İdrar Söktürücü Etkisi
Maydanoz suyunun özellikle idrar söktürücü etkisi bulunmaktadır. Bu nedenle ödemin vücuttan atılmasını sağlamak amacıyla kullanılmaktadır. Safra veya böbrek taşlarının daha özellikli vücutta oluşan sorunların kısa süre içerisinde çözülmesi için tercih edilen bitkisel çözümler arasında yer almaktadır. Özellikle tüketilmesi öncesinde mutlaka uzman doktordan bilgi alınması gerekir. Düzenli şekilde tüketilmesinin aynı zamanda kişilerin vücudunda farklı etkilere neden olması söz konusu olabilir.Öksürük ve Sinüzit Üzerindeki Etkisi
Hastalıklar veya alerjiler nedeniyle artmaya devam eden özellikle mukusun vücuttan dışarı hızlı bir şekilde atılmasını sağlayan maydanoz suyu sinüzit ve öksürük üzerinde etkilidir. Sinüslerin de olması durumunda öksürün artması kaçınılmaz olmaktadır. Bu nedenle maydanoz çayı veya suyunun içilmesi bu tür rahatsızlıkları olanlar için etkilidir.Gaz Problemi Üzerindeki Etkisi
Yemek yedikten sonra ortaya çıkan gaz problemi konusunda özellikle maydanoz suyunun tüketilmesi gaz problemlerinin azaltılmasını sağlamaktadır. Bu nedenle özellikle yavaş yavaş tüketilmesi durumunda istenilen etkinin evde edilmesini sağlamaktadır.Göz Sağlığı Üzerindeki Etkisi
Göz hastalıkları üzerinde özellikle önemli etkiye sahiptir. Maydanoz A vitamini bakımından oldukça zengin olduğundan göz sağlığı açısından kritik öneme sahiptir. Bu nedenle retinada ışık hassasiyetinin sağlanabilmesi için maydanoz tüketilmesi önemlidir.Cilt Sağlığı Üzerindeki Etkisi
Cilt üzerinde özellikle sağlıklı etkileri bulunmaktadır. Cilde esneklik katan ve aynı zamanda yaşlanma etkilerinin azaltılmasını sağlayan kolajenin üretiminde C vitamini kullanılmaktadır. Bu nedenle yüksek C vitamini içeriğine sahip olması nedeniyle maydanozun düzenli şekilde tüketilmesi cilt üzerinde olumlu etkiler sağlamaktadır. Kırışıklıkların gecikmesini ve aynı zamanda daha esnek bir cilde sahip olmanızı sağlamaktadır.Kansere Karşı Koruyucu Etkisi
Kolon, cilt ve meme kanseri üzerinde maydanozun etkisi oldukça fazladır. Bu nedenle özellikle kansere karşı korumak isteyenlerin tercih edebileceği seçenekler arasında yer almaktadır. Fazlaca faydasının olması tüketimi sırasında yeterli miktarda alınması durumunda vücut açısından etkilerinin elde edilmesi sağlanabilir.Kilo Verme Üzerindeki Etkisi
Çoğu zaman diyet listelerinde özellikle maydanoz suyu veya çayı yer almaktadır. Bu durumda özellikle diyet yapmakta olanlar için kilo verdirici etkisi bulunan maydanoz istenilen etkinin elde edilmesini sağlamaktadır. Maydanoz aynı zamanda idrar söktürücü etkiye sahip olduğundan özellikle vücutta oluşan ödemin dışarı atılmasına hızlandırmaktadır. Vücutta bulunan fazla suyun dışarı atılmasını sağladığı gibi özellikle yağ yakma veya kilo verme durumu söz konusu olmaması da kullanıcılar açısından dikkat edilmesi gereken noktalar arasında yer almaktadır.Kalp Sağlığı Üzerindeki Etkisi
Maydanoz içerisinde bulunan folik asit özellikle vücutta yüksek oranda bulunan damarları tahrip eden homosistein ismindeki molekülün etkilenmesini sağlamaktadır. Bu nedenle kalp sağlığı üzerinde etkili olmaktadır.Böbrek Üzerindeki Etkisi
Böbrek taşının vücuttan atılmasını sağlamaktadır. Bu nedenle özellikle böbrek taşı problemi yaşayanların tercih edebileceği bitkisel çözümler arasında yer almaktadır. Özellikle böbrek rahatsızlıklarının ortaya çıkması durumunda tercih edilebileceği gibi aynı zamanda böbreklerde problem yaşamayanların fonksiyonlarını geliştirmek ve bu şekilde bebeklerin daha sağlıklı çalışmasını sağlamak adına tercih edebilecekleri bitkiler arasında yer almaktadır.Ağız Kokusunu Giderir
Maydanoz içerisinde bulunan klorofil ağızda oluşan kokunun giderilmesini ve nefesin tazelenmesini sağlamaktadır. Günümüzde bu nedenle pek çok farklı ürün içerisinde maydanoz kullanılmaktadır. Özellikle nefes tazelemesi amacıyla sakızlarda yaygın olarak tercih edilmektedir. Aynı zamanda klorofil kanın temizlenmesini ve yeni kan hücrelerinin oluşmasını sağlamaktadır.Maydanoz Suyu Nasıl Hazırlanır?
İnsan vücuduna pek çok farklı faydası bulunan maydanoz suyu hazırlama konusunda özellikle kullanıcılar ihtiyaç duydukları her durumda taze olarak hazırlayıp tüketmeleri halinde yüksek etki elde edebilirler. Saf maydanoz suyu hazırlamak oldukça zordur. Özellikle maydanoz yapraklarının küçük olması bu durumda elde edeceğiniz maydanoz suyu açısından önemli olmaktadır. Aynı zamanda tamamen saf maydanoz suyunun tüketilmesi farklı problemlerin yaşanmasına neden olabilir.Maydanoz suyunu aynı zamanda kereviz, salatalık, havuç, domates suyuyla birlikte karıştırarak kullanabilirsiniz. Bu sayede hem acı tadını alabilir hem de daha kolay şekilde hazırlayabilirsiniz. Maydanozun suyuna hazırlamak için öncelikle meyve sıkacağının kullanılması gerekir. Kadın meyve sıkacağı kısa süre içerisinde suyu hazırlama konusunda etkili olmaktadır. Evde katı meyve sıkacağı bulunmayanlar çayını hazırlayarak içebilirler.
Maydanoz Çayı Nasıl Hazırlanır?
Maydanozun faydalarından yararlanmak istediğinizde özellikle tercih edebileceğiniz farklı yöntemler bulunmaktadır. Bu nedenle en uygun seçeneği belirlemek istediğinizde suyunu tüketebileceğiniz gibi aynı zamanda çayını hazırlayarak tüketebilirsiniz. Maydanozun yapraklarını kaynamış suyun içerisine atarak 10 dakika bekletmeniz içime hazır olması için yeterli olmaktadır. Bir bardak sıcak su içerisine 10 yaprak maydanoz eklenmesi yeterli olmaktadır. Daha sonrasında çayınızı tatlandırmak adına bal veya limon ile tüketime hazır hale getirebilirsiniz. İhtiyaç duyduğunuz her durumda kolayca hazırlayarak tüketebileceğiniz bitki çayları arasında yer almaktadır.DEĞERLİ DOSTLAR BİRDE MAYDANOZ ÜZERİNDE YAPILAN BİR ARAŞTIRMA BİLGİSİ VAR DİLEYEN BAKABİLİR. BENCE KAÇIRMAYIN DERİM
Maydanoz
Değerli okuyucu, maydanoz üzerine araştırmalarıma başladığımda, beni ilk şaşırtan özelliği, onun güçlü bir karaciğer dostu olduğunu görmem olmuştur. Maydanozun karaciğerin rahat çalışmasını sağlayan mükemmel bir gücü vardır. Maydanozun karaciğeri arındırması hiç de yabana atılmayacak güçlü bir özelliktir. Tabi ki salatanızın içerisinde kullanılan şekliyle değil. Salatanın veya yemeklerin içerisine koyduğunuz maydanoz kür değil bir beslenme şeklidir. Onun bu gücünden faydalanabilmeniz için kürünü uygulamanız gerekir. Kürünü uyguladığınız birkaç gün içerisinde cildinizdeki değişikliği de fark edersiniz. Unutmayınız, cildiniz karaciğerinizin aynasıdır.
Maydanoz kürü, karaciğer metabolizmasında glutathione-S-transferaz (GST) enzimlerinin üretimini aşırı derecede arttırıcı özelliğe sahiptir. GST enzimlerinin ayrıca çok sayıda izoenzimleri de vardır. Bu enzimlerin en önemli özelliği, besinler üzerinden ve solunum yoluyla aldığımız sentetik kimyasal kanserojen maddeleri ve de vücudumuzda oluşan zararlı kimyasal maddeleri zararsız hale dönüştürmektir. Vücudumuzda oluşan ve besinler yoluyla aldığımız tüm yabancı kimyasal maddelere xenobiotika (xeno= yabancı) denir. Dışarıdan besinler yoluyla aldığımız yağların vücudumuzda parçalanmaları (lipid per oxidation) esnasında hücre zarına veya DNA’ya zarar verebilecek bazı kimyasal maddeler oluşur. Bunlar hidroksil radikalleri, superoksit anyon radikalleri, hidrojen peroksit, hidroperoksit radikalleri olup, genel olarak serbest radikaller olarak bilinirler. Serbest radikallere karşı antioksidan tabletlerini hekiminize danışmadan kesinlikle kullanmayınız. Unutmayınız ki, vücudumuz ihtiyacı olan antioksidanları kendisi de üretmektedir.
Maydanoz, karaciğerin dostudur. Maydanoz kürü, karaciğeri arındırarak karaciğerin daha sağlıklı çalışmasını sağlar. Sağlıksız çalışan bir karaciğer zamanla bütün organlarımızı olumsuz etkilediği gibi, aynı zamanda cildimizin canlılığını, tazeliğini ve güzelliğini de olumsuz etkiler.
Karaciğer hücrelerinin (hepatozit) diğer organlarımızdaki hücrelerden en önemli farklarından bir tanesi bu hücrelerin çok yönlü çalışması ve çok daha fazla aktif olmalarıdır. Bu nedenle karaciğer hücresi içerisindeki organellerin birçoğu hızlı bir şekilde yıpranmaktadır.
Üç numaralı küre göre yapacağınız maydanoz kürü hem bir gençleşme iksiri hem de tüm organları ve vücudu yabancı kimyasal maddelerden arındırma kürüdür. Maydanoz kürü autophagy adı verilen hücre içi yenilemeyi uyaran (stimüle eden) mükemmel bir kürdür. Bu kür sayesinde kendinizi daha dinç, daha zinde, daha genç ve daha sağlıklı hissedeceksiniz.
Bu kürün uygulama süresinin üçüncü günü itibariyle, sabahları güne daha zinde ve dinç şekilde başlayacak, daha dinamik olduğunuzu hissedeceksiniz.
Geçirdiğiniz herhangi bir rahatsızlıktan sonra kendinizi hala yorgun ve toparlayamamış hissediyorsanız, yine üç numaralı maydanoz kürü bu konuda imdadınıza yetişecektir. Bu kürü önerdiğim insanlar yılda en az iki-üç defa uyguladıklarını ve mükemmel sonuç aldıklarını sık sık vurgulamaktadırlar.
Tablo: Taze maydanozda bulunan bazı önemli etkin maddeler
Etkin maddeler
|
Etkin maddeler
|
Etkin maddeler
|
2-pentyl-furan
|
2-alpha-tolyl-propene
|
Alpha-cadinol
|
Alpha-copaene
|
Apigenin
|
Apiol
|
Ascorbic asit (vitamin C)
|
Alpha-tocopherol (vitamin E)
|
Beta-pinene
|
Delta-cadinene
|
Estragole
|
İsoimperatorin
|
İsopimpinellin
|
Myristicin
|
Osthole
|
Oxypeucedanin
|
P-cymene
|
Psoralen
|
Quercetin
|
Rosmarinic acid
|
Kükürt
|
Trans-2-hexenal
|
Tetradecanal
|
Çinko
|
Maydanoz, doğru şekilde kullanıldığı takdirde genel hücre sağlığı konusunda mucize yaratan bir bitkidir. Bununla beraber insan metabolizması üzerindeki etkileri çok hızlı bir şekilde oluşmaktadır. Maydanoz kürü uygulanmaya başladıktan sonra birkaç gün içerisinde etkisini göstermeye başlar. Diğer kürlerde (beyaz lahana, keçiboynuzu, brokoli kürleri gibi) etkin maddelerin kandaki seviyeleri belli bir düzeye geldikten sonra etki etmeye başlarlar. Bu da ortalama bir hafta gibi bir zaman almaktadır.
Maydanoz kürü bazı şikâyetlerde tek başına kullanıldığı takdirde etkin maddelerinden istifade etmek pek mümkün olmamaktadır. Bu nedenle maydanozun etkin maddelerinden yeterli ölçüde faydalanabilmek ve bu maddeleri etkili hale getirebilmek için başka takviye (destek) bitkilere de ihtiyaç vardır. Bunlardan bazıları limon suyu, tere ve ıspanaktır. Burada kullanılacak limon suyu, tere veya ıspanağın ölçüsü de çok önemlidir. Yanlış oranlarda kullanılması kürün başarı oranını büyük ölçüde olumsuz etkilemektedir.
Maydanozun ruh sağlığı ve cilt güzelliği üzerinde çok olumlu etkileri vardır. Hatta gençleştirici özelliği de mevcuttur. Günümüzde ruhsal sıkıntı, angsiyete ve depresyon insanlarda gün geçtikçe artmaya başlamıştır. Korku duygusunun (angsiyete) oluşumunda önemli rolü olan faktörlerden bir tanesi CRH (Corticotropin Releasing Hormon) hormonudur. CR-Hormonu beynimizin, değişik bölgelerinde sinir hücreleri tarafından salgılanan bir hormondur. CR-Hormonunun ilgili reseptörlerinin kontrol edilmesinde maydanozun bazı etkin maddeleri önemli rol oynayabilmektedir. Maydanozun bu işlevinde, ıspanak ve terenin destekleyici özelliğine ihtiyaç vardır. Maydanoz, CRH reseptörlerini kontrol ederken, ıspanak angsiyeteye karşı doğrudan etki gösteren maddeler içermektedir.
Merkezi sinir sisteminde, noradrenalin ve seretonin azlığı depresyona neden olabilmektedir. Seretonin hormonunun fazlalığı da panik-atağı tetikleyen bir durumdur. Bu nedenle bedensel ve ruhsal açıdan sağlıklı bir yaşam için hormonların dengeli çalışması çok önemlidir. Duruma göre tek bir hormonun fazla veya az üretilmesi ruh sağlığımızı, organlarımızın çalışma düzenini ve metabolizmamızı olumsuz etkilemeye yeterli olabilmektedir. MonoAminoOksidaz enzimi (MAO) noradrenalinin biyolojik parçalanmasına (yok edilmesi), yani azalmasına neden olur. Maydanoz-ıspanak kürü, MAO enziminin noradrenalini yok etmesini yavaşlatabilmektedir (inhibe etmektedir). Böylece, maydanoz-ıspanak kürü merkezi sinir sisteminde depresyona neden olan noradrenalin azalmasına engel olabilmektedir. Kısaca, bu kür bir MAO-blokeri gibi fonksiyoneldir. Ancak, hiçbir şekilde MAO-Blokerinin yerine kullanılmaz. Angsiyeteye karşı ıspanak doğrudan etkili olurken, maydanoz reseptörlerin kontrolü üzerinden etkisini gösterir. Tedavide her ikisini de (ıspanak ve maydanoz) beraber düşünmek gerekir. Ancak, antidepresan olarak temel çıkış bitkisinin ıspanak olduğunu belirtmekte fayda görmekteyim.
Kitabımı üçüncü baskıya hazırladığım dönemlerde, depresyon hastalarında folikasit eksikliğinin gözlendiği bilim adamları tarafından savunulmuş ve zengin folikasit kaynağı olan ıspanak bu nedenle antidepresan olarak tavsiye edilmiştir. İlk değerlendirmede bu fikir her ne kadar doğru gibi gözüküyorsa da, folikasit eksiliği depresyonun sonucunda mı ortaya çıkıyor, yoksa folikasit eksikliği mi depresyona neden oluyor sorularının cevabı açıklığa kavuşmamıştır. Bu tür kısır döngü sorularla çok sık karşılaşmaktayız. Bu durum, halk arasındaki “Yumurta mı tavuktan, tavuk mu yumurtadan çıkar?” ifadesine çok benzer. Ancak, benim araştırmalarımda gördüğüm, folikasit dışında doğrudan antidepresan olarak etki gösteren çok sayıda etkin maddenin ıspanakta ve maydanozda bulunduğudur. Tek başına ıspanak veya tek başına maydanoz kürünün depresyon üzerinde tedavi gücü hemen hemen hiç yoktur.
Sebebini bilmediğiniz korkulara karşı maydanoz kürü
Uçağa binmekten korkuyorsanız, binmediğiniz takdirde korku yaşamamanız doğal bir sonuçtur. Gök gürültüsünün ve şimşeklerin çaktığı bir havada yürümek, yıldırıma çarpılma korkusuna kapılmamız için yeterlidir. Ancak, kapalı bir ortama girdiğiniz andan itibaren korku duygunuzun ortadan kalkması da doğaldır. Bazı insanlar özellikle geceleri, mezarlık yakınındaki bir yoldan geçerken korkuya kapılırlar. Bu tür bir korkunun da önüne geçmek kendi elimizdedir. Yolumuzu değiştirip mezarlık bölgesinden geçmemekle bu korku duygusunu yaşamamak mümkündür.
Ancak, öyle korku anları yaşanır ki, bu korkunun kaynağı, nedeni ve sebebi bilinmez. Kişi, yalnız olmamasına, çevresinde sevdiği ve güvendiği insanlar olmasına veya güvenli bir ortamda bulunmasına rağmen sadece “korkuyorum” diyerek kendisini ifade etmeye çalışır. Neden ya da kimden korktuğunu sorarsanız, size nedenini bilmediğini söyler. Bu tür korkular bir kaç saniye veya bir kaç dakika sürebilir ve de gün boyu bir kaç defa yaşanabilir. Sebepsiz bu türden bir korkuyu bir kaç saniye veya bir kaç dakika yaşayan bir insanın ifadesi genelde, “Öyle bir korku ki, sanki bu duygunun içinden hiç çıkamayacakmışım gibi, sanki aylarca, yıllarca sürecekmiş gibi dayanılmaz bir şey” şeklindedir. İşte maydanoz- ıspanak-tere kürü bu tür korkularınız için bulunmaz bir nimettir.
Bu noktada, bu kürü uygulayan birkaç hastanın anlattıklarını sizlere aktarmak isterim. Bir iş için gittiğim bankada bayan memurlardan biri yanıma gelerek, “Hocam, sayenizde bankadaki işime devam ediyorum, işimi artık kesin olarak terk etmeyi düşünürken, bir gün ağabeyim kitabınızla eve geldi. Ben de okumaya başladım ve maydanoz-ıspanak-tere kürünü uygulamaya karar verdim. Korkularımdan bu kür sayesinde kurtuldum. Beni tekrar hayata bağladınız.” dedi. Önünde daha uzun bir hayatı olan bu gence yardım edebilmiş olmak bana büyük bir mutluluk vermiştir.
Hukuk bürosu olan bir avukat dostumun yanında çalışan başka bir avukat beni arayarak tanışmak istediğini söyledi. Kitabımı okumuş ve başlarda tereddüt ederek uygulamaya başladığı maydanoz-ıspanak-tere küründen inanılmaz derecede istifade etmiş. Ispanak-Maydanoz-Tere kürünün bu kadar faydalı ve etkili olabileceğine bir türlü inanamadığını söyledi.
Kürü uygulamadan önce almış olduğu bazı önemli davalara giremediğini ve hatta bazılarını da bırakmak zorunda kaldığını belirtiyordu. “Sıkıntılı, depresif, huzursuz, isteksiz, başladığı işi bir türlü tamamlayamayan bir insan oluvermiştim, hatta sebebini ve kaynağını bilemediğim korkularım da vardı. Ispanak-Maydanoz-Tere kürünü uyguladım. Uyguladıktan kısa bir zaman sonra, tüm ruhsal şikâyetlerimden kurtuldum. Bu kürün bu kadar etkili olabileceğini hiç tahmin bile edemezdim” diyerek, uygulamış olduğu kür sayesinde yaşam kalitesinin ve hayatının nedenli olumlu yönde değiştiğini belirtti.
Ispanak-Maydanoz-Tere kürünü kullanan yüzlerce insandan aldığım mesajlar (telefon, faks, e-mail) ve beni bizzat bularak teşekkür etmeye gelenler benim için büyük bir mutluluk teşkil etmektedir.
Değerli okuyucu, bugüne kadar daha önceden bilinmeyen çok sayıda değişik bitkisel kür geliştirdim ve ilk defa da kitabımda yayınlayarak insanlığın hizmetine sundum. Bunlardan bir tanesi, depresyona ve angsiyeteye (korku) karşı geliştirmiş olduğum maydanoz-ıspanak (sabah), tere-ıspanak (akşam) kürüdür. Bu kürün bende çok ayrı bir yeri vardır. Depresyon, angsiyete ve panik atak şikayeti olanların çektiği acıları, sıkıntıları çok iyi anlayabiliyorum. Zaman geçtikçe bu kürün önemi çok daha iyi anlaşılacak ve yaygınlaşacaktır. Çok yakın bir gelecekte diğer kürlerde olduğu gibi çok sayıda bilim adamına ışık tutacağına ve geniş kapsamlı olarak araştırılacağına kesinlikle inanıyorum.
Ispanak-Maydanoz-Tere kürünün (IMTK) avantajları
Maydanoz-Ispanak-Tere Kürü (IMTK) uygulanmaya başladıktan sonra yavaş yavaş çevreyle daha kolay iletişime girebilme, düşüncelerdeki sakinlik ve rahatlık kendisini göstermeye başlar. Bununla beraber isteksizlik, sersemlik ve angsiyete de giderek azalır. IMTK antidepresan, benzodiazepin ve benzeri ilaçların yan etkilerini içermeyen bir kürdür. Kan spektrumunu da olumsuz etkilemez. En önemli avantajlarından ilk ikisi bağımlılık yapmaması ve kür sonlandığında “geri tepme” gibi bir yan tesirinin olmamasıdır. Genelde, bazı antidepresan grubu ilaçlar “geri tepme” olasılığına karşı ani olarak terk edilmezler, hekim önerisine göre dozaj düşürülerek terk edilirler. Böylesi bir risk IMTK’nın terk edilmesinde söz konusu değildir.
Şunu da belirtmek isterim ki, bazen tere, bazen de tereotu ifadelerini kullanmaktayım. Bunun sebebi bazı yörelerde tere başka yörelerdeyse tereotu ifadesi kullanılmasıdır. Tere veya tereotu ifadesini aynı bitki için kullanmaktayım. Ancak, tereotunu bakla yemeklerinin üzerine konulan dereotu ile karıştırmamak gerekir.
Değerli okuyucu, çok sıkça sorulan bir soru da şudur: “Neden, bazı anti-angsiyete ilaçları ve diğer bazı sakinleştiriciler terk edilirken eski şikâyetler yaşanabiliyor?” Bir başka ifade tarzıyla, birçok hasta bu türden ilaçları terk ederken tekrar başa dönüyorum endişesini ve korkusunu yaşamaktadır. Bunun nedeni pek bilinmiyorsa da, benim bu konuda yaklaşımım “ reseptör açlığı” dır.
Yukarıda da izah ettiğim gibi bütün hormonlar hücrelere hücre üzerinde bulunan reseptörler üzerinden etki ederler. Bu reseptörlere kapı ve kilidi olarak da bakılabilir. Her kapının kilidi farklı olduğu gibi, her hormonun da kendine ait kapısı (reseptörü) vardır. Her bir hormonun molekül yapısı farklı olduğu için, hormonun molekül yapısı da anahtar vazifesi görmektedir. Her hormonun kapısı (reseptörü) farklı olduğuna göre, o kapıdan ancak, ilgili hormon girebilir, farklı hormonlar giremez. Antidepresan ilaçlar, beyin hücrelerinde bulunan reseptörleri (kapıları) kapatırlar. Dozaj azaltılması esnasında açık kalan kapılar (reseptörler) kapatılamadığından beyin hücrelerinin çalışması etkilenmektedir. Bu durum başlangıç şikâyetlerinin tekrar yaşanmasına neden olabilmektedir. İşte, tam bu noktada Ispanak-Maydanoz-Tereotu Kürünün (IMTK) etkin maddeleri, açık kalan kapıları kapatarak (reseptörleri kapatarak, reseptörlere bağlanarak) onları sakinleştirmekte ve dozaj düşürülmesinden dolayı beklenen olumsuz şikâyetler büyük ölçüde ortadan kalkmaktadır. Ispanak-Maydanoz-Tere Kürü modern tıbbın sunduğu ilaç tedavisine paralel olarak da tedavinin başlangıcından sonuna kadar rahatlıkla kullanılabilir.
Değerli okuyucu, IMTK’nın herhangi bir yan tesiri yoktur ve alınan ilaçlarla da etkileşmesi söz konusu değildir. Fiziksel performansta düşüş, konsantrasyonda azalma, sersemlik, sabah kalkıldığında uyuşukluk, aşırı kullanımdan dolayı toksisite, bağımlılık ve kürü bırakamama gibi endişe verici yan etkiler Ispanak-Maydanoz-Tere küründe söz konusu değildir. Ancak, bu kürü uygulamadan önce hekiminize danışınız ve önerilerine uyunuz.
Hepatit-B hastalarının zaman zaman yapacakları maydanoz kürü, bağışıklık sistemlerini bu virüse karşı spesifik olarak güçlendirir. Maydanoz kürü hepatit-B virüsünün aktive olmasını yani faaliyete geçmesini büyük ölçüde engelleme özelliğine sahiptir. Maydanozun bazı etkin maddeleri hepatit-B virüsüne karşı antiviral etkilidir. Ancak, gerek hepatit-B ve gerekse de hepatit-C’ye karşı lavantanın yerini hiçbir bitki dolduramaz.
Lavantanın hepatit-B ve C’ye karşı güçlü bir silah oluşturduğunu ilk defa ortaya koyan bir bilim adamı olarak insanlara yardım edebilmiş olmanın gururunu ve mutluluğunu yaşıyorum. Bu kür aynı zamanda karaciğer metabolizmasının sağlıklı bir şekilde çalışmasına da büyük ölçüde katkıda bulunmaktadır. Hepatit-B hastaları zaman zaman karaciğer fonksiyonlarıyla ilgili kan tahlilleri yaptırmak durumundadırlar. Maydanoz kürünü uygulamaya başladıktan belirli bir zaman sonra yapılan karaciğer tahlillerinde, yüksek olan bazı değerlerde belirgin düzelmeleri görmek mümkündür. Bu da maydanozun karaciğer metabolizması üzerindeki olumlu gücünün kanıtlarından sadece biridir.
Maydanozun dışında aynı şekilde hepatit-B hastalarının uygulayabilecekleri birkaç önemli bitkisel kür daha vardır. Bunlardan bazıları, civanperçemi bitkisi (bakınız: Civanperçemi), ceviz yaprağı ve lavantadır (bakınız: Lavanta). Bu bitkilerin kullanma ve hazırlanma şekilleri çok önemlidir. Özellikle, lavanta çiçeğinin hepatit-B ve hepatit-C hastalarının karaciğer metabolizmalarının ve de enzim değerlerinin düzeltilmesindeki olumlu etkisi, tabiat ananın insana bir lütfudur.
Bütün insanların metabolizmaları ve bağışıklık sistemleri %98-%99 birbirlerinin aynıdır. Ancak, detaya inildiği zaman hiçbir insanın metabolizması veya bağışıklık sistemi bir başka insanınkiyle aynı değildir. Tıpkı, hiçbir insanın genetik yapısının bir başka insanınkine %100 benzememesi gibi. Bundan dolayı, şifalı bir bitki her hastada aynı derecede etkili olur diye bir kural yoktur. Bu kural, modern tıbbın ilaçları için de geçerlidir. Bu nedenle maydanoz küründen çok olumlu sonuç alan bir insan, civanperçemi bitkisinin küründen aynı oranda sonuç alamayabilir. Aynı şekilde civanperçemi bitkisi küründen büyük ölçüde istifade eden birisi, maydanoz küründen aynı oranda istifade edemeyebilir. Ancak lavanta kürünün hepatit-B ve hepatit-C’ye, kronik karaciğer enfeksiyonlarına ve genel anlamda karaciğer yetmezliğine karşı olan gücü ne maydanoz, ne ceviz yaprağı, ne de civanperçemi kürüyle mukayese edilemez. Bu kürlerin bir ortak tarafı da, karaciğerin bağışıklık sistemini güçlü kılmalarıdır.
Hamile bayanların, hamileliklerinin ilk üç ayında maydanoz tüketirken ölçülü olmaları ve eğer düşük tehlikesi varsa, hamilelikleri boyunca maydanozdan tamamen uzak durmaları gerekir. Bunun sebebiyse maydanozun yapraklarında bulunan apiol ve beta-bisabolene maddelerinin düşük yaptırma (abortifacient) özelliğinin olmasıdır. Apiol, aynı zamanda kan damarlarını genişletici (vasodilator) ve ateş düşürücü (antipyretic) özelliğe de sahiptir.
Mantar şikâyetleriniz varsa ve hekiminiz bundan dolayı size mantar ilacı vermişse, bu süre zarfında maydanoz tüketimine ağırlık veriniz. Mantar tedavisine paralel olarak öğünlerinizde tüketeceğiniz maydanoz, mükemmel bir yardımcı tedavi imkânı sağlamış olacaktır. Çünkü maydanozda en az sekiz tane mantar hastalıklarına karşı biyolojik aktiflik gösteren mantar yok edici etkin madde bulunmaktadır. Bunlardan en önemlileri oxypeucedanin, p-cymene ve psoralendir. Daha bol olarak kerevizde bulunan psoralennin şifa verici en önemli özelliklerinden biri de hypotensive (tansiyon düşürücü) olmasıdır. Kansere karşı koruyucu gücünü de yabana atmamak gerekir.
Maydanozun kolesterol düşürücü (hypocholesteromic) özelliği içerdiği taurine maddesinden kaynaklanmaktadır. Taurinenin maddesinin aynı zamanda hem antioksidan hem de kanser önleyici özelliği vardır.
Dikkat
Düşük tansiyon şikâyetiniz varsa, maydanoz kürünü dikkatli uygulamanızı öneririm. Çünkü maydanoz kürü tansiyon düşmesine neden olabilmektedir.
Memleketimizde maydanoz çok tüketilen bir bitkidir. Bazı insanlar yeşillik olarak maydanozu bol miktarda tüketirler. Maydanozun içerdiği apiol maddesi her ne kadar uçucu özelliği olan bir yağ ise de, kalsiyumun emilmesini engelleyici (kalsiyum antagonist) özelliği de çok güçlüdür. Bu nedenle kalsiyum eksikliği problemi ve osteoporoz rahatsızlığı olanların maydanozu ölçülü tüketmeleri gerekir. Maydanozun idrar söktürücü özelliği oldukça güçlüdür. Bu aynı zamanda vücuttan fazla su ve tuz atılması demektir. Eğer, öğünlerinizde bol bol taze maydanoz tüketme alışkanlığınız varsa, bu alışkanlığınızda ölçülü olmanız gerekir. Çünkü maydanoz vücudun su ve tuz dengesini olumsuz etkilemektedir. Her ne kadar günlük su ihtiyacımız olan en az bir buçuk litre suyu tüketiyor olsak da, vücut buna rağmen gerekli olan su ve elektrolit (tuz) dengesini kurmakta zorlanır. Değerli okuyucu, şunu da özellikle belirtmek isterim. Hiçbir bitki tüketimini ve kürünü alışkanlık haline getirmeyiniz veya aşırı miktarda tüketmeyiniz.
Dikkat
Cilt güzelliği, gençleşme ve zindelik veren maydanoz kürünü uygulayıp da sonuç alamamış okuyucularım olmuştur. Hatta bazı bayanlar, “Hocam, kitabınızda bahsettiğiniz cilt tazeliğini ve güzelliğini veren maydanoz-limon kürünü uyguladım hiçbir sonuç alamadım. Alamadığım gibi de yüzümde ve alnımda hiç olmayan sivilceler çıktı.” diye belirtmiştir. Bu durum beni çok şaşırtmıştı ve de üzmüştü. Mutlaka bir sebebi olmalıydı. Çünkü maydanoz-limon kürü öylesine genele hitap eden bir kürdür ki, başarı oranı %95 in üzerindedir. Hele hele, hiç sivilce olmayan bir ciltte kürü uyguladıktan sonra sivilce çıkarması çok şaşırtıcıydı. Böyle bir şeyin olması mümkün değildi. Çünkü kitabıma yazdığım tüm kürler genelin rahatlıkla ve başarıyla kullanabileceği kürlerdir. Bu doğrultuda şikâyetlerini belirten kişilerle irtibata geçip konuştum. Sebebini bulmalıydım. İstanbul’da ofisime çok yakın oturan bir bayandan kullandığı maydanozu bana ulaştırıp ulaştıramayacağını sordum. Memnuniyetle kabul edip, ofisime kadar getirdi. Sağ olsunlar. Gerçekten alnı dahil sivilceleri vardı.
Değerli okuyucu, maydanozu görür görmez geçirdiğim şaşkınlığımı anlatamam. İri ve kalın sapları olan obur yapılı, geniş ve iri yapraklı bir maydanoz demeti önümde duruyordu. İçimden maydanoza da mı el atıldı diye düşündüm. Serada yetiştirilmiş azman bir maydanoz demeti önümde duruyordu. Halbuki maydanozun ne kadar narin, ince yapılı ve gür olduğunu bilirsiniz. Getirilen maydanozun benim bahsettiğim maydanozla hiçbir alakası yoktu. Hanımefendiye, yapmakta olduğu maydanoz-limon kürüne bir hafta ara vermesini ve bir hafta sonra pazarlarda satılan normal büyüklükteki, küçük yapraklı maydanozları kullanmasını önerdim. Yaklaşık bir ay aradan sonra hanımefendi tekrar geldiler ve memnuniyetlerini bildiler.
Değerli okuyucu, sizlere bu satırları yazarken ne kadar sıkıntılı olduğumu anlatamam. Okuyucularıma maydanozu nasıl seçmeleri gerektiğini de kitabımda açıklamam gerekiyor. İri ve geniş yapraklı, iri sapları ve dalları olan kocaman maydanozları ne kür amaçlı olarak, ne de salatalarınızda kullanmayınız. Pazardan satın alacağınız maydanozların saplarıyla beraber boyları yirmi santimi geçmemeli. Yaprakları bol, yeşil ve küçük olmalı. Gövde sapları ince olmalı.
Kür için kullanacağınız maydanozların aynı zamanda yapraklarının renk atmamış olmasına özen gösteriniz. Sararmaya yüz tutmuş olanlarını kesinlikle kullanmayınız. Satın aldığınız maydanozların körpe, taze ve diri olmasına da dikkat ediniz.
Dikkat
Hamile bayanların, hamileliklerinin ilk üç ayında bu kürü uygulamamaları gerekir. Hamile bayanların hamilelikleri boyunca hekimlerine danışmadan ilaç kullanmaları veya kendi başlarına bitkisel kür uygulamaları da yanlıştır.
Karaciğer yağlanması (Hepatosteatoz)
Karaciğer yağlanmasıkaraciğer hücrelerinde aşırı yağ birikmesidir. Yetişkinlerden her dört kişiden birinde az veya çok karaciğer yağlanmasıyla karşılaşılmaktadır. Karaciğer yağlanmasının hissedilebilir belirtileri yoktur. Karaciğer yağlanması UltraSonoGrafi (USG) yardımıyla kolayca tespit edilebilir.
Alkol kullanımı, karaciğerin yağlanmasının birinci sıradaki sebeplerindendir. Hepatit B veya hepatit C geçirmiş olanlarda tetrasiklin grubuna giren antibiyotiklerin kullanılması, bazı antiviral ilaçların kullanımı, kortikosteroid (kortizon) kullanımı, protein bakımından zayıf beslenme, Wilson hastalığı ve diğer bazı ilaçların kullanımı hepatosteatoza, yani karaciğer yağlanmasına neden olabilmektedirler.
Karaciğer yağlanması karaciğer hücrelerinin hasar görmesine de neden olmaktadır. Zarar görmeye başlayan karaciğer hücrelerinin en iyi belirteci, karaciğer enzimlerinden ALT ve AST değerlerinin yükselmesiyle gözlenebilir ve tespit edilebilir. Altta yatan başka bir karaciğer rahatsızlığı yoksa çok çabuk düzeltilebilir. Karaciğer yağlanması olanların mutlaka, altta yatan başka bir rahatsızlığının olup olmadığına bakılmalıdır. Çünkü başka rahatsızlıklar karaciğer yağlanmasının nedeni olabilir. Karaciğer yağlanmasına karaciğer iltihaplanması ve fibrozis de eşlik edebilir. Bu konuda size en doğru bilgiyi verecek olan hekiminizdir.
Alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanması tedavi edilmediği takdirde aşama aşama, fibrozis ve siroza kadar ilerleyebilir. Alkole bağlı karaciğer yağlanması, alkol kullanımı kesildikten kısa bir süre sonra düzelir. Alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanmasının tedavisinde en önemli tedbirler şöyle sıralanabilir:
· Kilo vermek
· Şeker hastalığı varsa hastaların kan şekerinin normal düzeye ayarlamak
· Kolesterol ve yağdan fakir beslenmek
· Tetrasiklin grubu antibiyotikleri sürekli kullanmamak
· Kortizon ve paracetamol (ağrı kesici) ilaçların kullanımına dikkat etmek
· Kuruyemiş, sakatat, salam, sucuk, tereyağı, yağlı et, yumurta tüketilmemesine özen göstermek
Ayrıca, yapmış olduğum araştırmalarımda özellikle ceviz ve taze beyaz üzümün karaciğer yağlanmasını tetiklediğini ve artırdığını gördüm. Bu sebeple karaciğer yağlanması tedavisi esnasında ceviz ve beyaz üzüm tüketimine ara vermek gerekmektedir.
Değerli okuyucu, karaciğer yağlanmasına karşı geliştirmiş olduğum maydanoz-limon kürü ve onu takiben uygulanacak olan lavanta kürü kısa zamanda etkisini göstermekte ve size sağlıklı yaşama doğru adım attırabilmektedir.
Kür 1: Hepatit-B hastaları için
Yarım litre kaynamakta olan suya on-oniki adet taze maydanozu saplı olarak ilave ediniz. Ağzı kapalı olarak kısık ateşte üç dakika haşlayınız. Soğuduktan sonra suyunun yarısı sabah kahvaltısından yarım saat önce veya kahvaltıdan en az bir saat sonra, diğer yarısı da akşam yemeğinden yarım saat önce veya akşam yemeğinden en az bir saat sonra içilir. Her gün taze olarak hazırlanması gerekir. Akşam içilmesi için kalan diğer yarısı mutlaka buzdolabında koruma altına alınmalıdır.
Kür 2: Gençleşmek, cildi güzelleştirmek ve vücudu arındırmak
Saplı olarak onbeş-onaltı tane taze maydanozu elinizle biraz parçalayıp mutfak robotunuza veya blendırınıza atınız. Üzerine yarım limon suyu (iki yemek kaşığı) ve yarım bardak su ilave ediniz. Mutfak robotunuzu çalıştırınız, iyice karıştırdıktan sonra sabah kahvaltısından yarım saat önce aç karnına tamamını içiniz. En erken yarım saat sonra kahvaltıya başlanabilir. Onbeş gün ara vermeden her sabah bu kürü uygulayınız ve onbeş günlük uygulamadan sonra bir hafta ara veriniz. Bir hafta aradan sonra tekrar onbeş gün aynı şekilde uygulayınız ve kürü sonlandırınız. Beş-altı ay sonra durumunuza göre bu kürü aynı şekilde tekrar edebilirsiniz.
Kür 3: Karaciğer yağlanmasına karşı
Karaciğer yağlanmasına karşı iki numaralı kür sadece onbeş gün uygulanır. Bu küre ilave olarak (paralel olarak) aynı günlerin akşam yemeklerinden iki saat sonra lavanta kürü de uygulanır. Uygulanacak olan lavanta kürü, lavanta bölümünde hepatit hastalarının uyguladıkları kürün aynısıdır.
Kısaca, onbeş gün boyunca her gün sabahları aç karnına maydanoz-limon, akşam yemeklerinden iki saat sonra da lavanta kürlerinin uygulanması gerekir. Duruma göre ileriki aylarda kür tekrar edilebilir.
Kür 4: Depresyon ve korkuya (angsiyete-panikatak) karşıBu kürü uygulamadan önce,ıspanak bölümünü ve ıspanak bölümünün sonundaki tere otu ile ilgili bölümleri de okuyunuz.Kullanacağınız tere ve maydanozun sararmamış olmasına dikkat ediniz.Sararmış olanları kullanmayınız.
Kullanılacak olan bitkiler maydanoz,ıspanak ve tereotudur.Sabah,maydanoz-ıspanak,akşam ise, ıspanak-tereotu karışımı kullanılır.Kısaca:
Sabah (maydanoz + ıspanak) karışımı uygulanır.
Akşam (tereotu + ıspanak) karışımı uygulanır.
Saplarıyla birlikte beş-altı yaprak ıspanak ve on-oniki tane maydanoz saplı olarak kaynamakta olan yarım litre suya atılır ve ağzı kapalı olarak hafif ateşte üç dakika yavaş yavaş haşlanır.Soğumaya bırakılır.Soğuduktan sonra suyu içilir.Her gün sabah taze olarak hazırlanır.Aynı günün akşamı ise ıspanak ile tere karışımı hazırlanır.Kaynamakta olan yarım litre suyun içerisine beş-altı adet saplarıyla birlikte ıspanak ve dokuz-on tane tere (saplarıyla beraber) atılır ve ağzı kapalı olarak hafif ateşte üç dakika haşlanır.Ilıdıktan sonra suyu içilir.Sabah ve akşam için ayrı ayrı hazırlanan bu karışımlar bir hafta boyunca her gün uygulanır.Bir hafta her gün uygulandıktan sonra ikinci haftada iki günde bir uygulanırken üçüncü haftada üç günde bir uygulanır.Ondan sonraki haftalarda haftada bir olmak üzre iki ay boyunca uygulanır ve kür tamamlanmış olur.İhtiyaca göre bu kür altı ayda bir tekrarlanabilir. Her iki karışımda yemekten yarım saat önce veya yemekten en az bir saat sonra içilir.
Kür 4: Depresyon ve korkuya (angsiyete-panikatak) karşıBu kürü uygulamadan önce,ıspanak bölümünü ve ıspanak bölümünün sonundaki tere otu ile ilgili bölümleri de okuyunuz.Kullanacağınız tere ve maydanozun sararmamış olmasına dikkat ediniz.Sararmış olanları kullanmayınız.
Kullanılacak olan bitkiler maydanoz,ıspanak ve tereotudur.Sabah,maydanoz-ıspanak,akşam ise, ıspanak-tereotu karışımı kullanılır.Kısaca:
Sabah (maydanoz + ıspanak) karışımı uygulanır.
Akşam (tereotu + ıspanak) karışımı uygulanır.
Saplarıyla birlikte beş-altı yaprak ıspanak ve on-oniki tane maydanoz saplı olarak kaynamakta olan yarım litre suya atılır ve ağzı kapalı olarak hafif ateşte üç dakika yavaş yavaş haşlanır.Soğumaya bırakılır.Soğuduktan sonra suyu içilir.Her gün sabah taze olarak hazırlanır.Aynı günün akşamı ise ıspanak ile tere karışımı hazırlanır.Kaynamakta olan yarım litre suyun içerisine beş-altı adet saplarıyla birlikte ıspanak ve dokuz-on tane tere (saplarıyla beraber) atılır ve ağzı kapalı olarak hafif ateşte üç dakika haşlanır.Ilıdıktan sonra suyu içilir.Sabah ve akşam için ayrı ayrı hazırlanan bu karışımlar bir hafta boyunca her gün uygulanır.Bir hafta her gün uygulandıktan sonra ikinci haftada iki günde bir uygulanırken üçüncü haftada üç günde bir uygulanır.Ondan sonraki haftalarda haftada bir olmak üzre iki ay boyunca uygulanır ve kür tamamlanmış olur.İhtiyaca göre bu kür altı ayda bir tekrarlanabilir. Her iki karışımda yemekten yarım saat önce veya yemekten en az bir saat sonra içilir.
Hekiminizin verdiği ilaçlar varsa mutlaka kullanınız. Buradaki uygulamayı bir destekleyici olarak kullanınız. Öncelikle, bilmeniz gereken kullanacağınız bitkiye karşı alerjinizin olup olmadığıdır. Bu konuda hekiminizin görüşünü alınız. Hekime gitmeden ve teşhis koydurmadan şikâyetiniz ne olursa olsun, bu kitaptaki bilgilerle kendi kendinizi tedavi etmeye kalkışmayınız. Bu kitabın içindeki bilgilerin kesinlikle bir hastalığı teşhis amacı yoktur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder