27 Şubat 2018 Salı

MİDE HASTALIKLARI - GASTRİT



Hastalık Hakkında Bilgi

Yemek ve içmekte ölçüyü kaçırdığımızda en ağır yükü sırtlanan organ midedir. Fazla alkol, fazla sigara, fazla aspirin ve yapay katkılı besinler mideyi zorlayanların önde gelenleridir.
Midenin başlıca görevi ise, besinleri ince bağırsağın sindirebileceği kıvama getirmektir ve bunu, salgıladığı asitler ve çok etkili enzimler sayesinde başarır.
Ama mideyi ele almadan önce yemek borusunu dikkatle gözden geçirmemiz doğru olur. Mide borusundaki yanmalar ve ağızda ekşimsi bir tat oluşturan geğirmeler bir mide probleminin belirtileridir. Bu tür problemler mukoza koruyucu bitkilerle, örneğin ebegümeci ve keten tohumu ile giderilebilir, ama yine de rahatsızlığın nedeninin teşhis edilmesi gerekir. Aynı biçimde, yutkunma zorluklarının da uzmanlarca gözden geçirilmesi gerekir. Bu tür rahatsızlıklar genellikle sinirsel gerginliklerden ve korku hallerinden kaynaklanabilir ve şerbetçiotu, kediotu kökü, yeşil yulaf, lavanta gibi bitkilerin çayı ile tedavi edilebilir.
Saracoğlundan bir formül Mide Ülseri için;
Çok az suda haşlanmış bir porsiyon karnabahar yemek alışkanlık haline getirilmeli. Tencerede kalan suyu da içilmelidir.  Bu uygluma çok az bir yağda kavrularak yenilebilir.
Ayrıca yemek borusu ve mide ağrıları geldiğinde iki yudum soğuk süt icilmeli ağrı geldikçe tekarlanmalıdır.

Tedavi Şekli

Sindirim Aksaklıkları (İndigestion)
Sindirim aksaklıkları olarak tanımlanan belirtilerin büyük çoğunluğu, ölçüsüzce yemek alışkanlığından kaynaklanır. Sindirim aksaklıklarında genellikle ağrı, şişkinlik, mide yanması ve benzeri belirtiler görülür. Bu belirtilerin nedenleri genelde dört guruba ayrılabilir.
Zamansız Yemek
Bedensel işlevler belirli ritimler tarafından belirlenir; mide ve tüm sindirim sistemi de bu konuda bir ayrıcalığa sahip değildir. Zamansız beslenmeyle bu ritmin bozulması durumunda, sindirim aksaklıkları oluşur. Örneğin, vardiyalı çalışan kişilerde bu tür rahatsızlıklar sıklıkla görülür.
Ölçüsüz Ve Hızlı Yemek
Mideye çok fazla besin girdiğinde (bir kerede veya gün boyunca), kapasitesinin üstünde yüklenmiş olur ve görevini tam olarak yapamaz. Bu yüklenme ayrıca, tüm sistemi etkileyebilecek mide problemlerinin oluşmasına yol açabilir. Genellikle beden yağlarında artma görülür. Besinler çok az çiğnenerek kısa sürede yutulduğunda da problemler oluşur. Besinler tam olarak sindirilemez ve sistemi sindirilmemiş biçimde terk ederler.
Yanlış Beslenme
Ortaya çıkan belirtiler yeterince açık olmasa bile, pek çok kişinin, belirli besinlere karşı alerjiye yatkınlıkları vardır. Problem oluşturabilecek tüm besinlerden kesinlikle uzak durulmalıdır. Bu tür besinlerin tipik örnekleri, yapışkan albümin gibi tahıl proteinleri içeren, bulgur veya rafine edilmemiş buğday unundan üretilen ekmektir. İnek sütü de çok etkili bir başka alerjendir.
Sinirsel Gerginlik
Stres ve korku, mideyi ve tüm sindirim sistemini doğrudan etkiler.
Tüm bu etkenleri göz önüne alarak, beslenmemizi ve yaşam biçimimizi gereğine göre değiştirebilirsek, sindirim aksaklıklarını tedavi edebiliriz. Ayrıca, iyileşmeyi destekleyebilecek şifalı bitkilerden de yararlanılabilir. Bu bitkiler, rahatsızlığın nedenlerine göre seçilmelidir. Keçisakalı, mideyi yatıştıran ve her tür asit fazlalığının önüne geçebilen en önemli bitkidir. Mukoza koruyucu bitkiler de çok etkilidir. Ebegümeci ve keten tohumu bu konuda güvenilebilecek bitkilerdir.
Sindirim yetersizliğine karşı, acı maddeler içeren, centiyane kökü, eğir kökü ve pelinotu gibi bitkiler kullanılabilir.
Gaz şişkinliklerine karşı, anason, rezene, frenk kimyonu, oğulotu ve nane gibi bitkiler etkilidir.
Sinirsel gerginliklere karşı, sinir sistemini yatıştırıcı ama öncelikle gaz söktürücü etkileri de olan, kediotu kökü, şerbetçiotu, mayıs papatyası, lavanta ve biberiye anımsanmalıdır.
Mide Mukozası İltihabı (Gastritis)
Sindirim aksaklığı gibi işlevsel mide rahatsızlıkları, organik bir hastalığa dönüştüklerinde, öncelikle midenin iç yüzeyini saran mukoza tabakasında iltihaplanma oluşur. Herhangi bir enfeksiyondan veya bazı besinlere karşı oluşan tepkilerden kaynaklanabilen bu iltihaplanma, kısa sürede iyileşebilir, ama uzun süreli (kronik) bir hastalık haline de gelebilir. Uzun süreli hastalıkların kaynağı, yanlış beslenme, alkol, sigara ve stres olabilir.
Genelde, bu nedenlerin birkaçı bir arada bulunur. Gastrit tedavisinin temelini, özel bir diyet ve şifalı bitki kullanımı oluşturmalıdır. Diyet konusunda öncelikle dikkat edilmesi gereken husus, iltihaplanmalara yol açan veya oluşmuş iltihaplanmaların durumunu daha da kötüleştiren, uyarıcı maddelerden kaçınmak olmalıdır. Kimyasal veya mekanik uyarıcılar ve ısı da göz önünde bulundurulmalıdır.
İltihabik ortama çok kötü etki yapacakları için, çok sıcak yiyecekler ve içecekler tüketilmemelidir. Çok soğuk yiyecek ve içecekler de benzer etki yapabilirler.
Kimyasal maddeler hastalığı doğrudan etkileyebilirler. Sirke ve benzeri ürünler içeren besinlerden ve turşulardan uzak durulmalıdır. Mide mukozasını aynı biçimde olumsuz etkileyen alkolün her çeşidinden kaçınılmalıdır. Tütün kullanımı da hastalığı kötüleştirir, çünkü tütünün içindeki katranın önemli bir bölümü mideye ulaşır. Bol baharatlı ve yağlı yemekler de rahatsızlıklara yol açabilir.
Mekanik tahrişe neden olabilecek besinlerden, örneğin, yara üstünde bir zımpara etkisi yapabilecek lifli besinlerden kaçınmak gerekir. Uygulanacak olan diyet daha çok yumuşak besinlerden oluşmalıdır; kara ekmek, fındık-fıstık ve domatesten uzak durulmalıdır. Ama hastalık atlatıldıktan sonra, sağlıklı bir beslenme için çok önemli olan posalı ve lifli besinleri tüketmeye kademeli olarak başlamak gerekir.
Aşağıdaki bitki karışımın çayı da mide mukozasını yatıştırır ve iyileştirir: Meyan kökü 2 ölçek, hatmi kökü 2 ölçek, keçisakalı 1 ölçek, ebegümeci 1 ölçek, mayıs papatyası 1 ölçek.
Kökler ve bitkiler çok ince kıyılarak iyice karıştırılır. Yarım veya bir tatlı kaşığı bitki, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır, 10 dakika demlendikten sonra süzülür.
Rahatsızlık sona erene kadar, her yemekten sonra 1 bardak çay içilir. Eğer rahatsızlığa şişkinlik de eşlik ediyorsa, karışıma 1 ölçek eğir kökü eklenir. Eğer stres söz konusu ise, sinir sistemini güçlendirici olarak, 1 ölçek de kediotu kökü eklenmelidir.
Mide Ülseri
Midenin uğradığı zarar uzun süre fark edilmez veya ihmal edilirse, mide mukozasındaki yüzeysel hasar, mukozanın kas yapısını da tehdit etmeye başlar. Mide mukozası, içinde bulunduğu kötü şartlarla başa çıkamaz, asitler ve enzimler mide duvarına saldırarak sonuca ulaşırlar. Bu sonuç mide ülseridir.
Mide ülserinin şifalı bitkilerle tedavisi hiç de karmaşık sayılmaz ve kısa sürede sonuçlandırılabilir. Ama rahatsızlık belirtilerinin sona ermesiyle, sözü edilen hastalığın kesin tedavisinin birbiriyle karıştırılmaması gerekir. Şifalı bitkiler belirtileri yatıştırarak tedavi sürecini başlatırlar, ama kesin tedavinin zamana ihtiyacı vardır ve ancak yaşam biçimi kontrol altına alındığında gerçekleşebilir. Bir mide veya onikiparmakbağırsağı ülseri oluştuğunda bilmemiz gereken gerçek, yaşam biçimimizin düzensizliği veya ölçüsüzlüğü hakkında bedenimizin bizi uyarmakta oluşudur. Neden belki yalnızca beslenmeden, belki çalışma ortamından, özel ilişkilerimizden veya sempati duyduğumuz siyasi partinin başarısızlıklarından kaynaklanabilir.
Şifalı bitkiler mide ülserini tedavi edebilirler, ama bedenimizin bize verdiği dersten sonuçlar çıkararak yaşam biçimimizi düzenleyemezsek, yeni ülserlerden kurtulmamız pek kolay olmayacaktır.
Tedavinin başarısı, özenle uygulanan beslenme diyetine ve şifalı bitkilerin doğru kullanımına bağlıdır. Bu konuda başarılı olabilecek bitki karışımı: Mayıs papatyası, hatmi kökü, aynısafa, meyan kökü, zencefil, eğir kökü.
Hatmi kökü ve meyan kökü, mukoza koruyucu özellikleri açısından öncelikle önerilir ve mukozayı tedavi edici özelliklere de sahiptirler. Papatya ve zencefil, zayıf ve duyarlı mideleri yatıştırır ve desteklerler. Aynısafa, yara iyileştirici olarak, ülserin iyileşmesine aktif katkı sağlar. Eğir kökü, mideyi güçlendirir ve mide salgılarını (az veya çok olsa da) normal düzeyde tutar. Eğer hastalık nedenleri arasında stres de varsa, kediotu kökü veya şerbetçiotu bu karışıma eklenmelidir.
Bitkiler çok ince kıyılarak iyice karıştırılır. Yarım veya bir tatlı kaşığı bitki, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır, 8-10 dakika demlendikten sonra süzülür. Yemeklerden yarım saat önce olmak üzere, günde 3 bardak çay, tatlandırılmadan ve sıcak içilir.
Aşırı rahatsızlıklarda, tamamen posasız, yumuşak besinler almaya özen gösterilmelidir. Ayrıca midenin yükünün daha da azaltılması bakımından, besinler elden geldiğince az albümin içerikli olmalıdır. Rahatsızlıklar azaldıkça, besinlerdeki posa ve albümin oranı ve çeşitliliği de kademeli olarak arttırılabilir. Tütün ve alkolden uzak durmak çok önemlidir. Özellikle tütün açlığı nedeniyle sinirsel gerginlikler oluşabilir ve bu durumda hastanın durumu daha da kötüleşebilir. Ama ne olursa olsun, en doğrusu, tütün(sigara) alışkanlığına bir an önce son vermektir.
MİDENİZ RAHATSIZSA
Tarçın: Mide yanmalarını ve kusma hissini alır.
Hindistan cevizi: Sütlü içeceklere eklendiği zaman mideyi gevşetici ve gazını alıcı bir etki yaratır.Mide bulantılarını önler.
Lahana :Mayalanma sırasında laktik asit üretir.Bu da sindirim sistemindeki zararlı bakterileri öldürerek sindirime yardımcı olur
 Mide Ekşimesi İçin:

Zencefil Çayı – Zencefil bir spazm önleyicidir. Mide kaslarını rahatlatarak, mide asidinin yukarı çıkmasını önler. Ama önceden uyaralım, mideniz hassassa tadını çok keskin bulabilirsiniz. Mide ekşimenizi önlemek için, yemeklerden 20 dakika önce bir bardak zencefil çayı için. Zencefili hem kök hem toz halinde kullanabilirsiniz.
Papatya Çayı – Bu bitki, diyafram salgısını yatıştıran hafif bir sakinleştiricidir. Papatya çayı yapmak için, bir yemek kaşığı kurutulmuş papatya çiçeğini bir bardak suya koyup karıştırın. 15 dakika demlendirin, süzün ve her gün için. Bazı bitki uzmanları, demliğinizi ve bardağınızı buhar kaçmayacak şekilde kapatmanızı tavsiye eder. Buharda bulunan uçucu yağlar, papatyanın aktif bileşenlerindendir.
Mide kanserine şifalı bitkiler

Günde altı sekiz bardak ısırgatotu aynısafa eşit karışım cayı içilmelidir Önce kıyılmış bu bitik karışımından yarım tatlı kaşağı orta boy bir su bardağı dolusu kaynar sudara haşlanır. Ayım dakika demlendikten sonra süzülür gün boyu yayılarak on beş yirmi dakikada bir iki yudum soğutulmadan içilir. Bitki taze olmalı iyice yıkanıp ince kıyılmış ve özsuyu alınarak içilmelidir ayrıca,
Ekşi yonca özsuyu  kanser başlangıçta ise  üç beş damla eklenir.
Ayrıca atkuyruğu bağu kompresi  gündü bir iki kere uygulanır.

MİDE RAHATSIZLIKLARI

Acı marulun kökünde ve gövdesinde bulunan süt, mide rahatsızlıklarına ve hazımsızlığı iyi gelir. Kurutulmuş acı marul yaprakları ve kökü safra kesesinin faaliyetini hızlandırır, hazmı kolaylaştırılır. Acı marulda idrar söktürme özelliği olduğu gibi, mide nezlesine de iyi gelir. Ayrıca kanamalarda da iyi bir dindiricidir.
Adaçayı yapraklarından elde edilen toz mide suyunu tanzim eder, iştahsızlığı önler.
Anason tohumlarının yenmesi mide ekşimesini önler. Anason tohumlarından elde edilen anason yağı mide rahatsızlıklarına iyi gelir.
Andız otu kökünden yapılan çay, mide rahatsızlıklarına çok iyi gelir, mideyi kuvvetlendirir, balgam söktürür. Üzüm şırasının içinde bir ay bekletilen andız otu, mide rahatsızlıklarına iyi gelir.
Armut hazmı kolaylaştırır ama kendisinin hazmı kolay değildir. Midesi sorunlu olanlar elma gibi ısırarak yemek yerine suyunu tercih etmelidir. Armuttan en iyi şekilde yararlanmak isteyenler, yemeklerden önce yemelidir.
Aşk otu (kurutulmuş) otu toz haline getirilir. 1 çay kaşığı 1 bardak sirkeye konularak içilir. Mide ve bağırsak gazlarını giderir. Biber, mide salgısını çoğaltır.
Ayvada, mideyi kuvvetlendirir.
Cevizin taze dallarının kabukları, meyvelerinin kabukları ile karıştırılıp kaynatılırsa mideyi kuvvetlendirir. Domates mide rahatsızlıklarına iyi gelir.
Ebegümeci mide şikayetlerini düzeltir.
Havuç, lahana, limon, üzüm, elma, ananas mide asitlenmesi ve ülsere iyi gelir.
Hurmadan (taze) yapılan şurup, karın ağrılarına ve mide kramplarına iyi gelir.
Ihlamur çayı balla karıştırılıp içildiğinde mide ülserine karşı etkili olur.
Isırgan otu özü metobolizma rahatsızlıklarının yanı sıra mide hastalıklarına iyi gelir. Yaprakları ile gövdesinden hazırlanan salatayla kür yapılırsa vücuda son derece yararlı olur.
Karanfil ağacından elde edilen yağ mideyi kuvvetlendirir.
Kiraz kanı temizler, mideyi kuvvetlendirir. Sindirim sisteminde meydana gelen ağrıları dindirir. Kanamaları giderir.
Kimyon ve kişniş mide ve bağırsak gazlarını yok eder.
Lahana çiğ olarak mide ülserine iyi gelir.
Mandalina, spazma iyi gelir.
Melek otu mideye canlılık kazandırır. Melek otu mide zayıflığına iyi gelir. Mide ifrazatını arttırır.
Meşe ağacı kabuklarından yapılan çay, mide ve bağırsak kanamalarını iyileştirir.
Meyan kökü şurubu mide ve bağırsak gazlarına çok iyi gelir. Mide ve oniki parmak bağırsağı ülserlerine karşı etkilidir.
Nane çayı içildiğinde mide ve bağırsak rahatsızlıklarına iyi gelir. Mide ve bağırsak gazlarını yok eder.
Soğan ve üzüm üril asiti yok eder.
Tarhunotu, limon, elma, domates mide ekşimelerine iyi gelir.
Yaban mersini meyveleri mide nezlesine çok iyidir. Mide gazını yok eder

FRENK KİMYONU: (Carum cavri)
Yörsel Adları: Karaman Kimyonu, Nemse Kimyonu, Ermeni Kimyonu.
Kullanım Alanları: Mide şişkinliği, kramplı mide ve bağırsak rahatsızlıkları, sinirsel mide ve kalp rahatsızlıkları, bebek, çocuk ve yetişkinlerde gaz söktürücü, mideyi güclendirici, safrakesesi salgılarının dengelenmesi, genç kızlarda ağrılı âdet görme ve salçalı ağır et yemeklerinde, sindirimi kolaylaştırıcı baharat olarak.
Not: Bilinen hiçbir yan etkisi yoktur.


MİDE HASTALIKLARI

Mideyi güçlendirme ve hastalıkları
Mideyi güçlendirmek için: eğir  kök( bir) pelin( bir) çay kaşığı yarım su  bardağına bir çay kaşığı konur, üç dört dakika demlendikten sonra bir iki bardak içilir.
Güçlü bir mide için: Mide rahatsızlıkları Kahvaltıdan bir saat önce, taze sıkılmış bir fincan çiğ patetes suyu içilir, gerekirse tekrarlanır.
Mide gazı için tarçın çayı içilir
Mide ağrısı: nane veya kantaron çayı içilir.
Pirinç çorbası içilir.
Mide ekşimesi: nane çayı içilir.yanması halinde nane ve limon çayı İyi gelir.
Güçlü bir mide için: bir kaşık anason, bir kaşık dere otu,  bir kaşık rezene, bir kaşık nane yaprağı bir kaşık  karışım yapılır. Bu karışımdan bir çay kaşığı bir bardak suda beş  dakika bekletilir. Yemeklerden yarım Saat önce içilir.
Ülser için: yarım kilo keten tohumu yarım kilo süt  kaynatılır ve süzülür. Yemeklerden önce bir çorba kaşığı içilir.
değiştiğini kaydederek, tedavinin doktor kontrolünde, ağızdan alınan veya hastalıklı bölgeye sürülen ilaçlarla mümkün olduğunu dile getirdi. Savaş, "İlaç kullanım süresini doktorunuz belirleyecektir. Eksik tedaviler mantarın kısa sürede tekrarlamasına yol açar. Tedavi sonrasında da mutlaka korunma önlemlerine dikkat etmeniz gerekir.



Akut Gastrit, Tedaviyle İyileşebilen Bir Hastalık Mıdır?
Ani olarak ortaya çıkan mide iltihabıdır.Gastrit akut, akut mide iltihabı, mide iltihabı olarak da adlandırılır.
Akut Gastrit Nedir?
Ani olarak ortaya çıkan mide iltihabıdır.Gastrit akut, akut mide iltihabı, mide iltihabı olarak da adlandırılır.
Nedenleri :
İlaçlar, alkol, korozif ( yakıcı ) maddelerin alımı, aşırı stres, beslenme alışkanlıkları.
Risk faktörleri :
Non-steroid antienflamatuar ilaç kullanımı ( NSAID ) Aşırı alkol kullanımı Büyük cerrahi girişimler, kafa travması, böbrek yetmezliği, karaciğer yetmezliği, solunum yetmezliği ve ağır psikolojik stresler
Risk faktörlerinin kontrol altına alınmasıyla koruma sağlanabilir.

Belirtiler :
Hıçkırık, hazımsızlık, iştah kaybı, bulantı, kusma, kanlı kusma, koyu dışkılama, midede yanma-ekşime.
Tanı/Teşhis:
Üst ve alt sindirim sisteminin görüntülenmesi, dışkı tahlili, gastroskopi (midenin endoskopik olarak görüntülenmesi), tam kan tahlili yolu ile teşhis konulur.
Tedavi
Tedavi, hastalığa sebep olan faktörlere göre belirlenir. Anti-asitler veya diğer mide asidini azaltan veya nötralize eden ilaçlar belirtileri önleyebilir ve iyileşmeyi ilerletebilir. Mide asidi üretimini azaltan ilaçlar hastanede yatan hastalara verilebilir.
Çoğu mide iltihabı tedaviyle çabuk iyileşir.
Gastrit belirtileri iki veya üç günden fazla uzarsa, kanlı kusma veya kanlı dışkılama gelişirse vakit kaybetmeden doktora başvurmalısınız.
Mide
Yemek ve içmekte ölçüyü kaçırdığımızda en ağır yükü sırtlanan organ midedir. Fazla alkol, fazla sigara, fazla aspirin ve yapay katkılı besinler mideyi zorlayanların önde gelenleridir.
Midenin başlıca görevi ise, besinleri ince bağırsağın sindirebileceği kıvama getirmektir ve bunu, salgıladığı asitler ve çok etkili enzimler sayesinde başarır.
Ama mideyi ele almadan önce yemek borusunu dikkatle gözden geçirmemiz doğru olur. Mide borusundaki yanmalar ve ağızda ekşimsi bir tat oluşturan geğirmeler bir mide probleminin belirtileridir. Bu tür problemler mukoza koruyucu bitkilerle, örneğin ebegümeci ve keten tohumu ile giderilebilir, ama yine de rahatsızlığın nedeninin teşhis edilmesi gerekir. Aynı biçimde, yutkunma zorluklarının da uzmanlarca gözden geçirilmesi gerekir. Bu tür rahatsızlıklar genellikle sinirsel gerginliklerden ve korku hallerinden kaynaklanabilir ve şerbetçiotu, kediotu kökü, yeşil yulaf, lavanta gibi bitkilerin çayı ile tedavi edilebilir.
Sindirim aksaklıkları (İndigestion)
Sindirim aksaklıkları olarak tanımlanan belirtilerin büyük çoğunluğu, ölçüsüzce yemek alışkanlığından kaynaklanır. Sindirim aksaklıklarında genellikle ağrı, şişkinlik, mide yanması ve benzeri belirtiler görülür. Bu belirtilerin nedenleri genelde dört guruba ayrılabilir.
Zamansız yemek
Bedensel işlevler belirli ritimler tarafından belirlenir; mide ve tüm sindirim sistemi de bu konuda bir ayrıcalığa sahip değildir. Zamansız beslenmeyle bu ritmin bozulması durumunda, sindirim aksaklıkları oluşur. Örneğin, vardiyalı çalışan kişilerde bu tür rahatsızlıklar sıklıkla görülür.
Ölçüsüz ve hızlı yemek
Mideye çok fazla besin girdiğinde (bir kerede veya gün boyunca), kapasitesinin üstünde yüklenmiş olur ve görevini tam olarak yapamaz. Bu yüklenme ayrıca, tüm sistemi etkileyebilecek mide problemlerinin oluşmasına yol açabilir. Genellikle beden yağlarında artma görülür. Besinler çok az çiğnenerek kısa sürede yutulduğunda da problemler oluşur. Besinler tam olarak sindirilemez ve sistemi sindirilmemiş biçimde terk ederler.
Yanlış beslenme
Ortaya çıkan belirtiler yeterince açık olmasa bile, pek çok kişinin, belirli besinlere karşı alerjiye yatkınlıkları vardır. Problem oluşturabilecek tüm besinlerden kesinlikle uzak durulmalıdır. Bu tür besinlerin tipik örnekleri, yapışkan albümin gibi tahıl proteinleri içeren, bulgur veya rafine edilmemiş buğday unundan üretilen ekmektir. İnek sütü de çok etkili bir başka alerjendir.
Sinirsel gerginlik
Stres ve korku, mideyi ve tüm sindirim sistemini doğrudan etkiler.
Tüm bu etkenleri göz önüne alarak, beslenmemizi ve yaşam biçimimizi gereğine göre değiştirebilirsek, sindirim aksaklıklarını tedavi edebiliriz. Ayrıca, iyileşmeyi destekleyebilecek şifalı bitkilerden de yararlanılabilir. Bu bitkiler, rahatsızlığın nedenlerine göre seçilmelidir. Keçisakalı, mideyi yatıştıran ve her tür asit fazlalığının önüne geçebilen en önemli bitkidir. Mukoza koruyucu bitkiler de çok etkilidir. Ebegümeci ve keten tohumu bu konuda güvenilebilecek bitkilerdir.
Sindirim yetersizliğine karşı, acı maddeler içeren, centiyane kökü, eğir kökü ve pelinotu gibi bitkiler kullanılabilir.
Gaz şişkinliklerine karşı, anason, rezene, frenk kimyonu, oğulotu ve nane gibi bitkiler etkilidir.
Sinirsel gerginliklere karşı, sinir sistemini yatıştırıcı ama öncelikle gaz söktürücü etkileri de olan, kediotu kökü, şerbetçiotu, mayıs papatyası, lavanta, ve biberiye anımsanmalıdır.
Mide mukozası iltihabı (Gastritis)
Sindirim aksaklığı gibi işlevsel mide rahatsızlıkları, organik bir hastalığa dönüştüklerinde, öncelikle midenin iç yüzeyini saran mukoza tabakasında iltihaplanma oluşur. Herhangi bir enfeksiyondan veya bazı besinlere karşı oluşan tepkilerden kaynaklanabilen bu iltihaplanma, kısa sürede iyileşebilir, ama uzun süreli (kronik) bir hastalık haline de gelebilir. Uzun süreli hastalıkların kaynağı, yanlış beslenme, alkol, sigara ve stres olabilir.
Genelde, bu nedenlerin birkaçı bir arada bulunur. Gastrit tedavisinin temelini, özel bir diyet ve şifalı bitki kullanımı oluşturmalıdır. Diyet konusunda öncelikle dikkat edilmesi gereken husus, iltihaplanmalara yol açan veya oluşmuş iltihaplanmaların durumunu daha da kötüleştiren, uyarıcı maddelerden kaçınmak olmalıdır. Kimyasal veya mekanik uyarıcılar ve ısı da göz önünde bulundurulmalıdır.
-İltihabik ortama çok kötü etki yapacakları için, çok sıcak yiyecekler ve içecekler tüketilmemelidir. Çok soğuk yiyecek ve içecekler de benzer etki yapabilirler.
-Kimyasal maddeler hastalığı doğrudan etkileyebilirler. Sirke ve benzeri ürünler içeren besinlerden ve turşulardan uzak durulmalıdır. Mide mukozasını aynı biçimde olumsuz etkileyen alkolün her çeşidinden kaçınılmalıdır. Tütün kullanımı da hastalığı kötüleştirir, çünkü tütünün içindeki katranın önemli bir bölümü mideye ulaşır. Bol baharatlı ve yağlı yemekler de rahatsızlıklara yol açabilir.
-Mekanik tahrişe neden olabilecek besinlerden, örneğin, yara üstünde bir zımpara etkisi yapabilecek lifli besinlerden kaçınmak gerekir. Uygulanacak olan diyet daha çok yumuşak besinlerden oluşmalıdır; kara ekmek, fındık-fıstık ve domatesten uzak durulmalıdır. Ama hastalık atlatıldıktan sonra, sağlıklı bir beslenme için çok önemli olan posalı ve lifli besinleri tüketmeye kademeli olarak başlamak gerekir.
Aşağıdaki bitki karışımın çayı da mide mukozasını yatıştırır ve iyileştirir: Meyan kökü 2 ölçek, hatmi kökü 2 ölçek, keçisakalı 1 ölçek, ebegümeci 1 ölçek, mayıs papatyası 1 ölçek.
Kökler ve bitkiler çok ince kıyılarak iyice karıştırılır. Yarım veya bir tatlı kaşığı bitki, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır, 10 dakika demlendikten sonra süzülür.
Rahatsızlık sona erene kadar, her yemekten sonra 1 bardak çay içilir. Eğer rahatsızlığa şişkinlik de eşlik ediyorsa, karışıma 1 ölçek eğir kökü eklenir. Eğer stres söz konusu ise, sinir sistemini güçlendirici olarak, 1 ölçek de kediotu kökü eklenmelidir.
Mide ülseri
Midenin uğradığı zarar uzun süre fark edilmez veya ihmal edilirse, mide mukozasındaki yüzeysel hasar, mukozanın kas yapısını da tehdit etmeye başlar. Mide mukozası, içinde bulunduğu kötü şartlarla başa çıkamaz, asitler ve enzimler mide duvarına saldırarak sonuca ulaşırlar. Bu sonuç mide ülseridir.
Mide ülserinin şifalı bitkilerle tedavisi hiç de karmaşık sayılmaz ve kısa sürede sonuçlandırılabilir. Ama rahatsızlık belirtilerinin sona ermesiyle, sözü edilen hastalığın kesin tedavisinin birbiriyle karıştırılmaması gerekir. Şifalı bitkiler belirtileri yatıştırarak tedavi sürecini başlatırlar, ama kesin tedavinin zamana ihtiyacı vardır ve ancak yaşam biçimi kontrol altına alındığında gerçekleşebilir. Bir mide veya onikiparmakbağırsağı ülseri oluştuğunda bilmemiz gereken gerçek, yaşam biçimimizin düzensizliği veya ölçüsüzlüğü hakkında bedenimizin bizi uyarmakta oluşudur. Neden belki yalnızca beslenmeden, belki çalışma ortamından, özel ilişkilerimizden veya sempati duyduğumuz siyasi partinin başarısızlıklarından kaynaklanabilir.
Şifalı bitkiler mide ülserini tedavi edebilirler, ama bedenimizin bize verdiği dersten sonuçlar çıkararak yaşam biçimimizi düzenleyemezsek, yeni ülserlerden kurtulmamız pek kolay olmayacaktır.
Tedavinin başarısı, özenle uygulanan beslenme diyetine ve şifalı bitkilerin doğru kullanımına bağlıdır. Bu konuda başarılı olabilecek bitki karışımı: Mayıs papatyası, hatmi kökü, aynısafa, meyan kökü, zencefil, eğir kökü.
Hatmi kökü ve meyan kökü, mukoza koruyucu özellikleri açısından öncelikle önerilir ve mukozayı tedavi edici özelliklere de sahiptirler. Papatya ve zencefil, zayıf ve duyarlı mideleri yatıştırır ve desteklerler. Aynısafa, yara iyileştirici olarak, ülserin iyileşmesine aktif katkı sağlar. Eğir kökü, mideyi güçlendirir ve mide salgılarını (az veya çok olsa da) normal düzeyde tutar. Eğer hastalık nedenleri arasında stres de varsa, kediotu kökü veya şerbetçiotu bu karışıma eklenmelidir.
Bitkiler çok ince kıyılarak iyice karıştırılır. Yarım veya bir tatlı kaşığı bitki, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır, 8-10 dakika demlendikten sonra süzülür. Yemeklerden yarım saat önce olmak üzere, günde 3 bardak çay, tatlandırılmadan ve sıcak içilir.
Aşırı rahatsızlıklarda, tamamen posasız, yumuşak besinler almaya özen gösterilmelidir. Ayrıca midenin yükünün daha da azaltılması bakımından, besinler elden geldiğince az albümin içerikli olmalıdır. Rahatsızlıklar azaldıkça, besinlerdeki posa ve albümin oranı ve çeşitliliği de kademeli olarak arttırılabilir. Tütün ve alkolden uzak durmak çok önemlidir. Özellikle tütün açlığı nedeniyle sinirsel gerginlikler oluşabilir ve bu durumda hastanın durumu daha da kötüleşebilir. Ama ne olursa olsun, en doğrusu, tütün(sigara) alışkanlığına bir an önce son vermektir.
İncebağırsak
Besin maddelerinin pek çoğunun özümlenmesi, yaklaşık uzunluğu 6 metre olan incebağırsakta gerçekleşir. Bu nedenle, tüm incebağırsak rahatsızlıkları, tam beslenmeyi engeller ve yaşamsal öneme sahip bazı maddelerin eksikliği kendini açıkça hissettirmeye başlar. Onikiparmakbağırsağı ülserinde de görüldüğü gibi stres, bedenin bu bölümünü büyük ölçüde etkiler. İncebağırsak, sindirim sisteminin en uzun bölümüdür. Onikiparmakbağırsağı, jejunum ve ileum adı verilen üç bölümden oluşur.
Onikiparmakbağırsağı ülseri (Ulcus duodeni)
Onikiparmakbağırsağı, incebağırsağın ilk bölümüdür ve midenin alt bölümündeki (mide ile incebağırsağı ayıran) pilor kapakçığının karşısında başlar. Bu kapakçık, midedeki besinlerin incebağırsağa aktarılmasını kontrol eder. Eğer gerektiği gibi çalışmazsa, fazla miktarda mide asidi onikiparmakbağırsağına akar ve bu durum rahatsızlıklara yol açar. Yüksek oranda asit içeren mide salgıları onikiparmakbağırsağına aktığında, bağırsak duvarlarında oluşan tahrişler veya iltihaplanmalar zamanla ülsere dönüşebilir. Mide kapakçığından fazla miktarda mide asidinin onikiparmakbağırsağına akışının çeşitli nedenleri olabilir. En önde gelen nedenler ise, kapakçığın çalışma ritmini bozan, stres ve gerginliklerdir. İş hayatında yaşanan rekabet ortamı, stres ve gerginlikler göz önüne alındığında, yine de pek az kişinin onikiparmakbağırsağı ülserinden rahatsız oluşu şaşırtıcı bir durumdur.
Bu ülser türü üç yönlü bir tedavi gerektirir: Şifalı bitki tedavisi, beslenmede değişiklikler ve hastalığa yol açan nedenlerle ilgilenmek; yani genelde karşılaşılan stres ve gerginlik yaratan nedenlerden kaçınmaya çalışmak. Şifalı bitkilerle tedavinin değişik etkileyiş biçimleri vardır. Ülserin ve ülseri çevreleyen dokunun tahrişlerden korunabilmesi için, mukoza koruyucu özellikleri içeren ilaçlar gerekir. Ama bu mukoza koruyucu ilaçların aynı zamanda yara iyileştirici özelliğe sahip olmaları daha da iyi olacaktır. Hatmi kökü ve karakafesotu yaprağı bu özelliklere sahiptirler. Mukoza koruyucu ve  yatıştırıcı olarak keten tohumu, bağırsak hücrelerinin tedavisini destekler. Meşe kabuğu veya ceviz yaprağı, bağırsak mukozasını sıkıştırır, güçlendirir ve iltihaplardan arındırır. İnce bağırsak ülserine genellikle bedensel bir güçsüzlük ve hareketliliğin azalması da eşlik eder, çünkü ülserden kaynaklanan zehirli maddeler kana veya lenf sıvısına karışabilir. Bu olasılığa karşılık da, kan temizleyici ve lenf sistemini güçlendirici ilaçlar, örneğin yoğurtotu ve echinacea kullanılmalıdır(ülkemizde tanınmayan echinacea kökü yerine, standart echinacea preparatları eczanelerden temin edilebilir ve kullanılması çok değerli katkılar sağlayacaktır). Bu şartlara göre yapılabilecek en etkili karışım: Hatmi kökü 2 ölçek, karakafesotu yaprağı 2 ölçek, keten tohumu 1 ölçek, meşe kabuğu 1 ölçek, yoğurtotu 1 ölçek (karakafesotu yerine ısırganotu, meşe kabuğu yerine de ceviz yaprağı kullanılabilir).
Çok ince kıyılarak ölçülür ve iyice karıştırılır. Yarım tatlı kaşığı dolusu bitki, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır, 10-15 dakika demlendikten sonra süzülür. Günde 3 bardak çay, yemeklerden yarım saat önce içilir.
Ayrıca burada, mide ve incebağırsak ülseri tedavisinde çok başarılı olduğu bilimsel anlamda kanıtlanmış olan lahana da kullanılmalıdır. Lahanadaki bu etken madde, anti ulkus faktör olarak bilinen, ama aynı zamanda da bir vitamin olduğuna inanıldığı için, U Vitamini olarak adlandırılan maddedir. Ülser tedavisinde, taze lahananın mutfak robotunda sıkılmış özsuyundan günde 1 litre kadarı, hafif diyet yemeklerinden sonra olmak üzere içilir. Bazı duyarlı bünyelerde gaz oluşumuna neden olabilir, ama lahana özsuyuna bir miktar rezene veya frenk kimyonu çayı eklendiğinde, bu problem de çözülmüş olur.
Belirtiler devam ettiği sürece, posa ve albümin oranı düşük besinlerle beslenmeye özen gösterilmelidir. Belirtilerin azalması oranında, adım adım tam beslenmeye geçilebilir. Hastalığın en yoğun aşamasında, yulaf unu ile hazırlanan lapalar hem besleyici, hem de ülseri çevresindeki mukoza dokusunu koruma altına alır ve yatıştırır.
Stres ve gerginlik durumlarında, sinir sistemini yatıştırıcı ilaçlarla kısa süreli tedaviler uygulanmalıdır. Bir ülser oluşturmakla bizi uyaran bedenin bu tepkisinin mutlaka doğru yorumlanması gerekir. Tarafsız bir içebakış sonucunda kişi, anlamsız ve boş bir yaşam sürdürüp sürdürmediğini anlayabilir. Anlamlı bir yaşam sürdürebilme yolunda karşılaşılacak problemlerin çözümü için, pek çok yöntemden, örneğin basit gevşeme yöntemlerinden psikoterapiye kadar yararlanılabilir.
Kediotu kökü ve mayıs papatyası eşit oranda karıştırılarak, gerginlik halini ortadan kaldıran etkili bir yatıştırıcı çay hazırlanabilir. Ayrıca, lavanta, ıhlamur ve oğulotu da bu amaç doğrultusunda kullanılabilecek bitkilerdendir.
İncebağırsak iltihabı (Enteritis)
İncebağırsağı etkileyen iltihabik bir süreçtir. İncebağırsağın bir bölümünde veya tümünde görülebilir. Etkilediği bölüm, onikiparmakbağırsağı iltihabı(Duodenitis), başbağırsak bölümü iltihabı(Jejunum) veya incebağırsağın son bölümünün iltihabı(İleitis), aynı yöntemle tedavi edilebilir. Bu tedavi yöntemi ise, onikiparmakbağırsağı ülserine karşı uygulanması önerilen yöntemdir. Bu bitki karışımına ısırganotu da eklendiğinde, iltihaplanma ve ağrı süreci kısalır.
Özümleme problemleri (kötü ve yetersiz sindirim)
Besinlerin tümünün veya yalnızca bazılarının (örneğin minerallerin) incebağırsak tarafından özümlenememesi hali, yaygın ama genellikle teşhis edilemeyen bir aksaklıktır. Bu durum, beslenme yetersizliği belirtilerine, belirgin mineral ve vitamin yetersizliğine, kansızlığa ve kilo kaybına, karın ağrılarına veya teşhisi kolay olmayan hastalıklara yol açabilir.
Bu özümleme yetersizliği genellikle, bazı besin maddelerine karşı oluşan alerjik tepkilerin, bağırsak mukoza hücrelerini olumsuz etkilemesinden kaynaklanır. Bu tür alerjiler, örneğin tahıl alerjisinden kaynaklanan karın hastalıkları gibi belirgin olabilir veya hiçbir belirti vermeyebilirler. Ama özümleme yetersizliği ile ilgili en küçük bir kuşku duyulduğunda, alerjiye neden olabilecek besinlerin tüketilmesine son vermek gerekir. Pek çok besin maddesi alerjilere neden olabilir, ama artık, genelde alerjilere yol açan dört besin maddesi grubu çok iyi biliniyor. Yapışkan albümin içeren besin maddelerinden, özellikle rafine edilmemiş tahıl ürünlerinden kaçınmak gerekir. Süt ve peynir, tereyağı gibi süt ürünleri de çoklukla alerjilere yol açarlar. Yumurtanın yanı sıra, şeker ve şekerli ürünlere de dikkat edilmelidir. Sözü edilen bu besin maddeleri beslenme programından 2-3 hafta boyunca çıkarılıp, olası değişikliklerin gözlemlenmesi gerekir. Eğer olumlu değişiklikler saptanırsa, alerjiye yol açan besin maddesi veya maddeleri beslenme programından tümüyle çıkarılmalıdır. Hiçbir sakıncası olmayan bu basit yöntemle alerjiler kontrol altına alınabilir.
Bağırsak mukoza hücrelerinin yatıştırılması, tedavi edilmesi veya yenilenmesi için, şifalı bitkilerden yararlanılabilir. Ebegümeci, keten tohumu, aynısafa, mayıs papatyası, hatmi kökü gibi bitkiler, mukoza koruyucu ve yatıştırıcı olarak kullanılabilir. İltihap giderici ve mukoza güçlendirici özellikleri ile, ceviz yaprağı, meşe kabuğu, eğir kökü kullanılabilir. Ayrıca bu amaçla, taze elma suyu bolca içilebilir. Gaz oluşumunu önleyici veya gaz söktürücü olarak, rezene, frenk kimyonu, mayıs papatyası ve şerbetçiotu anımsanmalıdır. Her şeyden önce de, bağırsak iltihabına karşı korunabilmek için, echinacea preparatları kullanımının en etkili yöntem olduğu unutulmamalıdır.
Kalınbağırsak
Kalınbağırsağın başlıca görevi, suyu ve mineralleri emmektir. Besin maddeleri, incebağırsakta özümlendiği için, kalınbağırsakta hemen hemen hiç veya çok az özümlenir.
Körbağırsak iltihabı (Appendicitis)
Körbağırsak apandisinin kronik ya da akut iltihabıdır. Bir nöbet biçiminde birden ortaya çıkan akut apandis iltihabı mutlaka tıbbi müdahale gerektirir; aksi halde, apandis duvarının yırtılması sonucunda, karın zarı iltihabı(Peritonitis) oluşabilir ve bu durumda ölüm tehlikesi söz konusudur.
Kronik bir körbağırsak iltihabının belirtileri ise, yüksek ateş, mide bulantısı ve bazen kusma eşliğinde zaman zaman görülen, karnın alt sağ bölümündeki ağrılardır. Bu kronik rahatsızlık, şu bitki karışımı ile tedavi edilebilir: Böğürtlen yaprağı, mayıs papatyası, kekik, ısırganotu çok ince kıyılır ve eşit oranda iyice karıştırılır. Yarım veya bir tatlı kaşığı dolusu bitki, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır, 8-10 dakika boyunca ağzı kapalı durumda demlendikten sonra süzülür. Güne 3-4 bardak bitki çayı, aç karnına veya öğün aralarında içilir.
Ayrıca, iltihabın kurutulmasının hızlandırılması için, echinacea preparatları (draje veya tentür) kullanılmalıdır.
Bölgedeki gerginliği azaltmak ve ağrıyı yatıştırmak için de, süt içinde pişirilen adaçayı yaprakları, bir tülbendin içine yatırılarak, dayanılabilecek sıcaklıkta kompres olarak, yatakta uygulanır.
Hastalığa genelde kabızlık eşlik ettiği halde, müshil ilacı kullanımından kaçınılmalıdır, çünkü durumu kötüleştirebilir.
Ani krizlerde doktora başvurmak gereği kesinlikle unutulmamalıdır!
Kalınbağırsak iltihabı (Kolitis)
Kolit, sindirim sisteminin bu organında en sık görülen hastalıktır. Yoğunluğu ve belirtileri, iltihaplanmanın derecesine bağlıdır. Belirtiler kişilerin özelliklerine göre değişebilir ama genelde, ishal ve kabızlık arasında sürekli değişimler, hareketliliğin azalması ve depresyon sıklıkla görülür. Şiddetli ağrılara yol açabilen bu hastalık, şifalı bitki kullanımı ve uygun beslenme diyetleri ile kısa sürede tedavi edilebilir. Uygun bitki karışımı aşağıdaki gibi olabilir: Hatmi kökü 2 ölçek, civanperçemi 2 ölçek, mürver çiçeği 1 ölçek, mayıs papatyası 1 ölçek, aynısafa(veya ısırganotu) 1 ölçek. Bitkiler çok ince kıyılarak ölçülür ve iyice karıştırılır. Yarım veya bir tatlı kaşığı dolusu bitki, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır, 8-10 dakika üstü kapalı biçimde demlendikten sonra süzülür. Günde 3-4 bardak bitki çayı, aç karnına veya öğün aralarında içilir.
Ayrıca, günde 6 yudum eğir kökü çayı, yemeklerden önce ve sonra birer yudum olmak üzere içilmelidir.
Taze lahana özsuyu kullanımı da tedavi süresinin kısalmasına ayrıca katkıda bulunabilir( onikiparmakbağırsağı ülseri bölümüne bakın).
Bağırsak mukozasını sıklaştırıcı, güçlendirici olarak, meşe kabuğu veya ceviz yaprağı çayı da kullanılabilir. Ayrıca, iltihabın kurutulmasında başlıca rolü üstlenebilecek olan, echinacea preparatlarının kullanımı da ihmal edilmemelidir.
Hastalığın nedenleri arasında stres ve korku da bulunuyorsa, bitki karışımına, sinir sistemini yatıştırıcı bitkilerden kediotu kökü, sarı kantaron ve ıhlamur da eklenebilir. Alerjen etkileri veya içerdikleri katkı maddeleri nedeniyle bağırsakları tahriş edebilecek besinlerden kaçınmak gerekir. Fiziksel tahrişler de, posalı ve lifli besinlerden kaçınılarak önlenebilir. Çilek ve böğürtlen türü meyveler, fındık-fıstık türü kuruyemişler ve (lahana türü) lifli sebzelerin yemeklerinden veya salatalarından kaçınılmalıdır. Çok sıcak ve çok soğuk yiyeceklerden ve içeceklerden de (sıcak çay-kahve, dondurma, bira) kaçınılmalı, alınan tüm besinlerin beden ısısına uygun olmasına özen gösterilmelidir.
Alkol, sirke ve turşular, etkili baharatlar ve peynirler, yağda kızartılmış yemeklerden uzak durulmalıdır.
İnek sütü ve süt ürünleri, kalınbağırsakta alerjiye yol açan başlıca besinlerdendir. Kahve ve fazla yağlı et ürünlerinden de kaçınılmalıdır. Eğer süt içmek ille de gerekiyorsa, keçi sütü veya soya sütü kullanılmalıdır. Yenebilecek besin maddeleri ise, yumurta, hafif ve kolay sindirilebilen et türleri, balık, karaciğer, kümes hayvanları, çorbalar, az pişmiş sebze ve meyveler (muz çiğ yenebilir), rafine edilmemiş beyaz un ürünleri, ince öğütülmüş tahıl ürünleri ve en başta gelen diyet yemeği olarak, yulaf lapası.
Gün boyunca pek çok kere azar azar yemek, günde 3 kere fazlaca yemekten daha doğrudur. Akut iltihap süresince bu diyetin uygulanması gerekir. Belirtiler azaldıkça, posalı ve lifli besinler kademeli olarak beslenme programına alınabilir. Tahriş edici kimyasallar ve alerjiye yol açan besinler, beslenme programından tümüyle çıkarılmalıdır.
Divertikül iltihabı (Divertikulitis)
İçinde yaşadığımız uygar dünyada genellikle tüketiciye sunulan sağlıksız beslenme biçimleri nedeniyle, özellikle bağırsak duvarları hastalıklara yatkın hale gelmiştir. Bu zafiyet, bağırsak duvarlarında, divertikül adı verilen, kese biçiminde çıkıntılar oluşmasına yol açmaktadır. En çok görüldüğü yerler ince ve kalınbağırsaktır. Genelde küçük ve az sayıda kesecikler oluşmakta, ama bazen de çok sayıda ve büyük keseler oluşabilmektedir. Bu keseler genelde pek az veya hiçbir sıkıntıya yol açmayabilirler, ama bir iltihap odağı haline gelebilir ve içlerinde atık maddeler biriktirebilirler de. Bir iltihaplanma başladığında, bol posalı veya sindirimi mümkün olmayan (örneğin domates kabuğu) maddeler ağrılara ve rahatsızlıklara yol açabilir.
Divertikül iltihapları, bir şifalı bitkiler karışımı ve beslenme diyeti uygulamasıyla tedavi edilebilir. Etkili bir karışım aşağıdaki gibi olabilir: Isırganotu 2 ölçek, hatmi kökü 2 ölçek, mayıs papatyası 1 ölçek, eğir kökü 1 ölçek, civanperçemi 1 ölçek.
Bitkiler ayrı ayrı çok ince kıyılarak ölçülür ve iyice karıştırılır. Yarım veya bir tatlı kaşığı bitki, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır, 10 dakika boyunca üstü kapalı olarak demlendikten sonra süzülür. Günde 3 bardak çay, yemeklerden yarım saat önce, tatlandırılmadan içilir. Divertikül iltihabına gaz şişkinliği de eşlik ediyorsa, karışıma 1 ölçek zencefil, rezene veya frenk kimyonu da eklenebilir. Kabızlık durumunda ise, 1 ölçek de sinameki yaprağı eklenir. Diyet konusu ise ilginçtir: Hastalık posasız ve lifsiz besin tüketiminden kaynaklandığı halde, akut iltihap durumunda, posalı ve lifli besinlerden kaçınmak gerekir, çünkü bunlar hastalığın durumunu kötüleştirebilirler. Uygulanacak beslenme diyeti, daha çok mukoza koruyucu, örneğin yulaf lapası türü besinlerden oluşmalıdır. Ancak iltihaplanma kontrol altına alındıktan sonra normal bir beslenme programı uygulanmalıdır. Divertikül iltihabının kontrol altında tutulabilmesi ise, ancak doğal ve sağlıklı bir beslenme biçimiyle mümkündür.

MİDE RAHATSIZLIKLARI Acıelma yağı
Ardıç tohumu Dağçayı Defne yaprağı Fesleğen Havuç tohumu Kakule Karanfil Kekik Kınakına
Kısamahmut Kudret narı Nane Oğulotu Tarçın yağı Zerdeçal

 Gastrit

Belirtiler
-Hafifvakalarda: Doygunluk duygusu(hiçbir şey yenmediği halde),geğirti ve iştahsızlık.
-Ağırvakalarda: Mide bölgesinde ağrılar, mide krampları, ishal,şişkinlik ve kabızlık.
-Alkol fazlakaçırıldığında: Kusmaya yatkınlık.
Nedenler
Mide mukozası iltihabıkişinin psikolojik durumu ile yakından ilişkilidir. Ama genellikle kullanılan, “bu stresten kaynaklanıyor!”açıklamasının da gayet yüzeysel olduğu biliniyor.
Bilim adamları artık mideduvarlarına saldıran Helicobakter pylori adlı birbakterinin varlığını kanıtladılar. Amaayrıca, ilaçların içerdiği kimyasalların, nikotinin veaşırı alkolün olumsuz etkilerinin de unutulmamasıgerekiyor.
Biyolojik gerçekler
Yakın zamana kadarki tıpöğretisi, mide mukozası iltihabının (gastrit) ve mideülserinin(ulkus) aşırı mide asidi  salınımındankaynaklandığı ve bu aşırı asitsalınımının da, psikolojik baskıların veyanlış beslenmenin bir sonucu olduğu idi. Bu durumda doktorlarda mide asidini etkisizleştirebilecek ilaçları gönülrahatlığı içinde hastalarına tavsiye  etmeyi sürdürdüler.Ama son araştırmaların sonuçlarına göre bu türilaçların başarılı olabilme şansları çokdüşük gibi görülüyor. Bu tür yavaşlatıcı ilaçlarla tedaviolan hastaların %95’i iki yıl sonra mide duvarlarında yenidenbir iltihaplanma veya ülserle karşılaşıyor.
Beslenme konusunda daşaşırtıcı yeni bilgiler var. Şimdiye kadargastrit hastalarına önerilen koruyucu beslenme biçimi öyle veya böyleanlamsız, çünkü günümüze kadar gastritin veya ülserin iyileşmesinidestekleyebilecek bir beslenme diyeti olduğu iddia edilemez! Hatta pek çokbeslenme diyeti yarar yerine zarar verebiliyor. Örneğin standart midekoruyucu, yumurta ve süt diyeti çok yanlış. Gerçi süt içildiktenhemen sonra mide asidini nötr duruma getirebiliyor, ama hemen 20 dakika sonrada mide duvarına kalsiyum iyonları vermeye başlayarak, mideasidi üretimini yeniden hızlandırıyor!
Psikolojik gerçekler
Mideye vuran tipik stres durumlarındanbazıları:
·       Kendini emniyette hissetme duygusununyitirildiği durumlar: Gastrit ve mide ülseri bu yüzden, yabancıişçilerde, mültecilerde, göçmenlerde,  “boynuzlanan” eşlerde veboşanma çocuklarında ortalamanın üstünde görülür.
·       Sorumluluklarda oluşan bir artışamide hemen mide asidini arttırarak yanıt verir; sanki yaklaşanproblemi çözebilmesine  yardımı olacak önemli bir maddeyi veriyordurbedene! Mesleğinde bir üst dereceye yükseltilen kişilerin nedençoğunlukla akut mide problemleri yaşadıklarının biraçıklaması olabilir bu durum.
·       Daha sonra hareket ettirilmek üzere sanki mideye“park edilmiş”, baskı altında tutulan intikam arzuları vesaldırganlık istekleri de her tür mide hastalıklarınınsorumlusudurlar. Gastrit ve ülser hastalarının tipikaçıklamaları şöyle olabilir: “Onun canına okuyabilirdim!”“Son gülen iyi güler.” “Bekleyin, hepinize göstereceğim!”
Önemli!
Önerilen ilaçlarla 4 gün içinde belirli birrahatlama hissetmeyecek olursanız, bir uzman hekime başvurmanızgerekir!
Duyarlı mide ve gastrit farkı!
Gastritin belirtileri, duyarlımidelerin rahatsızlık belirtilerine çok benzer. Bu yüzden, hastalariçin ve genellikle de doktorlar için  bu ayrımı yapmak her zamankolay olmayabilir. Ama burada önerilen ev ilaçları, her ikirahatsızlık türünü de olumlu etkileyecektir.
Kendinize yardımcıolabilirsiniz
Koruyucu diyet!
Gastrit hastaları için etkili olabilentek diyetin dayanak noktası şudur: “ Rahatsız etmeyen herşey yenebilir!”  Daha sonra rahatsızlık hissetmedikçe, hasta herşeyi yiyebilir. Ama eğer günlük beslenme  3 öğün yerine 5-6öğüne çıkarılır ve midenin görevi böylece kolaylaştırılırsa,şikayetler daha da azalacaktır. Hatta bir bardak bira veya şarapyüzünden bile hastayı uyarmak gerekmez, çünkü yemeklerde alınanalkolün mide mukozası hastalıklarını olumsuzetkilediği hakkında ortada hiçbir bilimsel veri yoktur!
Meyan kökü
Yarım çay kaşığımeyan kökü unu yarım tatlı kaşığı ballakarıştırılarak, günde 3 kere, yemeklerden yarım saatönce alındığında, mide mukozası hastalıklarındahızlı bir iyileşme görülebilir. Bal ağzabulaştırılmadan, doğrudan yutulmalıdır.
Mayıs papatyası,  Nane veMelisa çayı!
Bu bitkiler, saldırıyauğramış olan mide mukozasını rahatlatabilirler.Papatya iltihap önleyicidir ve başlıca etken maddesi bisabolol mukozayıkorur ve güçlendirir. Nane, mide bulantısına yol açan mukozaduyarlılıklarını yatıştırır veayrıca da dezenfekte edicidir. Melisada ise, mide duvarlarınıyatıştırıcı ve kramp çözücü etkiler öne çıkar.
Reçete: İncekıyılmış bitkiler eşit oranda harmanlanarak cam birkavanozda saklanabilir.
Bir tatlı kaşığıdolusu ince kıyılmış bitki, orta boy bir subardağı dolusu kaynar derecede sıcak suyla haşlanır ve8-10 dakika demlendikten sonra süzülür. Taze demlenmiş 1 bardak çay, günde3 kere, yemeklerde küçük yudumlarla içilir.
Rezene çayı
Rezene çayıtüm mide rahatsızlıklarına karşı gayet etkili,aynı zamanda da çok yumuşaktır, öyle ki, küçük çocuklara vehatta bebeklere bile içirilebilir. Fenchon yağı mideduvarlarını yatıştırır.
Reçete: Yarımveya bir tatlı kaşığı rezene tohumu havanda hafifçeezilir, orta boy bir su bardağı kaynar derecede sıcak suylahaşlanır ve 5-6 dakika demlendikten sonra süzülür. Bu çayıyemeklerden sonra içmek daha yararlıdır.
Ayrıca, rezene çayı uzun sürearalıksız içilebilecek ender bitki çaylarındandır.
Karotin ve A vitamini!
Mide duvarlarının zarargörmüş mukozalarını öyle bir onarır vesağlamlaştırır ki, mide asitleri artık onlara hiçbirzarar veremez. Bunun için 3 haftalık bir balıkyağı kürüuygulayınız. Ispanak, kabak, yeşil lahana ve tabii ki havuç enfazla karotin ve A vitamini içeren sebzelerdir.
Stres azaltmak
Stresin gastrite veya mide ülserine yolaçtığı bilimsel olarak henüz kanıtlanmışdeğildir. Ama, eğer sizi rahatsız ediyorsa, stres etkilerinielinizden geldiğince azaltmaya çalışın.
-Soluma: Birkaç kere derinsoluklanmak yeter, yatıştırıcı etki hemen kendinigösterecektir.
-Spor: Fazla yorucu olmayan birsporla düzenli ilişki kurun.
-Olumlu düşünün: Olumlu düşünceler ve duygular rahatlatabilir.Hoşlandığınız bir ortamı gözünüzdecanlandırmaya çalışın.
Homeopatik ilaçlar
Hastanın psikolojik belirtileri gözönüne alındığı için, gastrite karşıbaşarı şansları yüksektir.
-Nux vomica –(Strychnos nux-vomica) Zehirlibir bitkiden elde edilir.
Nux vomica D6 seyreltisi, hemen sinirlenen ve strese girdiklerinde aşırı alkol,kahve ve sigara tüketenlere yardımcı olur.
Kullanım dozajı: Günde 3 kere 1-2 tablet dil üstünde eritilir.
-İgnatia – (İgnatia amara) Filipinlerdeyetişen zehirli bir bitkiden elde edilir.
İgnatia D6 seyreltisi, yas ve keder gibi ruhsal darbelerin mideye vurmasıdurumlarında kullanılır.
Kullanım dozajı: Günde 3 kere 1-2 tablet dil üstünde eritilir.
-Carbo vegetabilis Pentarkan, birkombinasyon ilacıdır.
Geğirme ve gazşişkinliğinin eşlik ettiği ani mide kramplarınakarşı etkilidir.
Kullanım dozajı: Günde 3 kere 1-2 tablet dil üstünde eritilir.
-Staphisagria – (Delphinium staphisagria)Mevzek bitkisinin tohumlarından elde edilir.
Staphisagria D6 seyreltisi,  içe dönük kişilerin birikmiş öfkelerini ve içselçatışmalarını sanki midelerinde öğütmek istemelerindenkaynaklanan mide şikayetlerine karşı etkilidir.
Kullanım dozajı: Günde 3 kere 1-2 tablet dil üstünde eritilir.
Mide lapası!
Mide ağrısı çokarttığında, kendinize bir mide lapasıhazırlayabilirsiniz. 2-3 yemek kaşığı dolusu havandaezilmiş keten tohumu, biraz su eklenerek lapa kıvamına gelenekadar hafif ısıda kaynatılır. Ilıklaşmasıbeklendikten sonra kaşıklanır ve beraberinde de bolca su veyadaha iyisi, bitki çayı içilebilir. Ağrılarınızazalacak veya son bulacak, mide duvarlarınız iyiceyatışacaktır.
Önlem alarak sağlıklıkalabilirsiniz
·       Kızgınlıklarınızıiçinize atmaktansa, dışa dökün!
·       Aşırı alkol, kahve ve sigaranınzararlı olduğunu unutmayın!
·       Gün boyunca en azından 2 litre sıvıiçin, yağlı yemeklerden uzak durun ve daha çok lifli besinlerlebeslenin(tam tahıl ürünleri  ve taze sebze gibi).

Gaz şişkinliği


Rezene-Frenk kimyonu-Anason çayı
Yemeklerden yarım saat kadar önceiçildiğinde sindirim salgılarını ve  de iştahıarttırarak, gaz oluşumunu önler. Eğer yemek sonrasında gazsıkıntısı çekiliyorsa hemen bir bardaktatlandırılmamış çay içilmelidir. Gazın dışarıatılmasına da yardımcı olur. Hiçbir yan etkisi olmayan buçay bebeklere bile içirilebilir.
Reçete: Eşitoranda harmanlanan tohumlardan 1-2 tatlı kaşığı dolusuhavanda hafifçe ezilir ve orta boy bir su bardağı dolusu kaynarderecede sıcak suyla haşlandıktan 10 dakika sonra süzülür.Tatlandırılmadan ve soğutulmadan yudumlanır.
Mayıs Papatyası-Meyan köküçayı
Papatya yatıştırıcıve kramp çözücüdür. Meyan kökü ise tüm sindirim problemlerindebaşarıyla kullanılan bir bitkidir.
Reçete: 1tatlı kaşığı ince kıyılmışpapatyaya 1 çay kaşığı öğütülmüş meyan köküeklenir. Bitkiler orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecedesıcak suyla haşlanır ve 10 dakika demlendikten sonra süzülür.
Bu çay, günde bir kere olmak üzere,akşam yemeklerinden sonra içilir.
Civanperçemi çayı
İçerdiği çeşitli ve bolmiktardaki acı maddeler sayesinde gaz şişkinliklerinekarşı çok etkilidir.
Reçete: 1-2 çaykaşığı dolusu ince kıyılmış bitki, ortaboy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak suylahaşlanır ve 10-15 dakika demlendikten sonra süzülür.
Bu çaydan günde 2-3 bardak içebilirsiniz.Ama rahatladıktan sonra çay içmeyi kesin ve gerek duyduğunuzda 1bardak için. Çünkü bu bitki bazı alerjik kişilerde derireaksiyonlarına yol açabilir.
Şişkinliğe karşıetkili bitkiler!
Genellikle acı maddeler içeren bubitkiler çay biçiminde kullanılabilir.
Melekotu kökü, centiyane kökü, eğirkökü, lavanta çiçeği, hindiba, nane, biberiye, kekik, pelinotu, zencefil.
Reçete: İncekıyılmış kök ve yapraklardan yarım veya bir tatlıkaşığı, orta boy bir su bardağı dolusu kaynarsuyla haşlanır, yapraklar 8-10, kökler ise 10-15 dakika demlendiktensonra süzülür ve tatlandırılmadan, günde 1-2 bardak içilir.
Pelinotunun ölçüsü 1 çaykaşığıdır ve 6-8 dakika demlendirilir.
Eterli yağ masajları!
Aromatik nane ve mercanköşkyağları şişkinliğe karşı etkilidir.
Reçete: 5’erdamla nane ve mercanköşk yağı, 30ml bademyağınaeklenir ve şişe iyice çalkalanır. Bu karışımlakarına sürekli masajlar uygulanır. Bu yöntem bebekler için  de pekuygundur!
Hindiba salatası!
Safra salgılarınıarttırıcı ve karaciğeri güçlendirici etkiye sahip acımaddeler içerir. Mart-eylül döneminde doğadan toplanabilir.
Reçete: Bitkiayıklanıp yıkandıktan sonra, bir süre sirkeli sudabekletilerek iyice temizlenmelidir. Bütün veya incekıyılmış yapraklar, üstüne zeytinyağı ve limongezdirilerek yemeklerden önce yenir. Tadı hafif acımsıdır,ama kesinlikle rahatsız edici değildir.
Önlem alarak sağlıklıkalabilirsiniz
·       Yemek sırasında kendinize biraz zamanayırın. Her şeyi hızla yalayıp yutmayın! Fastfood tarzı yiyeceklerden de uzak durun!
·       Kimyon sadece değerli bir şifalıbitki değil, çok lezzetli bir baharattır da. Örneğin lahana gibigaz yapan yemeklerin lezzetini arttırmanın yanı sıra, gazönleyici etkisinin de göz ardı edilmemesi gerekir.
·       Sigarayı bırakın! Nikotin,bağırsak duvarlarının kan dolaşımınınazalmasına yol açar.
·       Daha çok spor yapın! Spor, metabolizmayıve sindirim sistemini güçlendirir.
·       Karın kaslarınızıgeliştirin, çünkü onlar bağırsakların hareketlerinidesteklerler.
·       Düzenli beslenin! Karnınızıtıka basa doldurmayın. İki-üç zengin öğün yerine, 5-6 küçüköğünü tercih edin. Ama akşamları sıcak ve yağlıyemeklerden uzak durun, çünkü midenizi ve bağırsaklarınızıgereksiz yere yormuş olursunuz.
Mide yanması (reflü)
Belirtiler
-Özellikleağır yemeklerin yenmesinden sonra, göğüs kemiğininardında yanma duygusu.
-Daha sonrada şişkinlik duygusuyla birlikte ekşimsi geğirtiler.
Nedenler
Mide yanmasının gerçek nedenitıp otoritelerine göre, yemek borusundaki reflühastalığıdır: Ekşi mide salgıları midedekalmayıp, yutak ve ağız yönünde yukarı doğru akarlar. Bunun sonucu olarak da, geğirme, boğazda yanma ve sanki boğazdabir şey takılıp kalmış duygusu gibi tipik belirtilerortaya çıkar. Bu durumun oluşmasına yol açan başlıcaneden ise, ancak büyük miktarlarda salgılanan  mide asidiylesindirilebilecek kadar çok ve yağlı yemeklerin yenmesidir. Ama kronikstres veya mide duvarlarındaki salgı bezlerinin aşırıçalışması sonucunda da mide yanması oluşabilir.
Bedensel gerçekler
Hastaların üçte birinde, eğerzaman geçirilmeden tedavi altına alınmamışsa, mideyanması yüzünden yemek borusu mukozasının geriye dönüşümümkün olmayan zararlara uğraması söz konusudur! Bunun yanısıra, kronik mide yanması, komşu organların (soluk borusu,bronşlar ve kalp) işlevlerini olumsuz etkileyebildiği için, oorganlara da zarar verebilir. Astım hastaları başkalarınakıyasla mide yanmasından daha çok şikayetçidirler. Anjinapektoris gibi önemli kalp hastalıkları da zararsız gibialgılanan mide yanmasından kaynaklanabiliyor!
Önemli!
Eğerrahatsızlığınız kronikleşmişse mutlaka biruzman hekime başvurmalısınız!
Kendinize yardımcıolabilirsiniz
Mide asidine karşı baz ilaç!
Aşağıdakikarışım mide asidini etkisizleştirebilen bir temelilaçtır:
Reçete: 10g Natrium phosphoricum, 10gKalium bicarbonicum, 100g Calsium carbonicum, ve 80g Natrium bicarbonicum iyice harmanlanır ve koyu renkli bir cam kavanozda saklanır.
Bu karışımın bireczacıya hazırlatılması gerekir!
Gerek duyduğunuzda, bukarışımdan 1 çay kaşığı dolusunu, orta boybir su bardağı dolusu sıcak suda eritin ve yudumlayarak için.
Sebze çorbası!
Asya ülkelerinde, duyarlı midelerinrahatlatılmasında kullanılan, patates nişastası ilekimyonun ve keten tohumunun birbirlerinin etkisini güçlendirebildiği,geleneksel bir reçetedir.
Reçete: İyicefırçalanarak yıkandıktan sonra kabuğu soyulmadan incedoğranan  2-3 orta boy patates, 1 tatlı kaşığıdolusu frenk kimyonu ve 1 tatlı kaşığı dolusu ketentohumunu 2 litre suda pişirin. Bu çorbayıılıklaştırıp, gün boyuna yayarak küçük yudumlarlaiçin. İlk yudumları sabah kahvaltısından önce almayabaşlamanız doğru olacaktır.
Keten tohumu
Günde 2-3 kere 2 çaykaşığı dolusu kabaca öğütülmüş veya havandaezilmiş keten tohumu yutun. Eğer tohumu yutmak zor geliyorsa,yoğurda, bala veya kompostoya karıştırarak yutun. Ketentohumu, yatıştırıcıdır, iltihaplanmayı önlerve çok değerli bir müshildir.
Mayıs papatyası ve Pelinotuçayı!
Mideyi yatıştırabilen önemlibir çay karışımıdır.
Reçete: 1tatlı kaşığı dolusu ince kıyılmış mayıspapatyası (veya bir süzer poşet) ve 1 çaykaşığı dolusu ince kıyılmış pelinotu,orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak suylahaşlanır ve 5-6 dakika demlendikten sonra süzülür. Günde 1-2 bardaktaze demlenmiş çay, tatlandırılmadan ve soğutulmadanyudumlanır.
Ardıç kozalağı çayı!
Bağırsak gazlarına, ishale,safrakesesi ve karaciğer hastalıklarına karşıolduğu kadar, mide yanmasına karşı da etkilidir.
Reçete: 1 çaykaşığı dolusu çok ince kıyılmış ardıçkozalağı, orta boy bir su bardağı dolusu kaynarderecede sıcak suyla haşlanır ve 8-10 dakika demlendikten sonrasüzülür. Gerektiğinde, taze demlenmiş 1 bardak çay,tatlandırılmadan ve soğutulmadan yudumlanır.
Melisa, Mayıs Papatyasıçayı!
Mide duvarlarınıyatıştırıcı ve mide salgılarınınormalleştirici bir karışımdır.
Reçete:  İncekıyılmış bitkiler eşit oranda harmanlanır ve bircam kavanozda saklanır.
1 tatlı kaşığıdolusu bitki, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecedesıcak suyla haşlanır ve 6-8 dakika demlendikten sonra süzülür.Günde 2-3 bardak taze demlenmiş çay, tatlandırılmadan vesoğutulmadan yudumlanır.
Önlem alarak sağlıklıkalabilirsiniz
·       Alkol, sigara ve çikolatadan uzak durun!
·       Kahve tüketiminizi de en aza indirmeyeçalışın!
·       Yemeklerinizi çok çiğneyip, küçük yudumlarlayutun ve bu işi yaparken konuşmayın!
·       Uyurken bedeninizi(başınızı)biraz yüksekte tutun ki, mide sıvıları yukarıçıkamasınlar! Yani, yüzükoyun yatmak doğru değildir!
Safrakesesi şikayetleri
Belirtiler
-Yağakarşı duyarlılık, bağırsak gazları vekarında doygunluk duygusu.
-Kolikbenzeri çeşitli karın ağrıları.
-Dönüşümlüolarak ishal ve kabızlık.
-Sağkaburga altında baskı, sağ kürekkemiğine kadaryansıyan sırt ağrıları, sağ omuz bölgesindegerginlikler.
Nedenler
Safrakesesi çıkışındasafra akışını zorlaştıran kasılmalarolduğunda safra cüruflaşır ve çamurlaşır. Bukıvamdan da zamanla kumlar ve taşlar oluşur. Taşlar safraakışını engelleyerek ağrılı safrakesesikoliklerine yol açar. Safra akışı aşırı derecedeengellendiğinde de deri ve gözler sarı bir renkalır(sarılık). Bu durumun mutlaka bir klinikte tedavi edilmesigerekir!
Organik gerçekler
Karaciğerin ürettiği safrayıalan safrakesesi, onu sindirim için gerekli miktarlardaonikiparmakbağırsağına gönderir. Karaciğerin hemenaltında bulunan safrakesesi düz kaslardan oluşur ve sempatik sinirsistemi tarafından, bizim istemimiz dışında yönlendirilir.
İşte özellikle de bu yüzdensafrakesesinin işlevleri, öncelikle stresten kaynaklanan duydudalgalanmalarından fazlasıyla etkilenir.
Psikolojik gerçekler
Safranın rahatça akışıpsikolojik rahatlığı olumlu etkiler. Orta çağda bile safraakışının durması melankoli ile eşanlamlıolarak algılanırdı. Çin akupunktur öğretisinde,karaciğer ve safrakesesi dinamizmi temsil ederler. Safrakesesirahatsızlıklarında bu yüzden genellikle bir psikosomatik arkaplan  olduğu varsayılır. Buna bağlı olarak, safraakışındaki aksamalar depresif süreçlere ve melankoliyebağlanır.
Tüm bunlara karşın safra eğeriyice akışkansa, insanların hiperaktif, huzursuz vefazlasıyla etkin oldukları varsayılır.
Her 4 kişiden biri!
Her dört kişiden birinde safrakesesitaşı vardır. Kadınlarda ise erkeklere kıyasla 5 katfazladır bu durum. Safrakesesi taşları, eğer birşikayete neden olmuyorlarsa, genelde tesadüfen teşhis edilir.
Kendinize yardımcıolabilirsiniz.
İsveç Şurubu kompresleri!
Safrakesesi ağrısı çekenler,karaciğer bölgesine yapılacak bir İsveç şurubu kompresiile rahatlayabilirler.
Reçete: Olasıkızarıklıkları önlemek için önce safrakesesi bölgesineyağlı bir doğal krem veya merhem veya zeytinyağısürülür. Ardından, el büyüklüğünde bir kat pamuk İsveçŞurubu ile ıslatılır ve o bölgeye yatırılır.Kompresin sıcaklığını korumak veçamaşırların lekelenmesini önlemek için bir naylonparçasıyla örtüldükten sonra, bir de havluyla örtülür ve tespit edilir. Bukompresler 4 saatte bir tazelenerek, gün veya gece boyunca etkilemeyebırakılır. Kompreslerde hep aynı pamuk kullanılır.
Akut safrakesesi koliklerinde de hemenuygulanan bir kompres kısa sürede ağrıları durdurabilir.Yani safrakesesi şikayeti olanların yanlarında hep İsveçŞurubu ve pamuk bulundurmaları yararlı olacaktır.
Sıcak kompresler
Bir safrakesesi koliğini atlatabilmekiçin evde sıcak kompresler yapabilirsiniz. Bu arada hiçbir şeyyememelisiniz. Sıcak suya batırıldıktan sonra hafifçesıkılmış bir bezi sağ kaburgalarınızınaltına ve karnınızı örtecek biçimde yatırın vekuru bir havluyla örttükten sonra başka bir bezle tespit edin.Sırtüstü yatın ve elinizden geldiğince derin soluk almamayaçalışın. Böylece, bir sonraki ağrı periyoduna  veyadoktor gelene kadar idare edebilirsiniz.
Sindirim enzimleri!
Karında sürekli baskı veyaşişkinlik olduğunda, sindirim yetersizliğini azaltmak içindüzenli biçimde sindirim enzimleri kullanabilirsiniz.  Enzimpreparatlarını ve gerekli bilgileri eczacınızdan alabilirsiniz.
Mayıs Papatyası-Nane çayı!
Safrakesesi koliklerine karşı çoketkili bir çaydır, ama akut iltihaplanma durumlarında içilmemelidir.
Reçete: Bitkilerince kıyılıp eşit oranda harmanlandıktan sonra bir camkavanozda saklanır.
1 tatlı kaşığıdolusu bitki, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcaksuyla haşlanır ve 8-10 dakika demlendikten sonra süzülür. Gerekduyulduğunda, taze demlenmiş bir bardak çay içilir, ama gün boyunca2-3 bardak da içilebilir.
Pelinotu çayı!
Mide, bağırsak ve safrakesesirahatsızlıklarına karşı başarıylakullanılan değerli bir bitkidir. Acı tadı yüzünden ondanvazgeçmeyiniz ve onu sakın tatlandırmayakalkışmayınız!
Reçete: 1 çaykaşığı dolusu ince kıyılmış bitki, ortaboy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak suylahaşlanır ve 8-10 dakika demlendikten sonra süzülür. 1-2 haftalıkbir kür olarak, günde 2-3 bardak taze demlenmiş çay yemeklerden sonraiçilir veya gerekli görüldüğünde 1 bardak demlenerek içilebilir.
Eğir kökü çayı!
Eğir kökü aromatik acı maddeleriçeren bitkilerdendir ve bu özelliği nedeniyle mide, bağırsak vesafrakesesi hastalıklarına karşı  başarıylakullanılabilir.
Reçete: Dışkabuğu soyulmuş eğir kökü çok ince kıyılır ve bircam kavanozda saklanır.
1 tatlı kaşığıdolusu ince kıyılmış kök, orta boy bir su bardağıdolusu kaynar derecede sıcak suyla haşlanır ve 15 dakikademlendikten sonra süzülür. Ilık çay yudumlanarak içilir.
Hindiba!
Hindiba yüksek oranlarda acı maddelerve müsilaj içeren bir bitki olarak, safrakesesi hastalıklarınakarşı kullanılmalıdır. Hindiba ayrıca,safrakesesi taşlarının oluşumunu ve irileşmesini deönleyebilir. Oluşmuş olan taşları gerçi eritemez, amaağrıları ve öteki rahatsızlıkları azaltabilir.Safra salgısı azlığından kaynaklanan şişkinliklerdeve sindirim yetersizliğine karşı mutlakakullanılmalıdır. Hindiba, salata olarak yemeklerden önce yenirve çayı da yemeklerden yarım saat sonra içilir.
Salata: Tazebitki ayıklanıp yıkandıktan sonra, bir süre de sirkeli sudabekletilerek iyice temizlenmelidir. Bütün veya kıyılmışyapraklar, üstüne zeytinyağı ve limon gezdirilerek yemeklerden önceyenir. Tadı hafif acımsıdır, ama kesinlikle rahatsızedici değildir.
Çay: Kök veyaprak karışımı(taze veya kurutulmuş) incekıyılmış olarak 1-2 tatlı kaşığıdolusu, orta boy bir su bardağı dolusu soğuk suya eklenir. Hafifısıda kaynama derecesine kadar ısıtıldıktan sonra1 dakika kadar kaynatılır ve 10-15 dakika demlendirilir. Önce kapaktayoğunlaşan sıvı bardağa geri dökülür ve süzülür. Günde2-3 bardak taze demlenmiş çay, tatlandırılmadan, yemeklerdenyarım saat sonra içilir.
Önlem alarak sağlıklıkalabilirsiniz
·       Ağır yağlı yemeklerden vehayvansal proteinden uzak durun!
·       Alkol ve kahve içmeyin, çünkü bunlarkaraciğere baskı yaparak safra akışını olumsuzetkileyebilirler.
·       Karaciğeri ve safrakesesini rahatlatan bitkiçaylarını içmeye kendiniz alıştırın

























HAZIMSIZLIK / DİSPEPSİ / Sindirim fonksiyonunun bozukluğu, yetersizliği.
Şifalı sebze, meyve ve otlar: Defne, armut, badem, melekotu, anason, portakal, karahindiba, papatya, tarçın, devedikeni, domuzdikeni, kazayağı, beşparmakotu, atkuyruğu, kişniş, sarıçalı, mübârekotu, bakla, boyotu şahtere, centiyâne, ardıç, kılıçotu, lavanta, kimyon, biber, sumak, deretotu, rezene, kara yalancı ısırgan, eşekyoncası, oğulotu, nane, acıyonca, binbiryaprakotu, ısırgan, arpa, portakal, râvend, sarmısak, soğan, böğürtlen, adaçayı, hardal, kekik, mineçiçeği, yavşanotu, çay, karanfil danesi, maydanoz, kereviz, kuzukulağı, boyotu, marul, mercimek, limon, badem, golden elma, frenküzümü.
Dikkat! Soğuk yiyecek ve içecekler, hazmı güç yiyecekler yasak.
R1* 20 gram portakal çiçeği + 5 gram portakal goncası + 15'er gram mine çiçeği + yeşil anason + oğulotu yaprağı + nane +10 gram ıhlamur çiçeği karıştırılır, 1 bardağa 2 çorba kaşığı konup kaynatılır. 10 dakika bekletilir. Akşam yemeğinden sonra 1 bardak içilir.
R2* 10 gram kazayağı + 15'er gram kişniş + bo­yotu + melekotu + yeşil anason karıştırılır, 1 bardağa 1 çay kaşığı konur. 2 dakika kaynatılır, 10 dakika bekletilir. Yemeklerden sonra 1'er bardak içilir.
R3* 25 gram pelin yaprağı +15 gram oğulotu yaprağı + 5 gram râvend tozu + 20 gram kılıçotu çiçeği +10 gram ardıç tomurcuğu karıştırılır. 100 gram sirkeye konur. 3 gün bekletildikten sonra süzülür. Öğle ve akşam yemeklerinden önce biraz şekerli suya 2 çorba kaşığı konup içilir.
R4* Veya;
Bal 600 gram
Hindiba kökü 1 kilo
Turunç Sadet
Hindistan cevizi 2 adet ufak
Su 3 litre
Hindiba ile turunç suda kaynatılır. Suyun iki kilosu uçunca indirilip süzülür. Bal ilave edilerek bir taşım kaynatılıp indirilir. Hindistan cevizi doğulup ilave edilir ve iyice karıştırılır. Yemeklerden iki saat evvel birer çay bardağı içilir. Mideye kuvvet verir iştah açar.
R5* Yemeklerden iki saat evvel birer kaşık nane suyu içilir.
R6* Antep fıstığının yeşil kabuğu 35 gram Damla sakızı 50 gram Ud-i hindi 20 gram
Bu eczalar ayrı ayrı doğulup elenir ve tartılır, birbirine karıştırılır.
Yemeklerden iki saat evvel 3-4 gram içilir. Hazmı kolaylaştırır. Mideyi İslah eder, Gastrit'e de faydalıdır.
R7* Çöreotunu döğmeli yemeklerden iki saat evvel ikisi gramım kâfi miktar su ile içmelidir.
R8* Yemeklerde bol bol maydanoz yemeli veya bir litre suda 20 gram maydanoz kaynatıp ılık ılık günde 3 çay bardağı içmelidir.
R9* 100 gram adaçayı bir litre suda haşlanır. Sabah ve akşam birer bardak içilir. Hazmı kolaylaştırır. Hafif mide ağrılarına iyi gelir.
R10* Kara turpu rendeleyip salatasını yapmalı veya yemek­ten önce yarım fincan turp suyu içmelidir.
R11* Çorbaya kekik, kimyon, kuru nane ve kuru fesleğen serpmeli ve yemelidir, iştah açar hazmı kolaylaştırır.

R12* 20 gram kekik bir litre suda haşlanır. Büyükler günde iki çay bardağı içer.



İŞTAH AÇICILAR

Adaçayı yapraklarından elde edilen toz iştahsızlığı önler.
Anason tohumlarının yenmesi iştahı arttırır.
Ananas tohumlarından elde edilen anason yağı iştah açıcıdır, harareti söndürür.
Andız otu iştah açar. Ardıç meyveleri iştahı arttırır, hazımı kolaylaştırır.
Biber ve enginar, iştahsızlığa karşı etkilidir.
Ceviz yapraklarından yapılan çay iştahı açar, mideyi kuvvetlendirir.
Güvercin kökü iştah açıcıdır.
Kantaron iştahı çar, hazımsızlıkları giderir.
Karabiber iştahsızlığa karşı son derece etkilidir. Ayrıca hazmı kolaylaştırır.
Kavun, kereviz, kimyon, maydanoz ve melisa otu iştah açar.
Kırmızı yaban mersini meyvelerinden yapılan komposto iştahı açar, vücut kırgınlığını giderir.
Kişniş iştah açar. Taze kişniş meyvesinin ve otunun tahtakurusunu andıran çok kötü bir kokusu vardır. Kurutulduktan sonra bu koku kaybolur. 3 gram kurutulmuş kişniş ve kişniş çekirdeği 1/4 litre kaynar suya bırakılır. 10 dakika bekletilerek içilirse iştah açar.
Lavanta çiçeği iştah açar. Bir kesme şekerinin üzerine beş damla lavanta yağı damlatılarak yenildiğinde iştahı açar.
Hazmı kolaylaştırır.
Nohut kilo aldırır.
Soğan iştahsızlığa iyi gelir.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder