Baş dönmesi için Şifalı Bitkiler
acıağaç
İştah açar, hazmı kolaylaştırır. Ateşi düşürür. Tükürük ifrazatını arttırır. Mide, bağırsak, karaciğer ve böbreklerin çalışmasını düzenler. Böbrek sancılarını keser, taşların düşürülmesine yardımcı olur. Bağırsak kurtlarını döker. Kanamaları durdurur. Haşarat kaçırıcı olarak da kullanılır. Fazla kullanılacak olursa; baş dönmesi, mide bulantısı ve kusma yapar.
İştah açar, hazmı kolaylaştırır. Ateşi düşürür. Tükürük ifrazatını arttırır. Mide, bağırsak, karaciğer ve böbreklerin çalışmasını düzenler. Böbrek sancılarını keser, taşların düşürülmesine yardımcı olur. Bağırsak kurtlarını döker. Kanamaları durdurur. Haşarat kaçırıcı olarak da kullanılır. Fazla kullanılacak olursa; baş dönmesi, mide bulantısı ve kusma yapar.
fesleğen
Öksürüğü keser. baş dönmesini durdurur. Arı sokmasında faydalıdır. Ağız yaralarını tedavi eder. Fesleğen kokusu, sivrisinek ve tahtakurusu gibi haşaratları kaçırır.
Öksürüğü keser. baş dönmesini durdurur. Arı sokmasında faydalıdır. Ağız yaralarını tedavi eder. Fesleğen kokusu, sivrisinek ve tahtakurusu gibi haşaratları kaçırır.
melissa
Yapraklar yatıştırıcı, mîdevî, gaz söktürücü, terletici ve antiseptik etkilere sâhiptir. Huzursuzluk ve sıkıntıları giderir. Hafıza zayıflığına faydalıdır. baş dönmesi ve kulak çınlaması gibi şikayetleri keser. Hazımsızlık, baş ağrısı ve migrende de faydalıdır. Daha çok çay hâlinde kullanılır.
Yapraklar yatıştırıcı, mîdevî, gaz söktürücü, terletici ve antiseptik etkilere sâhiptir. Huzursuzluk ve sıkıntıları giderir. Hafıza zayıflığına faydalıdır. baş dönmesi ve kulak çınlaması gibi şikayetleri keser. Hazımsızlık, baş ağrısı ve migrende de faydalıdır. Daha çok çay hâlinde kullanılır.
Baş Ağrısı
İçin:
Zencefil - Zencefil çayı, başınızda zonklayan damarları yatıştırır. Ayrıca, vücudun ağrı-algılayıcı kimyasallarının üretimini yavaşlatır ve dolaşımı kolaylaştırır. Çayı hazırlamak için, 1/3 çay kaşığı toz zencefili veya kıyılmış taze zencefili bir fincan sıcak suya karıştırın. Soğumaya bırakın, süzün ve ilk baş ağrısı belirtisinde için.
Zencefil - Zencefil çayı, başınızda zonklayan damarları yatıştırır. Ayrıca, vücudun ağrı-algılayıcı kimyasallarının üretimini yavaşlatır ve dolaşımı kolaylaştırır. Çayı hazırlamak için, 1/3 çay kaşığı toz zencefili veya kıyılmış taze zencefili bir fincan sıcak suya karıştırın. Soğumaya bırakın, süzün ve ilk baş ağrısı belirtisinde için.
Sıklıkla migren başlatabilen
yiyecekler
Alkol
Eski
peynirler Nitrat ihtiva eden yiyecekler: (Salam sucuk ve sosis gibi yiyecekler) Kabuklu yiyecekler: (ayçiçeği çekirdeği kabak çekirdeği susam gibi) Çikolata Kafeinli içecekler* Nikotin* Monosodyum glutamat içeren yiyecekler: (Çin yemekleri gibi) Dondurma |
Bu hafta beyniniz için bunları
yapın.
Mümin Sekmanın hazırladığı Bu hafta beynine iyi bak! adlı beyin Kullanma kılavuzu kitapçığından birkaç alıntı:
Mümin Sekmanın hazırladığı Bu hafta beynine iyi bak! adlı beyin Kullanma kılavuzu kitapçığından birkaç alıntı:

Beyin örneklerle akıl yürütür. Kararsız kaldığınız bir durumda Atatürk benim yerimde olsaydı ne yapardı? diye düşünün.
Yabancı bir dil öğrenme ve ezber beyni güçlendirir. Her gün birkaç yeni kelime öğrenin ve kullanın.
Zihinsel jimnastik yapın. Bunun için başta Sudoku olmak üzere bulmaca ve satranç gibi oyunları kullanabilirsiniz.
Zihinsel rutinlerinizi kırın. Bazen telefonu sol elinizde tutun, çantanızı diğer alinizde taşıyın, evinize başka bir yoldan gidin.
Zihinsel zevklerinizi zenginleştirmek için her gün mutlaka iyi bir özdeyiş kitabından, birkaç cümle okuyun. Güzel bir resme bakın. Sevdiğiniz bir müziği gözleri kapalı dinleyin.
Bir konu hakkında düşünürken, nasıl düşündüğünüzü de gözlemleyin. Düşünmek üzerine düşünmek, düşünce kalitesini artırır.
Iyi bir uyku kaliteli bir beynin temelidir. 24 saati geçen uykusuzluk sarhoşluğa benzer bir şekilde beyin fonksiyonlarını etkilemektedir.
Bol ve temiz birinci el oksijen beyin için çok önemlidir. Beyin vücuda alınan oksijenin dörtte birini tek başına tüketir.
Farklı düşünme tarzları beyni geliştirir. Çocuklar ve hayvanlarla daha fazla vakit geçirin. Sizden farklı düşünen insanlarla konuşun.
Kullanılmayan organ körelir. Sürekli TV seyrederek beyninizi düşük viteste çalıştırmayın.
Beyninizin sınırlarını zorlamayan etkinlikler, beyninizi geliştirmez.
Beyin diyeti yapın. Beynimiz garbage in garbage out ilkesine göre çalışır. Yani beninize çöp girerse, beyninizden çöp çıkar. Beyninizi neyle beslediğinize, midenizi neyle beslediğiniz kadar dikkat edin.
Kafanızda en çok neyi düşünürseniz, hayatınızda onu çoğaltırsınız.
Günde aklımızdan 60 bin ile 80 bin arası düşünce geçer. Bu düşünceler ne hakkında?
Beynimiz kendisinin nasıl çalıştığı hakkındaki bilgi ve inançlarına göre çalışır. Beynin çalışması hakkında yanlış bilgilere sahip olduğumuzda, beynimiz de yanlış çalışır.
Başarı beyinde başlar. Insan kafadan kaybeder! Bu hafta beyin haftası.
Aklımızı başımıza toplama haftası! Bu hafta kafanızı nasıl daha iyi çalıştırabileceğiniz üzerine daha fazla kafa yorun:)
UNUTKANLIĞI MUCİZE BİTKİ HAVUÇ SUYU
Bir ay taze sıkılmış havuç suyu uygulayacaksınız. Bunu gündüz de
içebilirsiniz. Sonra bakın nasıl zehir gibi bir hafızaya sahip oluyorsunuz
ALZEMİR HASTALIĞI İÇİN,
Formülün temel maddesi havuç… Taze olarak sıkıp, gece yatmadan
önce içmeniz öneriliyor. Alzheimer’in birinci evresinde ise o da ortadan
kalkar. Alzheimer bir iki yılda değil en erken 15 yıl önce başlar ve ortaya
çıktıktan sonra da geç kalmış olursunuz. Bunu önlemek istiyorsanız zaman zaman
bu havuç suyunu içmelisiniz
Alzheimer
ve Parkinson'a YEŞİL ÇAY engeli
Düzenli içimde,
antioksidan etkileri ve kansere karşı koruyuculuğu bilinen yeşil çayın bir
yararı daha ortaya çıktı. Japonya'da yapılan araştırmaya göre, günde 2 fincan
yeşil çay, Alzheimer ve Parkinson hastalığını önleyici etki yapıyor
Japonya'da Tohoku Üniversitesi’nde Prof. Shinichi
Kuriyama önderliğindeki dokuz bilim adamının 2002’de başlayıp Şubat 2006’da
bitirdiği araştırmaya göre yeşil çay, Alzheimer ve Parkinson hastalığını
önleyici bir rol oynuyor.
Bir yıl boyunca yeşil çayın etkilerini hayvanlar üzerinde
deneyen 10 kişilik araştırma grubu, beyindeki nörodejeneratif (bunama) etkinin
yok olduğunu tespit edince, insanlar üzerinde denemeye karar verdi ve 70 yaş
üzerindeki 1003 kişiden oluşan bir denek grubu ile çalışmaya başladı. Grubun
bir kısmına günde bir fincan, bir kısmına günde iki fincan, bir diğer kısmına
da üç fincan yeşil çay içirildi. Parkinson, Alzheimer, bunama gibi
hastalıkların tanısı için uygulanan; vücut hareketlerinde meydana gelen
anormallikleri ya da hafıza durumunu belirlemeye yönelik gerçekleştirilen
nörolojik konuşma testlerine tabi tutulan denekler, haftada bir ölçüme alındı.
Testlerin sonuçları, çayların içim oranlarına göre değerlendirildi.
Bilimsel bir yayın olan ‘Amerikan Journal of Nutrition’da
yayımlanan araştırma sonuçlarını konuştuğumuz Acıbadem Hastanesi Nöroloji
Uzmanı Dr. Yasemin Akyüz, “Alzheimer ve Parkinson özellikle 70 yaşından sonra
görülen ve her beş yılda bir katlanarak artan hastalıklar. Eskiden bu hastalıklar
toplum açısından büyük sorun oluşturmuyordu. Çünkü ölüm yaşı daha düşüktü ve
yaşlı insanların sosyal hayatlarını iyi bir şekilde sürdürmesi beklenmiyordu.
Oysa günümüzde bu hastalıklar büyük sorun oluşturmaya başladı ve yaşlılar
toplum hayatındaki rollerinden dolayı farklı tedavi yöntemlerinin arayışına
girdi. Elbette dünyanın pek çok ülkesinde hastalıklara karşı çare arayışları
sürüyor, ama şimdiye değin kesin bir tedavi yönteminden söz edilemiyor. O
yüzden bu araştırma, bizler için bir hayli önem taşıyor” diyor.
Günde iki fincan yeşil çay
Araştırma sonuçlarından da anlaşıldığı üzere yeşil çay,
oksitatif (antioksidan) ve anti-eflamatuar (iltihabi durumların önlenmesi) etkiler
taşıyor. Yeşil çay düzenli içildiğinde, nörodejeneratif etkileri yok ediyor.
Dr. Akyüz, daha önce bu şekilde yapılan bir araştırma bulunmadığı için, bugüne
kadar yeşil çayın önerilmediğini söylüyor. Dr. Akyüz, uyguladığı tedavi yöntemi
konusunda; “Günde üç tableti geçmeyecek E vitamini kürü uyguluyordum ama şimdi
hastalarıma günde iki bardak yeşil çay içmelerini önereceğim. Çünkü elimizdeki
veriler net olarak gösteriyor ki, yeşil çay beyin için tam bir iksir. Günde
düzenli olarak iki fincan içildiğinde antioksidan etkisi ortaya çıkıyor. Ve
eminim sadece beyin için değil, başka birtakım hastalıkların tedavi sürecinde
de etkili oluyor. Yeşil çayı şimdi elimizdeki net verilerle nöroprotektif
(koruyucu) olarak ilan edebiliriz” diyor.
Yeşil çay önermeye karar veren bir diğer nörolog ise
Amerikan Hastanesi’nden Dr. Bülent Kahyaoğlu. “Amerika’dan bir doktor
arkadaşımı aradım ve araştırmanın tam sonuçlarına ulaştım. İlk önce
hayvanlarda, ardından insanlarda denenen yeşil çay araştırması gösteriyor ki,
beyin için bir hayli yararlı. Alzheimer, Parkinson ve bunama üzerinde oldukça
etkili. Ama benim ve araştırma grubunun bu noktada tek şüphesi var. O da
Japonların evde çay içme alışkanlıklarının olmaması ve sosyalleşme adına
arkadaş gruplarıyla birlikte dışarı çıkıp içmeleri. Bu alışkanlık Japonların
beyin yapılarının daha iyi olduğunu ve diğer ülke insanlarıyla
karşılaştırılmaması gerektiğini gösterebilir bize.
Yani sosyalleşen insanın beyni daha güçlü olur ve yeşil
çayın içindeki demir ve bakır nedeniyle oksitatif etkileri daha güçlü olabilir.
Ama Tohoku Üniversitesi araştırma grubu bundan bahsetmiyor. Yeşil çayın
nöroprotektif etkilerini ön plana çıkarıyor ve Alzheimer veya Parkinson olmuş
bir kişinin tedavi sürecinde hastalığın ilerleyişini yavaşlatacağını,
önleyeceğini ama hastalığın önceki etkilerini yok etmeyeceğini belirtiyorlar.”
Birçok hastalığa etkili
Herbalist Atabay Güveloğlu ise, yeşil çayın içindeki
Epigallocatechin-Gallat (EGCG) maddesinin beyindeki plak oluşumunu yüzde 50
azalttığının bilindiğini söylüyor: “Bu yüzden yeşil çay içen kişilerin beyin
hastalıklarına yakalanma riski azalıyor. Hatta son zamanlarda yeşil çayın
içindeki EGCG maddesinin yoğunlaştırılıp gıda ürünü olarak sunulması da
öneriliyor. Kökeninin Çin’e dayandığı bilinen yeşil çay, Milattan Sonra 6.
yüzyıl civarında Budist rahipler vasıtasıyla Japonya’ya, 14. yüzyılda da
Portekizli Cizvit papazları aracılığı ile İpek Yolu’nu takiben Avrupa’ya
getirilmişti. Bu şifalı bitkinin, insan sağlığı açısından öneminin
keşfedilmesi, 1200’lü yılların başlarına kadar uzanıyor. Binlerce yıldır
Uzakdoğu’da hayatın bir parçası haline gelen yeşil çayın sırrı, bünyesinde
bulunan antioksidan maddelerle açıklanabiliyor.”
Güveloğlu, yeşil çayın sadece beyin değil, kanserden
romatizmaya pek çok hastalık için de etkili olduğunu belirtiyor: “Japon toplumu
üzerinde yapılan uzun çalışmalar; bu ülkede ortalama hayat süresinin kadınlarda
82, erkeklerde ise 76 olduğunu ortaya çıkardı. Ayrıca Japonya, kanser
vakalarının dünyada en az görüldüğü ülke olma özelliğini taşıyor. Japon
toplumunun bu özellikleri, yüzyıllardan beri yeşil çay tüketmeyi bir hayat
tarzı haline getirmeleriyle ilişkilendirilince, çalışmalar bu bitkiye
kaydırıldı.
Yapılan çalışmalar sonucunda yeşil çayın pek çok
hastalığa iyi geldiği açıklandı. Bitki mucizevi ama ihtiva ettiği etken
maddelerden biri de kafein. Bir fincan yeşil çayda, ortalama 78 mg kafein
bulunuyor. Yani 6-7 fincan ile ortalama 470-550 mg’lık kafein miktarı vücuda
girecek demek oluyor. Bu da gece uykularını olumsuz etkiliyor. Bu sebeple yeşil
çayı demlerken ilk 30-40 saniye içinde elde edilen demi döktükten sonra, su
ilave ederek yeniden demlemekte fayda bulunuyor.”
Çin dünyanın en çok yeşil çay üreten ülkesi. Yılda 450
bin ton yeşil çay üreten Çin’i, Japonya, Endonezya, Vietnam, Hindistan ve Sri
Lanka takip ediyor. Çay tarımı ve üretimi; büyük oranda ekvatoral iklime sahip
ve ekvatora yakın bölgelerde yapılıyor. Yeşil çay üretimi için kaliteli yaş çay
yaprağına ihtiyaç var. Siyah çayın işlenmesinde olduğu gibi, yeşil çayın
işlenmesinde de çay yaprağının standartlara uygun toplanması büyük önem
taşıyor.
Yeşil çayın normal çaydan farkı
-
Yeşil çay, siyah çayla aynı bitkiden ‘Camellia
Sinensis’ten elde ediliyor. Aralarındaki tek farklılık, işleme tekniğinden
kaynaklanıyor. Yeşil çay yaprakları, siyah çaya göre çok daha az işlem görüyor.
Yeşil çay bitkisinin yaprakları, taze ve yeşil rengini kaybetmiyor. Siyah çay
bir oksidasyona maruz kalırken, yeşil çay buharla ısıtılarak enzimlerinin
ayrılması ile parçalanmıyor ve polifenolik (antioksidan) maddelerinin
azalmasına karşın korunmuş oluyor.
___________________________
Hafızayı
kuvventlendirme
Uzmanlara
göre 40'lı yaşlarına gelen herkeste hafızayla ilgili ufak tefek sorunlar
kendini göstermeye başlıyor. Bunlar da hayatınızda birçok aksaklığı beraberinde
getiriyor. Ancak doktorlar çocukların, yetişkinlerin, hatta yaşlıların bile
hafızalarını kuvvetlendirmesinin mümkün olduğunu söylüyor.
ABD''nin en
saygın bilim dergilerinden New Scientist''e göre yaşınız kaç olursa olsun beyni
genç tutmak ve unutkanlığın önüne geçmek mümkün. Dergi, hafızayı korumaya
yardımcı olacak tavsiyeleri derledi
Elbette bunun için doğru beslenmek ve birkaç ipucuna önem vermek gerekiyor.
Bilim dergisi New Scientist''in İngiltere ve ABD''deki ünlü doktorlara
danışarak hazırladığı tavsiyelerden bazıları şöyle:
Sınav öncesi uyuyun
1. Gece yalnızca 3 saat uyumuş bir kişinin düşünce kabiliyeti, yasal olarak
sarhoş olan bir kişiyle aynıdır. Gün içinde öğrendiğiniz her şey uyurken
beyninizde "işleniyor." Araştırmalar yeni bir bilgisayar oyununu 2
saat oynayıp uyuyan bir kişinin kalktığında, birçok hileyi öğrendiğini
gösteriyor. Aynı sonuç sınava hazırlanan kişilerde de görülüyor.
Müzik eğitimi alın
2. Araştırmalar müzik eğitimi alan 6-8 yaş arasındaki çocukların IQ''sunun
yaşıtlarına göre 2-3 puan arttığını gösteriyor. Ayrıca düzenli olarak Mozart
dinleyen kişilerin, diğer çeşit müzik dinleyenlere göre hafıza testlerinde daha
başarılı oldukları görüldü. Bu sonuçlar Mozart bestelerinin kompleks yapısına
bağlanıyor.
Yarım saat yürüyün
3. Haftada 3 kez yarım saat yürümek hafızayı güçlendiriyor. Düzenli egzersiz
yapan çocukların sınavlardaki ve hafıza testlerindeki başarısının yüzde 15
arttığı görülüyor. Bunun nedeni beyne bol oksijen gitmesine bağlanıyor. Ayrıca
egzersiz sırasında salgılanan hormonlar yeni beyin hücreleri yapılmasını
tetikliyor.
Sigara ve alkol yok
4.ABD''deki Nötre Dame Rahibe Okulu''nda kalan rahibelerin yaşı 75-107 arasında
değişiyor. Bunların birkaçı dışında ise hiçbirinde Alzheimer ya da diğer
yaşlılık hastalıkları görülmüyor. Bu kadınların ortak özelliği ise portakal
suyu, fasulye gibi gıdalarda bulunan folat vitamininden bol bol almaları. Sakin
bir hayat sürmeleri ve sigara ile içkiden uzak durmaları da hafızalarını
korumalarına yardımcı oluyor.
Konsantre olun
5. Uzmanlara göre "konsantre olacağım" diye düşünmek bile o sırada
yapılan işe yoğunlaşmayı kolaylaştırıyor. Ayrıca gün içinde 1-2 fincan kahve
içmek de beyni "şarj" ediyor. Ancak daha fazlası kişiyi yorup tam
tersi etki yaratabiliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder