Zekayı
Artıran Besinler
Çilek: İçeriğindeki fisetin
maddesi hafıza kaybının etkilerini azaltıp, bunamayı geciktiriyor.
Çikolata: Magnezyum ve antioksidan içeriğiyle beyne oksijen taşıyarak daha aktif çalışmasını sağlıyor.
Tahıl: Önemli bir B vitamini kaynağı olan tahıllar, kan şekerini dengeliyor.
Patates: Kan şekerini dengeli olarak yükseltiyor bu sayede zeka daha verimli çalışıyor.
Yoğurt: İçinde bulunan tirozin isimli madde hafızayı güçlendirip, beyni uyarıyor.
Üzüm suyu: Dopamin salgılanmasını arttırarak problem çözme yeteneğini geliştiriyor.
Fasulye: Lif ve protein bir arada özellikle çocuklarda zekayı açıyor.
Kırmızı ve turuncu renkli sebzeler: Özellikle domates, havuç ve kırmızı biberde bulunan antioksidan beynin daha uzun süre sağlıklı kalmasını sağlıyor.
Somon: Omega-3 yağları hem beyni koruyor hem hafızayı güçlendiriyor.
Hergün düzenli olarak kahvaltı yapan kişilerin diğerlerine oranla daha başarılı ve verimli oldukları biliniyor. Yoğun bir güne başlarken; peynir, süt, yumurta gibi protein içeren besinlerden oluşan bir kahvaltı, şekerli çay ve simitten oluşan bir kahvaltıya kıyasla daha iyi sonuç almayı sağlıyor.
“Odaklanma” için ceviz, fındık, fıstık gibi sinirleri kuvvetlendiren yiyeceklerin yenmesini öneriliyor.
Uzmanlar yaratıcılığın geliştirilmesi için zencefil yenmesini öneriyor. Kimyonun da içerdiği uçucu yağların bütün sinir sistemini uyardığını söyleyen diyetisyenler “Aniden bir fikre, bir buluşa ihtiyacı olan kimyon çayı içmelidir. Çay, bir fincana iki tatlı kaşığı dolusu kimyon eklenerek yapılabilir” önerisinde bulunuyor.
Lahana, tiroit bezlerinin aktivitesini yavaşlattığı için daha stressiz öğrenmeyi sağlar.
Yağsız kırmızı et: Tam bir demir deposu, özellikle sağlıklı alyuvarlar için vazgeçilmez... Beyin gelişimi için büyük yarar sağlıyor.
Çikolata: Magnezyum ve antioksidan içeriğiyle beyne oksijen taşıyarak daha aktif çalışmasını sağlıyor.
Tahıl: Önemli bir B vitamini kaynağı olan tahıllar, kan şekerini dengeliyor.
Patates: Kan şekerini dengeli olarak yükseltiyor bu sayede zeka daha verimli çalışıyor.
Yoğurt: İçinde bulunan tirozin isimli madde hafızayı güçlendirip, beyni uyarıyor.
Üzüm suyu: Dopamin salgılanmasını arttırarak problem çözme yeteneğini geliştiriyor.
Fasulye: Lif ve protein bir arada özellikle çocuklarda zekayı açıyor.
Kırmızı ve turuncu renkli sebzeler: Özellikle domates, havuç ve kırmızı biberde bulunan antioksidan beynin daha uzun süre sağlıklı kalmasını sağlıyor.
Somon: Omega-3 yağları hem beyni koruyor hem hafızayı güçlendiriyor.
Hergün düzenli olarak kahvaltı yapan kişilerin diğerlerine oranla daha başarılı ve verimli oldukları biliniyor. Yoğun bir güne başlarken; peynir, süt, yumurta gibi protein içeren besinlerden oluşan bir kahvaltı, şekerli çay ve simitten oluşan bir kahvaltıya kıyasla daha iyi sonuç almayı sağlıyor.
“Odaklanma” için ceviz, fındık, fıstık gibi sinirleri kuvvetlendiren yiyeceklerin yenmesini öneriliyor.
Uzmanlar yaratıcılığın geliştirilmesi için zencefil yenmesini öneriyor. Kimyonun da içerdiği uçucu yağların bütün sinir sistemini uyardığını söyleyen diyetisyenler “Aniden bir fikre, bir buluşa ihtiyacı olan kimyon çayı içmelidir. Çay, bir fincana iki tatlı kaşığı dolusu kimyon eklenerek yapılabilir” önerisinde bulunuyor.
Lahana, tiroit bezlerinin aktivitesini yavaşlattığı için daha stressiz öğrenmeyi sağlar.
Yağsız kırmızı et: Tam bir demir deposu, özellikle sağlıklı alyuvarlar için vazgeçilmez... Beyin gelişimi için büyük yarar sağlıyor.
Hafıza İçin:
Biberiye - Hafif konsantrasyon problemleri ve unutkanlık için
biberiye yağı koklayabilirsiniz. Bir mendile birkaç damla biberiye yağı
damlatıp koklayın. Cebinizde veya çantanızda taşıyıp, ara sıra koklayın. Bu
bitkinin hafızayı ve konsantrasyonu iyileştirici ve geliştirici özelliği
yüzyıllar öncesinden bilinirdi.
Bu hafta beyniniz için bunları yapın.
Mümin Sekmanın hazırladığı Bu hafta beynine iyi bak! adlı beyin
Kullanma kılavuzu kitapçığından birkaç alıntı:
Beyin açık havada ve
ayaktayken daha iyi çalışır. Önemli kararlarınızı açık havada yürürken alın.
Beyin örneklerle akıl
yürütür. Kararsız kaldığınız bir durumda Atatürk benim yerimde olsaydı ne yapardı? diye
düşünün.
Yabancı bir dil öğrenme
ve ezber beyni güçlendirir. Her gün birkaç yeni kelime öğrenin ve kullanın.
Zihinsel jimnastik
yapın. Bunun için başta Sudoku olmak üzere bulmaca ve satranç gibi oyunları
kullanabilirsiniz.
Zihinsel rutinlerinizi
kırın. Bazen telefonu sol elinizde tutun, çantanızı diğer alinizde taşıyın,
evinize başka bir yoldan gidin.
Zihinsel zevklerinizi
zenginleştirmek için her gün mutlaka iyi bir özdeyiş kitabından, birkaç cümle
okuyun. Güzel bir resme bakın. Sevdiğiniz bir müziği gözleri kapalı dinleyin.
Bir konu hakkında
düşünürken, nasıl düşündüğünüzü de gözlemleyin. Düşünmek üzerine düşünmek,
düşünce kalitesini artırır.
Iyi bir uyku kaliteli
bir beynin temelidir. 24 saati geçen uykusuzluk sarhoşluğa benzer bir şekilde
beyin fonksiyonlarını etkilemektedir.
Bol ve temiz birinci el
oksijen beyin için çok önemlidir. Beyin vücuda alınan oksijenin dörtte birini
tek başına tüketir.
Farklı düşünme tarzları
beyni geliştirir. Çocuklar ve hayvanlarla daha fazla vakit geçirin. Sizden
farklı düşünen insanlarla konuşun.
Kullanılmayan organ
körelir. Sürekli TV seyrederek beyninizi düşük viteste çalıştırmayın.
Beyninizin sınırlarını
zorlamayan etkinlikler, beyninizi geliştirmez.
Beyin diyeti yapın.
Beynimiz garbage in garbage out ilkesine göre çalışır. Yani beninize çöp girerse,
beyninizden çöp çıkar. Beyninizi neyle beslediğinize, midenizi neyle
beslediğiniz kadar dikkat edin.
Kafanızda en çok neyi
düşünürseniz, hayatınızda onu çoğaltırsınız.
Günde aklımızdan 60 bin
ile 80 bin arası düşünce geçer. Bu düşünceler ne hakkında?
Beynimiz kendisinin
nasıl çalıştığı hakkındaki bilgi ve inançlarına göre çalışır. Beynin çalışması
hakkında yanlış bilgilere sahip olduğumuzda, beynimiz de yanlış çalışır.
Başarı beyinde başlar.
Insan kafadan kaybeder! Bu hafta beyin haftası.
Aklımızı başımıza
toplama haftası! Bu hafta kafanızı nasıl daha iyi çalıştırabileceğiniz üzerine
daha fazla kafa yorun:)
UNUTKANLIĞI MUCİZE BİTKİ HAVUÇ SUYU
Bir ay taze sıkılmış havuç suyu uygulayacaksınız. Bunu gündüz de
içebilirsiniz. Sonra bakın nasıl zehir gibi bir hafızaya sahip oluyorsunuz
ALZEMİR HASTALIĞI İÇİN,
Formülün temel maddesi havuç… Taze olarak sıkıp, gece yatmadan
önce içmeniz öneriliyor. Alzheimer’in birinci evresinde ise o da ortadan
kalkar. Alzheimer bir iki yılda değil en erken 15 yıl önce başlar ve ortaya
çıktıktan sonra da geç kalmış olursunuz. Bunu önlemek istiyorsanız zaman zaman
bu havuç suyunu içmelisiniz
Alzheimer ve Parkinson'a YEŞİL ÇAY engeli
Düzenli içimde, antioksidan etkileri ve kansere karşı
koruyuculuğu bilinen yeşil çayın bir yararı daha ortaya çıktı. Japonya'da
yapılan araştırmaya göre, günde 2 fincan yeşil çay, Alzheimer ve Parkinson
hastalığını önleyici etki yapıyor
Japonya'da Tohoku Üniversitesi’nde Prof. Shinichi Kuriyama
önderliğindeki dokuz bilim adamının 2002’de başlayıp Şubat 2006’da bitirdiği
araştırmaya göre yeşil çay, Alzheimer ve Parkinson hastalığını önleyici bir rol
oynuyor.
Bir yıl boyunca yeşil çayın etkilerini hayvanlar üzerinde
deneyen 10 kişilik araştırma grubu, beyindeki nörodejeneratif (bunama) etkinin
yok olduğunu tespit edince, insanlar üzerinde denemeye karar verdi ve 70 yaş
üzerindeki 1003 kişiden oluşan bir denek grubu ile çalışmaya başladı. Grubun
bir kısmına günde bir fincan, bir kısmına günde iki fincan, bir diğer kısmına
da üç fincan yeşil çay içirildi. Parkinson, Alzheimer, bunama gibi
hastalıkların tanısı için uygulanan; vücut hareketlerinde meydana gelen
anormallikleri ya da hafıza durumunu belirlemeye yönelik gerçekleştirilen
nörolojik konuşma testlerine tabi tutulan denekler, haftada bir ölçüme alındı.
Testlerin sonuçları, çayların içim oranlarına göre değerlendirildi.
Bilimsel bir yayın olan ‘Amerikan Journal of Nutrition’da
yayımlanan araştırma sonuçlarını konuştuğumuz Acıbadem Hastanesi Nöroloji
Uzmanı Dr. Yasemin Akyüz, “Alzheimer ve Parkinson özellikle 70 yaşından sonra
görülen ve her beş yılda bir katlanarak artan hastalıklar. Eskiden bu
hastalıklar toplum açısından büyük sorun oluşturmuyordu. Çünkü ölüm yaşı daha
düşüktü ve yaşlı insanların sosyal hayatlarını iyi bir şekilde sürdürmesi
beklenmiyordu. Oysa günümüzde bu hastalıklar büyük sorun oluşturmaya başladı ve
yaşlılar toplum hayatındaki rollerinden dolayı farklı tedavi yöntemlerinin
arayışına girdi. Elbette dünyanın pek çok ülkesinde hastalıklara karşı çare
arayışları sürüyor, ama şimdiye değin kesin bir tedavi yönteminden söz
edilemiyor. O yüzden bu araştırma, bizler için bir hayli önem taşıyor” diyor.
Dr. Yasemin Akyüz
Önlem Alınmalı
Dr. Yasemin Akyüz, Alzheimer ve Parkinson olma yaşının düştüğünü
ve önlem alınması gerektiğini düşünüyor
Günde iki fincan yeşil çay
Araştırma sonuçlarından da anlaşıldığı üzere yeşil çay,
oksitatif (antioksidan) ve anti-eflamatuar (iltihabi durumların önlenmesi)
etkiler taşıyor. Yeşil çay düzenli içildiğinde, nörodejeneratif etkileri yok
ediyor. Dr. Akyüz, daha önce bu şekilde yapılan bir araştırma bulunmadığı için,
bugüne kadar yeşil çayın önerilmediğini söylüyor. Dr. Akyüz, uyguladığı tedavi
yöntemi konusunda; “Günde üç tableti geçmeyecek E vitamini kürü uyguluyordum
ama şimdi hastalarıma günde iki bardak yeşil çay içmelerini önereceğim. Çünkü
elimizdeki veriler net olarak gösteriyor ki, yeşil çay beyin için tam bir
iksir. Günde düzenli olarak iki fincan içildiğinde antioksidan etkisi ortaya
çıkıyor. Ve eminim sadece beyin için değil, başka birtakım hastalıkların tedavi
sürecinde de etkili oluyor. Yeşil çayı şimdi elimizdeki net verilerle
nöroprotektif (koruyucu) olarak ilan edebiliriz” diyor.
Yeşil çay önermeye karar veren bir diğer nörolog ise Amerikan
Hastanesi’nden Dr. Bülent Kahyaoğlu. “Amerika’dan bir doktor arkadaşımı aradım
ve araştırmanın tam sonuçlarına ulaştım. İlk önce hayvanlarda, ardından
insanlarda denenen yeşil çay araştırması gösteriyor ki, beyin için bir hayli
yararlı. Alzheimer, Parkinson ve bunama üzerinde oldukça etkili. Ama benim ve
araştırma grubunun bu noktada tek şüphesi var. O da Japonların evde çay içme
alışkanlıklarının olmaması ve sosyalleşme adına arkadaş gruplarıyla birlikte
dışarı çıkıp içmeleri. Bu alışkanlık Japonların beyin yapılarının daha iyi
olduğunu ve diğer ülke insanlarıyla karşılaştırılmaması gerektiğini
gösterebilir bize.
Yani sosyalleşen insanın beyni daha güçlü olur ve yeşil çayın
içindeki demir ve bakır nedeniyle oksitatif etkileri daha güçlü olabilir. Ama
Tohoku Üniversitesi araştırma grubu bundan bahsetmiyor. Yeşil çayın
nöroprotektif etkilerini ön plana çıkarıyor ve Alzheimer veya Parkinson olmuş
bir kişinin tedavi sürecinde hastalığın ilerleyişini yavaşlatacağını,
önleyeceğini ama hastalığın önceki etkilerini yok etmeyeceğini belirtiyorlar.”
Birçok hastalığa etkili
Herbalist Atabay Güveloğlu ise, yeşil çayın içindeki
Epigallocatechin-Gallat (EGCG) maddesinin beyindeki plak oluşumunu yüzde 50
azalttığının bilindiğini söylüyor: “Bu yüzden yeşil çay içen kişilerin beyin
hastalıklarına yakalanma riski azalıyor. Hatta son zamanlarda yeşil çayın
içindeki EGCG maddesinin yoğunlaştırılıp gıda ürünü olarak sunulması da
öneriliyor. Kökeninin Çin’e dayandığı bilinen yeşil çay, Milattan Sonra 6.
yüzyıl civarında Budist rahipler vasıtasıyla Japonya’ya, 14. yüzyılda da
Portekizli Cizvit papazları aracılığı ile İpek Yolu’nu takiben Avrupa’ya
getirilmişti. Bu şifalı bitkinin, insan sağlığı açısından öneminin
keşfedilmesi, 1200’lü yılların başlarına kadar uzanıyor. Binlerce yıldır
Uzakdoğu’da hayatın bir parçası haline gelen yeşil çayın sırrı, bünyesinde
bulunan antioksidan maddelerle açıklanabiliyor.”
Güveloğlu, yeşil çayın sadece beyin değil, kanserden romatizmaya
pek çok hastalık için de etkili olduğunu belirtiyor: “Japon toplumu üzerinde
yapılan uzun çalışmalar; bu ülkede ortalama hayat süresinin kadınlarda 82,
erkeklerde ise 76 olduğunu ortaya çıkardı. Ayrıca Japonya, kanser vakalarının
dünyada en az görüldüğü ülke olma özelliğini taşıyor. Japon toplumunun bu
özellikleri, yüzyıllardan beri yeşil çay tüketmeyi bir hayat tarzı haline
getirmeleriyle ilişkilendirilince, çalışmalar bu bitkiye kaydırıldı.
Yapılan çalışmalar sonucunda yeşil çayın pek çok hastalığa iyi
geldiği açıklandı. Bitki mucizevi ama ihtiva ettiği etken maddelerden biri de
kafein. Bir fincan yeşil çayda, ortalama 78 mg kafein bulunuyor. Yani 6-7
fincan ile ortalama 470-550 mg’lık kafein miktarı vücuda girecek demek oluyor.
Bu da gece uykularını olumsuz etkiliyor. Bu sebeple yeşil çayı demlerken ilk
30-40 saniye içinde elde edilen demi döktükten sonra, su ilave ederek yeniden
demlemekte fayda bulunuyor.”
Çin dünyanın en çok yeşil çay üreten ülkesi. Yılda 450 bin ton
yeşil çay üreten Çin’i, Japonya, Endonezya, Vietnam, Hindistan ve Sri Lanka
takip ediyor. Çay tarımı ve üretimi; büyük oranda ekvatoral iklime sahip ve
ekvatora yakın bölgelerde yapılıyor. Yeşil çay üretimi için kaliteli yaş çay
yaprağına ihtiyaç var. Siyah çayın işlenmesinde olduğu gibi, yeşil çayın
işlenmesinde de çay yaprağının standartlara uygun toplanması büyük önem
taşıyor.
Yeşil çayın normal çaydan farkı
-
Yeşil çay, siyah çayla aynı bitkiden ‘Camellia Sinensis’ten elde
ediliyor. Aralarındaki tek farklılık, işleme tekniğinden kaynaklanıyor. Yeşil
çay yaprakları, siyah çaya göre çok daha az işlem görüyor. Yeşil çay bitkisinin
yaprakları, taze ve yeşil rengini kaybetmiyor. Siyah çay bir oksidasyona maruz
kalırken, yeşil çay buharla ısıtılarak enzimlerinin ayrılması ile parçalanmıyor
ve polifenolik (antioksidan) maddelerinin azalmasına karşın korunmuş oluyor.
Hafızayı kuvvetlendirme
Uzmanlara göre 40'lı yaşlarına gelen herkeste hafızayla ilgili
ufak tefek sorunlar kendini göstermeye başlıyor. Bunlar da hayatınızda birçok
aksaklığı beraberinde getiriyor. Ancak doktorlar çocukların, yetişkinlerin,
hatta yaşlıların bile hafızalarını kuvvetlendirmesinin mümkün olduğunu
söylüyor.
ABD''nin en saygın bilim dergilerinden New Scientist''e göre
yaşınız kaç olursa olsun beyni genç tutmak ve unutkanlığın önüne geçmek mümkün.
Dergi, hafızayı korumaya yardımcı olacak tavsiyeleri derledi
Elbette bunun için doğru beslenmek ve birkaç ipucuna önem vermek
gerekiyor. Bilim dergisi New Scientist''in İngiltere ve ABD''deki ünlü
doktorlara danışarak hazırladığı tavsiyelerden bazıları şöyle:
Sınav öncesi uyuyun
1. Gece yalnızca 3 saat uyumuş bir kişinin düşünce kabiliyeti,
yasal olarak sarhoş olan bir kişiyle aynıdır. Gün içinde öğrendiğiniz her şey
uyurken beyninizde "işleniyor." Araştırmalar yeni bir bilgisayar
oyununu 2 saat oynayıp uyuyan bir kişinin kalktığında, birçok hileyi
öğrendiğini gösteriyor. Aynı sonuç sınava hazırlanan kişilerde de görülüyor.
Müzik eğitimi alın
2. Araştırmalar müzik eğitimi alan 6-8 yaş arasındaki çocukların
IQ''sunun yaşıtlarına göre 2-3 puan arttığını gösteriyor. Ayrıca düzenli olarak
Mozart dinleyen kişilerin, diğer çeşit müzik dinleyenlere göre hafıza
testlerinde daha başarılı oldukları görüldü. Bu sonuçlar Mozart bestelerinin
kompleks yapısına bağlanıyor.
Yarım saat yürüyün
3. Haftada 3 kez yarım saat yürümek hafızayı güçlendiriyor.
Düzenli egzersiz yapan çocukların sınavlardaki ve hafıza testlerindeki
başarısının yüzde 15 arttığı görülüyor. Bunun nedeni beyne bol oksijen
gitmesine bağlanıyor. Ayrıca egzersiz sırasında salgılanan hormonlar yeni beyin
hücreleri yapılmasını tetikliyor.
Sigara ve alkol yok
4.ABD''deki Nötre Dame Rahibe Okulu''nda kalan rahibelerin yaşı
75-107 arasında değişiyor. Bunların birkaçı dışında ise hiçbirinde Alzheimer ya
da diğer yaşlılık hastalıkları görülmüyor. Bu kadınların ortak özelliği ise
portakal suyu, fasulye gibi gıdalarda bulunan folat vitamininden bol bol
almaları. Sakin bir hayat sürmeleri ve sigara ile içkiden uzak durmaları da
hafızalarını korumalarına yardımcı oluyor.
Konsantre olun
5. Uzmanlara göre "konsantre olacağım" diye düşünmek bile
o sırada yapılan işe yoğunlaşmayı kolaylaştırıyor. Ayrıca gün içinde 1-2 fincan
kahve içmek de beyni "şarj" ediyor. Ancak daha fazlası kişiyi yorup
tam tersi etki yaratabiliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder