17 Eylül 2018 Pazartesi

BİTKİLERDEN YAĞ NASIL YAPILIR? HANGİ BİTKİLERDEN



UÇUCU YAĞ ELDE ETME YÖNTEMLERİ

Evde Bitki Yağı Yapımı 




Önce yağını yapmak istediğiniz bitkiyi seçin. Mesela ben ilk bitki yağımı topladığım papatya çiçeklerinden yapmıştım. Bitkiyi taze olarak güneşin en tepede olduğu vakitlerde toplayın. Bu zamanda toplanmasının nedeni bitkinin bu saatlerde daha fazla uçucu şifalı yağlara sahip olmasındandır. Bitkilerdeki şifa, içerdikleri uçucu yağlardan kaynaklanıyor. Bitkiyi, örneğin bir gülü kokladığınızda burnunuza gelen koku uçucu yağlardan kaynaklanmaktadır. Eğer taze bitki toplayacak biryer bulamazsanız, yağınızı kuru bitkilerden de yapabilirsiniz. Kuru bitkileri aktarlarda bulabilirsiniz. Ama unutmayın ki her zaman taze bitkiler daha şifalıdır.
İstediğiniz miktarda kuru ya da taze bitkiyi küçük küçük kırarak (hatta kırmasanız da olur çünkü beklenen zaman zarfında yağ bitkiye nüfuz ediyor. Yaptığım havuç yağında havuçların nasıl yumuşadığını görünce çok şaşırmıştım.) bir kavanoza doldurun. Mesela 60 gr bitkiyi şeffaf kavanoza doldurun.
60 gr bitki için 120 gr halis zeytinyağını kavanozdaki bitkinin üzerine dökün. Ne kadar bitkiden yağ yapacaksanız, iki katı kadar zeytinyağı ilave edin. Aslında bu konuda çok net bir bilgi bulamadım. 1 kg zeytinyağına 20 çiçek koyup yağ yapanda var. 1/3 oranında yapan da. Ama ortalama olarak 1/2 oranını kullanabilirsiniz. Yağınızın daha konsantre olmasını isterseniz bitkinin üzerini örtecek kadar da kullanabilirsiniz, size kalmış. Zeytinyağının yerine ayçiçek yağı gibi yağlarda kullanılabilir. Ancak şifalı gücü en yüksek yağ zeytinyağı olduğu için zeytinyağı


                         Ardıç Yağı

Ardıç Yağı, Birçok şifalı bitki içerisinde uçucu yağlar bulunmaktadır. Etkisi oldukça güçlü olan bu yağlar bazen zehirli asitler gibi maddelerde içermektedir. Fakat ardıç yağı içerisinde zehirli madde bulundurmamaktadır. Bu faydalı bitkinin yağı da kendisi gibi farklı özelliklerde fayda göstermektedir. Bu yağı elde etmek için birçok ardıç bitkisinin ezilerek suyu alınması gerekmektedir. Ezilen 10 kilo ardıçtan bir kilo yağ çıkacakmış gibi hesaplarsak kafamızda azda olsa biraz fikir oluşmuş olacaktır. Yani ezilen ardıcın onda biri kadar yağ çıkarılmaktadır. Ardıç yağı litre şeklinde değil ml gram şeklinde satılmaktadır. Aşırı fazla miktarda yağa ihtiyaç hiçbir zaman duyulmamıştır. Bu yağlar aynen diğer yağlar gibi belirli miktarlarda tüketilmedir. Çünkü birçok yağın fazlası zarardır. Yağlar asidik besinlerdir. Bu nedenle faydaları kadar zararları da bulunmaktadır. Bu nedenle bu  ve bunun gibi yağları çocuklardan uzak tutmalısınız. onların ulaşamayacağı yerlerde bu tür maddeleri saklamaya özen göstermelisiniz. Ardıç yağı çok fazla duyulmamış bir bitki yağıdır ama insanlar bu yağı kullanıp faydasını gördükten sonra birçok kişiye  ısrarla önermektedirler. Ardıç yağının faydası nedeniyle kişilerin hayatında basit olmayan değişikliklerin olmasına neden olmaktadır ve böylece bu kişilerin vazgeçilmez ilaçları haline gelmektedir. Sizlerde bu yağı sorunlarınız da kullandıktan sonra nasıl mucizevi  özelliklerinin olduğunu göreceksiniz.
Birçok ardıç türü vardır. Dünyada bulunan 60 ardıç türünden 8 tanesi ülkemiz toprakları içerisinde kolaylıkla bulunmaktadır. Ülkemizde ise en çok görüldüğü bölge Trakya bölgesidir. Ardıçların çoğu Trakya bölgesinde görülmesiyle yağ üretimi de en çok oralarda yapılmaktadır. Tabi ki sadece Trakya da yetişmeyen ardıç tam ters bölge olan Anadolu bölgesinin dağlık bölgelerinde de yetişmektedir. Bu ardıçların 8 türü olduğu için her bölgede yetişen ardıcın türü de farklıdır ama bu ardıçların yağları yine aynı amaçlar için kullanılır. Ardıç yağı fiyat olarak genellikle yarım litre şeklinde 60-90 Tl arasında değişiklik göstermektedir. Bu yağların fiyatının farklı olmasının genel nedeni firma farkıdır. Yağlar arasında büyük farklar bulunmamaktadır. Bu yağların fiyatının farklı olmasının bir nedeni ise yağ türünün farklı olması olabilmektedir. Her ardıç türünün yağı içeriği aynı olsa bile ardıç türü fiyatı etkilemektedir. Şimdi sizlere ardıç yağının faydalarını kısa kısa açıklayarak anlatmak istiyorum.
Ardıç Yağının Faydaları
• Romatizma hastalığı: Ardıç yağı pek bir tıbbi tedavisi olmayan bu romatizma hastalığına bitkisel olarak çok iyi gelmektedir. Ardıç yağı  vücuttaki fazla suyu dışarı atarak kişinin rahatlamasını sağlamaktadır. Romatizma olan bölgeye zeytin yağı ile karıştırılarak bir miktar sürülür ve vücuda zarar vermeyecek şekilde elastik bandaj yardımı ile sarılır.
•Bronşit ve öksürük: Böyle sorunları olan insanların kesinlikle bu yağı denemelerinde fayda bulunmaktadır. Öksürüğe hızlı etki yaparak anında azaltma göstermesi ile kişilerde etkisini göstermektedir.
•Tam bir idrar sökücü: Vücuttaki idrarı sökerek fazla sular ile birlikte dışarı atılmasını sağlayan ardıç yağı kişide rahatlamaya yol açar.
•Şeker hastalarının kesinlikle kullanması gereken bir bitkidir.
•Adet sancısı çeken kadınlarının ağrılarının azalmasına birebirdir.
•Cilt yaralarına da oldukça etki ederek yaraların kısa sürelerde iyileşmesine etkili olmaktadır.

•Grip ve soğuk algınlığına birebir olan ardıç yağı insanlar tarafından tam olarak bilinmemektedir.

Portakal Yağı Nasıl Yapılır
Portakal yağı nasıl yapılır?  Vücut sağlığına birçok faydası bulunan portakal yağını piyasada birçok yerde bulabilirsiniz. Fakat bu yağların orijinal olup olmadığı şüphelidir. Bu nedenle yapmanız gereken bu yağı alırken çok dikkatli bir şekilde  ve güvenilir bir yerden almalısınız. Eğer böyle bir imkana sahip değilseniz bu mucizevi etkiler göstererek insan sağlığına birçok faydası olan portakal yağını sizlerde evlerinizde kolay bir şekilde yapabilirsiniz. Faydasının çok olduğu gibi yapılışıda bi o kadar kolay olan bu yağı birazdan anlatacağım tarifle birlikte zorlanmadan kolay bir şekilde yapabilirsiniz. Fakat bu yağın tam olarak hazırlanması için yaklaşık bir 45 gün kadar zamana ihtiyaç duyar. Eğer kullanımınız acil değil ise bu yağı evinizde kendiniz yapmanız en doğru ve en sağlıklı olacaktır. Evinizde yaptığınız bu yağın içinde neler olup olmadığını biliyorsunuz. Fakat dışarıdan aldığınız bir ürünün içinde ne olduğunu bilmiyorsun. Bu ürünlerin içerisinde hiç bir kimyasal madde bulunmasa bile en azından koruyu maddeler bulunur. Bunlarda birer kimyasal madde niteliği taşır.
Şimdi bu birçok derde deva yağın yapılışında kullanılacak malzemeleri sizlere sunmak istiyorum.
Malzemeler;
•Sizlere yetecek kadar portakal... Genellikle 4 ya da 5 adet kullanılır ve bu portakalların sadece kabukları kullanılacaktır.
•Bir miktar zeytinyağı ( Malzemelerin her zaman taze olmasına özen gösterin. Zira bu tür yağlar bayat malzemelerle yapıldığı zaman özelliklerini kısa sürede kaybederek insan vücuduna fayda sağlaması beklenirken zarar verir.)
•Son olarak yaptığınız yağı beklemeye bırakmak için sıkıca kapatılabilen bir ilaç kutusu ve benzeri şişeler olabilir.
Malzemelerini bu şekilde sıraladığımız portakal yağı nasıl yapılır? Unutmamalıyız ki bu tür işlemlerimizde kesinlikle hijyeni en ön planda tutmalıyız. Öncelikle elimizde bulunan portakalları iyice yıkayalım. Daha sonra bu portakalları ortadan ikiye keserek kabuğundan ayıralım. Portakal içini istediğiniz şekilde kullanabilirsiniz. Bize lazım olan yer portakalın kabuğudur. Bu nedenle kabuğunun üzerinde su kalmamasına özen gösterin temiz bir bez ile silerek kurumasını hızlandırabilirsiniz.
Şimdi de bu içinden ayırdığınız kabukları küçük rende ile rendeleyin. Fakat burada dikkat edilmesi gereken en önemli konu portakalın kabuk altındaki beyaz kısımların rendeleme işleminde bulundurulmamasıdır. Bu kısımlar bizim daha az oranda yağ almamıza neden olabilir. Eğer rende bulamıyorsanız keskin bir bıçak ile dikkatli şekilde ince ve küçük olacak şekilde doğrayın.
Son olarak bu doğradığınız kabukları kavanoz içerisine yerleştirin ve üzerine bir miktar zeytinyağı ilave edin. Zeytin yağının miktarına dikkat edin. Fazla olması halince portakal yağının tadını değiştirebilir. Kavanozun ağzını sıkıca kapattıktan sonra arada sırada çalkalamak şartı ile 35 ya da 40 gün güneş ışığına maruz kalmayacak şekilde ve serin ortamlarda saklayınız.

Bu kadar süre bekletilen bu karışım zamanı geldiğinde temiz bir şişeye süzülerek kullanılmak üzere tekrar serin bir ortama kaldırılır. Bu işlemlerle birlikte portakal yağı nasıl yapılır? sorusuna kısa ve pratik şekilde cevap vermiş olduk. Yağın kullanımı cilde ve saça masaj yöntemidir. Kesinlikle ağız yoluyla kullanılmamalıdır. Bu yağı ayrıca şampuanlarınızad a katarak kullanabilirsiniz.



Lavanta Yağı Nasıl Yapılır
Lavanta Yağı Nasıl Yapılır, Lavanta en fazla 1 metre boyunda olmaktadır. Gövdesi dört köşe kesitli, yeşil ve güzel kokuludur. Uzun saplarının uç kısmında seyrek bir şekilde başakları vardır ve yaz aylarında açmaktadır. Çok hoş kokusu ve lavanta mavisi bir rengi olan çiçekleri vardır. Lavantanın en önemli kısmı yağıdır. Zaten kokusu da içeriğindeki uçan yağdan gelmektedir. Yanı lavanta yağı uçucudur. Sürüldükten bir süre sonra yok olur. Lavanta yağı distilasyon olarak adlandırılan bir yöntem ile çıkartılıyor.
Lavanta Yağı Nasıl YapılIR
Demet halindeki lavanta büyük kazanlarda su ile kaynatılıyor. Bu sıcak karışımdan çıkan buhar bir boru vasıtası ile soğutulacağı tanka geliyor ve ani soğuma ile yoğunlaşıp sıvı hale geçiyor. Uçan yağ ise sudan hafif olduğundan dolayı üst kısımda bırakıyor ve yağ çıkartılmış oluyor. Kısa ve öz tarifi budur. Zahmetli bir işi olan ve 1 kg yağ elde etmek için 80-150 kg lavanta bitkisi kaynatılır. Fakat çıkan yağ çekilen bütün zahmetleri unutturuyor. Lavanta ve lavanta yağı aromatik bitkilerin arasında en güzel kokuya sahip olan bir bitki çeşidi olarak bilinmektedir. Lavanta yağıyla bir kaç damla kullanarak birçok konuda yarar sağlayabilirsiniz ve güzel koku yaratabilirsiniz. mesela evde temizlik yaparken temizlik yapılan suya 3-4 damla lavanta yağı damlatın ve evde güzel kokular yaratın.

Lavanta yağı yapılışı oldukça kolay olamakta olup sizlerde evlerinizde kolaylık ile bu yağı yapabilirsiniz. Yapmanız gereken tek şey yukarıda belirtilmekte olan şekilde lavanta yağının çıkarılması için belirtilmekte olan talimatları uygulamanız. Bu yağın yapımı doğal olarak elde edilmiş olan lavantalar ile daha çok fayda sağlayacaktır.


Yukarıda belirtilmekte olan lavanta yağının yapımına ek olarak ise başka bir tarif daha verecek olursak : Lavanta yağı yapılışında 1 su bardağı lavanta, 2 su bardağı saf olarak elde edilmiş olan sızma zeytin yağı gerekmektedir. Hazırlanan bu malzemelerden lavantalar robota çekilir ya da havan da ezilerek toz haline getirilir. Hazırlanan öğütülmüş lavantayı bir kavanoza alalım ve üzerine de hazırlamış olduğumuz saf sızma zeytin yağını ekleyelim ve kavanozun ağzını kapatarak yağ ile lavantanın iyice özdeşleşmesi için iki hafta serin bir yerde bekletelim ve bu süre sonrasında lavanta yağı kullanıma hazır olacaktır. Bu yağın yapımı çok basittir. Sadece on dakikanızı ayırarak sağlıklı bir ürün elde edebilirsiiz.


Kantaron Yağı Nasıl Yapılır

Kantaron yağı nasıl yapılır, Kantaron yağını evde doğal şartlar eşliğinde yapmak mümkündür. Kantaron yağının kullanım alanı çok geniştir. Bunun için eğer kantaron yağı yapmayı düşünüyorsanız, sarı kantaron çiçeği almanız veya doğal olarak toplamanız gerekir. Temin edilen kantaron çiçeği iyi bir şekilde yıkanıp ardından açık havada kurutulur. Kantaron çiçeğinin hem sap kısımları hem de çiçekli olan kısımları kuruduktan sonra el ile ufalanır ve bir kavanozun içerisine alınır. Bu aşama da makas veya bıçak kullanmaya gerek duymayacaksınız. Kurumuş olan kantaron çiçeği rahatlıkla ufalanacaktır.
Kantaron çiçeklerinin üzerini geçecek kadar saf zeytinyağı ilave edin ve kavanozun ağzına temi bir tülbent örtün. Ardında kavanozun kapağını sıkı bir şekilde kapatın ve kantaronun mayalanması için beş gün kadar bekletin. Akabinde kavanozu güneş gören bir yere kaldırın. Karanlık serin ortamda mayalanması zor olacaktır. Beş gün sonrasında tülbenti kavanozun kapağından alın ve sadece kapak ile kapatıp bir ay kadar bekletin. Bir ay güneşte bekletilen kantaron çiçeklerinin rengi koyulaşacaktır ve zeytinyağı ile kantaron bir birine geçip mayalama sağlayacaktır.
Kırmızı bir renk alana dek güneşte bekletildikten sonra koyu renkli bir kavanoz veya cam bir şişenin içerisine yağı ilave edin. Bu aşamadan sonra kantaron yağını serin, karanlık ve güneş almayan bir yerde muhafaza etmelisiniz.
Kantaron Yağının Faydaları
•Yüzyıllardır evde yapılan doğal kantaron yağı pek çok hastalığın tedavisi için ek ürün olarak kullanılmaktadır.
•Psikolojik olarak görülen hastalıkların tedavisi için tercih edilebilir.
•Panik atak rahatsızlığı olanlar için sakinleştirici özelliği vardır.
•Eklem iltihaplarının iyileşmesinde kullanılabilir.
•Kanser hastalığı olan kişiler için dahili veya harici kullanılabilir.
•Sıkıntı ve endişe sorunu olan kişiler için idealdir. •Mide bulantısına iyi gelir ve mide hastalıklarında kullanılır.
•Mikrop ve bakterilerin atılmasında fayda sağlar. •Büzüşmüş olan damarların açılmasında faydalıdır.
•Soğuk algınlığı ve grip gibi hastalıkların iyileşmesinde etkilidir. •Kadınların pek çoğunda görülen adet sancılarının giderilmesinde kullanılabilir. •Masaj yağı olarak da kullanılabilir ve zaman vücutta görülen ağrıların dindirilmesinde fayda sağlar ve rahatlatır.
•Hemoroid hastalığına iyi gelir ve hemoroid memelerinin küçülmesini ve zamanla kaybolmasını sağlar. •Kantaron yağı saçların bakımı için de tercik edilmesi gerekir. Bu sayede saçların daha gür olmasını sağlar ve dökülme riskini de düşürür. •Kantaron yağı yaraların üzerine sürülmesi halinde oluşan iltihabı giderecektir ve hızlı şekilde iyileşme sağlayacaktır.


Biberiye Yağı Nasıl Yapılır

Biberiye Yağı Nasıl Yapılır, Biberiye (rosmarinus officinalis) ballıbabagiller familyasından olan, Ege ve Akdeniz Bölgelerinde bolca yetişen; boyu 2 metreye kadar ulaşabilen; iğne şeklindeki dar, kalınca ve ıtırlı yaprakları ile morumsu mavi renkteki çiçeklerinden yararlanılan çok yıllık bir bitkidir. Biberiye çiçeklerinden bornilasetat, tanen, kafuru, sineol, pinen, bomeol, linalol ve kamfen gibi bileşikler içeren bir esans; yapraklarından da biberiye yağı (oleum rosmarin) elde edilir.
Biberiye Yağı Elde Etme Metotları
•Zeytinyağında Mayalama Yöntemi: Biberiye yaprakları taze olarak güneşin en tepede olduğu zamanda toplanır. Bu vakitlerde toplanmasının nedeni daha fazla uçucu yağa sahip olmasından kaynaklıdır. Çünkü elde edilecek yağın vereceği şifa, içerdiği esterik yağların yoğun oluşundan gelmektedir. Biberiye yaprakları iyice yıkanarak üzerindeki tozlar arındırılır. Yağ yapımına başlanmadan önce yıkama suyundan artan damlacıkların iyice kurumuş olması gerekmektedir. Taze olarak biberiye yapraklarına erişemiyorsanız, aktarlardan sağlayacağınız kurutulmuş yaprakları da kullanmanız mümkün olacaktır. Taze yapraklar kadar şifa içermese de faydalı olmaktadır. Yaklaşık 50-60 gram kadar sudan arındırılmış bitki şeffaf renkli cam bir şişeye konur. Bitkinin iki katı ölçüsünde 100-120 gram doğal soğuk sıkım veya sızma zeytinyağı aynı şişeye eklenir. Eğer daha kıvamlı bir yağ elde edilmek istenirse biberiye yapraklarının üzerini örtecek kadar yağ kullanılabilir. Ancak oldukça konsantre olan bu yağ, vücuda uygulanırken mutlaka ayçiçek yağı veya zeytinyağı ile seyreltilmelidir. Karışımın yer aldığı kap sıkıca kapatılarak, evin en çok güneş gören yerine konularak 25-30 gün kadar mayalanması beklenir. Ancak bu zaman dilimi içinde sık sık şişenin çalkalanması ihmal edilmemelidir. Sürenin sonunda elde edilen karışım temiz bir tülbentten süzülerek ve tülbentteki tortu iyice sıkılarak oluşturulan yağ, koyu renkli bir cam kaba alınır. Kabın ağzı kapatılır, üzerine biberiye yağı ve imal tarihi yazılı bir etiket yapıştırılır. Biberiye yağı buzdolabında veya serin bir yerde bir yıla kadar kullanıma hazır halde bekletilebilir.

•Buhar Destilasyonu Yöntemi: Bu yöntem biraz daha profesyonelce olup, destilasyon düzeneği kurulması için bir takım laboratuar gereçlerine ihtiyaç duyulmaktadır. Buhar destilasyonu için gerekli malzemeler, bu amaçla kurulmuş sanal mağazalarda kolaylıkla bulunabilir. Malzemeler temin edildikten sonra tüm parçalar kromik asitle temizlenir. Öğütülmüş biberiye yaprakları elekten geçirilerek 20 gram olacak şekilde tartılarak elverişli hacme sahip bir cam balona konur. Üstüne malzemeyi tamamen ıslatacak miktardan biraz daha fazla su eklenir. Biberiye yapraklarındaki uçucu yağın daha çabuk serbest kalması hedeflenmekte ise, su yerine glisenin ya da tuz çözeltisi eklenebilir. Destilasyon kiti kurulduktan sonra uçucu yağ tutucu kabın bölmeli alanına 1 ml kadar ksilen maddesi eklenir. Soğutucu takılıp su musluğu açılır ve cam balon ceketli ısıtıcı veya yağ banyosu içinde ısıtılmaya başlanır. Takriben 5-6 saatlik bir damıtma işleminden sonra sabit bir okuma değerine ulaştığı zaman işleme son verilir. Bölmeli alanda okunan yağ miktarından eklenmiş ksilen miktarı çıkarılarak, biberiye yapraklarında bulunan uçucu yağ miktarı bulunur. Biberiye içindeki uçucu yağ su buharı ile yükselir ve soğutucu yardımıyla yoğunlaşarak diğer borunun dibine toplanır. Son olarak musluktan öz kütle farkı nedeniyle toplanan su atılır ve kalan biberiye yağı koyu renkli bir şişeye alınarak ağzı kapatılır. Bu işlem istenilen miktar kadar yağ elde edilene kadar sürdürülür. Eğer biberiye bitkisi güneş altında fazla kalarak iyice kurumuş ise elde edilen yağ beklenenden daha az olmaktadır. Bu nedenle toplandığı mevsimin maksimum seviyede yağ elde edilebilecek bir mevsim olması gerekmektedir


Ceviz Yağının Faydaları
Ceviz Yağının Faydaları, ceviz bol miktarda C vitamini  ve flavonlar içeren bir yiyecektir. Boyu yaklaşık yirmi beş metre civarında olan ceviz ağacı, mayıs ayında çiçek açmaya başlar. Meyvesi olan ceviz, oluşmaya başladığı zaman, kalın ve yeşil kabuk içerisinde olur. Tam olarak olgunlaşmamış hali temmuz aylarına doğru toplanır. Tam olmuş hali ise, eylül ayında toplanmaktadır. Yaprak ve meyvelerinden faydalanılan ceviz, yaprağı, kan sıkıştırıcı ve kan durdurucu özelliğe sahiptir. Ayrıca kuvvetlendirici özelliği de olan ceviz yaprağı, bağırsak kurtlarını ve bağırsak solucanlarını düşürücü etkisi bulunmaktadır. Yapraktan yapılan çayı, sindirim bozukluğuna iyi gelir. Kabızlığı giderici etkisi de olan ceviz yaprağı, iştahsızlığa ve kanın temizlenmesinde de yardımcı olur. Ceviz yaprağı kaynatılarak suyu kullanıldığı zaman, kemik çürümesinde ve erimesinde büyük faydalar sağlayan ceviz yaprağı suyu, ayrıca iltihaplı el ve ayak tırnaklarında kullanıldığı zaman çok büyük faydalar sağlar. Birçok faydası olan ceviz ise, hamile kalmak isteyen bayanlarda hayızdan hemen sonra ezilmiş olarak yenirse hamile kalma olasılığını arttırır. Karında su toplanmasına engel olur. Bağırsakta olan ağrıları giderir. Taze ceviz bal ile yendiği zaman basura çok iyi gelmektedir. Yaprak ve meyvesinin birçok faydası olan ceviz sade yenildiği gibi, pasta, kek ve salatalarda kullanılarak da tüketilmektedir. Aynı zamanda cevizin yağı çıkarılarak da tüketilmektedir. Birçok faydası olan ceviz yağının faydaları hakkında sizlere bilgi verelim istedik.
  Ceviz yağının faydaları:
•Öksürüğe iyi gelmektedir
•Cildi nemlendirir
•Müshil ve safra artırıcı olarak kullanılır
•Hafızayı güçlendirir
•Kan şekerini dengeler
•Saç bakımında kullanıldığı zaman saçı besler
•Ceviz yağı doğal kozmetik ürünü olarak kullanılan mucizevi bir yağdır
•Gözaltı kırışıklıklarını giderici özelliği vardır
•Göz çevresinde oluşan koyu renkli halkaların giderilmesinde yardımcı olur
•Kirpik ve kaş bakımında kullanılan ceviz yağının kirpikleri güçlendirici etkisi bulunmaktadır
•Cilt lekelerinin giderilmesinde de kullanılan ceviz yağı, genital bölgesinde oluşan siğiller içinde kullanılır
•Ceviz yağının iştah kesici özelliği bulunduğundan, zayıflamak isteyenler için büyük bir yardımcıdır
•Bronzlaşmak isteyenler ceviz yağını ciltlerine sürerek güneşlenirler
•Romatizma ağrıları olanlara o bölgeye sürüldüğü zaman ağrıları yok eder
•Kuru ciltleri besler ve yumuşatır
•Günde bir çay kaşığı içildiği zaman kolesterol seviyesini düşürür
•Ruhsal bozuklukları giderir
•Yaraların üzerine sürüldüğü zaman, yaraların çabuk iyileşmesine yardımcı olur
•Yaşlılıkta oluşan dikkat dağınıklığına karşı iyi gelir
•Boğaz ve diş eti hastalıklarında gargara olarak kullanıldığı zaman fayda sağlamaktadır
•İçerdiği omega 3 ile vücudun gelişimine yardımcı olur
•Yüksek tansiyonu dengeler
•Diyabetli kalp hastalıklarına iyi gelmektedir
•Beyin fonksiyonlarının çalışmasına yardımcı olur
•Ceviz yağı mantar, parazit, egzama, sedef gibi hastalıkların tedavisinde bitkisel destekleyici olarak kullanılır
•Kanı temizleyen ceviz yağı, kanamalarda kılcal damarı sıkıştırarak kanamanın durdurulmasına yardımcı olur.
•Basur rahatsızlığına iyi gelir
•Vücudu kanser riskine karşı koruma özelliği vardır
Faydası saymakla bitmeyen ceviz yağı, doğru zamanda ve doğru şekilde kullanıldığı zaman hiçbir yan etkisi bulunmamaktadır. Dahili olarak sade ve salatalarda kullanılan ceviz yağı, haricen, vücuda masaj yöntemi ile uygulanmaktadır. Saçlarda kullanılacağı zaman ise, bir kaç damla damlatılarak yine masaj yöntemi ile iyice saçlara yedirildikten sonra on beş dakika bekletilir ve saçlar su ile iyice yıkanır


Deve Dikeni Yağı



Deve dikeni yağı, deve dikeni papatyagiller familyasına ait olan bazı bitkilere verilen ortak addır. Sütlükengel ya da meryemana dikeni olarak da bilinmektedir. Çengelli ve ine bir yapıya sahip olan bitki 1,5 metreye kadar uzayabilir. Deve dikeni yağı bitkinin tohumlarından presleme yöntemi ile elde edilen uçucu bir yağdır. Deve dikeni yağının rengi ve kokusu bitkinin türü, yetiştiği ortam, toplama zamanına göre farklılık gösterebilir.Deve Dikeni Yağı Faydaları•Karaciğerin daha fonksiyonel bir şekilde çalışmasını sağlayarak karaciğeri yenileme özelliği bulunmaktadır.•Karaciğeri mikroplara karşı koruyucu etkisi bulunmaktadır. •Vücudu serbest radikallere karşı korur.•Strese karşı kullanılabilir. •Safra akışını destekleyici özelliği vardır.•Sindirim sistemini ve bağırsak hareketlerini düzenler. •Böbrek bezlerinin yenilenmesini sağlar.•Cilde canlılık ve sağlık katar. •Tırnak sağlığı ve bakımı için kullanılabilir.•Yağ metabolizması zerinde olumlu etkisi vardır.•Kurt dökücüdür. •Bakteri ve virüs kaynaklı hastalıkların tedavisinde alternatif olarak kullanılabilir.•Yangı ve iltihaba karşı iyi gelir. •Omega-3 ve omega-6 yağ asitleri bakımından zengindir.•Doğum yapan atlarda karaciğer sağlığına katkıda bulunur.•Yaşı ilerlemiş atlara canlılık ve enerji kazandırır. •Ketosis engeller ve azaltıcı etki sağlar. Deve Dikeni Yağı Nasıl Kullanılır?Deve dikeni yağı ağız yolu ile dahilen kullanılabilir. Yemek öncesi ya da sonrası ağıza damlatılarak kullanılabilir. Suda çözünme özelliği olan yağ suya damlatılarak da öğün öncesi ya da sonrası tüketilebilir. Uygun bir tencerede kaynayan suyun içine damlatılarak buhar yöntemi ile de yağın faydalarından yararlanmak mümkündür. Bu şekilde kullanıldığında sinüslerin açılmasına yardımcı olur ve solunum yolu hastalıklarına karşı iyi gelir. Yine diğer bitkisel yağlarda olduğu gibi masaj yöntemi ile de kullanılabilen bir yağdır.

Aspir Yağı Faydaları
 Aspir yağı faydaları, Aspir yağı papatyagillerden olan aspirden elde edilir.  Aspir yağı aspir tohumundan elde edilen bir tür yağ asitidir  .Aspir yağından elde edilen bu yağ asitini vücudumuz kendi kendine üretemez dolayısıyla bunun dışardan takviye şeklinde alınması gerekir. Söz konusu yağda doymamış yağ asiti oranı yüksektir.  Aspir yağı bitkisel tedavi amaçlı kullanıldığı gibi gıda olarak da kullanılabilir. Salata ,margarin, margarin yağı olarak da tüketilir. Safran yağı kadınlar için adeta bir dosttur. Çünkü kadınların kabusu olan kiloların verilmesinde safran yağının önemli işlevi vardır. Safran yağı sayesinde kişinin vücudunda istemediği, rahatsız olduğu yağlar erir. Eriyen bu yağlar da enerjiye çevrilir. Kadınların imdadına yetiştiği diğer bir konuda adet kanamalarını kolayca sökmesidir fakat bu özelliği sebebiyle hamile bayanların düşük yapmalarına neden olabilir. Bu yüzden hamile bayanlar kullanmadan önce mutlaka doktora başvurmalıdırlar.
Yine kadınları ilgilendirdiği diğer bir fayda da cildi besleyip nemlendirmesidir.  Akne tedavisinde de safran yağının olumlu etkileri vardır. Safran yağı iyi bir cilt temizleyicidir aynı zamanda kullanıldığında gözenekleri tıkamaz.  Safran yağı sayesinde yaşlanmanın etkileri azaltılabilir.Emziren annelerde emzirme sonucu meme uçlarında meydana gelen yaraları iyileştirir.  Kas kütlesinin ve dokusunun  korunmasında da faydası vardır.  Günümüzde gittikçe artan kolestrol ve kan şekeri şikayetleri için de safran yağı önemli bir kurtarıcıdır. Çünkü kolestrol ve kan şekerini dengeler. Yine son yıllarda artığı saptanan prostat ve meme kanserlerine karşı da koruyucudur. Safran yağının birçok hastalığın ortaya çıkmasına engel olmasının altında aslında bağışıklık sistemini kuvvetlendirmesi yatar. Kabızlık şikayeti olan kişiler safran yağı kullanarak bu şikayetlerinin azaldığını görebilirler. Ayrıca safran yağı iyi bir antioksidan ve antibakteriyeldir. Bu yüzden temizlik amaçlı safran yağından faydalanılabilir. Hepatit C nin kandaki miktarını safran yağı sayesinde düşürmek mümkündür.


Bartın Orman Fakültesi, Bartın
ÖZET
Kozmetik, parfümeri, farmakoloji ve gıda sanayisi gibi farklı alanlarda kullanılan uçucu yağlar, Romacılardan
başlayarak günümüze kadar farklı şekillerde elde edilmiştir. Destilasyon, özellikle su destilasyonu (HD),
ekstraksiyon ve presleme yaygın olarak kullanılan yöntemlerdir. Süperkritik sıvı ekstraksiyonu (SFE),
mikrodalga ekstraksiyonu (MWE) ve katı-faz mikroekstraksiyonu (SPME) vb. ise son yıllarda uygulanan
modern yöntemlerdir. Bu çalışmada, uçucu yağ eldesin de kullanılan yöntemler genel olarak ele alınmış, avantaj
ve dezavantajları ortaya konmaya çalışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Uçucu yağ, Destilasyon, Ekstraksiyon, HD, SFE.
METHODS OF ESSENTIAL OIL PRODUCTION
ABSTRACT
Since ancient Rome till today essential oils, which are used in cosmetics, perfumes, pharmacy and food industry,
were produced with different methods. Distillation especially hydrodistillation (HD),extraction and pressing are
the more common methods used. In the last years supercritical fluid extraction (SFE), microwave extraction
(MWE) and solidphase microextraction (SPME) are used as modern methods in essential oil production. In this
study, the common methods the advantages and disadvantages used in essential oil production are shortly
reviewed.
Keywords: Essential oil, Volatile oil, Distillation, Extraction, HD, SFE.
1.GİRİŞ
Uçucu yağ, bitkilerin yaprak, meyve, kabuk veya kök kısımlarından elde edilen, oda sıcaklığında sıvı halde olan,
kolaylıkla kristalleşebilen genellikle renksiz veya açık sarı renkli, uçucu, kuvvetli kokulu, doğal bir üründür.
Güzel kokulu olmasından dolayı esans ya da eterik yağda denilmektedir. Su ile karışmadıkları için yağ olarak
tanımlansalar da sabit yağlardan farklıdırlar (Ceylan, 1983).
Kimyasal yapılarında en büyük grubu terpenler oluşturmaktadır. Bununla birlikte az miktarda alkoller, aldehitler,
esterler, fenoller, azot ve kükürt içeren bileşiklerde bulunmaktadır. Terpenlerin oksitlenmesi ile meydana gelen
oksijenli türevler koku, tat ve terapik özellikteki maddelerdir (Linskens and Jackson, 1997a). Sudan hafif olan
uçucu yağların kırılma indeksleri genellikle yüksek olup, optikçe aktif özelliktedirler. Işık ve oksijenin etkisi ile
reçineleştikleri için uzun süreli saklamalarda koyu renkli şişelerde ağzı kapalı olarak muhafaza edilmelidirler.
Roma, Yunan ve özellikle Mısır medeniyetlerinde uçucu yağlar yaygın olarak kullanılmıştır. Son yıllarda
alternatif tıbbın bir dalı olarak görülen aromaterapiye karşı duyulan ilgi, uçucu yağ kullanımını da artırmıştır.
Eterik yağlar, terapilerde uygulanan masajlarda ya da rahatlatıcı banyolarda kullanılmaktadır. Bunun dışında
uçucu yağlar yaygın olarak parfüm, kozmetik, gıda ve içecek sanayilerinde, ev temizlik ürünlerinde
kullanılmaktadır. Bazı yağlar (örn. sedir ve lavanta) ise böcek kovucu özelliğe ile dikkati çekmektedir.
Bartın Orman Fakültesi Dergisi Yıl: 2008 Cilt:10 Sayı:13

Uçucu yağ eldesi için 1300’lü yılların başında İspanya ve Fransa’da destilasyon metodu geliştirilmiş, 1550’li
yıllara gelindiğinde farmakoloji gibi farklı dalların ihtiyacına cevap verebilmek amacıyla yeni teknikler
uygulanmaya başlanmıştır (Rangahau, 2001). Bugün klasik destilasyon yöntemlerinin yanı sıra ileri teknolojiyi
kullanan modern yöntemlerde uygulanmaktadır. Bu çalışmada, uçucu yağ elde etme yöntemleri genel olarak
sınıflandırılmış, klasik yöntemler ile modern yöntemler farklı açılardan karşılaştırılmıştır.
2. MATERYAL VE METOT
Bu bölümde su destilasyonu, çözücü ekstraksiyonu gibi klasik yöntemlerle mikrodalga ekstarksiyonu ve katı-faz
mikroekstarksiyonu gibi modern yöntemler genel olarak ele alınmış, avantaj ve dezavantajları ortaya konulmaya
çalışılmıştır.
2.1 Destilasyon Yöntemi
Bilindiği gibi destilasyon, sıvıların kaynama noktalarındaki farklardan yararlanılarak gerçekleştirilen bir ayırma
işlemidir. Bu yöntem ile elde edilen uçucu yağlar:
• Yüksek oranda kaynama noktası düşük bileşikler,
• Az miktarda kaynama noktası yüksek ve suda çözünen bileşikler içermektedir.
Destilasyon yöntemleri, su destilasyonu, buhar destilasyonu ve vakum destilasyonu olmak üzere 3’e
ayrılmaktadır:
2.1.1 Su Destilasyonu (Hydrodistillation - HD)
Uçucu bileşiklerin eldesin de yaygın olarak kullanılan geleneksel bir yöntemdir. Küçük ölçekli üretimlerde
Clevenger tipi bir aparatla yapılan destilasyon işlemi endüstriyel uygulamalarda büyük destilasyon kazanlarında
(İmbik) gerçekleştirilmektedir.
Yöntemin esası; soğutucu ile irtibatlandırılan bir cam balon içerisinde su ve bitki materyalinin 2-8 saat süre ile
kaynatılarak, su buharı ile birlikte hareket eden yağ moleküllerinin soğutucuda yoğunlaştırılıp sudan
ayrıştırılmasına dayanmaktadır. Elde edilen uçucu yağ miktarı volumetrik olarak ifade edilir. Su destilasyonu en
iyi toz halindeki materyallerde (örneğin; kök ya da odun unu) sonuç vermektedir (Linskens and Jackson, 1997b).
Elde edilen yağ miktarı çok olmakla birlikte suyun kaynatılması esnasında uygulanan yüksek sıcaklık, termal
bazı reaksiyonlara neden olmaktadır. Bunun sonucu olarak artifak oluşumu, hidroliz ve isomerizasyon olayları
meydana gelmektedir. Şekil 1’de sıcaklık etkisi ile meydana gelen ve destilasyon yöntemlerinde sıkça rastlanılan
bir termal degradasyon görülmektedir. Uçucu yağların bileşimi pH’a bağlı olarak değişsede su destilasyonu
yönteminde genellikle sıvının pH değeri kontrol edilmemektedir (Fakhari et al., 2005).
OCO-CH3
OH
cis-Sabinanhidratasetat Terpinen-4-ol α-Terpinen γ -Terpinen Terpinolen
+
Şekil 1. Sabinanhidratasetat’ta meydana gelen termal degradasyon (Rowe, 1989).
Bartın Orman Fakültesi Dergisi Yıl: 2008 Cilt:10 Sayı:13
39
2.1.2 Buhar Destilasyonu (Steam Distillation)
Buhar destilasyonu yönteminde cam kap içerisine yerleştirilen taze bitki materyaline basınç yardımıyla
uygulanan buhar, yağ damlacıklarını da beraberinde sürükleyerek toplama kabına getirmekte ve yağ burada
yoğunlaştırılarak sudan ayrıştırılmaktadır (Linskens and Jackson, 1997b).
2.1.3 Vakum Destilasyonu (Vacuum Distillation-VD)
Bazı bileşiklerin kaynama noktaları oldukça yüksektir. Bu bileşikleri elde etmek amacıyla sıcaklığı artırmak
yerine basıncı düşürmek daha etkilidir. Basınç bir kez bileşiğin buhar basıncının altına indirilirse, kaynama ve
destilasyon işlemi başlamaktadır.
2.2 Ekstraksiyon Yöntemi
Bir başka ayrıştırma yöntemi de ekstraksiyondur. Ekstraksiyon işlemini geleneksel ve yeni metotlar olmak üzere
iki gruba ayırabiliriz. Sokselet ekstraksiyonu ve maserasyon işlemi geleneksel yöntemle arasında olup işlem
süresi uzundur ve büyük miktarlarda çevreyi kirletici çözücüler kullanılmaktadır. Süperkritik sıvı ekstraksiyonu,
mikrodalga ekstraksiyonu ise son yıllarda geliştirilen hızlı, etkin ve modern yöntemler arasındadır
(Moyler,1993). Etkin bir ekstraksiyon için sıcaklık önemli bir faktördür. Uçucu ve yarı uçucu bileşiklerin
oluştuğu sıcaklık değerleri sırası ile 40-60 0C ve 80-100 0C arasındadır. Sıcaklığın artması artifak oluşumlarına
neden olmaktadır.
2.2.1 Çözücü Ekstraksiyonu (Solvent Extraction)
Geleneksel ekstraksiyon yöntemi olup bitki materyali, direkt olarak oda sıcaklığında çözücünün içerisine
batırılabileceği gibi bir sokselet içerisinde organik çözücü ile kaynatılmaktadır. Endüstriyel çalışmalarda organik
çözücü olarak hekzan ve etanol; analitik laboratuar çalışmalarında ise eter ve pentan-diklormetan (2:1)
kullanılmaktadır. Ekstraksiyon sonunda, organik çözücü destilasyon ile ortamdan uzaklaştırılarak geri
kazanılmaktadır. Kalan yağsı kısım içerisinde ise uçucu bileşikler bulunmaktadır.
Bu yöntemin buhar destilasyonuna göre avantajı, ekstraksiyon sırasında düşük sıcaklık kullanılmasıdır.
Genellikle sıcaklık, sokselet cihazında 600C’den az ve daldırma yönteminde ise 5-25 0C arasındadır. Düşük
sıcaklık, elde edilen uçucu yağın buhar destilasyonuna göre daha doğal bir içerik oluşturmasını sağlamaktadır
(Linskens and Jackson, 1997b).
Çözücü ekstraksiyonunun iki dezavantajı vardır. Bunlardan birincisi ekstraksiyon sonrası yoğunlaştırma işlemi
sırasında molekül ağırlığı düşük uçucu bileşiklerin kaybı ve artifakların oluşumu ikincisi ise ekstraksiyon sonrası
geri kalan çözücüdür. Bu problem hem ekonomik açıdan hem de çevre kirliliği (toksit özellikleri) bakımından
önemlidir. Saf ve kaliteli çözücüler pahalı ve büyük miktarlarda kullanıldığında maddi bir yük getirmektedir.
2.2.2 Süperkritik Sıvı Ekstraksiyonu (Supercritical fluid extraction-SFE)
Doğal ürünlerin organik çözücülerle muamele edilmesi gerek çevresel gerekse sağlık açısından son yıllarda pek
istenmeyen bir olgu haline gelmiştir. Bu noktada daha az çözücü harcayan, ekstraksiyon süresi daha kısa olan ve
normal koşullarda yüksek sıcaklıkta çözünen bileşikleri ayrıştırma özelliği ile süperkritik sıvı ekstraksiyonu
giderek büyük ilgi çekmektedir (Yamani et al., 2008).
Süperkritik sıvı ekstraksiyonu (SFE), aslında bir çözücü ekstraksiyonudur. Organik çözücüler yerine, süperkritik
sıvı özelliği gösteren maddeler çözücü olarak kullanılmaktadır. Şekil 2’de görüldüğü üzere bir madde, kritik
sıcaklık (Tc) ve kritik basınç (Pc) noktasının üzerinde süperkritik sıvı özelliği göstermektedir. Bu noktada,
süperkritik sıvı termofiziksel özellikleri bakımından sıvı ve gaz arasındadır. Sıvı çözücülerin sahip olduğu çözme
gücü ile birçok maddeyi çözebilirken aynı zamanda gazlara yakın difüzyon katsayısı özelliğiyle de çözünen
maddeyi hızlı bir şekilde yaymaktadır (Linskens and Jackson, 1997b).
Bartın Orman Fakültesi Dergisi Yıl: 2008 Cilt:10 Sayı:13
40
Şekil 2 Faz diyagramı (Dinçer vd., 2007).
Süperkritik sıvıların düşük vizkoziteleri, sıvıların yüksek difüzyon katsayıları ile birleşince bitkiler için ideal bir
ekstraksiyon maddesi oluşmaktadır. Süperkritik sıvı ekstraksiyonunda kullanılan çözücüler arasında kolayca
bulunabilmesi, maliyetinin düşük ve saflık oranının yüksek olması kullanımının kolay ve çevre etkisinin
minimum olması nedeniyle karbondioksit (CO2 ) başta gelmektedir (Porta,1999).
Karbondioksite ait süperkritik nokta, 1869 yılında Andrews tarafından keşfedilmiştir. Çözücü olarak ilk ciddi
kullanımı ise 1960’larda Rusya ve Amerika’da olmuştur. 1993 yılında CO2 ile ticari olarak 42 farklı yağ elde
edilmiştir. Güvenli, yanıcı olmayan, ucuz ve az bir kokusu ya da tadı olan CO2, düşük vizkozitesi sayesinde
bitkilere kolayca nüfuz edebilmekte ve düşük sıcaklığı ile herhangi bir atık bırakmadan kolayca
buharlaşabilmektedir. Süperkritik CO2, normal şartlar altında 200-300 bar ve 40-50 0C’de bitki ekstraksiyonunda
kullanılmaktadır. Ekstraksiyon sırasında değişen sıcaklık ve basınç ile uçucu yağlara özgü belli bileşikler
ayrıştırabilmektedir. Tablo 1’de sıvı CO2 ‘de çözünebilen madde grupları verilmiştir (Moyler,1993; Congiu et al.
2002; Pourmortazavi, 2004).
Tablo 1 Süperkritik sıvı CO2 ‘de çözünebilen madde grupları (Moyler,1993).
Kolay çözünenler Az çözünenler Hiç çözünmeyenler
• Düşük molekül ağırlığa sahip
organikler,
• Tiyoller, Tiyazoller, Pirazoller
• Asetik asit, Benzaldehit, Hexanol ve
gliserol asetatlar
• Molekül ağırlığı 250’ye kadar olan
bileşikler
• Yüksek molekül ağırlıktaki
organikler,
• Su, oleikasit, gliserol, decanol
• Doymuş yağlar
• Molekül ağırlığı 400’e kadar kadar
olan bileşikler
• Şekerler, proteinler
• Tanenler, vakslar
• Klorofil, karatenoidler, sitrik ve
malik asitler
• Amino asitler, nitratlar,
pestisitler, insektisitler
• Molekül ağırlığı 400’ün üzerinde
olan bileşikler
2.2.3 Mikrodalgayla Ekstraksiyonu (Microwave-assisted Extraction)
İkinci dünya savaşından beri kullanılan mikrodalga teknolojisinin, analitik laboratuarında kullanımı 1970’lerin
sonunda olmuştur. Mikrodalgalar 0.3-300 GHz aralığında değişen elektromanyetik radyasyonlardır ve genellikle
doğal ürünlerde 2.5-75 GHz’de ekstraksiyon gerçekleştirilmektedir. Mikrodalga enerjisinin etkinliği büyük
oranda çözücünün içeriğine, bitki materyaline ve uygulanan mikrodalga gücüne bağlı olmaktadır. Polar
moleküller ve iyonik türlerin bulunduğu durumlarda daha hızlı bir enerji yayılması gerçekleşmektedir.
Mikrodalga ısıtmasının avantajı moleküllerin kutuplarındaki yükseltgenen zayıf hidrojen bağlarının bozun
durulmasıdır. Klasik temas yoluyla ısı iletimi yöntemlerinin aksine, mikrodalgalar örneğin tamamını aynı anda
ısıtılmaktadır. Mikrodalga yardımıyla ekstraksiyon iki farklı sistemle gerçekleştirilmektedir. En yaygın sistem,
Bartın Orman Fakültesi Dergisi Yıl: 2008 Cilt:10 Sayı:13
41
sıcaklık ve basınç kontrol edilebilen kapalı bir kap içerisinde yapılan kapalı sistem ekstraksiyonudur. Diğer
yöntem ise atmosferik basınç altında açık kap içerisinde gerçekleştirilmektedir. Bu yöntemin avantajı,
ekstraksiyon süresinin ve kullanılan çözücü miktarının büyük oranda az olmasıdır. Mikrodalga ekstraksiyon
yöntemiyle bitkilerdeki polifenoller ve lignanlar ayrıştırılabilmektedir (Kaufmann and Christen 2002; Kaufmann
et al., 2007; Beejmohun et al., 2007).
2.2.4 Sıkıştırılmış Çözücü Ekstraksiyonu (Pressurised Solvent- Extraction)
Klasik ekstraksiyon yöntemlerine alternatif olarak geliştirilen bir yöntemdir. Ekstraksiyon süresi, çözücü
tüketimi, verim ve tekrarlanabilirlik gibi avantajları bulunmaktadır. Yöntemin etkinliğini artırmak amacıyla
yüksek basınç ve sıcaklıkta organik çözücüler kullanılmaktadır. Sıcaklığın artması, ekstraksiyonun kinetiğini
hızlandırırken, yükseltilen basınç çözücüyü sıvı halde tutarak güvenli ve hızlı bir ekstraksiyon sağlamaktadır.
Ayrıca yüksek basınç, çözücünün, deney materyalinin iç kısımlarına kadar nüfuz etmesine imkân sağlamaktadır.
Hızlandırılmış çözücü ekstraksiyonu (accelereted solvent extraction-ASE) bu yöntemin bir şeklidir.
Bu yöntem de, çelik bir kap içerisine yerleştirilen katı yada yarı-katı örneğin çözücü ile bir fırın içerisinde 50-
200 0C arasında değişen sıcaklıklarda ısıtılması ile başlar ve ısıtma sırasında fırına 500-3000 psi değerleri
arasında basınç uygulanır. Ekstraksiyonun 5-10. dakikalarında ortama yeni çözücü pompalanarak örneğin ve
kabın yıkanması sağlanmaktadır. Sistem içerisindeki bütün çözücü genellikle nitrojen gazı kullanılarak bir şişe
içerisinde toplanmaktadır (Kaufmann and Christen, 2002).
2.2.5 Katı-Faz mikroekstraksiyon (Solid Phase Microextraction-SPME)
Analitik yöntemler genel olarak örnek toplama, örnek hazırlama, ayrıştırma, tespit ve sonuçların yorumlanmasını
içermektedir. Yapılan çalışmalar analiz süresinin % 80’nin örnek toplama ve hazırlamaya harcandığını
göstermektedir. Bu aşamalarda yapılacak hata bütün bir çalışmanın çöpe atılması anlamına gelmektedir.
1989 yılında Pawliszyn ve arkadaşları tarafından bulunan katı-faz mikroekstraksiyon (SPME) yöntemi, örnek
hazırlama kademesine oldukça başarılı yeni bir yaklaşım getirmiştir. SPME, örnek hazırlama, ekstraksiyon ve
yoğunlaştırma aşamalarını çözücü içermeyen tek bir aşamada birleştirmiştir. Bu yöntemle işlem süresi ve
maliyetlerde önemli kazançlar sağlanırken, teşhiste de iyileşmeler görülmüştür. SPME, GC veya GC-MS ile
birlikte özellikle çevre, biyoloji ve gıda örneklerindeki uçucu ve yarı uçucu organik bileşiklerin
ekstraksiyonunda kullanılmaktadır. Ayrıca, yüksek-performanslı sıvı kromatografisinde de (HPLC)
uygulanmaktadır. (Vas and Vekey, 2004).
Çok basit bir cihaz olan SPME, modifiye edilmiş bir şırıngaya benzemektedir. İç kısmında bir lif tutucu ve lif
grubu bulunmaktadır. Sondaki lif, 1-2 cm uzunluğunda ileri geri hareket edebilen bir SPME lifidir. SPME lifi
ince polimer film kaplı eritilmiş silika optik bir liftir. SPME uygulaması gaz (headspace) yada çözelti halindeki
örneğe uygulanabilmektedir. Her iki durumda da SPME iğnesi kapalı ortama sokulur, lifi koruyan kısım geri
çekilir ve lifin ortamla temas etmesi sağlanır. Lif üzerindeki polimer kaplama tıpkı bir sünger gibi
absorpsiyon/adsorpsiyon yöntemiyle örneği alır ve daha sonra koruma amaçlı olarak lif, metal iğnenin içerisine
geri çekilir. Bir sonraki aşama lif üzerindeki örneğin GC veya GC-MS’e termal desorpsiyon ile aktarılarak analiz
edilmesidir (Galipo et al., 2002).
SPME yönteminin etkinliğini etkileyen en önemli faktör lifi kaplayan materyalin tipi ve kalınlığıdır. PDMSDVB
[poly(dimethylsiloxane)-divinilbenzene] tipi lifler terpenler gibi önemli uçucu bileşiklerin tutulmasında
kullanılmaktadır. Diğer faktörler ise sırasıyla ekstraksiyon işlemi, desorpsiyonun optimizasyonu, türev hazırlama
ve nicelik yönünden incelenmesidir. SPME ekstraksiyonunun süresi 1-20 dak. arasında değişmektedir. Sürenin
kısa olması hekzenal gibi uçucu bileşiklerde yeterli olabilmekte ancak daha az uçucu bileşikler için daha uzun
sürelere ihtiyaç duyulmaktadır. Basit, düşük maliyetli, temiz ve konsantre ekstrak eldesi ile kütle spektrometre
uygulamaları için ideal bir yöntemdir (Araujo et al., 2007)
Bartın Orman Fakültesi Dergisi Yıl: 2008 Cilt:10 Sayı:13
42
2.3 Çok Yönlü ekstraksiyon Yöntemleri (Simultaneous destilasyon ekstraksiyon (SDE))
1964 yılında Likens ve Nickerson tarafından ortaya konulan bu yöntemde hem zaman hem de harcanan kimyasal
miktarı bakımından ciddi azalmalar söz konusudur. Yöntemin çalışma prensibine göre örnek, SDE aparatının sol
tarafına su dolu cam balonun içerisine konularak kaynatılmaktadır. Uçucular, buharla destile olarak sol kolondan
yukarıya doğru hareket ederken aynı zamanda SDE aparatının sağ tarafındaki çözücüde buharlaştırılmaktadır.
Ekstraksiyon işlemi aparatın üst kısmında yer alan soğutucunun cidarlarında su ve çözücü buharının
yoğunlaşmasıyla gerçekleşmektedir. Yoğunlaşan su ve çözücü tekrar bulundukları cam balonlara dönmekte, su
ve çözücü kısmı ayrı ayrı yoğunlaştırılarak uçucu bileşikler elde edilmektedir.
SDE yöntemini etkileyen parametrelerin başında kullanılan çözücü türü gelmektedir. Yoğunluğu sudan ağır veya
hafif farklı çözücülerle yapılan denemelerde diklormetanın en iyi çözücü olduğu görülmüştür. Diğer bir faktör
ise polar çözücülerin geri kazanımını artırmak amacıyla örneğe katılan tuzlardır. Destilasyon- ekstraksiyon süresi
de önemli bir parametredir. Maksimum verim çoğunlukla 30-45. dakikalarda gerçekleşmekle birlikte genel bir
kural olarak işlem 1-2 saat sürmektedir (Chaintreau, 2001).
Çok fazla kullanılmamakla birlikte çok yönlü yöntemler arasında simultaneous destilasyon-adsorpsiyon ve
destilasyon-membrane ekstraksiyon yöntemi yer almaktadır.
2.4 Mekanik Yöntem (Presleme (Pressing))
Limon ve portakal gibi bazı turunçgillerin kabuklarındaki uçucu bileşikle, destilasyon yöntemi uygulandığında
bozunmaktadır. Bu gibi meyvelerin kabukları bez bir torbaya koyularak soğuk hidrolik preslerde sıkılarak uçucu
yağlar elde edilebilmektedir (Ceylan, 1983).
3.YÖNTEMLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Bu bölümde çeşitli çalışmalardan elde edilen sonuçlar irdelenerek yöntemler arasında karşılaştırmalar
yapılmıştır. Su destilasyonu, uçucu bileşiklerin eldesinde kullanılan en yaygın yöntemdir. Bu nedenle
değerlendirmelerde sıkça sözü edilecektir.
Adaçayı (Salvia triloba) ve defne (Laurus nobilis L.) yapraklarından klasik su destilasyonu ve mikrodalga
kullanılarak gerçekleştirilen çalışmada her iki yöntemde de benzer sonuçlar elde edildiği görülmüştür. Örneğin,
1,8-cineol miktarı adaçayı için HD’de %52 ve MWHD’da % 47.5 iken defnede % 46.8 (HD) ve % 54.2
(MWHD)’dir. İki yöntem arasındaki tek fark deney süreleridir. Bu çalışmada HD 3 saat, MWHD ise 45 dakikada
gerçekleştirilmiştir. Benzer bir başka çalışmada Lippia sidoides bitkisiyle gerçekleştirilmiş, gerek kapalı
sistemde gerekse açık sistemde uygulanan MWE yöntemi ile HD yöntemleri karşılaştırılmıştır. Alkaloid ve
streroid grupları dikkate alındığında kalitatif ve kantitatif açıdan benzer sonuçlar elde edilmiş, ancak, özellikle
kapalı sistemde ekstraksiyon süresi ve çözücü miktarında ciddi azalmalar görülmüştür (MWE: işlem süresi 45
dakika, HD: işlem süresi 60-90 dakika) (Kaufmann and Christen, 2002; Stashenko et al., 2004a; Satshenko et al.,
2004b, Kosar et al., 2005).
Vakum destilasyonu, su destilasyonu ve süperkritik sıvı ekstraksiyonu yöntemlerinin karşılaştırıldığı bir
çalışmada elde edilen sonuçların bir kısmı Tablo 2’de verilmiştir. Bu çalışmada okaliptus yaprağından elde
edilen uçucu yağ 3 ayrı yöntem ile incelenmiştir. En çarpıcı sonuç bicyclogermacrene’de gözlemlenmiştir. VD
ve SFE yöntemleri benzer sonuçlar vermiştir. HD yöntemindeki düşük bicyclogermacrene oranının nedeni ise bu
bileşenin nötral olmayan sulu çözeltilerde kimyasal reaksiyonlar ve isomerler oluşturmasıdır. Bu çalışmada HD
yöntemindeki sulu çözeltinin pH değeri yaklaşık 4 olarak ölçülmüştür (Linskens and Jackson, 1997a).
Bartın Orman Fakültesi Dergisi Yıl: 2008 Cilt:10 Sayı:13
43
Tablo.2 Okaliptus yaprağının kimyasal bileşimi (%) (Linskens and Jackson, 1997a).
Bileşikler SFE VD HD
Bicyclogermacrene 65.0 71.3 3.0
Globulol 0.3 0.3 23.0
Viridiflorol 0.3 0.30 9.2
α-Eudesmol 0.1 0.1 3.1
β-Eudesmol 0.1 0.1 4.2
Tespit edilemeyen seskiterpen alkoler 0.5 0.1 24.2
Koedam ve Looman, hammadde olarak ardıç (juniperus sabina) kullanarak destilasyon işleminde pH değerinin
önemini ortaya koymuşlardır. Uçucu yağ içerisinde yüksek pH değerinde % 40 olan sabinen bileşiği, pH 2
olduğunda % 7’ye düşmüştür. Daha önce Şekil 1’de gösterildiği gibi sabinen bileşiğinin bozunmasıyla çeşitli
bileşikler oluşmaktadır. HD yöntemindeki sulu çözeltinin pH değeri yöntem seçiminde dikkate alınması gereken
bir faktördür.
Son yıllarda giderek yaygınlaşan süperkritik sıvı ekstraksiyonu (SFE) ve klasik su destilasyonu sık karşılaştırılan
iki yöntemdir. Yapılan çalışma sonuçları yorumlandığında, HD yönteminde monoterpenhidrokarbonların
oranının SFE göre daha fazla olduğu görülmüştür. Bu durum, süperkritik sıvının basıncının azaltılması
aşamasında uçucu monoterpenlerin buharlaşması ile gerçekleşmiştir. Daha az uçucu olan
seskiterpenhidrokarbonlar, C<15 olan hafif oksijenli bileşikler ve ağır oksijenli bileşikler ise SFE yönteminde
HD’ye oranla 2 kat daha fazla tespit edilmiştir (Fadel et al., 1999; El-Grorab et al., 2004).
Değişik baharatlarların uçucu yağları SFE ve SDE yöntemleri uygulanarak incelenmiş ve yöntemler
karşılaştırılmıştır. Uçucu yağların kimyasal bileşimleri genel olarak benzerlik gösterse de SDE yönteminde
yüksek miktarda terpenhidrokarbonlar, SFE’de ise oksijenli terpenler ve kaynama noktası yüksek bileşikler elde
edilmiştir (Diaz-Maroto et al., 2002; Diaz-Maroto et al., 2005).
4. SONUÇ VE ÖNERİLER
Bu çalışmada klasik ve modern uçucu yağ elde etme yöntemleri genel olarak ele alınmış, yöntemlerin avantaj ve
dezavantajları ortaya konulmaya çalışılmıştır. Her yöntemin kendi içinde artı ve eksileri olduğu düşünüldüğünde
yöntem seçiminde tamamıyla kullanıcının amaç ve imkânları doğrultusunda şekilleneceği sonucuna varılabilir.
Yöntem seçilirken kullanıcının kendisine şu soruları sorması gerekir: Uçucu yağ hangi amaçla üretilecek?
Kemotaksonomik amaçlı mı yoksa endüstriyel amaçlı mı? Modern yöntemler için yeterli alt yapı ve bütçe
bulunmakta mı? Bu sorular daha da çeşitlendirilebilir ancak verilecek cevaplar yöntemi belirleyici olacaktır.
Detaylı bir alt yapıya gerek olmayan klasik destilasyon ve ekstraksiyon yöntemleri ile nicel olarak daha fazla
uçucu yağ elde edilmesine rağmen bitkinin doğal kimyasal yapısından uzaklaşıldığı yani nitelik olarak çok iyi
olmayan sonuçlar elde edildiği hatırlanmalıdır. Mikrodalga ekstraksiyonu ve katı-faz mikroekstraksiyonu gibi
modern yöntemler nitelik olarak tatmin edici sonuçlar vermekte ancak ekonomik açıdan daha fazla yük
getirmektedir. Modern yöntemlerin, daha kısa sürede sonuç vermesi, daha az çözücü madde kullanılarak çevre
sağlığına yaptığı olumlu katkı, nitelikli sonuçlar vermesi ve istenildiğinde tek bir uçucu madde üzerinde
yoğunlaşabilme imkânını verebilmesi gibi avantajları ile son yıllarda daha çok ilgi çekmektedir.
Bartın Orman Fakültesi Dergisi Yıl: 2008 Cilt:10 Sayı:13
44
KAYNAKLAR
o Araujo, H.C., Lacerda, M.E.G., Lopes, D., Bizzo, H.R. and Kaplan, M.A.C. 2007. Studies On The Aroma Of
Mate (Ilex paraquariensis St.Hil.) Using Headspace Solid-Phase Microextraction. Phtochemical Analysis.
18, 469-474.
o Beejmohun,V., Flınıaux, O., Grand, E., Lamblin, F., Bensaddek, L., Christen, P., Kovensky, J., Fliniaux, M.
and Mesnard, F. 2007. Microwave-Assisted Extraction Of The Main Phenolic Compounds In Flaxseed.
Phtochemical Analysis, 18, 275-282.
o Ceylan, A. 1983. Tıbbi Bitkiler-II. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yayını No:481, Bornova-İzmir.
o Chaintreau, A. 2001. Simultaneous Distillation-Extraction:Birth To Maturity-Review. Flavour and Fragrance
J.16:136-148.
o Congiu, R., Falconieri, D., Marongiu, B., Piras, A. and Porcedda, S. 2002. Extraction and Isolation of
Pistacia lentiscus L. Essential Oil Be Supercritical CO2. Flavour and Fragrance J, 17, 239-244.
o Diaz-Maroto, M.C., Perez-Coello, M.S. and Cabezudo, M.D. 2002. Supercritical Carbon Dioxide Extraction
Of Volatiles From Spices Comparison With Simultaneous Distillation-Extraction. J.of Chromatography A,
947, 23-29.
o Diaz-Maroto, M.C., Hıdalgo I.J., Palomo, E.S. and Perez-Coello, M.S., 2005 Volatile Components And Key
Odorants Of Fennel And Thyme Oil Extracts Obtained By Simultaneous Distillation-Extraction And
Supercritical Fluid Extraction. J. Agric. Food Chem. 53,5385-5389.
o Dinçer, S., Acaralı, N.B., Uzun, I.N., Deniz, S., 2007 A Second Option In Special Seperation Operations:A
Supercritical Fluid Process. Mühendislik ve Fen Bilimleri Dergisi, Cilt:25, Sayı:2.
o El-Ghorab, A.H., Mansour, A.F., El-Massry, K., 2004 Effect Of Extraction Methods On The Chemical
Composition And Antioxidant Activity Of Egyptian Marjoram. Flavour and Fragrance J, 19, 54-61.
o Fadel, H., Marx, F., El-Sawy, A., 1999 Effect Of Extraction Techniques On The Chemical Composition And
Antioxidant Activity Of Eucalytus Camaldulensis Var.Brevirostris Leaf Oils. Z.Lebensm. Unters Forsch A,
208: 212-216.
o Fakhari, A. R., Salehi, P., Heydari, R., Ebrahimi, S. N., Haddad, P. R., 2005 Hydrodistillation-Headspace
Solvent Microextracti On, A New Method For Analysis Of The Essential Oil Components Of Lavandula
angustifolia Mill. J.of Chromatography A, 1098, 14-18.
o Galipo, R. C., Canhoto, A. J., Walla, M.D., Morgan, S. L., 2002 Analysis Of Volatile Fragrance And Flavor
Compounds By Headspace Solid Phase Microextraction Combined With Gas Chromatography/Mass
Spectrometry. An instrumental analysis experiment. University of South Carolina.
o Kaufmann, B., Christen, P., 2002 Recent Extraction Techniques For Natural Products: Microwave-Assisted
Extraction And Pressurised Solvent Extraction. Phytochemical Analysis, 13, 105-113.
o Kaufmann, B., Rudaz, S., Cherkaoui, S., Veuthey, J.L., Chisten, P., 2007 Influence Of Plant Matrix On
Microwave-Assisted Extraction Process. The Case Of Diosgenin Extracted From Fenugreek. Phytochemical
Analysis. 18, 70-76.
o Kosar, M., Tunalier, Z., Özek, T., Kürkcüoglu, M., Baser, H.C., 2005 A Simple Method To Obtain Essential
Oils From Salvia Triloba L. And Laurus Nobilis L. By Using Microwave-Assisted Hydrodistillation. Z
Naturforsch. 60c, 501-504.
o Linskens, H.F., Jackson, J.F, 1997a Modern Methods of Plant Analysis, Vol. 19: Plant Volatile Analysis,
Springer, Germany.
o Linskens, H. F., Jackson, J.F, 1997b Modern Methods of Plant Analysis, Vol. 12: Essential Oils and waxes,
Springer, Germany.
o Moyler, D. A., 1993 Extraction Of Essential Oils With Carbon Dioxide. Flavour and Fragrance J.Vol.8, 235-
247.
o Nitz, S., 1999 Isolation Methods Of Volatiles. Chemie und Technologie der Lebensmittel II, Ders notu.
TUM, Germany.
o Porta, G.D., Porcedda, S., Marongiu, B., Reverchon, E., 1999 Isolation of Eucalyptus oil by Supercritical
fluid extraction Flavour and Fragrance J.14, 214-218.
o Pourmortazavi, S.M., Baghaee, P., Mirhosseini, M.A., 2004 Extraction Of Volatile Compounds From
Juniperus communis L. Leaves With Supercritical Fluid Carbon Dioxide:Comparison With
Hydrodistillation. Flavour and Fragrance J.19, 417-420.
o Rangahau, M. K., 2001 Essential oils and their production. Crop and Food Research, Nr. 39, October.
Rowe, J.W., 1989. Natural Products of Woody Plants Vol.2, Springer, Germany.
Bartın Orman Fakültesi Dergisi Yıl: 2008 Cilt:10 Sayı:13
45
o Stashenko, E., Jaramillo, B.E., Martinez, J.R., 2004a Analysis Of Volatile Secondary Metabolites From
Colombian Xylopia aromatica by Different Extraction And Headspace Methods And Gas Chromatography.
J.of Chromatography A,1025,105-113.
o Stashenko, E., Jaramillo, B. E., Martinez, J.R., 2004b Compoarison Of Different Extraction Methods Fort He
Analysis Of Volatile Secondary Metabolites Of Lippia alba (Mill) N.E. Brown, Grown In Colombia And
Evaluation Of Its In Vito Antioxidant Activity, J. Of Chromatography A, 1025, 93-103.
o Vas, G., Vekey, K., 2004 Solid-Phase Microextraction: Apowerful Sample Preparation Tool Prior To Mass
Spectrometric Analysis. J.of Mass Spectrometry, 39:233-254.
o Yamani,Y., Khajeh, M., Ghasemi, E., Mirza, M., Javidnia, K., 2007 Comparison Of Essential Oil
Compositions Of Salia Mirzayanii Obtained By Supercritical Carbondioxide Extraction And
Hydrodistilaltion Methods. Food Chemistry, 108, 341-346

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder