1 Mart 2018 Perşembe

UNUTKANLIKTAN KURTULUP ZEKAYI GELİŞTİRME YÖNTEMLERİ



Zekayı Artıran Besinler


Çilek: İçeriğindeki fisetin maddesi hafıza kaybının etkilerini azaltıp, bunamayı geciktiriyor.

Çikolata: Magnezyum ve antioksidan içeriğiyle beyne oksijen taşıyarak daha aktif çalışmasını sağlıyor.

Tahıl: Önemli bir B vitamini kaynağı olan tahıllar, kan şekerini dengeliyor.

Patates: Kan şekerini dengeli olarak yükseltiyor bu sayede zeka daha verimli çalışıyor.

Yoğurt: İçinde bulunan tirozin isimli madde hafızayı güçlendirip, beyni uyarıyor.

Üzüm suyu:
Dopamin salgılanmasını arttırarak problem çözme yeteneğini geliştiriyor.

Fasulye: Lif ve protein bir arada özellikle çocuklarda zekayı açıyor.

Kırmızı ve turuncu renkli sebzeler: Özellikle domates, havuç ve kırmızı biberde bulunan antioksidan beynin daha uzun süre sağlıklı kalmasını sağlıyor.

Somon: Omega-3 yağları hem beyni koruyor hem hafızayı güçlendiriyor.

Hergün düzenli olarak kahvaltı yapan kişilerin diğerlerine oranla daha başarılı ve verimli oldukları biliniyor. Yoğun bir güne başlarken; peynir, süt, yumurta gibi protein içeren besinlerden oluşan bir kahvaltı, şekerli çay ve simitten oluşan bir kahvaltıya kıyasla daha iyi sonuç almayı sağlıyor.

“Odaklanma” için ceviz, fındık, fıstık gibi sinirleri kuvvetlendiren yiyeceklerin yenmesini öneriliyor.

Uzmanlar yaratıcılığın geliştirilmesi için zencefil yenmesini öneriyor. Kimyonun da içerdiği uçucu yağların bütün sinir sistemini uyardığını söyleyen diyetisyenler “Aniden bir fikre, bir buluşa ihtiyacı olan kimyon çayı içmelidir. Çay, bir fincana iki tatlı kaşığı dolusu kimyon eklenerek yapılabilir” önerisinde bulunuyor.

Lahana, tiroit bezlerinin aktivitesini yavaşlattığı için daha stressiz öğrenmeyi sağlar.

Yağsız kırmızı et: Tam bir demir deposu, özellikle sağlıklı alyuvarlar için vazgeçilmez... Beyin gelişimi için büyük yarar sağlıyor.

Hafıza İçin:
Biberiye - Hafif konsantrasyon problemleri ve unutkanlık için biberiye yağı koklayabilirsiniz. Bir mendile birkaç damla biberiye yağı damlatıp koklayın. Cebinizde veya çantanızda taşıyıp, ara sıra koklayın. Bu bitkinin hafızayı ve konsantrasyonu iyileştirici ve geliştirici özelliği yüzyıllar öncesinden bilinirdi.
Bu hafta beyniniz için bunları yapın.
Mümin Sekmanın hazırladığı Bu hafta beynine iyi bak! adlı beyin Kullanma kılavuzu kitapçığından birkaç alıntı:

   Beyin açık havada ve ayaktayken daha iyi çalışır. Önemli kararlarınızı  açık havada yürürken alın.
   Beyin örneklerle akıl yürütür. Kararsız kaldığınız bir durumda Atatürk  benim yerimde olsaydı ne yapardı? diye düşünün.
   Yabancı bir dil öğrenme ve ezber beyni güçlendirir. Her gün birkaç yeni kelime öğrenin ve kullanın.
   Zihinsel jimnastik yapın. Bunun için başta Sudoku olmak üzere bulmaca ve satranç gibi oyunları kullanabilirsiniz.
   Zihinsel rutinlerinizi kırın. Bazen telefonu sol elinizde tutun, çantanızı diğer alinizde taşıyın, evinize başka bir yoldan gidin.
   Zihinsel zevklerinizi zenginleştirmek için her gün mutlaka iyi bir özdeyiş kitabından, birkaç cümle okuyun. Güzel bir resme bakın. Sevdiğiniz bir müziği gözleri kapalı dinleyin.
   Bir konu hakkında düşünürken, nasıl düşündüğünüzü de gözlemleyin. Düşünmek üzerine düşünmek, düşünce kalitesini artırır.
   Iyi bir uyku kaliteli bir beynin temelidir. 24 saati geçen uykusuzluk sarhoşluğa benzer bir şekilde beyin fonksiyonlarını etkilemektedir.
   Bol ve temiz birinci el oksijen beyin için çok önemlidir. Beyin vücuda alınan oksijenin dörtte birini tek başına tüketir.
   Farklı düşünme tarzları beyni geliştirir. Çocuklar ve hayvanlarla daha fazla vakit geçirin. Sizden farklı düşünen insanlarla konuşun.
   Kullanılmayan organ körelir. Sürekli TV seyrederek beyninizi düşük viteste çalıştırmayın.
   Beyninizin sınırlarını zorlamayan etkinlikler, beyninizi geliştirmez.
   Beyin diyeti yapın. Beynimiz garbage in garbage out ilkesine göre çalışır. Yani beninize çöp girerse, beyninizden çöp çıkar. Beyninizi neyle beslediğinize, midenizi neyle beslediğiniz kadar dikkat edin.
   Kafanızda en çok neyi düşünürseniz, hayatınızda onu çoğaltırsınız.
   Günde aklımızdan 60 bin ile 80 bin arası düşünce geçer. Bu düşünceler ne hakkında?
   Beynimiz kendisinin nasıl çalıştığı hakkındaki bilgi ve inançlarına göre çalışır. Beynin çalışması hakkında yanlış bilgilere sahip olduğumuzda, beynimiz de yanlış çalışır.
   Başarı beyinde başlar. Insan kafadan kaybeder! Bu hafta beyin haftası.
    Aklımızı başımıza toplama haftası! Bu hafta kafanızı nasıl daha iyi çalıştırabileceğiniz üzerine daha fazla kafa yorun:)


UNUTKANLIĞI MUCİZE BİTKİ HAVUÇ SUYU
Bir ay taze sıkılmış havuç suyu uygulayacaksınız. Bunu gündüz de içebilirsiniz. Sonra bakın nasıl zehir gibi bir hafızaya sahip oluyorsunuz

ALZEMİR HASTALIĞI İÇİN,
Formülün temel maddesi havuç… Taze olarak sıkıp, gece yatmadan önce içmeniz öneriliyor. Alzheimer’in birinci evresinde ise o da ortadan kalkar. Alzheimer bir iki yılda değil en erken 15 yıl önce başlar ve ortaya çıktıktan sonra da geç kalmış olursunuz. Bunu önlemek istiyorsanız zaman zaman bu havuç suyunu içmelisiniz

Alzheimer ve Parkinson'a YEŞİL ÇAY engeli
Düzenli içimde, antioksidan etkileri ve kansere karşı koruyuculuğu bilinen yeşil çayın bir yararı daha ortaya çıktı. Japonya'da yapılan araştırmaya göre, günde 2 fincan yeşil çay, Alzheimer ve Parkinson hastalığını önleyici etki yapıyor


Japonya'da Tohoku Üniversitesi’nde Prof. Shinichi Kuriyama önderliğindeki dokuz bilim adamının 2002’de başlayıp Şubat 2006’da bitirdiği araştırmaya göre yeşil çay, Alzheimer ve Parkinson hastalığını önleyici bir rol oynuyor.

Bir yıl boyunca yeşil çayın etkilerini hayvanlar üzerinde deneyen 10 kişilik araştırma grubu, beyindeki nörodejeneratif (bunama) etkinin yok olduğunu tespit edince, insanlar üzerinde denemeye karar verdi ve 70 yaş üzerindeki 1003 kişiden oluşan bir denek grubu ile çalışmaya başladı. Grubun bir kısmına günde bir fincan, bir kısmına günde iki fincan, bir diğer kısmına da üç fincan yeşil çay içirildi. Parkinson, Alzheimer, bunama gibi hastalıkların tanısı için uygulanan; vücut hareketlerinde meydana gelen anormallikleri ya da hafıza durumunu belirlemeye yönelik gerçekleştirilen nörolojik konuşma testlerine tabi tutulan denekler, haftada bir ölçüme alındı. Testlerin sonuçları, çayların içim oranlarına göre değerlendirildi.
Bilimsel bir yayın olan ‘Amerikan Journal of Nutrition’da yayımlanan araştırma sonuçlarını konuştuğumuz Acıbadem Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Yasemin Akyüz, “Alzheimer ve Parkinson özellikle 70 yaşından sonra görülen ve her beş yılda bir katlanarak artan hastalıklar. Eskiden bu hastalıklar toplum açısından büyük sorun oluşturmuyordu. Çünkü ölüm yaşı daha düşüktü ve yaşlı insanların sosyal hayatlarını iyi bir şekilde sürdürmesi beklenmiyordu. Oysa günümüzde bu hastalıklar büyük sorun oluşturmaya başladı ve yaşlılar toplum hayatındaki rollerinden dolayı farklı tedavi yöntemlerinin arayışına girdi. Elbette dünyanın pek çok ülkesinde hastalıklara karşı çare arayışları sürüyor, ama şimdiye değin kesin bir tedavi yönteminden söz edilemiyor. O yüzden bu araştırma, bizler için bir hayli önem taşıyor” diyor.


Dr. Yasemin Akyüz


Önlem Alınmalı
Dr. Yasemin Akyüz, Alzheimer ve Parkinson olma yaşının düştüğünü ve önlem alınması gerektiğini düşünüyor

Günde iki fincan yeşil çay

Araştırma sonuçlarından da anlaşıldığı üzere yeşil çay, oksitatif (antioksidan) ve anti-eflamatuar (iltihabi durumların önlenmesi) etkiler taşıyor. Yeşil çay düzenli içildiğinde, nörodejeneratif etkileri yok ediyor. Dr. Akyüz, daha önce bu şekilde yapılan bir araştırma bulunmadığı için, bugüne kadar yeşil çayın önerilmediğini söylüyor. Dr. Akyüz, uyguladığı tedavi yöntemi konusunda; “Günde üç tableti geçmeyecek E vitamini kürü uyguluyordum ama şimdi hastalarıma günde iki bardak yeşil çay içmelerini önereceğim. Çünkü elimizdeki veriler net olarak gösteriyor ki, yeşil çay beyin için tam bir iksir. Günde düzenli olarak iki fincan içildiğinde antioksidan etkisi ortaya çıkıyor. Ve eminim sadece beyin için değil, başka birtakım hastalıkların tedavi sürecinde de etkili oluyor. Yeşil çayı şimdi elimizdeki net verilerle nöroprotektif (koruyucu) olarak ilan edebiliriz” diyor.
Yeşil çay önermeye karar veren bir diğer nörolog ise Amerikan Hastanesi’nden Dr. Bülent Kahyaoğlu. “Amerika’dan bir doktor arkadaşımı aradım ve araştırmanın tam sonuçlarına ulaştım. İlk önce hayvanlarda, ardından insanlarda denenen yeşil çay araştırması gösteriyor ki, beyin için bir hayli yararlı. Alzheimer, Parkinson ve bunama üzerinde oldukça etkili. Ama benim ve araştırma grubunun bu noktada tek şüphesi var. O da Japonların evde çay içme alışkanlıklarının olmaması ve sosyalleşme adına arkadaş gruplarıyla birlikte dışarı çıkıp içmeleri. Bu alışkanlık Japonların beyin yapılarının daha iyi olduğunu ve diğer ülke insanlarıyla karşılaştırılmaması gerektiğini gösterebilir bize.
Yani sosyalleşen insanın beyni daha güçlü olur ve yeşil çayın içindeki demir ve bakır nedeniyle oksitatif etkileri daha güçlü olabilir. Ama Tohoku Üniversitesi araştırma grubu bundan bahsetmiyor. Yeşil çayın nöroprotektif etkilerini ön plana çıkarıyor ve Alzheimer veya Parkinson olmuş bir kişinin tedavi sürecinde hastalığın ilerleyişini yavaşlatacağını, önleyeceğini ama hastalığın önceki etkilerini yok etmeyeceğini belirtiyorlar.”

Birçok hastalığa etkili
Herbalist Atabay Güveloğlu ise, yeşil çayın içindeki Epigallocatechin-Gallat (EGCG) maddesinin beyindeki plak oluşumunu yüzde 50 azalttığının bilindiğini söylüyor: “Bu yüzden yeşil çay içen kişilerin beyin hastalıklarına yakalanma riski azalıyor. Hatta son zamanlarda yeşil çayın içindeki EGCG maddesinin yoğunlaştırılıp gıda ürünü olarak sunulması da öneriliyor. Kökeninin Çin’e dayandığı bilinen yeşil çay, Milattan Sonra 6. yüzyıl civarında Budist rahipler vasıtasıyla Japonya’ya, 14. yüzyılda da Portekizli Cizvit papazları aracılığı ile İpek Yolu’nu takiben Avrupa’ya getirilmişti. Bu şifalı bitkinin, insan sağlığı açısından öneminin keşfedilmesi, 1200’lü yılların başlarına kadar uzanıyor. Binlerce yıldır Uzakdoğu’da hayatın bir parçası haline gelen yeşil çayın sırrı, bünyesinde bulunan antioksidan maddelerle açıklanabiliyor.”
Güveloğlu, yeşil çayın sadece beyin değil, kanserden romatizmaya pek çok hastalık için de etkili olduğunu belirtiyor: “Japon toplumu üzerinde yapılan uzun çalışmalar; bu ülkede ortalama hayat süresinin kadınlarda 82, erkeklerde ise 76 olduğunu ortaya çıkardı. Ayrıca Japonya, kanser vakalarının dünyada en az görüldüğü ülke olma özelliğini taşıyor. Japon toplumunun bu özellikleri, yüzyıllardan beri yeşil çay tüketmeyi bir hayat tarzı haline getirmeleriyle ilişkilendirilince, çalışmalar bu bitkiye kaydırıldı.
Yapılan çalışmalar sonucunda yeşil çayın pek çok hastalığa iyi geldiği açıklandı. Bitki mucizevi ama ihtiva ettiği etken maddelerden biri de kafein. Bir fincan yeşil çayda, ortalama 78 mg kafein bulunuyor. Yani 6-7 fincan ile ortalama 470-550 mg’lık kafein miktarı vücuda girecek demek oluyor. Bu da gece uykularını olumsuz etkiliyor. Bu sebeple yeşil çayı demlerken ilk 30-40 saniye içinde elde edilen demi döktükten sonra, su ilave ederek yeniden demlemekte fayda bulunuyor.”
Çin dünyanın en çok yeşil çay üreten ülkesi. Yılda 450 bin ton yeşil çay üreten Çin’i, Japonya, Endonezya, Vietnam, Hindistan ve Sri Lanka takip ediyor. Çay tarımı ve üretimi; büyük oranda ekvatoral iklime sahip ve ekvatora yakın bölgelerde yapılıyor. Yeşil çay üretimi için kaliteli yaş çay yaprağına ihtiyaç var. Siyah çayın işlenmesinde olduğu gibi, yeşil çayın işlenmesinde de çay yaprağının standartlara uygun toplanması büyük önem taşıyor.
Yeşil çayın normal çaydan farkı
-
Yeşil çay, siyah çayla aynı bitkiden ‘Camellia Sinensis’ten elde ediliyor. Aralarındaki tek farklılık, işleme tekniğinden kaynaklanıyor. Yeşil çay yaprakları, siyah çaya göre çok daha az işlem görüyor. Yeşil çay bitkisinin yaprakları, taze ve yeşil rengini kaybetmiyor. Siyah çay bir oksidasyona maruz kalırken, yeşil çay buharla ısıtılarak enzimlerinin ayrılması ile parçalanmıyor ve polifenolik (antioksidan) maddelerinin azalmasına karşın korunmuş oluyor.
                                               
Hafızayı kuvvetlendirme
Uzmanlara göre 40'lı yaşlarına gelen herkeste hafızayla ilgili ufak tefek sorunlar kendini göstermeye başlıyor. Bunlar da hayatınızda birçok aksaklığı beraberinde getiriyor. Ancak doktorlar çocukların, yetişkinlerin, hatta yaşlıların bile hafızalarını kuvvetlendirmesinin mümkün olduğunu söylüyor.
ABD''nin en saygın bilim dergilerinden New Scientist''e göre yaşınız kaç olursa olsun beyni genç tutmak ve unutkanlığın önüne geçmek mümkün. Dergi, hafızayı korumaya yardımcı olacak tavsiyeleri derledi
Elbette bunun için doğru beslenmek ve birkaç ipucuna önem vermek gerekiyor. Bilim dergisi New Scientist''in İngiltere ve ABD''deki ünlü doktorlara danışarak hazırladığı tavsiyelerden bazıları şöyle:
Sınav öncesi uyuyun
1. Gece yalnızca 3 saat uyumuş bir kişinin düşünce kabiliyeti, yasal olarak sarhoş olan bir kişiyle aynıdır. Gün içinde öğrendiğiniz her şey uyurken beyninizde "işleniyor." Araştırmalar yeni bir bilgisayar oyununu 2 saat oynayıp uyuyan bir kişinin kalktığında, birçok hileyi öğrendiğini gösteriyor. Aynı sonuç sınava hazırlanan kişilerde de görülüyor.
Müzik eğitimi alın
2. Araştırmalar müzik eğitimi alan 6-8 yaş arasındaki çocukların IQ''sunun yaşıtlarına göre 2-3 puan arttığını gösteriyor. Ayrıca düzenli olarak Mozart dinleyen kişilerin, diğer çeşit müzik dinleyenlere göre hafıza testlerinde daha başarılı oldukları görüldü. Bu sonuçlar Mozart bestelerinin kompleks yapısına bağlanıyor.

Yarım saat yürüyün
3. Haftada 3 kez yarım saat yürümek hafızayı güçlendiriyor. Düzenli egzersiz yapan çocukların sınavlardaki ve hafıza testlerindeki başarısının yüzde 15 arttığı görülüyor. Bunun nedeni beyne bol oksijen gitmesine bağlanıyor. Ayrıca egzersiz sırasında salgılanan hormonlar yeni beyin hücreleri yapılmasını tetikliyor.

Sigara ve alkol yok
4.ABD''deki Nötre Dame Rahibe Okulu''nda kalan rahibelerin yaşı 75-107 arasında değişiyor. Bunların birkaçı dışında ise hiçbirinde Alzheimer ya da diğer yaşlılık hastalıkları görülmüyor. Bu kadınların ortak özelliği ise portakal suyu, fasulye gibi gıdalarda bulunan folat vitamininden bol bol almaları. Sakin bir hayat sürmeleri ve sigara ile içkiden uzak durmaları da hafızalarını korumalarına yardımcı oluyor.
Konsantre olun
5. Uzmanlara göre "konsantre olacağım" diye düşünmek bile o sırada yapılan işe yoğunlaşmayı kolaylaştırıyor. Ayrıca gün içinde 1-2 fincan kahve içmek de beyni "şarj" ediyor. Ancak daha fazlası kişiyi yorup tam tersi etki yaratabiliyor.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder