olur.
Kızıl yaprak kaynatılarak gargara yapıldığında boğaz iltihaplarını yok eder. Buruna çekildiğinde nezleyi geçirir.
Limon suyu boğaz hastalıklarına ve bademcik rahatsızlıklarına iyi gelir.
Melek otu kaynatılarak gargara yapıldığında boğaz yaralarını tedavi eder.
Menekşe yapraklarından yapılan çay bronşit, boğaz ve göğüs iltihaplarına çok iyi gelir.
Mine çiçeği suyu ile gargara yapıldığında boğaz iltihaplarını giderir.
Mürver ağacı çiçeklerinden yapılan çay ağızda gargara yapıldığında bademcik iltihaplarını önler.
Yabanmersini boğaz hastalıklarına iyi gelir.

BÖBREK RAHATSIZLIKLARI

Adaçayı bir miktar kurutulup 1 litre suda kaynatılarak içildiğinde böbrek ve mesane rahatsızlıklarına iyi gelir.
Anason tohumları toz haline getirilip, üzüm şırasına karıştırılarak içildiğinde böbrek taşlarını düşürür.
Armut, böbrekleri çalıştırır.
Arda’nın suda kaynatılarak elde edilen sıvısı böbrek ve safrakesesi taşlarının sebebiyet verdiği ağrılara, karaciğer ve dalak hastalıklarına iyi gelir.
Aşk otu tohumları bir bardak sirke içine konup 2 saat bekletilerek içilirse böbrek, mesane ve safrakesesi taşlarını düşürür.
Ayrık otu (50gram) kökünün bir litre suda kaynatılması sonucu elde edilen ilaç böbrek taşlarını ve idrar yollarındaki kumu düşürür.
Andız otu üzüm şırasının içinde bir ay bekletilip içilirse böbrek, mesane ve safra kesesi taşlarının oluşumunu önler.
Aşk otu gövdesi böbrek ve mesane rahatsızlıklarına iyi gelir. Çok miktarda alınan aşk otu böbrekleri yorabilir. Böbrek rahatsızlığı çekenlerin aşk otundan yapılan ilaçları kullanmamaları tavsiye edilir.
Biberiye çayı, mide ve bağırsak rahatsızlıklarına iyi gelir. Safra kesesi salgısını çoğaltır.
Domates, pırasa, armut ve üzüm safra ve böbrek taşlarına iyi gelir. Domates, sıcak aylarda bol miktarda yenilirse, böbrek ve kan dolaşımını rahatlatır. Domatesten tam olarak yararlanabilmek için daima çiğ yemelidir.
Hint safranı kökü ve çalısı kaynatılarak içildiğinde karaciğer ve safrakesesi rahatsızlıklarını giderir.
Huş ağacı yapraklarından yapılan çay, böbrek tembelliğini ve vücudun su tutmasını önler.
Kabak böbrek ve mesane iltihaplarına iyi gelir ve idrar sökücü etki yapar.
Lavanta çiçeği böbrekleri temizler.
Meyan kökü böbrek ve idrar yollarındaki taşları düşürür.
Mürver ağacı kabuklarından yapılan çay, böbrek iltihaplarına iyi gelir.
Nohut böbrek kumlarını temizler.
Şeftali yapraklarından yapılan çay uzun süre içilince böbrek ve safra taşlarına iyi gelir.
Turp böbreklerdeki mikropları öldürür.
Üzüm, elma, kavun, kereviz ve karahindiba böbrek hastalıklarına iyi gelir.
Yabani armut (ahlat) mesane içinde mevcut olan taşları bakterilere dönüştürerek zamanla yok olmalarını sağlar.

BÖCEK SOKMA VE ISIRMALARI

Adaçayı yapraklarından yapılan merhem, sivrisinek, arı sokmasında acıyı dindirir, kaşıntıyı önler.
Andız otu yaprakları veya kökünün hayvan ısırma ve sokmalarında enfeksiyon oluşumunu önleyici etkileri vardır. Çok miktarda andız otu mide bulantısına neden olur.
Çalı kavağı (ezilmiş) arı sokmalarında sokulan yere sarılırsa etkili olur. Zeytinyağı ile karıştırılarak elde edilen merhem yanıklara sürülürse şifa verir.
Deve tabanı yaprakları ezilip merhem haline getirilerek yaraların, çıbanları, şişen ayakların ve böcek sokan yerlerin üzerine sarılırsa çabuk iyileşmelerini sağlar.
Maydanoz tohumlarının ve yapraklarının kaynatılması ile elde edilen saf maydanoz suyu, arı ve haşarat sokmasında, sokulan yere sürüldüğünde ağrısını geçirir.
Sarımsak rendelenmiş olarak yara, çıban ve zehirli hayvanların soktuğu bölgelere sarıldığında iyileştirici olur.

CİLT HASTALIKLARI VE BAKIMI

Anason Tohumları’nın kaynatılmasıyla elde edilen sudan cilt bakımı için yararlanılır.
Ardıç meyveleri dallarından yapılan merhem deri üzerine sürülerek ovulursa cilt hastalıklarına iyi gelir.
Arpa unu hamur haline getirilerek yüze maske halinde sürülür. 2 saat bekletilir. Bu işlem sonucunda yüzdeki lekeleri yok olur.
Aşk otu kökü kaynatılarak elde edilen sıvı yüzdeki lekeleri yok eder.
Biberiye, merhem haline getirilerek vücuda sürülerse cildi güzelleştirir, kırışıklıkları giderir. 2 gram kurutulmuş biberiye yaprağı ve çiçeği bir tas içinde 20 dakika kaynatılarak, vücut yıkandığında güzelleştirir, pürüzsüz hale getirir.
Havuç cilt kırışıklığına iyi gelir.
Kuşkonmaz cilde canlılık verir. Bu bitki hava akımı olan havayı temizleyici etki yapar.
Çam dikeni, yumuşak dalları ve çam kozalığı ince doğranıp üzerine su dökülür. Yarım saat kaynatılarak elde edilen sıvı banyo yaparken kullanılırsa, cilt hastalıklarına iyi gelir.
İncir dallarındaki özsuyu siğil ve nasır türü oluşumların tedavisinde etkilidir.
Hıyar suyu ile yatmadan önce ellere ve yüze sürülürse cildi kırışıklıklardan koruyarak güzelleştirir. On dakika sonra tamamen yıkamak gerekir.
Huş ağacı yaprakları ezilip su ile karıştırılan yapraklarıyla banyo yapılırsa, cilt hastalıklarına iyi gelir.
Üzüm cildi güzelleştirir.

CİNSEL GÜÇSÜZLÜK

Badem, ilaç olarak cinsel güçsüzlüğe karşı kullanılır. Böyle durumlarda bir ay süreyle yemeklerden sonra yirmi adet tatlı badem yemek gerekir.
Enginar cinsel gücü arttırır, vücudu kuvvetlendirir.
Fındık, iktidarsızlığa iyi gelir.
Havuç, cinsel güçsüzlükten şikayet edenlere sıkça önerilen bir bitkidir.
İncir cinsel isteği arttırır. Bol miktarda yenilen incir iktidarsızlığa iyi gelir.
Karabiber iktidarsızlık ve cinsel hastalıkların tedavisinde kullanılır.
Kereviz iktidarsızlığa iyi gelir.
Maydanoz erkeklerde ve kadınlarda cinsel isteği arttırır.
Salep kolay sindirilen ve cinsel gücü arttırıcı etkisi olan bir besindir.
Terme’nin cinsel istek arttırıcı etkisi vardır.
Vanilya erkeklerde ve kadınlarda cinsel isteksizliği yok eder.
Yeşil ceviz meyvelerinin kabukları kaynatılarak içildiğinde erkeklerde cinsel gücü arttırır.
Yulaf cinsel iktidarsızlık şikayetlerine etkilidir. Kış sabahları kaynatılıp lapa şeklinde yenebilir. İçine kuru yemiş ve bal katılarak besin değeri artırılır.

ÇOCUKLAR İÇİN

Havuç, çocuklarda bağırsak kurtlarına etkisi olur.
Ispanak çocuklara ve hastalara bol miktarda yedirilmelidir.
Kivi A, C, P vitamini açısından son derece zengin bir meyvedir ve çocuk gelişiminde son derece sağlıklı bir besindir.
Marul öz suyunda bulunan maddeler küçük çocukların göğsünü yumuşatıcı etki yapar. Öksürüklerine iyi gelir. Büyüme çağındaki çocuklara çok yararlı bir besindir.
Menekşe dövülerek vücuda sarıldığında çocuklarda görülen kızamık, kızıl ve küçük çocukların başlarında oluşan deri kabarmasına iyi gelir.
Mısır çocukların gelişiminde çok yararlı bir besindir.
Domatesi özellikle çocuklar çiğ olarak yemelidir. Bebeklere sıkılarak içirilen suyu çok yararlıdır; çünkü domates çocuklar için gerekli kalsiyum, fosfor, potasyum ve organik tuz içermektedir.
Yulaf Vücuda ısı verdiği için yazdan çok kışın tüketilir. Tiroid bezinin çalışmasını sağlar ve hızlandırır.
Toksin atıcıdır. İçerdiği vitamin ve mineraller özellikle çocuklara iyi gelir.

DAMAR HASTALIKLARI

Armut, damarların içinde biriken tortuları eritip, idrarla dışarı atar.
Ayçiçek yağı (soğuk preslenmiş) damar kireçlenmesine çok iyi gelir. Damar sertliği, kolesterol ve tansiyona içerdiği pektin maddesi nedeniyle iyi gelir.
Çavdar lezzetli bir ürün olup vücuda enerji verir. Damar sertliği ve dolaşım bozukluğu sorunu yaşayanlar için yararlı bir üründür.
Domates, sarımsak, limon, maydanoz, armut damar sertliği ve dolaşım bozukluklarına iyi gelir.
Greyfurt'un C vitamini yönünden zengin olmakla beraber tadı acıdır. Günde 1 tane yendiğinde atardamar tıkanmasını önleyici, tıkalı damarları açıcıdır.
Ihlamur, damar kireçlenmesi, kansızlık ve dolaşım bozukluklarına iyi gelir.
Karaturp damar sertliğine iyi gelir.
Limon damar sertliğine karşı etkilidir.
Portakal ve yeşil biber damar zayıflığına iyi gelir.
Sarımsak, soğan damar sertliğini önler.
Üzerlik otu çayı damar tıkanması gibi hallerde çok etkili olur.

DERİ HASTALIKLARI

Adaçayı iltihaplı yaraları ve çıbanları tedavi eder.
Andız otu (taze) kökü ezmesi çıbanların üzerine sarılırsa çabuk iyileşmesini sağlar. Andız otundan yapılan merhemler, egzamaya, kaşıntıya iyi gelir.
Ardıç dallarının ezilmesi yolu ile elde edilen suyu çıbanları ve şişlikleri tedavi eder.
Arpa unu hamur haline getirilir. Bir miktar keten tohumu ve üzerlik otu ilave edilerek karna sarılır. Çıban ve yaraları tedavi eder.
Asma çubuklarından çıkan sıvı egzamaya karşı kullanılır.
Ayçiçeği tohumlarından elde edilen merhem kurdeşen hastalığının tedavisinde kullanılır, yaraları tedavi eder.
Ayrıkotu 2 yemek kaşığı ince ve muntazam kıyılarak ¼ litre suda kaynatılıp çay gibi içilirse deri hastalıklarına iyi gelir.
Ceviz yaprak ve kabukları Kronik egzamayı tamamen yok edicidir.1/2 kg kuru ceviz yaprağı 1.5 litre suda 1 saat kaynatılır. Banyo suyuna ilave edilir. Nasırlar üzerine sürülen ceviz yağı bunların zamanla yok olmasını sağlar.
Çilek yapraklarından yapılan çay sağlık kaynağıdır. Çilek yaprağı çayı, ergenlik sivilce ve çıbanlarını da yok eder.
Ebegümeci yapraklarından çıbanlar için merhem yapılır.
Elma, uçuk (Herpes) mikrobuna karşı çok etkilidir.
Erkeç sakalından yapılan merhem deri hastalıklarına karşı kullanılır. Kaşıntıyı önler.
Frenk maydanozunu ezilerek yapılan merhem egzamayı tedavi eder.
Enginar, limon, salatalık, kereviz, kuşkonmaz ve turp deri hastalıklarına iyi gelir.
Kanarya otu ezilerek merhem haline getirilip yaraların üzerine sürülürse, yaraların çabuk kapanmasını sağlar.
Melek otunun sıkılması ile elde edilen sıvı veya kurutulup dövülerek elde edilen toz, yaraların tedavisinde kullanılır.
Havuçtan yapılan merhem uyuz hastalığına ve kaşıntılara iyi gelir. Yaraların, yanıkların ve çıbanların çabuk kapanmasını sağlar.
Kaya koruğu (taze) özsuyunda büzüştürücü etkisi olan bir madde vardır, bu nedenle yapraklarından yapılan merhem yara, yanık ve nasırların tedavisinde kullanılır.
Marul lapası kan çıbanı ve yanıkların üzerine sürülür.
Mine çiçeği suyu yara ve çıbanların üzerine sarıldığında iyileşmelerini sağlar.

DİŞ BAKIMI
Adaçayı toz haline getirilerek diş temizliğinde kullanılır. Dişleri sağlamlaştırır, bembeyaz yapar.
Ahududu çiçeğini kaynatarak yapılan ılık su banyosu, diş eti iltihaplarına iyi gelir.
Ayçiçek yağı içilmez ama gargara olarak kullanıldığında ağızdaki zararlı bakteri ve molekülleri yok eder. Vücudun zehirlerden temizlenmesine yardımcı olur.
Böğürtlen suda kaynatılıp bu su ile ağız çalkalanırsa ağız yaraları ve diş etleri iltihaplanmasına iyi gelir. Böğürtlen yaprakları çiğnenirse dişeti kanamaları durur.
Ceviz kökünden diş ağrısını önleyici bir sıvı elde edilir. Çayın içinde bulunan flüorür maddesi diş çürümelerini önler.
Frenk üzümü (kaynatılmış) kaynar suya bırakılarak elde edilen sıvı ile gargara yapılırsa ağız yaraları, diş etleri kanamaları yok olur.
Kara buğday son derece zengin besin değeri ile yüksek kalori sağlayıcı bir bitkisel üründür. İçinde dişlerin çürümesini önleyen flüorür vardır.
Kimyon tohumları ağızda çiğnendiğinde diş etlerini kuvvetlendirir.
Havuç dişetlerini kuvvetlendirir.
Karadut şurubunun lokal olarak uygulanması halinde düş ağrısına iyi gelmesidir.
Karanfil ağacından elde edilen yağın diş çürümelerini önleyici etkisi vardır.
Limon çiğnendiğinde diş etleri kanamasını önler.
Maydanoz diş ağrılarında etkili olur.
Mine çiçeği suyu ile gargara yapıldığında diş çürümelerini önler.
Turp dişetlerini kuvvetlendirir.
Yaban mersini diş iltihaplarına iyi gelir.

GÖZ RAHATSIZLIKLARI

Ceviz yapraklarının kaynatılması ile elde edilen sıvının içine batırılan temiz bir bez parçası göz üzerine konursa, göz iltihaplanmalarını önler.
Deve tabanı suda kaynatılarak pansuman yapılırsa deri ve göz kapağı iltihaplarını önler.
Frenk maydonuzu göz hastalıklarına etkilidir.
Gül yapraklarından yapılan çayla göz nezlesi ve kanlanmasında bu çayla göz banyosu yapmak çok etkili olur.
Havuç gözleri kuvvetlendirir.
Kavun göz nezlesine iyi gelir.
Kaya koruğunun (taze) yapraklarının ezilmesi ile elde edilen sıvı göz ağrılarını dindirir.
Maydanoz suyu ile göz banyosu yapıldığında gözkapağı iltihaplarını iyileştirici özelliği vardır.
Mine çiçeği suyu ile yıkanan gözlerde iltihap yok olur.
Mürver ağacı kabuklarından yapılan çay, böbrek göz iltihaplarına iyi gelir.
Peygamber çiçeği göz hastalıklarına iyi gelir.
Rezene (raziyane) tozu karıştırılan suyla gözler yıkandığında kuvvetlendirir.
Üzerlik otu gözleri kuvvetlendirir.

GUT (EKLEM) HASTALIĞI

Ahududu yapraklarından yapılan çay gut hastalığına iyi gelir.
Aşk otu, gut hastalığına karşı etkilidir.
Ayrık otu (50 gr) kökünün bir litre suda kaynatılması sonucu elde edilen ilaç gut hastalığına karşı kullanılır.
Huş ağacı yapraklarından yapılan çay, gut hastalığına iyi gelir.
Kereviz gut hastalığının tedavisinde kullanılır.
Peygamber çiçeği gut hastalığından oluşan ağrılı nöbetlere de etkili olur.

HAMİLELİK

Adaçayı, bazı annelerde bebeği emzirdikten sonra sütün akmaya devam ettiği hallerde göğüs ucuna aynı merhemden bir miktar sürülerek sütün kesilmesi sağlanır.
Anasondan elde edilen yağ hormonları düzenler, anne sütünü çoğaltır.
Frenk maydonozunun ezilerek yapılan merhem loğusa kadınların göğüslerindeki durmayan süt akıntısını ve iltihapları tedavi eder.
Kimyon anne sütünü çoğaltır, balgam ve ter söktürür.
Nohut emzikli kadınların sütünü arttırır.

İDRAR YOLLARI ENFEKSİYONLARI
Andız otu kökünden elde edilen yağ idrar söktürücü ve safra ifrazatını arttırıcıdır.
Ardıç meyveleri idrarı söktürür, idrar organlarını dezenfekte eder.
Ayrık otu (50 gr) kökünün bir litre suda kaynatılması sonucu elde edilen ilaç ter ve idrar söktürür, Böğürtlenin, idrar söktürücü özelliği vardır.
Çilek, salatalık, idrar söktürür.
Erkeç otu idrar yolları iltihabı ve soğuk algınlığına iyi gelir.
Frenk üzümü yapraklarından yapılan çay idrar ve ter söktürür.
Hercai menekşe ¼ litre kaynar suda iki tatlı kaşığı menekşe on dakika bırakılıp oluşturulan çay içilirse; idrar söktürür, idrar yolları hastalıklarına, iyi gelir.
Hint safranı, maydanoz idrar söktürür.
Kabak idrar sökücü etki yapar. 
Kahve idrarı söktürür, terlemeyi azaltır.
Kırmızı ayrıkotu kökünden yapılan ilaçlar ter ve idrar söktürücüdür.
Kimyon çayı idrar söktürür, vücudu ısıtır.
Menekşe çiçeklerinden yapılan çay idrar söktürücüdür.
Mısır koçanı idrar söktürür. Ayrıca idrar yollarını taş ve kumlardan temizler.
Mürver ağacı çiçeklerinden yapılan çay içilince idrar söktürür.
Pırasa idrar söktürür, hazmı kolaylaştırır.
Semizotu kanlı idrara karşı etkilidir.
Yaban eriği çiçeklerinden yapılan çay, idrar söktürür.
Yabani armut (ahlat) ağacının taze ve genç yaprakları kaynatılarak suyu içildiğinde idrarı dezenfekte eder ve söktürür

İSHAL

Havuç, limon, nar ise ishale iyi gelir. Bir miktar kurutulmuş adaçayı 1 litre suda kaynatılarak içildiğinde ishale iyi gelir.
Ahududu yaprakları ishal kesicidir.
Arpa'nın suda kaynatılarak elde edilen sıvısı ishali önler. Böbrek ve safrakesesi taşlarının sebebiyet verdiği ağrılara, karaciğer ve dalak hastalıklarına, bronşit ve nezleye, cilt hastalıklarına, kansızlığa, raşitizm hastalığına iyi gelir. Kemik kireçlenmesini önlemesi en önemli özelliğidir.
Böğürtlen ishale iyi gelir.
Bademyağı başlı başına bir ilaçtır. Yumuşatıcı etkisi olduğundan küçük çocukların kabızlığını gidermek için bir kahve kaşığı kullanılırsa iyi sonuç alınır. Hem iç organlar için hem de cilt için çok yararlıdır. Yaralara sürüldüğünde acıyı dindirir.
Gül yaprakları çay gibi kaynatılıp içilirse rahatlık verici ve ishal gidericidir.
Kestane ağacının yaprakları kaynatılıp, içilirse ishali önler.
Koyu çay, şeftali ishali önler.
Kızılcık'ın en etkin olduğu rahatsızlık ishaldir. Kabızlık yapar.
Labada ishal kesicidir. Bağırsaklara dolgunluk hissi veren iyi bir besindir.
Misk otu kötü kaynatılarak içildiğinde ishali önler.
Muz kabızlığa çok iyi gelir.
Mürver ağacı çiçeklerinden yapılan çay içilince, zatürree başlangıcı, nefes yolu hastalıkları, nezle, grip, öksürüğe iyi gelir.
Pirincin tutucu etkisinden ötürü ishal kesici özelliği fazladır.
Yabani armut (ahlat) pişirilerek yendiğinde ishali önler.

İŞTAH AÇICI BESİNLER

Adaçayı yapraklarından elde edilen toz iştahsızlığı önler.
Anason tohumlarının yenmesi iştahı arttırır.
Ananas tohumlarından elde edilen anason yağı iştah açıcıdır, harareti söndürür.
Andız otu iştah açar. Ardıç meyveleri iştahı arttırır, hazımı kolaylaştırır.
Biber ve enginar, iştahsızlığa karşı etkilidir.
Ceviz yapraklarından yapılan çay iştahı açar, mideyi kuvvetlendirir.
Güvercin kökü iştah açıcıdır.
Kantaron iştahı çar, hazımsızlıkları giderir.
Karabiber iştahsızlığa karşı son derece etkilidir. Ayrıca hazmı kolaylaştırır.
Kavun, kereviz, kimyon, maydanoz ve melisa otu iştah açar.
Kırmızı yaban mersini meyvelerinden yapılan komposto iştahı açar, vücut kırgınlığını giderir.
Kişniş iştah açar. Taze kişniş meyvesinin ve otunun tahtakurusunu andıran çok kötü bir kokusu vardır. Kurutulduktan sonra bu koku kaybolur. 3 gram kurutulmuş kişniş ve kişniş çekirdeği 1/4 litre kaynar suya bırakılır. 10 dakika bekletilerek içilirse iştah açar.
Lavanta çiçeği iştah açar. Bir kesme şekerinin üzerine beş damla lavanta yağı damlatılarak yenildiğinde iştahı açar. Hazmı kolaylaştırır.
Nohut kilo aldırır.
Soğan iştahsızlığa iyi gelir.

KABIZLIK

Pırasa, erik, kiraz, üzüm, zeytinyağı ve şalgam kabızlığa iyi gelir.
Elma yemeklerden önce yenilince kabızlığı giderir.
Erik'in kurutulmuşu kabızlığa karşı iyi bir ilaçtır. Erikleri akşamdan ıslatıp sabah aç karnına yemek, üzerine de suyunu içmek yararlı olur.
Fesleğen tohumları kaynatılarak içilirse kabızlığa iyi gelir. Frenk üzümü yapraklarından yapılan çay kabızlığa iyi gelir.
Gül yapraklarının dip kısmı kesilmeden reçel yapılırsa kabızlığa iyi gelir.
Ispanak hazmı kolaylaştırır, kabızlığı önler.
Keten, bağırsak cidarına etki ederek sindirimi hızlandırır. Bu nedenle son derece etkili ve sağlıklı bir müshil ilacıdır. Vücutta herhangi bir tahribat yapmadan kabızlığı önler.
Taze incir kabızlığı giderir. Kuru incirler akşamdan suya konup yumuşatılarak sabahleyin aç karnına yenirse bağırsakların faaliyetini arttırır.

KALP HASTALIKLARI

Asma vücut yağlanmasına, kalp ve böbrek rahatsızlıklarına karşı çok etkilidir.
Acı marul çiçekleri toplanır, bol şekerle iyice karıştırılır, güneşte kurutulur. Elde edilen bu lezzetli ilaç kalp hastalıklarına iyi gelir ve kalbi kuvvetlendirir. Bu ilaçtan günde 1-2 kahve kaşığı alınabilir.
Anason tohumlarını çiğnemek kalp çarpıntısını giderir.
Cevizde ki yağın yapılan araştırmaların kolesterolü yükseltmeyip düşürdüğünü ortaya çıkardığından, kalp krizini önlemek için günde üç ceviz yemenin yaralı olduğu anlaşılmıştır.
Erik, Erkeç otu kalbi kuvvetlendirir.
Fındık (günde bir avuç) tüketilmesi enfarktüsü önler. Haşhaş tohumları kalp hastalarına iyi etki eder.
Karnabahar kalp rahatsızlıklarına karşı etkilidir.
Kedi otu kalp atışlarını düzenleyicidir.
Kekik kalp çarpıntısını önler.
Kereviz, üzüm, soğan, nar kalp yorgunluğuna iyi gelir.
Limon, melek otu kalbi kuvvetlendirir.
Lahanada bulunan potasyum vücudun suyunu alarak kalp ve dolaşımı rahatlatır. Vücudun zehrini atmasını sağlar.
Marul sinirsel kalp çarpıntılarına iyi gelir.
Sarımsak kandaki kolesterolü dengelediği için kalp krizi riskini azaltır.

KAN HASTALIKLARI

Adaçayı yapraklarından elde edilen toz kanı düzeltir. Ahlat (yaban armudu), kan deveranını düzenler. Armut, kansızlığı giderir.
Arpa'nın suda kaynatılarak elde edilen sıvısı kansızlığa iyi gelir.
Biberiye çiçekleri ekmek ve tereyağı ile birlikte yenirse kanı temizler.
Böğürtlen yaprakları içeriği oluşmadan toplanıp gölgelikte demetler halinde kurutulur ve bundan yapılan şurup kanı temizler.
Çentiyane çiçeği, sonbaharda toplanır, kansızlığa iyi gelir.
Çilek, vücudu serinletir, zehirlerden arındırır ve kanı temizler.
Fındık, içerdiği B grubu vitaminler nedeniyle kan yapısını kuvvetlendirip, ruhsal gerginliği ortadan kaldırır.
Isırgan otu kökü ve yaprakları kaynatılıp içilirse kanı temizler ve kan yapar.
Ispanak, pancar, lahana, dere otu, havuç, elma, erik, üzüm, domates ve kayısı kansızlığa iyi gelir. Taze yaprakları salata yapılarak yenirse kanı temizler. Kökü kurutularak kavrulur, kahve gibi içilir veya kahveye ilave edilir.
Kantaron kansızlığa iyi gelir.
Karalahana kan dolaşımını düzenler, metabolizma rahatsızlıklarını iyileştirir. Lahana kanı temizler.
Kavun'un en önemli özelliği, kanı temizlemesidir.
Kereviz, semizotu kanı temizler.
Kırmızı ayrıkotu kökünden yapılan ilaçlar ağrıları dindirir, kanı temizler.
Melek otu kanı çoğaltır.
Mürver ağacı meyveleri ile vitamin kürü yapmak ve kanı temizlemek için bol miktarda mürver meyvesi yenir.
Pırasada bol miktarda vitamin vardır. Çiğ yenildiğinde kan yapıcı etki gösterir.
Sarımsak kanı temizler.

KANSER
Domates kanser hastalarına önerilir.
Karaturp kür halinde yenilince kansere karşı vücudun direncini arttırır. Az yenince tembel organları harekete geçirir.
Isırgan otu çayı kansere iyi gelir.
Kiraza rengini veren maddenin göğüs, bağırsak ve prostat kanserine iyi geldiği öne sürülmektedir.
Lahana bol miktarda B ve C vitaminleri ile kanser oluşumunu önleyen negatif enzimler içerir. Sabah kahvaltısından evvel içilen bir bardak lahana suyu sağlığa yararlıdır.
Maydanoz kansere iyi gelir.
Sarımsak ve pancar kansere ve kansere yatkın vücutlara iyi gelir.
Üzerlik otu çayı kan pıhtılaşması gibi hallerde çok etkili olur.

KARACİĞER RAHATSIZLIKLARI

Acı marul yapraklarından ve kökünden yapılan çay, karaciğer, dalak ve böbreklerin faaliyetlerini düzenler.
Adaçayı (bir miktar kurutulmuş) 1 litre suda kaynatılarak içildiğinde karaciğer rahatsızlıklarına iyi gelir.
Aşk otu tohumları bir bardak su içinde 6 saat bekletilerek içilir. Karaciğer, dalak, mesane ve böbreklerin çalışmasını düzenler.
Ayvada, şeker, tanen ve bol miktarda vitamin vardır. Karaciğer tembelliğine iyi gelir.
Civan perçemi, domates karaciğer hastalıklarına iyi gelir.
Enginar, CYNARIN içerdiği için karaciğer ve safra kesesinde biriken nikotin, alkol ve yağın vücuttan atılımını sağlar.
Hint safranı kökü ve çalısı kaynatılarak içildiğinde karaciğer ve safrakesesi rahatsızlıklarını giderir.
Karahindiba, kuşkonmaz, havuç, enginar, zeytin, kereviz, turp, zeytinyağı ve greyfurt karaciğer yetersizliği ve büyümesine iyi gelir.
Maydanoz karaciğer şişkinliğinde etkili olur.
Marul karaciğer ve dalak şişmesine iyi gelir.
Melek otu karaciğeri kuvvetlendirir.
Turp karaciğer şişliğini yok eder.

KOLESTEROL

Enginar ve karahindiba kolesterolü önler.
Fasulye, kalp damar tıkanıklığı ve kolesterol düşürmek için birebirdir. Özellikle soya fasulyesinde bu etki çok fazladır.
Fındığın içinde yüksek düzeyde oleik asit bulunduğundan kolesterol yükselmesini önleyerek kalp ve damar hastalıklarından korunmayı sağlar.
Siyah üzüm içindeki maddeler kolesterol düşürücü etki yapar.
Greyfurt, enginar kolesterol düşürücüdür.

MENOPOZ

Adaçayı ve Frenk üzümü (Bektaşi üzümü) menopoza iyi gelir.

MİDE RAHATSIZLIKLARI

Acı marulun kökünde ve gövdesinde bulunan süt, mide rahatsızlıklarına ve hazımsızlığı iyi gelir. Kurutulmuş acı marul yaprakları ve kökü safra kesesinin faaliyetini hızlandırır, hazmı kolaylaştırılır. Acı marulda idrar söktürme özelliği olduğu gibi, mide nezlesine de iyi gelir. Ayrıca kanamalarda da iyi bir dindiricidir.
Adaçayı yapraklarından elde edilen toz mide suyunu tanzim eder, iştahsızlığı önler.
Anason tohumlarının yenmesi mide ekşimesini önler. Anason tohumlarından elde edilen anason yağı mide rahatsızlıklarına iyi gelir.
Andız otu kökünden yapılan çay, mide rahatsızlıklarına çok iyi gelir, mideyi kuvvetlendirir, balgam söktürür. Üzüm şırasının içinde bir ay bekletilen andız otu, mide rahatsızlıklarına iyi gelir.
Armut hazmı kolaylaştırır ama kendisinin hazmı kolay değildir. Midesi sorunlu olanlar elma gibi ısırarak yemek yerine suyunu tercih etmelidir. Armuttan en iyi şekilde yararlanmak isteyenler, yemeklerden önce yemelidir.
Aşk otu (kurutulmuş) otu toz haline getirilir. 1 çay kaşığı 1 bardak sirkeye konularak içilir. Mide ve bağırsak gazlarını giderir. Biber, mide salgısını çoğaltır.
Ayvada, mideyi kuvvetlendirir.
Cevizin taze dallarının kabukları, meyvelerinin kabukları ile karıştırılıp kaynatılırsa mideyi kuvvetlendirir. Domates mide rahatsızlıklarına iyi gelir.
Ebegümeci mide şikayetlerini düzeltir.
Havuç, lahana, limon, üzüm, elma, ananas mide asitleşmesi ve ülsere iyi gelir.
Hurmadan (taze) yapılan şurup, karın ağrılarına ve mide kramplarına iyi gelir.
Ihlamur çayı balla karıştırılıp içildiğinde mide ülserine karşı etkili olur.
Isırgan otu özü metabolizma rahatsızlıklarının yanı sıra mide hastalıklarına iyi gelir. Yaprakları ile gövdesinden hazırlanan salatayla kür yapılırsa vücuda son derece yararlı olur.
Karanfil ağacından elde edilen yağ mideyi kuvvetlendirir.
Kiraz kanı temizler, mideyi kuvvetlendirir. Sindirim sisteminde meydana gelen ağrıları dindirir. Kanamaları giderir. 
Kimyon ve kişniş mide ve bağırsak gazlarını yok eder.
Lahana çiğ olarak mide ülserine iyi gelir.
Mandalina, spazma iyi gelir.
Melek otu mideye canlılık kazandırır. Melek otu mide zayıflığına iyi gelir. Mide ifrazatını arttırır.
Meşe ağacı kabuklarından yapılan çay, mide ve bağırsak kanamalarını iyileştirir.
Meyan kökü şurubu mide ve bağırsak gazlarına çok iyi gelir. Mide ve on iki parmak bağırsağı ülserlerine karşı etkilidir.
Nane çayı içildiğinde mide ve bağırsak rahatsızlıklarına iyi gelir. Mide ve bağırsak gazlarını yok eder.
Soğan ve üzüm ürik asiti yok eder.
Tarhunotu, limon, elma, domates mide ekşimelerine iyi gelir.
Yaban mersini meyveleri mide nezlesine çok iyidir. Mide gazını yok eder.

ÖDEM
Arpa'nın suda kaynatılarak elde edilen sıvısı susuzluğu giderir.
Aşk otu kökünden elde edilen yağ, vücudun çeşitli yerlerinin su toplamasıyla oluşan hastalıkların tedavisinde de kullanılır.
Havuç tohumlarından yapılan şurup, vücudun su tutmasına ve hazım rahatsızlıklarına iyi gelir.
Kenevirle (bir miktar) kaynatılan sütten gün boyu birkaç defa birer yudum içilirse ödem hastalığına son derece olumlu etki yapar.
Soğan, armut, kavun, elma, kiraz, şeftali, dereotu, patlıcan vücuttaki ödem ve su tutulmasını önleyicidir.
Turp ödeme iyi gelir.

ÖKSÜRÜK
Andız otu kökü ezilip balla karıştırılarak yenirse öksürüğü dindirir, balgamı söker.
Ardıç taze meyvelerinin ezilmesi ile elde edilen şurup öksürüğe çok iyi gelir.
Böğürtlen yaprakları içeriği oluşmadan toplanıp gölgelikte demetler halinde kurutulur ve bundan yapılan şurup kanı temizler, öksürüğe, iyi gelir.
Ebegümeci göğsü yumuşatır. Öksürük kesici olduğundan bronşite ve nezleye iyi gelir. Bulantı ve kusmalara karşı da yararlıdır.
Gelincik çiçeklerinden yapılan şurup, ağrıları dindirici ilaç olarak kullanıldığı gibi öksürüğe ve öksürük gıcığına etkilidir.
Ihlamur çayı kronik öksürüğü keser. Ter ve balgam söktürücüdür.
Kenevir çayı balla tatlandırılıp içilirse, öksürük boğmaca ve ses kısılmasına iyi gelir.
Kırmızı yaban mersini yapraklarından yapılan şurup öksürüğe etkili olur.
Meşe ağacı kabuklarından yapılan çay kanlı öksürük ve kan kusmaya çok iyi gelir.
Meyan kökü şurubu öksürüğe iyi gelir.
Yaban eriği ezilerek şekerle pişirilirse öksürüğü yok eder.

PROSTAT

Turp, ceviz, tereotu, soğan, çay, üzüm prostata iyi gelir.
Ballıbaba otu ezilerek suyu çıkarılır. Bu su, prostat hastalıklarına karşı kullanılır.

REGL DÜZENSİZLİĞİ VE AĞRILARI

Adaçayı regl düzensizliklerini ve ağrıları giderir, rahim iltihaplarını tedavi eder.
Ahududu kadınlarda beyaz akıntıyı önler, fazla miktarda gelen regl kanamasını düzenler.
Ballıbaba otu ezilerek suyu çıkarılır. Bu su, rahim iltihap ve kanamalarına, beyaz akıntıya karşı kullanılır. Ekşi yonca regl düzensizlikleri ve ağrılarına iyi gelir.
Havuç regl kanamasını çoğaltır.
Kaya koruğunun (taze) yaprakların ezilmesi ile elde edilen sıvı regl düzensizliklerini önler.
Kuşkonmaz regl dönemlerinde vücutta su birikmesini önler. İçerdiği maddeler vücuttaki fazla suyu dışarı atar.
Mine çiçeği suyu regl düzensizliklerini önler.

ROMATİZMA

Armut, romatizma, eklem kireçlenmesi olanlar için yararlıdır.
Arpa'nın suda kaynatılarak elde edilen sıvısının içilmesi, kemik kireçlenmesini önlemesi en önemli özelliğidir.
Aşk otu ve enginar romatizmaya iyi gelir.
At kestanesi ağacının kabuğu kaynatılarak içilirse romatizmaya iyi gelir. Taze at kestanesi çiçekleri alkol içinde ve güneşte birkaç hafta bekletildikten sonra romatizmalı uzuvlara ovularak sürülürse şifa verir.
Biber, eklem yerlerine ovuşturularak sürülürse kan devranını hızlandırır. Romatizma ve eklem yerleri ağrılarını dindirir. Kırmızı biberdeki Capsaicin maddesinin ağrı giderici etkisi olduğundan ağrı kesici krem yapımında kullanılır. Özellikle romatizma ağrılarında çok etkilidir.
Deve tabanı, eklem yerleri ve romatizma hastalığına da çok iyi gelir.
Fasulye, romatizma, siyasit ve böbrek hastalıklarına iyi gelir.
Frenk üzümü yapraklarının uzun müddet kaynar su içinde bırakılması ile elde edilen sıvı romatizmal hastalıklara iyi gelir.
Hardal tohumları ılık olarak temiz bir bezle vücuda sarıldığında, yani hardal yakısı olarak kullanıldığında, romatizma, siyatik, adale ağrıları, eklem yerleri iltihapları ve cilt hastalıklarına iyi gelir.
Huş ağacı yapraklarından yapılan çay, romatizmaya iyi gelir.
Kara kafes kökü kaynatılarak içildiğinde romatizmaya çok iyi gelir.
Kereviz romatizma tedavisinde kullanılır.
Kızıl yaprak varis tedavisinde kullanılan etkili bir bitkidir. Ezilerek yapılan merhemi yaraları tedavi eder. Karaturp romatizmaya iyi gelir.
Lavanta çiçeği romatizma, çıkık ve buruklara karşı kullanılır.
Melek otu kökü imbikten geçirilerek romatizmalı yerlere ovularak sürülür. Melek otu sirke ile karıştırılarak banyo yapılırsa romatizma ve sırt ağrılarına çok iyi gelir.
Mine çiçeği suyu romatizma nedeniyle oluşan baş, bel ve kalça ağrılarına iyi gelir.
Oğul otundan elde edilen ispirto, romatizma ve nevralji hastalıklarına çok iyi gelir.
Turp, siyatik, lumbago, romatizma ve nevraljide yararlıdır.
Üzüm, elma, ahududu, çilek, limon, domates, pırasa, soğan, ahududu romatizmaya iyi gelir.

SAÇ DÖKÜLMESİ VE BAKIMI

Ardıç meyveleri dallarından yapılan merhem deri üzerine sürülerek ovulursa saç dökülmesini önler.
Biberiye yaprağı (kurutulmuş 2 gr) ve çiçeği bir tas içinde 20 dakika kaynatılarak, bu çayla şaçlar yıkandığında gürleştirir.
Dereotu saç dökülmesini önler.
Dut saçların gür olmasını, dökülmemesini sağlar. Ayrıca dut yaprakları ezilerek elde edilen sıvı ile saçlar yıkanmalıdır.
Huş ağacı ezilip su ile karıştırılan yapraklarıyla saçlar yıkanırsa saçları gürleştirip kepekleri yok eder.
Ihlamur çayı saçları gürleştirir.
Isırgan otuyla yıkanan saçlar, parlak ve canlı bir görüntü alır.
Lavanta çiçeği kelliğe karşı etkilidir.
Tere suyu kepeklenme ve saç dökülmelerine karşı kullanılır.

SARILIK

Andız otu kökünden yapılan çay, sarılık hastalığına çok iyi gelir.
Aşk otu, kökünden yapılan çay sarılığa iyi gelir. Anason ve rezene ile karıştırılarak hazırlandığı zaman etkisi daha fazla olur.
Ayrık otu (50 gr) kökünün bir litre suda kaynatılması sonucu elde edilen ilaç sarılık hastalığına iyi gelir.
Ekşi yonca, enginar ve fındık sarılık hastalığına çok iyi gelmektedir.
Lahana sarılık da etkilidir.
Maydanoz suyu, soğan sarılığa iyi gelir.
Turp sarılıkta etkilidir.

ŞEKER HASTALIĞI

Ayrık otu, bol miktarda A ve B vitamini içerdiğinden karaciğer rahatsızlıklarına karşı oldukça etkili bir ilaçtır. Şeker hastalarına önerilir.
Beş parmak otunun, böğürtlen yaprağına, yaban mersini ve fasulye kabuğu ile karışımına karanfil ilave edilerek kullanılması şeker hastalığına karşı tavsiye edilmektedir.
Çayır papatyasının çiçeklerinin suda kaynatılması ile elde edilen çay veya sıkılarak elde edilen çayır papatyası suyu, şeker hastalarına yararlı olup, karaciğer dostu diye de anılan bir bitkidir.
Karnabahar şeker hastalığına karşı etkilidir.
Keten tohumu (1 yemek kaşığı) 1 litre suda , su ½ litreye düşünceye kadar kaynatılır ve günde üç kere içilirse kandaki şeker miktarı düşer.
Kuru fasulyede şeker hastaları için yararlıdır.
Salatalık kandaki şeker miktarını ayarlar.
Soğan, enginar, pancar, zeytin, zeytinyağı, fındık, ceviz ve badem, şalgam şeker hastalığına iyi gelir.
Yulaf, vücuda ısı verdiği için yazdan çok kışın tüketilir. Şeker hastalığına etkilidir. Kış sabahları kaynatılıp lapa şeklinde yenebilir. İçine kuru yemiş ve bal katılarak besin değeri
artırılır.

SELÜLİT

Limon ve kereviz selülite iyi gelir.

SİNİR HASTALIKLARI

Adaçayı iyi bir baharat ve antibiyotiktir. Sinir hastalıklarına, depresyonlara, titremeye, sersemliğe, sinir bozukluğuna ve yorgunluğa çok iyi gelir. Gece terlemesini önler.
Adamotu, bıkkınlık, ümitsizlik, içe kapanıklık gibi ruhsal durumları ortadan kaldırır.
Ahlat, (yaban armudu) sinirleri teskin eder, idrar söktürür.
Çay'ın içinde kahvenin yarısı kadar kafein vardır. Sinirleri uyararak zihni açar.
Civan perçemi (25-30) gram çiçeği çay gibi haşlanarak içilirse, mideye, ve sinirlere iyi gelir.
Fesleğen tohumlarından yapılan çay sinirleri kuvvetlendirir.
Ihlamur, sinir sistemi rahatsızlıklarına, iyi gelir.
Karanfil ağacından elde edilen yağ sinir rahatsızlıklarına iyi gelir.
Kahve sinirleri kuvvetlendirir.
Kimyon, melek otu sinirleri teskin eder.
Mandalina, armut, marul sinir krizine iyi gelir.
Portakal, havuç, armut, şalgam, soğan, kuşkonmaz, badem, erik, incir ve kuruyemişler depresyona, sinir zafiyetine iyi gelir.
Mürver ağacı meyvelerinden yapılan çay sinirleri teskin eder.
Pırasa sinirleri yatıştırır.
Vanilya ruhsal bunalıma iyi gelir.

ŞİŞMANLIK

Armut, salatalık şişmanlığı önler.
Elma, bağırsaklarda bakteri üretimini dengeleyerek zayıflamaya yardımcı olur.
Kara buğday son derece zengin besin değeri ile yüksek kalori sağlayıcı bir bitkisel üründür. Şişmanlatmaz.
Kiraz vücuttaki suyun atılmasını sağlar. Kür halinde kullanıldığında zayıflatıcı etkisi vardır. Serinlik verir, susatmaz.
Kuşkonmaz vücutta su birikmesini önler. İçerdiği maddeler vücuttaki fazla suyu dışarı atar. Bu nedenle kür olarak tüketilirse kilo verdirici etkisi olur.
Semizotu başta C vitamini olmak üzere vitamin ve mineraller yönünden zengin, kalorisi düşük bir besindir.

SOLUNUM YOLLARI HASTALIKLARI

Akasya çiçeklerinden yapılan ilaçlar nefes darlığına karşı kullanılır. 2 çorba kaşığı kurutulmuş akasya çiçeği, 1 su bardağı kaynar su içinde 10 dakika bekletilir, günde üç su bardağı içilir.
Anason tohumlarını çiğnemek nefes darlığını giderir.
Çam ağacının içerdiği ettiği aktif maddeler, solunum yolları hastalıklarına çok iyi gelmektedir.
Ihlamur çayı, nezle, grip ve nefes borusu hastalıklarına etkilidir.
Kekik içindeki THYMOL maddesi nedeniyle özellikle nefes yolları hastalıkları ve hazma iyi gelir.
Yeşil çam kozalığı (5 adet) doğranır, bir kaba konarak üzerine su dökülür. 24 saat bekletilir. Sonra yarım saat kaynatılır. Elde edilen şuruptan günde üç kahve kaşığı içilirse, grip, nezle ve bronşitin oluşturduğu balgamın sökülmesinde etkili olur.

TANSİYON

Akasya çiçeklerinden yapılan ilaçlar nefes darlığına karşı kullanılır. 2 çorba kaşığı kurutulmuş akasya çiçeği, 1 su bardağı kaynar su içinde 10 dakika bekletilir, günde üç su bardağı içilir.
Anason tohumlarını çiğnemek nefes darlığını giderir.
Çam ağacının içerdiği ettiği aktif maddeler, solunum yolları hastalıklarına çok iyi gelmektedir.
Ihlamur çayı, nezle, grip ve nefes borusu hastalıklarına etkilidir.
Kekik içindeki THYMOL maddesi nedeniyle özellikle nefes yolları hastalıkları ve hazma iyi gelir.
Yeşil çam kozalığı (5 adet) doğranır, bir kaba konarak üzerine su dökülür. 24 saat bekletilir. Sonra yarım saat kaynatılır. Elde edilen şuruptan günde üç kahve kaşığı içilirse, grip, nezle ve bronşitin oluşturduğu balgamın sökülmesinde etkili olur.


VİTAMİN EKSİKLİKLERİ

Adamotu kökü B1 ve B2 vitaminleri ihtiva eder. Ayrıca glikozit, eter, yağ ve alkalik aktif maddeler bakımından zengindir. Vücudu kuvvetlendirir.
Ahududu organik asit ve bol miktarda da limon asidi ihtiva eder. C vitamini bakımından çok zengindir.
Arpa tanelerinde bol miktarda B1 ve E vitamini vardır. Kemiklere kalsiyum verir. Hücrelerin sağlığını korur ve özellikle sinir hücrelerini kuvvetlendirir.
Asma'nın meyvesi olan üzümde bol miktarda A, B1, B2 ve C vitamini bulunur.
Biber bol miktarda A ve C vitamini içerir. O nedenle C vitamini eksikliğinde kullanılır.
Çilek bol miktarda A, B1, B2, C ve K vitamini, protein, şeker, meyve asidi, demir, fosfor, sodyum, kalsiyum ve potasyum içerdiğinden özellikle büyüme çağındaki çocuklar için çok yararlıdır.
Deve tabanı bileşiminde bulunan potasyum, kalsiyum, demir, kükürt, magnezyum ve fosfor nedeniyle çocukların sağlıklı büyümelerine yardımcı olur.
Frenk üzümü bol miktarda B, C ve P vitamini ihtiva eder. Yüz gram frenk üzümünde 218 mg. C vitamini vardır. Şurubu besleyicidir.
Havuç, pırasa, şalgam, lahana, pancar, badem, ıspanak, üzüm, elma, kiraz ve çilek kalsiyum ve mineral eksikliğine iyi gelir.
Ispanak yapraklarında bol miktarda iyot, demir, klorofil, kalsiyum, C, K, A vitaminleri vardır.
Isırgan otu A ve C vitamini içerir.
Kara buğday son derece zengin besin değeri ile yüksek kalori sağlayıcı bir bitkisel üründür. İçinde damarları kuvvetlendiren P vardır.
Kestane, B1, B2 ve C vitaminleri açısından zengin olduğundan yararlı bir besindir.
Kişniş bol miktarda C vitamini içerir.
Karalahana bol miktarda C vitamini içerir.
Karaturp yapısında B1 ve C vitamini ve çok değerli maddeler bulunan son derece besleyici bir bitkidir.
Kivi A, C, P vitamini açısından son derece zengin bir meyvedir. Kışın grip ve soğuk algınlığından korunmada ve tedavide etkilidir. Portakal, limon ve mandalinaya göre iki misli C vitamini içerdiğinden C vitaminine ihtiyaç duyulan durumlarda kullanılabilir.
Kahve yanında portakal suyu içmek demir eksikliğini giderir.
Kırmızı yaban mersin' in  fundalıklarda ve ormanlarda bulunan meyvesi C ve A vitamini bakımından zengin bir bitkidir.
Kuşburnu C vitamini yönünden çok zengindir. Ayrıca A, P ve D vitaminleri içerir.
Limon bol miktarda C vitamini içerir.
Marul bol miktarda demir ve B, B1, C vitaminleri ve A vitamini içerir.
Maydanoz B, C, VE A vitamini içerir. 
Mısır A vitamini, demir ve magnezyum açısından zengindir. Bu maddeler vücudun hücrelerini yeniler. Muz içerdiği bol miktarda C vitamini, potasyum, fosfor, kalsiyum, çinko, bakır ve sitrik asit nedeniyle hastalara tavsiye edilir.
Nohut'un içinde madensel tuzlar, A, B, C vitaminleri, azotlu, nişastalı, şekerli maddeler bulunduğu için besin değeri çok fazladır.
Portakal C vitamini başta olmak üzere A, B1, B2 ve P vitaminleri içerir.
Soğan bol oranda A, B ve C vitaminleri içerir.
Şeftali bol miktarda A vitamini içerir.
Tere de bol miktarda A vitamini içerir.

VEREM

Ayvada bol miktarda vitamin vardır. Verem hastalığına iyi gelir.
Çalı kavağı yaprakları süt içinde yenir. İçinde piştiği süt de içilirse verem hastalığına iyi gelir.
Kırmızı ayrıkotu silisli asit içerdiğinden verem hastalarına iyi gelir.
Üzüm vereme çok iyi gelir.

VÜCUT AĞRILARI

Anason kaynar sütün içine bir damla atılırsa vücut ağrılarını giderir.
Armut hastalıklara karşı vücudun direncini arttırır.
Bakla çiçekleri toplanıp gölgede kurutulduktan sonra kapalı kutularda saklanır. Çay gibi haşlanıp içilirse vücuttaki zehirleri atar, idrar söktürür.
Ballıbaba tükürüğü çoğaltıcı özelliğe de sahiptir. İlkbaharda içilecek ballı baba çayı kanı temizler, vücuda rahatlık verir.
Civan perçemi vücudu kuvvetlendirir.
Huş ağacı yapraklarından yapılan çay, vücut yağlarına karşı etkilidir.
Kanarya otu bol miktarda vitamin ve mineral içerir. Salata yapılarak bol miktarda yenildiğinde vücuda zindelik verir.
Kantaron ateşli ve uzun hastalıklarda vücudu zayıf düşenler için kuvvetlendirici etkisi vardır.
Kuşburnu vücuda canlandırıcı etki yapar.
Lavanta çiçeği ovularak vücuda sürüldüğünde vücudu canlandırır, kuvvetlendirir, ağrıları giderir.
Nar ve söğüt ağacı vücudu kuvvetlendirir.

YORGUNLUK
Armut içerdiği fosfor ve B vitaminiyle zihni yorgunluğu giderir, sinirleri teskin eder.
Üzerlik otu çayı yorgunluğa iyi gelir.

ZEHİRLENMELER
Biberiye yaprağı ezilerek elde edilen sıvı zehirlenmelere karşı kullanılır. Ayrıca sırta sürülürse omuriliği kuvvetlendirir.
Kahve, mantar, afyon ve nikotin gibi maddelerden oluşan zehirlenmelere karşı kullanılan değerli bir panzehirdir.
Limon gıda zehirlenmesine iyi gelir.

DİĞER RAHATSIZLIKLAR

Adaçayı ve Frenk üzümü (Bektaşi üzümü) menopoza iyi gelir.
Fesleğen yapraklarının ezilmesi ile elde edilen sıvı, bel soğukluğunu iyileştirir.
Kimyon çorbası karın ağrısı ve baş dönmesine iyi gelir.
Kişniş tohumları kaynatılarak içilirse C vitamini eksikliğinden ileri gelen hastalıklara iyi gelir. En önemli özelliği baş dönmelerine iyi gelmesidir.
Labada kaynatılıp içildiğinde kaşıntıya iyi gelir.
Lahana siyatik ve ses kısıklığında etkilidir.
Limon suyu sıcak içildiğinde ter söktürür. Mikrop öldürücü ve bulantı giderici etkisi de vardır.
Marul suyu ergenlik sivilcelerini yok eder.
Maydanoz balgam söktürür.
Melek otu kökü vücudu hastalıklara karşı korur. Melek otu baş dönmesi ,karın ağrıları ve kramplara iyi gelir.
Melisa bayılmalarda etkili bir ayıltıcıdır.
Menekşe kökünden yapılan çay kusturucu etki yapar.
Meşe çayı ile ayakları yıkamak ayak kokularını giderir.
Meşe kabuğu tozu burna çekildiğinde burun kanamalarında etkilidir. Ayrıca dizanteri ve boyundaki lenf iltihaplarına karşı etkili olur.
Mine çiçeği suyu ile gargara yapıldığında ağız kokusunu, giderir. Mine çiçeği lapası göğüs ve kulak ağrılarına iyi gelir.
Misk otu kötü kaynatılarak içildiğinde kusma ve halsizliği önler.
Muz zafiyeti önler. Muz metabolizmayı harekete geçirerek bağışıklık sistemini kuvvetlendirir. Verimliliği artırıcı serotonin salgılatır. Üretkenliği artırır.
Nane bulantı ve baş dönmelerinde etkilidir. Migrene gelir.
Nohut ruhu omurilik felçlerine, omuriliği iltihaplarına ve organ kireçlenmelerine karşı kullanılır.
Patlıcan pankreas zafiyetine iyi gelir.
Süt içinde kaynatılarak içilen acı marul suyu, pankreas ifrazatını çoğaltır.
Peygamber çiçeğinin ağrı giderici, vücudu zehirlerden temizleyici etkisi vardır.
Pırasanın içindeki uçucu yağ, kükürt içerdiği için sindirim mekanizmasını takviye eder.
Salep, tarçın ağacı vücudu ısıtır. Göğsü yumuşatır.
Sarımsak mikrop öldürücüdür. Bu nedenle doğal antibiyotik olarak kullanılır. Uzun ve sağlıklı yaşam için çare olarak değerlendirilir.
Semizotu, soğan zihin yorgunluğuna iyi gelir.
Soğan yağda pişirilip kulağa sarıldığında kulak ağrısını dindirir.
Söğüt ağacı sıtmayı tedavi eder. 50 gram söğüt kabuğu 1 litre şarapta ıslatılıp bekletildikten sonra günde bir-iki kadeh içmek sağlık için yararlıdır.
Tarçın yağı rahim rahatsızlıklarına ve zatürreeye iyi gelir.
Tere sigaranın zararlarını azaltır.
Üzüm hamilelikteki bulantıları önler.
Ahududu doğum sancılarını da hafifletir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder